Hayvancılıkta “yapay et” tartışması

Hayvancılıkta “yapay et” tartışması

04 Nisan 2024

·

Ali Ekber Yıldırım

·

Köşe Yazısı

Güncelleme: Nis 4, 2024

Yapay et veya hücre bazlı et ve diğer gıdalar önümüzdeki dönemde daha çok gündeme gelecek ve daha çok tartışılacaktır. Geleneksel hayvancılık yapanlar buna karşı çıkacak, yatırımcılar, girişimciler ise yapay veya bitki bazlı etin pazardan pay alması için çalışacak. Türkiye’de bu tartışmaların odağındaki ülkelerden birisi olacak. Çünkü ülkede hayvancılık, et, süt konusunda işler yolunda gitmiyor.

Türkiye hayvancılıkta deyim yerindeyse bir darboğaza girdi. Uygulanan yanlış politikalar sonucunda 2010 yılından bu yana tam 14 yıldır aralıksız devam eden canlı hayvan ve et ithalatı, yemde yüzde 60’ı bulan dışa bağımlılık sektörü bir darboğaza sürükledi. Açıklanan destekleme paketleri, yol haritaları da artık işe yaramıyor.

İthalata dayalı yanlış politikalar nedeniyle belli aralıklarla ciddi sayıda inek kesimi yaşanıyor. İneklerini kesip sektörden çekilen ve hayvancılığı bırakan üreticiler tekrar sektöre geri dönmüyor.

Bütün bunlar yaşanırken hayvancılığın bilinçli olarak darboğaza sürüklendiğini düşünenler de var. Böyle düşünenlerin bir bölümü bilinçli olarak hayvancılığın yok edildiğini ve yapay et için ortam hazırlandığını iddia ediyor. Okurlarımızın yapay et konusunu araştırmamız ve bilgi paylaşmamız konusundaki ısrarı üzerine bu yazıda yapay et konusundaki son gelişmeleri paylaşacağım.

Yapay ve bitki bazlı et yıllardır gündemde

Sözü edilen “yapay et” genel olarak “hücre bazlı gıda” olarak adlandırılıyor. Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) ile Dünya Sağlık Örgütü (WHO) “hücre bazlı gıda” tanımını kullanıyor. Çünkü sadece et değil, başka gıdalarda var.

Fakat, medyada “yapay et”, “laboratuvarda üretilen et”, “sahte et “, “temiz et” , “hücresel et” gibi isimler çok yaygın olarak kullanılıyor.

Yapay et dışında bir de bitki bazlı et var. Bitki bazlı et olarak adlandırılan ürünler laboratuarda değil, geleneksel üretim yöntemleriyle elde ediliyor. Yani bezelye, nohut ve benzeri ürünlerden elde ediliyor. Bitkilerden elde edildiği için de adına bitki bazlı et deniliyor.

Bildiğimiz hayvancılığın sonu geldi mi?

Yakın gelecekte piyasada farklı şekillerde üretilmiş et ve et ürünlerin rekabeti kızışacak. Geleneksel olarak hayvan yetiştiriciliği yapılarak elde edilen et ve et ürünleri ile , laboratuarda üretilmiş hücre bazlı et rekabet edecek. Bitki bazlı et ve et ürünleri de yine bu yarışta yer alacak. İklim krizine neden olduğu iddia edilen geleneksel yani bildiğimiz hayvancılığın sonu geldi mi?

Amazon, Microsoft yapay ete yatırım yapıyor

Yapay et, bitki bazlı etin öncülüğünü, kamuoyuna sunulmasının bayraktarlığını Microsoft’un Kurucusu ve dünyanın en zengin iş insanlarından Bill Gates yapıyor. Bu konuda yaptığı her açıklamada, konuşmalarında ve yayınladığı kitapta sığır yetiştiriciliğinin iklim krizine neden olduğunu ve hayvancılık yerine yapay et üretmek gerektiğini savunuyor. Amazon’un kurucusu Jeff Bezos’ta bu konuda geride durmuyor. Bitkisel et üretimine 60 milyon dolar yatırım yaptı.

Sığır karşıtı, yapay et savunucusu Bill Gates

Dünya çapında yapay etin bayraktarlığını bir anlamda Bill Gates yapıyor. Microsoft’un kurucusu ve dünyanın en zengin işadamlarından Bill Gates, yapay et konusunda iki farklı yatırım yaptı. Yayınladığı kitap ve yaptığı konuşmalarda sürekli olarak sığır yetiştiriciliğinin iklim krizine neden olduğunu ve yapay etin yaygınlaşması gerektiğini dile getiriyor.

Sığır yetiştiriciliğine adeta savaş açan Gates’in Türkiye’de Doğan Kitap tarafından yayınlanan “İklim Felaketini Nasıl Önleriz/ Mevcut Çözümler ve Yapılması Gerekenler” kitabında hayvancılığa ilişkin çok çarpıcı değerlendirmeler yer alıyor. Özellikle büyükbaş hayvanların çıkardıkları metan gazı ile küresel ısınmaya neden olduğu bu nedenle büyükbaş hayvan yetiştiriciliğinin yapılmaması gerektiği dile getiriliyor.

Microsoft’un Kurucusu Bill Gates, çizburgeri çok sevmesine rağmen sığır eti ve diğer etlerin iklim değişikliği üzerindeki etkisini öğrendiğinden beri eskisi kadar yemediğini belirtiyor. Etin insan kültüründe çok önemli bir rol oynadığını bu nedenle hayvan yetiştiriciliğini tamamen bırakmanın gerçekçi olmadığını dile getiren Bill Gates yapay et konusundaki çalışmaları kitabında şöyle anlatıyor: “Ama et yemeyi azaltıp yine de etin tadını çıkarmamız mümkün. Bir seçenek bitki bazlı et, yani etin tadını taklit etmek üzere çeşitli şekillerde işlenmiş bitki ürünleri. Halihazırda piyasada bitki bazlı et üreten iki şirkete yatırım yapmış durumdayım: Beyond Meat ve Impossible Foods, yani bu konuda taraf olduğum açık, ama yapay etin oldukça iyi olduğunu söylemeliyim. Doğru hazırlandığında, kıyma için ikna edici bir alternatif. Ve bu alandaki tüm alternatifler çevre için daha iyi, çünkü çok daha az toprak ve su kullanıyor, daha az emisyona neden oluyorlar. Dahası bunları üretmek için daha az tahıl gerekiyor, besin ürünleri üzerindeki baskıyı ve gübre kullanımını da azaltıyor. Üstelik dar alanlarda tutulan hayvanların sayısının azalması, hayvan refahı için büyük bir umut.

Özellikle Bill Gates’in sığır yetiştiriciliğine karşı başlattığı çalışma yapay et üretiminin önünü açmaya yönelik olduğu söylenebilir. Kaldı ki kendisi de bu konuda iki yatırımı olduğunu ve bu konuda taraf olduğunu da söylüyor.

Amazon’un Kurucusu Jeff Bezos’tan 60 milyon dolar yatırım

Sadece Bill Gates değil dünyanın en zengin işadamlarından birisi olan Amazon’un Kurucusu Jeff Bezos’ta bitkisel ete yatırım yapıyor.

Vegan tarzı beslenme üzerine yazıları ile bilinen gazetemiz Ekonomi’nin yazarı Şebnem Turhan geçtiğimiz günlerde bu konuda yazdığı yazıda özetle şu bilgileri verdi: ”Son dönemde bitki bazlı süt ve peynirlerin yükselişine ayak uyduramayan bitki bazlı etlerin gelişimi için sürpriz bir kaynak dünyanın en zengini ve Amazon’un kurucusu Jeff Bezos’tan geldi. Jeff Bezos’un Dünya Fonu, alternatif proteinlerin geliştirilmesine yatırım yaptı ve 60 milyon dolar başlangıç yatırımı sözü verdi.

Yatırım maliyetinin azaltılması, kalitenin artırılması ve besin içeriğinin artırılması da dahil olmak üzere bitkisel bazlı ve kültürlü et üretiminin önündeki önemli teknolojik engellere odaklanan Bezos, ayrıca Bezos Sürdürülebilir Protein Merkezi kuracak.

Bezos, fonunun yanı sıra startuplara da destek vererek bitki bazlı etlerin gelişimine ön ayak oluyor. Dünyaca ünlü sosisli markası Oscar Mayer, Jeff Bezos’un desteklediği startup ile beraber vegan sosisli sandviç ve sosis üretecek.

Veriler insanları beslemek için yetiştirilen çiftlik hayvanlarının, dünyadaki tüm sera gazı emisyonlarının (GHG’ler) yaklaşık yüzde 16,5’inden sorumlu olduğunu ortaya koyarken aynı zamanda çevresel bozulmanın ve biyolojik çeşitlilik kaybının da önde gelen nedeni olduğunu gösteriyor. Geleneksel eti sürdürülebilir alternatiflerle değiştirmek, çevreye verilen zararı azaltmanın etkili bir yolu olarak öne çıkıyor. Zaten vegan olsun olmasın veriler, giderek daha fazla insanın düzenli olarak bitki bazlı protein satın alıp ve tükettiğini gösteriyor. Uzmanlar, bitki bazlı et pazarının 2023’e göre yüzde 13’ün üzerinde bir artışla 2030 yılına kadar 14.27 milyar doları aşacağını öngörüyor.

Yapay et üretimine izin veren ve yasaklayan ülkeler var

Dünyada bitki bazlı ve hücre bazlı gıda üretimi konusunda öncülük yapan ülkeler arasında Amerika Birleşik Devletleri, Hollanda, Danimarka, İsrail, Singapur, Katar, gibi ülkeler var.

İtalya ise geçtiğimiz Kasım ayında yapay et üretimini yasakladı. İtalya Parlamentosu, laboratuvar ortamında et üretimini ve bu ürünlerin satışını yasaklayan bir yasayı kabul etti. Temsilciler Meclisi’nde de onaylanan yasa ile omurgalı hayvanlardan elde edilen hücre kültürü veya dokulardan gıda ve yem üretimi ve satışına 10 bin ile 60 bin Euro arasında para cezası verilecek. Ayrıca, bitkilerden elde edilen ürünlerin “biftek” ve “salam” gibi isimlerle satışı da yasaklandı. Laboratuvar ortamında, hayvan hücre ve doku kültürleri kullanılarak üretilen etin üretimini ve satışını yasaklayan yasa, ”İtalya mutfağının” ve tarım sektörünün korunması amacını taşıyor.

Türkiye yapay ete izin vermeyecek

Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı, bir süre önce yapay et konusunun gündeme getirilmesi üzerine Türkiye’nin yapay ete izin vermeyeceğini şu sözlerle ifade etmişti: “Zaman zaman ‘Bakanlık yapay ete izin verdi’ gibi haberler paylaşımlar yapılıyor. Yapay et kesinlikle gündemimizde yok arkadaşlar. Yapay et üretimine izin verilmesi asla söz konusu değil. Yapay et konusunda herhangi mevzuat çalışmamız bulunmadığını da belirtmek isterim. Biz, ülkemiz hayvancılığını geliştirmek için çalışıyoruz Hayvan varlığımızı arttırmak için politikalar üretiyoruz. Yapay et konusunu asla gündemimize almayacağımızı ifade etmek isterim.”

Avrupa’da 12 ülke hücre bazlı gıdaları tehdit olarak görüyor

Avrupa Birliği’nde hücre bazlı gıdalar dolayısıyla laboratuarda üretilen hücre bazlı et çok tartışılıyor. Birlik üyesi 12 ülke hücre bazlı et üretimini tehdit olarak görüyor ve bu konuda önlem alınmasını istiyor. Avrupa Birliği Konseyi Genel Sekreterliği geçtiğimiz Ocak ayında Konsey’e “Yüksek Kaliteli ve Birincil Çiftlik Temelli Gıda Üretiminin Korunmasında Ortak Tarım Politikası’nın Rolü” başlıklı bir rapor sundu.

Avusturya, Fransa ve İtalya heyetleri tarafından hazırlanan, Çek Cumhuriyeti, Kıbrıs, Yunanistan, Macaristan, Lüksemburg, Litvanya, Malta, Romanya ve Slovak delegasyonları tarafından desteklenen raporda hücre bazlı gıdaların gıda güvenliği açısından tehdit oluşturduğu iddia ediliyor.

Avrupalı çiftçilerin Ortak Tarım Politikası ile desteklendiğine dikkat çekilen Raporda, laboratuvarda üretilen yapay, hücre bazlı gıda üretim uygulamaları hakkında şu bilgilere yer veriliyor: “Bu uygulamalar, Avrupa çiftçilik modelinin tam kalbinde yer alan birincil çiftlik temelli yaklaşımlara ve gerçek gıda üretim yöntemlerine yönelik bir tehdit oluşturmaktadır. Bu yeni uygulamalar arasında canlı hayvanlardan doku gerektiren kök hücre teknolojisi kullanılarak et üretimi de yer alıyor. Bu laboratuvarda yetiştirilen gıda üretiminin geliştirilmesi, üye devletler, Komisyon, paydaşlar ve genel halk arasında kapsamlı bir şekilde tartışılması gereken birçok soruyu gündeme getiriyor.Bu sorular, Avrupa’da inşa etmek istediğimiz gelecekteki toplum için hayati öneme sahiptir ve bu nedenle, laboratuvarda yetiştirilen ete özel olarak AB’de yenilenmiş ve geniş bir tartışmanın parçası olmalıdır.”

Yanıt bekleyen sorular

Avrupa Birliği Komisyonu’na sunulan Raporda, etik, ekonomik, sürdürülebilirlik ve diğer konulara da dikkat çekilerek şöyle deniliyor: “AB, hormonla işlenmiş eti veya klonlanmış hayvanlardan üretilen gıdayı yasaklamaya karar vermişken, laboratuvarda yetiştirilen ete izin vermeye hazır mıyız? Hayvanların öldürülmesini içeriyorsa hücre bazlı et üretimi, hayvancılığa göre daha hayvan dostu bir alternatif olarak düşünülebilir mi? Ekonomik olarak; hayvancılığın ve kırsal alanların sürdürülebilirliğini nasıl garanti altına alacağız? Gıda piyasasında tekellerin veya oligopollerin oluşmasını nasıl önleyeceğiz? Gıda sektöründe stratejik özerkliğimizi garanti altına almanın gerekli olduğunu bir kez daha teyit ederken, yeni bağımlılıkların ortaya çıkmasını nasıl önleyeceğiz? Tüketicilerin sağlık risklerini önlemek için kök hücre teknolojisinin güvenliğini nasıl garanti edeceğiz? “

Yapay etin yaratacağı sorunlar ve yapılması gerekenler

Avrupa Birliği Komisyonu’na sunulan raporda yapılması gerekenler ise özetle şöyle sıralanıyor:

– Gelecekte bu yeni ürünlere AB pazarında izin verilecekse, AB tüketicilerinin, nereden gelirse gelsin bu ürünlerin zorunlu olarak etiketlenmesi yoluyla özgür ve bilinçli bir seçim yapabilecek konumda olmalarını sağlamak gerekli olacaktır.

Herhangi bir yetkilendirmeden önce Komisyon’a, laboratuvarda üretilen et konusunda gerçek ve kapsamlı bir kamu istişaresini başlatması çağrısında bulunuyoruz.

– Ayrıca et ürünlerinin tanımına ilişkin AB düzenlemelerinde de yer alan hükümlere göre, hücre bazlı ürünlere hiçbir zaman et denilemez.

– Bu nedenle Komisyon’u, yapay olarak laboratuarda üretilen ürünlerin hiçbir zaman orijinal gıdalarla karıştırılmamasını veya tanıtılmamasını sağlamaya çağırıyoruz.

– Yüksek sabit maliyetler göz önüne alındığında, yapay et üretiminin sonuç olarak birkaç büyük ölçekli endüstriyel üreticinin tekelinde kalması riski yüksektir.

– Bu, değer zinciri boyunca krize yatkın bağımlılıklara yol açabilir ve küçük ölçekli aile çiftlikleri üzerinde ek baskı yaratabilir.

– Komisyonu ve tüm üye devletleri, gıda üretiminin tekelleşmesine karşı ve Avrupalı çiftçiler tarafından garanti edilen birincil çiftlik bazlı gıda üretiminin çeşitlendirilmesine yönelik önleyici tedbirler almaya çağırıyoruz.

– Ayrıca Komisyon’a, satış ve tüketim için herhangi bir izin verilmeden önce yapay ete ilişkin gerçeklere dayalı ve kapsamlı bir etki değerlendirmesi sunması yönünde çağrıda bulunuyoruz. Bu etki değerlendirmesi etik, ekonomik, sosyal ve çevresel soruların yanı sıra beslenme, sağlık güvenliği, gıda egemenliği ve hayvan refahı konularını da ele almalıdır.

Hücre bazlı et nasıl elde edilir?

Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) ile Dünya Sağlık Örgütü (WHO)’nün tanımlamasına göre: hücre bazlı gıda üretimi, hayvanlardan izole edilen hücrelerin kültürlenmesini içerir. Sığır, domuz, kümes hayvanları, balık, karides, yengeç, ıstakoz ve hatta kangurulardan elde edilen kas ve yağ dokuları kullanılarak çeşitli gıda son ürünleri geliştirilebilir.

Özetle, yapay et veya hücre bazlı et ve diğer gıdalar önümüzdeki dönemde daha çok gündeme gelecek ve daha çok tartışılacaktır. Geleneksel hayvancılık yapanlar buna karşı çıkacak, yatırımcılar, girişimciler ise yapay veya bitki bazlı etin pazardan pay alması için çalışacak. Türkiye’de bu tartışmaların odağındaki ülkelerden birisi olacak. Çünkü ülkede hayvancılık, et, süt konusunda işler yolunda gitmiyor.

 

Bu makale ile ilgili yapılan yorumlar

Hayvancılık: İlişkili Diğer Makaleler

En Son Yayınlanan Makaleler