Bu makalede ele alınan konular hakkında hızlı bir genel bakış.

Güncelleme: Şub 22, 2024

Resmi Gazete’nin 25 Ekim 2023 tarihli Mükerrer sayısında yayınlanan “2024 Yılı Cumhurbaşkanlığı Yıllık Programı” na göre, 2022 yılında 39 milyar 642 milyon lira olan tarımsal destekleme bütçesi 2023 yılında yüzde 59,9 oranında artırılarak 63 milyar 379 milyon liraya çıkarıldı. 2024 yılında ise yüzde 44,5 oranında artış ile 91 milyar 554 milyon liraya çıkarılması öngörülüyor.

2024 Yılı Cumhurbaşkanlığı Yıllık Programı” nda “Tarım Destekleri ve Piyasa Düzenlemeleri” başlığı altında şu bilgilere yer verildi: ”Bitkisel üretimde destekler, Tarım Havzaları Üretim ve Destekleme Modeli çerçevesinde ilçe düzeyinde belirlenen ürün listeleri esas alınarak uygulanmaktadır. Hayvancılıkta il ve bölge bazında ayrıştırılmış bir destekleme modeline geçiş yapılmıştır. Su ürünlerinde ise kayıt dişiliğin önlenmesi ve verimliliğin artırılmasına yönelik destekleme uygulamalarına devam edilmektedir. 2023 yılında 54 milyar lira olarak öngörülen tarımsal destekleme bütçesi yıl içinde yüzde 17,4 oranında artışla 63,4 milyar liraya yükselmiştir. Destekleme bütçesinin 2024 yılında, 2023 yılı başlangıç ödeneğine kıyasla yüzde 70 oranında artırılarak 91,6 milyar liraya çıkarılması öngörülmektedir.”

Desteklerde en büyük artış fark ödemesinde

Buğdayda ton başına 1000 lira ve arpada ise ton başına 500 liralık alım primi desteği nedeniyle 2023’e göre 2024’te en fazla destek artışı fark ödemesi(prim) desteğinde olacak.

2022 yılında toplamda 9 milyar 524 lira olan fark ödemesi destek tutarı 2023 yılında 7 milyar 759 milyon liraya düştü. 2024 yılında ise fark ödemesi desteği 24 milyar 890 milyon lira olması öngörülüyor.

Buğday ve arpa alım primi bütçeye girdi

Hububat ve bakliyat fark ödemesi desteği 2023 yılında önceki yıla göre yüzde 72,3 azalmışken 2024 yılında 2023 yılına göre yüzde 973,6 oranında artacak. Bu artış buğdayda ton başına ödenecek 1000 lira, arpada ton başına ödenecek 500 liralık alım priminden kaynaklanıyor. Geçen yıl 2022 ürünü için sadece Toprak Mahsulleri Ofisi(TMO)’ne buğday ve arpa satan çiftçilere verilen bu destek primi tarımsal destekleme bütçesinde yer almamıştı. Bu yıl ise ister TMO’ya isterse özel sektöre 2023 ürünü buğday ve arpa satan üreticilere bu destek primi ödenecek. Ödemesi 2024 yılı tarımsal destekleme bütçesinden yapılacak. Bu nedenle yüzde 973,6 oranında artış görülüyor.

Bu çerçevede 2022 yılında hububat ve bakliyat ürünlerinde 6 milyar 188 milyon lira olan fark ödemesi desteği 2023’te 1 milyar 716 milyon liraya düştü. 2024 yılında ise 18 milyar 425 milyon liralık destek ödemesi yapılacak.

Arz açığı ürünlerde destek artışı sadece yüzde 6,5 olacak

Arz açığı olan kütlü pamuk, zeytinyağı, dane zeytin, ayçiçeği, soya fasulyesi, kanola, aspir ve dane mısırda 2022 yılında 3 milyar147 milyon lira olan destek tutarı 2023 yılında 5 milyar 663 milyon lira, 2024 yılı bütçesinden 6 milyar 30 milyon lira olarak ödenecek. Bu ürünlere yapılacak destek miktarı 2023 yılında 2022’ye göre yüzde 79,9 oranında artarken, 2024’te ise 2023 yılına göre sadece yüzde 6,5 artış yapılıyor.

Yağlık ayçiçeği desteği 1 liradan 1,5 liraya çıkarıldı

2024 Yılı Cumhurbaşkanlığı Yıllık Programı’ndan saatler sonra 26 Ekim 2023 tarihli Resmi Gazete’de yayınlanan Cumhurbaşkanlığı Kararı ile yağlık ayçiçeği fark ödemesi desteğinde önemli bir değişiklik yapıldı. Karar ile, 2023 üretim yılında kuru şartlarda üretimi yapılan yağlık ayçiçeğinde, iklimsel faktörlere bağlı olarak verim kaybı yaşanan Edirne, Kırklareli ve Tekirdağ illeri sınırları içerisinde kalan tarım havzalarında yağlık ayçiçeği desteği kilo başına 1 liradan 1,5 liraya çıkarıldı. Edirne, Kırklareli ve Tekirdağ dışındaki illerde destek kilo başına 1 lira olarak devam edecek.

Alan bazlı desteklerde en büyük artış mazot desteğinde

Cumhurbaşkanlığı 2024 Yılı Programı’na göre alan bazlı desteklerde en yüksek artış mazot desteğinde yapıldı. Alan bazlı destek tutarı toplamda 2022 bütçesinde 10 milyar 857 milyon lira iken 2023 yılında yüzde 71,2 artışla 18 milyar 584 milyon liraya çıkarıldı. 2024 yılında ise yüzde 27,7 artış ile 23 milyar726 milyon lira olacak.

Mazot desteği 2022 yılında 3 milyar 135 milyon lira iken, 2023 yılında yüzde 263,4 artışla 11 milyar 392 milyon liraya çıkarıldı. 2024 yılında ise mazotta yüzde 41,3 artışla 16 milyar 100 milyon lira olması öngörülüyor.

Hayvancılık desteklerinin payı azalıyor

Hayvancılık destekleri oransal olarak artarken toplam destekler içerisindeki payı azalacak. 2022 ve 2023 yıllarında hayvancılık desteklerinin payı toplam destekler içerisindeki payı sırasıyla yüzde 24,6 ile yüzde 24,3 iken 2024 yılında yüzde 21,6’ya düşecek.

Hayvancılık destekleri 2022 bütçesinde 9 milyar 753 milyon liraydı. 2023’te yüzde 58 artış ile 15 milyar 406 milyon liraya çıkarılırken 2024’te yüzde 28,1 oranında artış ile 19 milyar 740 milyon liraya çıkarılması öngörülüyor.

Gübre ve mazot desteği erken ödenecek

2023 Yılında Yapılacak Tarımsal Desteklemeler ve 2024 Yılında Uygulanacak Sertifikalı Tohum Kullanım Desteğine İlişkin Cumhurbaşkanı Kararı 15 Eylül 2023 tarihli Resmî Gazete’de yayımlandığı hatırlatılan Cumhurbaşkanlığı 2024 Yılı Programı’nda: “ Karar kapsamında arpa, buğday, yulaf, çavdar, tritikale ve çeltik üreticilerine, 2023 yılına ait ve 2024 yılında ödenecek mazot ve gübre desteklerini 2023 yılı içerisinde kullanabilme imkânı tanınmıştır. Erken ödeme imkânından yararlanmak istemeyen çiftçilerin mazot ve gübre desteği ödemeleri ise 2024 yılı içerisinde aynî olarak yapılacaktır.” bilgisine yer verildi.

Desteklerde havza, ürün ve su kriteri gözetilecek

Program’a göre, tarımsal desteklemelerde etkinliğin sağlanması için desteklerin havza, ürün ve su kısıtı temelinde farklılaştırılarak bunların idare ve kontrolünün alan bazlı yapılmasına, çeşitli kurumlar tarafından uygulanan farklı destek programları arasında tamamlayıcılığın sağlanmasına, üretici veya işletmelerin gelir seviyelerinin desteklerde dikkate alınmasına öncelik verilmektedir. Tarımsal destekleme sisteminde desteklenecek ürünler ve destekleme birim tutarlarının kurulacak bir sistemle düzenli olarak yapılacak etki analizlerinin sonuçlarına göre her yıl yeniden belirlenmesine, hayvancılık ve meyvecilik için uzun dönemli destekleme modelinin oluşturulmasına, ticari işletmeciliği destekleyecek tarımsal ve kırsal kalkınma yardımlarının önceliklendirilmesine yönelik çalışmalar sürdürülmektedir.

2024 Yılı Cumhurbaşkanlığı Yıllık Programı’ında tarım ile ilgili bölümler özetle şöyle:

Tarım ve gıdada mevcut durum

Dünyada yaşanan jeopolitik krizlerin neden olduğu girdi maliyet artışları ve tedarik zincirlerindeki aksamaların tarım ürünleri üretim ve ticareti üzerindeki olumsuz etkileri ile iklim değişikliği sonucu sıklığı ve etkisi artan aşırı hava koşulları küresel ölçekte gıda güvenliğini olumsuz yönde etkilemektedir. Bu durum, tarım ve gıda ürünlerinde ülkelerin kendine yeterliliğini sağlamaya ve gıda stoklarını artırmaya yönelik politikalara yönelmesine neden olmaktadır.

Tarım sektöründe üretimin planlanması, verimliliğin artırılması, iklim değişikliğinden kaynaklanan olumsuzluklarla mücadele edilmesi, teknoloji kullanımının yaygınlaştırılması yanında toplumun yeterli ve dengeli beslenebilmesi için gıdaya erişimin kolaylaştırılması günümüz dünyasında önemini korumaktadır.

Tarımsal üretim, büyüme ve istihdam

2022 yılında yüzde 1,3 oranında artan tarımsal üretimin 2023 yılında yüzde 1,1 büyüyeceği tahmin edilmektedir. Tarımsal katma değerin GSYH içindeki ağırlığı 2022 yılında yüzde 6,5 seviyesinde gerçekleşmiş olup 2023 yılında bu oranın yüzde 6,9’a yükselmesi beklenmektedir.
2022 yılında yüzde 15,8 olan tarım sektöründe çalışanların toplam istihdam içindeki payı, Haziran 2023 itibarıyla yüzde 14,2’ye gerilemiş olup yıl genelinde bu oranın yüzde 14,5 olarak gerçekleşmesi beklenmektedir.

İhracat ve ithalat

2022 yılında tarım ve gıda ürünlerindeki ihracat önceki yıla göre yüzde 13,6 oranında artarak 25,7 milyar dolar, ithalat ise yüzde 26,1 oranında artarak yaklaşık 22,4 milyar dolar olarak gerçekleşmiştir. Ocak- Ağustos 2023 döneminde bir önceki yılın aynı dönemine göre, ithalatta bitkisel üretim dışındaki tüm alt sektörlerde, ihracatta ise hayvancılık ve ormancılık dışındaki alt sektörlerde artış gerçekleşmiştir.
Toplam tarım ve gıda ürünleri ithalatında 2022 yılı itibarıyla yüzde 44,8 oranındaki payla Rusya, Brezilya ve Ukrayna ilk üç sırada yer almaktadır. Bitkisel ürün ihracatında Rusya ve Almanya, hayvansal ürünlerde BAE ve Irak, orman ürünlerinde Suriye ve Almanya, balık ürünlerinde Rusya ve İtalya, gıda ürünlerinde ise Irak ve Almanya önde gelen ülkelerdir.

Planlı üretime geçiş

5 Nisan 2023 tarihli ve 32154 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 7442 sayılı Orman Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunla tarım sektöründe planlı üretime geçilmesi amacıyla 5488 sayılı Tarım Kanununun bazı maddelerinde düzenlemeler yapılmıştır. 14 Eylül 2023 tarihli ve 32309 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Tarımsal Üretimin Planlanması Hakkında Yönetmelik ile planlı üretimin gerçekleştirilmesine ilişkin usul ve esaslar belirlenmiştir. Yönetmelikle Tarım ve Orman Bakanlığına tarım ürünlerinin arz ve talep miktarları ile yeterlilik derecelerini dikkate alarak ürün veya ürün grupları itibarıyla tarım havzası veya işletme bazında asgari ve azami üretim miktarlarını belirleme yetkisi verilmiştir. Bakanlıkça belirlenen ürün veya ürün gruplarının üretimine başlanmadan önce Bakanlıktan izin alınacağı, izin alınmadan üretim yapılması durumunda belirli yaptırımlar uygulanacağı hüküm altına alınmıştır.

Sözleşmeli üretim ve boş arazilerin üretime kazandırılması

7442 sayılı Kanunla ayrıca sözleşmeli üretimin yaygınlaştırılmasında en önemli sorunlardan biri olan sözleşme tarafları arasındaki uyuşmazlıkların kolaylıkla çözülebilmesi amacıyla uzman arabulucu ve basit yargılama usulü mekanizmasının uygulamaya konulmasına yönelik düzenleme yapılmıştır. 15 Eylül 2023 tarihli Resmî Gazete’de yayımlanan Sözleşmeli Üretimin Usul ve Esasları Hakkında Yönetmelikle tarımsal üretim sözleşmelerinde yer alan tarafların haklarının korunması ve sorumluluklarının belirlenmesi için sözleşmenin taraflarında aranacak vasıflar, sözleşmeye konu ürünün teslim ve tesellüm koşulları, fiyat ve miktardaki değişim oranları gibi hususlara ilişkin usul ve esaslar düzenlenmiştir.

Bununla birlikte, söz konusu Kanunla çeşitli nedenlerle boş bırakılan tarım arazilerinin tarımsal üretime kazandırılmasına yönelik düzenleme uygulamaya konulmuştur. Bahse konu düzenleme kapsamında, mülkiyeti gerçek ve tüzel kişilere ait olup üst üste iki yıl süreyle işlenmeyen tarım arazilerinin, kira geliri arazi maliklerine ait olmak üzere ve arazinin vasfının değiştirilmemesi ve kira bedelinin rayiç bedelden aşağıda olmaması kaydıyla Bakanlık tarafından kiraya verilmesi hüküm altına alınmıştır.

Kenevir üretimine düzenleme

Bahse konu Kanun değişikliği ile ayrıca Türkiye’de lif, tohum ve sap üretiminin yanı sıra ilaç etkin maddesi elde etmeye yönelik çiçek ve yaprak üretimi amacıyla Tarım ve Orman Bakanlığından izin alınması koşuluyla kenevir yetiştiriciliği yapılmasına imkân tanınmıştır. TMO’ya ilaç etkin maddesi üretimi amaçlı kenevir yetiştiriciliği ve işlenmesini yapma ve yaptırma görevi verilmiştir.

Tarım sayımı yapılacak

Tarım ürünleri fiyat seviyesinin sağlıklı oluşması adına gıda arz zincirine ilişkin kayıt sisteminin güçlendirilmesi, lisanslı depoculuğun yaygınlaştırılması, yaş meyve-sebze tedarik zincirinde lojistik altyapının ve yatırımların iyileştirilmesi, paketleme, nakliye, depolama ve perakende satışta uyulması gereken standartların belirlenmesi ile toptancı hallerinin etkin çalıştırılmasına ve modernizasyonunun sağlanmasına ilişkin çalışmaların sürdürülmesi beklenmektedir.

Tarım sektörünün daha iyi yönlendirilebilmesi için tarım envanterinin oluşturulması yanında mevcut bilgi sistemlerinin iyileştirilmesine yönelik çalışmalar sürdürülmektedir. Bu kapsamda Tarım ve Orman Bakanlığı ve TÜİK arasında imzalanan protokol ile tarım sayımının yapılmasına ilişkin kurumsal sorumluluklar belirlenmiştir. Tarım envanterinin oluşturulması ile birlikte önümüzdeki süreçte rekolte tahmini ve üretim planlamasının yapılmasında tarım bilgi sistemlerinden en yüksek seviyede yararlanılması amacıyla mevcut sistemlerin yazılım ve donanım altyapısının iyileştirilmesi hedeflenmektedir.

Tarım Arazileri ve Sulama

2022 yılı itibarıyla 23,9 milyon hektar tarım arazisinin 16,5 milyon hektarını ekilen, 3 milyon hektarını nadasa bırakılan, 718 bin hektarını sebze yetiştirilen ve 3,7 milyon hektarını ise meyve, zeytin ağaçları ve bağcılık için ayrılan alanlar oluşturmaktadır.
Tarım arazilerinin korunması ve etkin kullanılmasına yönelik arazi kullanım planlarının tamamlanması, toprak veri tabanının oluşturulması, erozyonla mücadelenin etkinleştirilmesi, karbon salimini azaltacak toprak işleme yöntemlerinin yaygınlaştırılması, toprakların organik madde içeriklerinin artırılması ve toprak yönetiminde koordinasyonun güçlendirilmesi öncelikli konular arasında yer almaktadır.
Tarım amaçlı arazi ediniminin kolaylaştırılması, tarımsal arazi piyasasının düzenlenmesi, mülkiyetten kaynaklanan ihtilafların giderilmesi, tarımsal üretimde kullanılmayan arazilerin üretime kazandırılması ve işletme ölçeklerinin artırılmasına yönelik kurumsal ve hukuki düzenleme ihtiyacı devam etmektedir.

Tarım sektörünün önemli sorunlarından birisi olan çok parçalı arazi yapısının ortaya çıkardığı küçük tarım parsellerinin uygun ölçeğe getirilmesi amacıyla hız verilen arazi toplulaştırma çalışmalarında tescil işlemleri gerçekleştirilerek toplulaştırması tamamlanan alanın 2023 yılı sonunda 7,3 milyon hektara ulaşması beklenmektedir. On Birinci Kalkınma Planı döneminde arazi toplulaştırma konusundaki hedeflerin üzerinde gerçekleşme sağlanmıştır. 2024 yılında ise 700 bin hektar alanda toplulaştırma çalışmasının başlatılması ve 603 bin hektar alanda tescil işlemlerinin tamamlanması planlanmaktadır.

Kentleşme ve sanayileşme gibi tarım dışı sektörlerden gelen talepler nedeniyle arazi ihtiyacı giderek artmakta olup tarım, orman, çayır ve mera alanlarındaki koruma-kullanma dengesinin sağlanması için arazi kullanım planlarının hazırlanmasına yönelik çalışmalar hızlandırılmıştır. 2023 yılında arazi kullanım planlarının hazırlanması amacıyla 941 bin hektar alanda detaylı toprak etütleri ve haritalandırılma çalışmalarının tamamlanması beklenmektedir.

Su kaynaklarının büyük bir kısmının tarımda kullanıldığı, su kaynaklarının sınırlı olmasına rağmen gıda ihtiyacının arttığı göz önüne alındığında, son yıllarda gıda üretiminin artırılmasında sulu tarımın yaygınlaştırılması ile verimli sulama sistem ve tekniklerinin rolü daha da önem kazanmıştır. Bu kapsamda bir yandan sulamaya açılan alanların genişletilmesine yönelik çalışmalar yürütülürken diğer yandan eski kanal ve kanaletli sulama sistemleri yenilenerek kapalı sistem borulu sulama sistemlerine dönüştürülmekte ve tarımda suyun verimli kullanılmasına yönelik tedbirler alınmaktadır.

2022 yılı sonu itibarıyla toplam alan 6,96 milyon hektar sulamaya açılmış, DSİ tarafından 67 sulama tesisi inşaatı tamamlanarak işletmeye alınmış ve toplam sulama tesisi sayısı 3.124’e ulaşmıştır. Sulamaya açılan alanın 2023 yılı sonunda 7,1 milyon hektara ulaşması beklenmektedir.

2022 yılında yenilemesi yapılan brüt sulama alanı 39 bin hektara ulaşmış olup Yatırım Programında toplam 21 sulama tesisini kapsayan 131 bin hektarlık sulama alanında yenileme çalışmaları, yaklaşık 900 bin hektar alanda yenileme projelerinin planlama ve proje aşamaları devam etmektedir.

DSİ tarafından geliştirilen sulama sistemlerinin 2022 yıl sonu itibarıyla yüzde 33’ü klasik sistemlerden, yüzde 34’ü kanaletli sulama sistemlerinden, yüzde 33’ü ise borulu sistemlerden oluşmaktadır. DSİ tarafından yeni yapılacak projelerin borulu sistemle inşa edilmesi ve eski sulama sistemlerinin yenilenmesiyle gelecekte borulu sulama sistemlerinin oranının artarak tarımda önemli miktarlarda su tasarrufunun sağlanacağı tahmin edilmektedir.

Tarımda suyun kullanım miktarını esas alan yöntemlere göre fiyatlandırılması ile kullanılan su miktarına göre ücretlendirme yapılarak etkin su kullanımının sağlanması ve aşırı su kullanımının önlenmesi amaçlanmaktadır. Bu çerçevede, işletmedeki mevcut sulama şebekelerine sayaç takılmasına yönelik çalışmalar devam etmektedir.

2023 yılı itibarıyla sulama suyu kalite kriterlerini sağlayacak niteliği haiz arıtılmış atıksuların sulamada yeniden kullanılmasına yönelik araştırma ve geliştirme çalışmalarına başlanmış olup bu çalışmaların sulama suyundan elde edilecek tasarruf miktarının artırılarak tarımda suyun etkin ve verimli kullanılmasına katkıda bulunacağı öngörülmektedir.

Bitkisel Üretim

Küresel gelişmeler çerçevesinde gıda güvenliğinin sağlanması amacıyla tarımsal üretimi artırabilmek için öncelikle ekilebilir alanların ve nadas alanlarının boş kalmasının engellenmesi, üretimde verimliliğin artırılması ve ithal tarım ürünlerinin ülke içinde üretilebilmesine yönelik faaliyetlerin önemi daha da artmıştır.

TÜİK tarafından açıklanan bitkisel üretim birinci tahminlerine göre 2023 yılında üretim miktarlarının, bir önceki yıla göre tahıllar ve diğer bitkisel ürünlerde yüzde 4,8, sebzelerde yüzde 1,9 ve meyveler, içecek ve baharat bitkilerinde yüzde 0,3 oranında artması beklenmektedir.

Tahıl ürünleri üretim miktarlarının 2023 yılında bir önceki yıla göre yüzde 2,1 oranında artarak yaklaşık 39,5 milyon ton olarak gerçekleşeceği tahmin edilmektedir. Tahıllarda piyasa istikrarının sağlanmasına yönelik dış ticaret önlemleri dâhil olmak üzere gerekli tedbirler uygulanmaya devam edilmektedir.

Devam etmekte olan Rusya-Ukrayna savaşının küresel etkileri tarım sektöründe de kendini göstermeye devam etmektedir. Rusya’nın Tahıl Koridoru Anlaşmasından çıkması küresel piyasalarda tahıl fiyatlarının artması riskini ortaya çıkarmıştır.
Jeotermal kaynakların etkin bir şekilde değerlendirilerek bitkisel üretim miktarının artırılması amacıyla organize tarım bölgeleri yatırımlarına hız verilmiştir. 2024 yılında toplam 645 hektar alanda sera kurulumuna yönelik altyapı çalışmaları başlatılarak en kısa sürede yatırımcıların kullanımına sunulması planlanmaktadır.

Bitkisel üretim sektöründe yerel çeşitlerin ve bitki gen kaynaklarının korunması, biyoteknoloji, ıslah, çeşit geliştirme, etkin piyasa denetimi, sertifikalı tohumluk üretimi ve kullanımı ile yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımının yaygınlaştırılması amacıyla altyapının iyileştirilmesine yönelik kamu yatırımları hızlandırılmış olup bu alanlarda kamu ile özel sektörün etkin işbirliğinin sağlanması konusunda çalışmalar devam etmektedir.

Tarımda izlenebilirlik ve sürdürülebilirliğin temini açısından organik tarım, iyi tarım uygulamaları, tıbbi ve aromatik bitkiler alanında yetiştiriciliğin geliştirilmesi, ihracatın artırılması, izlenebilirliğin iyileştirilmesiyle kurumsal kapasitenin geliştirilmesine ilişkin çalışmalara devam edilmektedir. Hem üretici gelirlerinin artırılması hem de katma değerli ürünlerin ekonomiye kazandırılması açısından önem taşıyan yöresel ve coğrafi işaretli tarımsal ürünlerin tespit ve sertifikalandırılmasına yönelik faaliyetler sürdürülmektedir.

Hayvancılık

Türkiye’de hayvancılık işletmeleri genelde küçük ölçekli aile işletmesi niteliğinde olup son yıllarda uygulanan projelerle orta ve orta-büyük ölçekli işletme sayılarında önemli artışlar görülmüştür.

2022 yılı itibarıyla yaklaşık 16,9 milyon baş olan sığır mevcudunun yüzde 43,5’i kültür melezi, yüzde 49,2’si ise saf kültür ırklarından oluşmaktadır. 44,7 milyon baş olan koyun mevcudunun içerisinde yerli koyun ırklarının oranı yüzde 91,1 gibi yüksek bir seviyededir.

Hayvan niteliğindeki iyileşmeye bağlı olarak 2017 yılında 1,4 milyon ton olan et üretimi yüzde 52,2 oranında artarak 2022 yılında yaklaşık 2,2 milyon tona ulaşmıştır. Hayvancılıkta sağlanan gelişmeler kapsamında 2019 yılında azalışa geçen toplam canlı sığır ithalatı 2022 yılında da bir önceki yıla göre yüzde 55,3 oranında azalarak yaklaşık 117 bin baş olarak gerçekleşmiştir.

2017 yılında 20,7 milyon ton olan süt üretimi yüzde 4,2 artarak 2022 yılında yaklaşık 21,6 milyon ton olarak gerçekleşmiştir. Süt üretiminin teşviki amacıyla tarımsal destekleme bütçesi kapsamında sağlanan desteklerin artırılarak devam ettirilmesi planlanmaktadır.

Tavuk eti üretimi 2017 yılındaki 2,1 milyon ton seviyesinden yüzde 13,1 artışla 2022 yılında 2,4 milyon tona yükselmiştir. Aynı dönemde tavuk eti ihracatı 279 bin ton seviyesinden yüzde 95,7 oranında artarak 2022 yılında 546 bin tona yükselmiştir.

Hayvan varlığı artırılacak

Et ve süt ihtiyacının yurt içinden sürdürülebilir şekilde karşılanması amacıyla hayvan varlığının artırılmasına, niteliğinin geliştirilmesi için suni tohumlama çalışmalarının yaygınlaştırılmasına ve hayvancılık işletme ölçeklerinin büyütülmesine yönelik destekleme programları sürdürülmektedir. Sektörün desteklenmesinde et ve süt üretiminde dengeli bir artışın sağlanması amacıyla etçi ve kombine tip sığır yetiştiriciliğinin yaygınlaştırılması öncelikli konular arasında yer almaktadır.

Yem bitkileri ve mera çalışmaları

Yem bitkileri üretiminin talebi karşılayabilmesi için meraların kalite ve verimliliğinin artırılmasına yönelik ıslah çalışmalarına hız verilmiştir. Mera tespit ve tahdit çalışmaları tamamlanmış olup meraların yetiştiriciler tarafından etkin kullanımının sağlanması ile kaba yem üretimi ve işlenmesine yönelik altyapı destekleri sürdürülmektedir. Otlatmaya yardımcı yapıların inşasının da ıslah projelerine dâhil edilerek mera ıslah çalışmalarının bütüncül bir çerçevede yürütülmesi planlanmaktadır.

Hayvan hastalıkları ve zararlıları ile daha etkin mücadele edilebilmesi amacıyla aşı üretiminde miktar ve kalitenin artırılabilmesi için özel sektörle işbirliği kapsamında aşı geliştirme merkezinin kurulmasına yönelik olarak en uygun modelin belirlenmesi için çalışmalara devam edilmektedir.

Veteriner tıbbi ürünlerin tüm kalite kontrol testleri ve analizleri ile hayvanlarda yapılması gereken farmakolojik, toksikolojik ve güvenlik çalışmalarının yürütüleceği veteriner tıbbi ürünler konusunda uzmanlaşmış, bağımsız ve uluslararası akreditasyona sahip bir kurumun kurulması planlanmaktadır. Bu kapsamda yatırım programında yer alan Veteriner Ürünleri Kontrol Merkezinin Kurulması Projesiyle söz konusu kurumun altyapısının inşasına yönelik çalışmalar başlatılmıştır.

Veteriner aşılarının tamamının yurt içinde üretiminin sağlanabilmesi amacıyla aşı suş bankası ve Ar-Ge altyapısına sahip bir aşı üretim merkezi kurulacaktır. Aşı üretim merkezinin projelendirilmesinde özel sektörün üretim kapasitesi ve kamu özel sektör işbirliği imkânlarının dikkate alınması önem taşımaktadır.

Su Ürünleri

Dünya genelinde su ürünleri üretimi geçmişte daha çok avcılık yoluyla yapılırken nüfusun artması, doğal kaynakların giderek azalması ve birim alanda daha fazla üretime imkân sağlaması nedeniyle yetiştiricilik yoluyla gerçekleştirilen üretimin payı son yıllarda giderek artmaktadır.

Türkiye’nin bulunduğu coğrafi konum ve doğal kaynaklar, su ürünleri sektörü açısından önemli fırsatlar sunmaktadır. Sulama ve enerji amacıyla yapılan gölet ve barajlara bağlı olarak su ürünleri yetiştiriciliği yapılabilecek alan artmaktadır.

2022 yılında su ürünleri üretimi 849,8 bin ton olarak gerçekleşmiş olup bunun yüzde 35,5’i deniz avcılığı, yüzde 3,9’u iç su avcılığı ve yüzde 60,6’sı yetiştiricilik üretiminden oluşmaktadır. Avcılık ve yetiştiricilik dâhil toplam su ürünleri üretiminin yüzde 21,1’i iç sularda gerçekleştirilmiştir. Avcılık üretimi yıllar itibarıyla dalgalanma gösterirken yetiştiricilik üretiminde istikrarlı bir artış eğilimi görülmektedir. 2017 yılında 277 bin ton olan su ürünleri yetiştiriciliği yüzde 86,2 artışla 2022 yılında 515 bin tona yükselmiştir. İç sularda alabalık, denizlerde ise çipura, levrek ve özellikle son dönemde Türk somonu üretiminde önemli artışlar görülmüştür. 2022 yılı itibarıyla 526 bin ton/yıl kapasiteli 533 deniz balıkları yetiştiriciliği tesisi, 259 bin ton/yıl kapasiteli 1.829 iç su balıkları yetiştiriciliği tesisi olmak üzere 785 bin ton/yıl kapasiteli 2.382 su ürünleri yetiştiriciliği tesisi faaliyet göstermektedir.

2017 yılında 451 milyon dolar olan balıkçılık ihracat tutarı yüzde 45,6 artışla 2022 yılında 656 milyon dolar, dönem sonunda su ürünlerinin toplam tarımsal ihracattaki payı da yüzde 2,6 olarak gerçekleşmiştir.

Su kaynaklarının korunması, sürdürülebilir işletilmesi ve yasadışı avcılıkla mücadele edilmesi kapsamında deniz ve iç sulardaki av sahalarında, karaya çıkış noktaları dâhil olmak üzere tüm güzergâh, tesis, balık halleri, balık unu ve yağı fabrikaları, perakende satış yerleri ve soğuk hava depolarında çapraz denetimler yapılmaktadır. Kontrol teknelerinin ulaşamadığı durumlarda drone ve insansız hava aracı (İHA) da kullanılarak denetimlerin etkinliğinin artırılması sağlanmaktadır.

Su kaynaklarında mevcut stokların korunması ve sürdürülebilir işletilmesi amacıyla 2022 yılında 76,4 milyon yavru balık su kaynaklarına bırakılmıştır. Bunun yanı sıra 2022 yılında 53,6 bin ton/yıl kapasiteli su ürünleri yetiştiricilik alanı yatırıma açılmış olup 2023 yılında bu alanın 55 bin ton/yıl seviyesine çıkması öngörülmektedir. Türkiye karasularında yayılım gösteren istilacı balık türlerinin mevcut popülasyonlarının ve stoka katılım oranlarının düşürülmesi, sucul biyolojik çeşitliliğin ve stokların korunması, kaynakların sürdürülebilir ve rasyonel kullanımının sağlanmasına yönelik çalışmalar sürdürülmektedir. Ayrıca yapay resif tarlalarının oluşturulmasına yönelik çalışmalara 2024 yılında devam edilecek ve denizlerin terk edilmiş av araçlarından temizlenmesine yönelik faaliyetler hızlandırılacaktır.

Su ürünleri sektörünün gelişiminin sürdürülebilirliğini temin etmek üzere avcılık ve yetiştiricilikte üretim faaliyetleri ve yeni türlerin desteklenmesi amacıyla Ar-Ge çalışmalarına, su ürünleri araştırma enstitülerinin altyapılarının güçlendirilmesine, balıkçılık sektörünün en önemli altyapı ihtiyacı olan balıkçı barınaklarına yönelik onarımlara ve yeni barınakların inşasına devam edilmektedir.

Ormancılık

Ormanlarımız, sürdürülebilir orman yönetimi kriterleri ile birlikte koruma, rehabilitasyon, yeni yutak alanları oluşturma ve karbon depolama kapasitesini artırma yaklaşımı çerçevesinde modern ormancılık tekniklerine uygun olarak yönetilmektedir. Ormancılık faaliyetleri ile iklim değişikliğinin neden olduğu kuraklık, sel, orman yangınları gibi afetlere karşı mücadele edilmekte, çölleşme ve arazi tahribatının dengelenmesine, biyoçeşitliliğin ve su kaynaklarının korunmasına yönelik çalışmalar sürdürülmektedir. Bu kapsamda 2023 yılında 40 bin hektar alanda bozuk orman alanı rehabilitasyonu, 14,5 bin hektar alanda ağaçlandırma çalışması ile 40 bin hektar alanda erozyon kontrolü faaliyetinin tamamlanması ve orman varlığının ülke yüzölçümünün yüzde 30’una ulaşması beklenmektedir.

Doğal afetlerin başında gelen orman yangınları, mal ve can kaybına yol açmaktadır. Orman varlığının azalmasıyla erozyon, sel, taşkın gibi afetler meydana gelmekte ve biyoçeşitlilik zarar görmektedir.

Gıda fiyatları

2022 yılı Küresel Gıda Güvenliği Endeksine göre Türkiye genel puanlamada 113 ülke arasında 49’uncu sırada yer almaktadır. Tarım ürünleri girdi fiyatlarındaki dalgalanmalar, iklim değişikliğinin olumsuz etkileri, ulusal ve uluslararası ölçekte gıda tedarik zincirinde yaşanan aksaklıklar ve ülkelerin korumacı politikalara yönelik söylemleri vb. nedenlerle gıda sektöründe ülkemizde ve küresel boyutta sorunlar yaşanmaktadır. Yaşanan bu olumsuz gelişmelere karşın girdi ve navlun fiyatlarındaki dönemsel geri çekilmenin de etkisiyle dünya tarım ürünleri fiyatlarında düşüş yaşanmıştır. Gıda ve Tarım Teşkilatı (FAO) Gıda Fiyat Endeksi Ağustos 2023’te bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 10,7 ve endeksin tarihi yüksek seviyeye ulaştığı Mart 2022’ye göre yüzde 24 azalmıştır.

Gıda tedarik zincirindeki bozulmalar, iklim değişikliği ve afetler, başta gübre olmak üzere tarımsal girdilere erişimde yaşanan aksaklıklar, üretim ve ihracat açısından önemli sorunlar olarak görülmektedir. Gıda güvenliği ve güvenilirliği perspektifinde sürdürülebilir üretime ve erişilebilir gıdaya yönelik politikalar izlenmeye devam edilmektedir. Birincil üretimden tüketime kadar gıda zincirinin her aşamasında gıda kayıplarını ve israfını azaltmak, gıda üretim ve ambalaj teknolojilerinin geliştirilmesi, gıda işleme süreçlerinin iyileştirilmesi önemli görülmektedir. Gıda güvenliğinin en önemli unsurlarından birisi olan hayvan hastalıklarıyla mücadele kapsamında aşılamaya önem verilmektedir. Bitkisel üretimde ilaç kullanımının azaltılması amacıyla bütüncül mücadele yöntemlerinin yaygınlaştırılmasına yönelik çalışmalar yürütülmektedir. Ayrıca gıda taklit ve tağşişi ile mücadele amacıyla gıda kontrol laboratuvar altyapılarının güçlendirilmesine ilişkin çalışmalar devam etmektedir.

 

 

Bu makale ile ilgili yapılan yorumlar

En Son Yayınlanan Makaleler