Tarımda “kâr odaklı” 5 senaryo hazırlandı

Tarım Haberleri

·

10 Ağustos 2020

·
Tarımda “kâr odaklı” 5 senaryo hazırlandı

10 Ağustos 2020

·

Ali Ekber Yıldırım

·

Haber

Güncelleme: Şub 23, 2024

Türkiye’nin tarımdaki potansiyelini değerlendirmek, gelirlerini artırmak amacıyla verimlilik ve kar odaklı optimizasyona geçilecek. Tarım ve Orman Bakanlığı bu konuda 5 senaryo üzerinde çalışma yaptı. Bakanlığın yaptığı senaryolara göre, stratejik ürünleri dikkate almadan optimizasyonla tarımsal hasılayı 4 kat artırmak mümkün. Stratejik ürünleri dikkate alarak yapılan 5 farklı senaryoda ise yağlı tohumlara öncelik sağlandığı taktirde en yüksek hasıla artışı sağlanıyor.

Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli, tarımda optimizasyon çalışmalarının ayrıntılarını ilk kez DÜNYA Gazetesi için yaptığımız bu röportajda ayrıntılı olarak açıkladı. Pakdemirli, optimizasyon ile çiftçinin birim alandan en çok para kazanacağı ürünü ekeceğini söyledi.

Pakdemirli, bakanlığın önümüzdeki dönemde uygulamaya koyacağı projeler, gündemdeki konular ve geleceğe ilişkin hedefleri hakkındaki sorularımızı zoom üzerinden yanıtladı:

— Bakanlıkta ikinci yılınızı doldurdunuz.Yaptıklarınızı 2 dakikalık bir video ile anlattınız. Neleri yapmak istediniz de yapamadınız?

— Bundan sonraki ajandamız özellikle ölçek meselesini bir kapsama almak ve ölçek meselesinin üzerine biraz daha gitmek. Hep toplulaştırma, toplulaştırma gidiyoruz. Ama, arazi kullanım planları, toplulaştırma ve arazi bankacılığı. Üçü bir arada bir şey yapmamız lazım. İşin açıkçası bakanlıkta bu işi vizyon olarak alıp sürükleyecek bürokrat sayımız maalesef az. Böyle bir çalışma var ama bunların da oturulup çalışılması lazım.

Küçük aile işletmelerine daha çok destek sağlanacak

Desteklerle ilgili bir çalışmamız var. Desteklerde biz büyük ve küçüğü ayırmıyoruz. Büyük de olsanız küçük de olsanız alacağınız destek aynı. Yani bir hayvanla bin hayvan arasında 1 çarpı 1000 destek alıyorsun. Burada da özellikle belli bir rakamın altında destek almayan çiftçimiz kalmasın istiyorum. Küçük aile işletmelerinin desteklenmesi konusu son derece önemli. Bu tarafta da bir şeyler yapalım istiyorum. Desteklerin de tabi sadece bizim üstümüzden değil örgüt ve birlikler üzerinden yürümesi. Bu konuyla alakalı olarak da örgüt ve birliklerin kanun ve nizamlarla çerçeveye oturtmak yerine, biz destekleri hangi tip örgütler üzerinden vereceğimize dair bir çalışmamız var. Yani örgütleri, kooperatifleri daha çok işin içerisine alacağımız, ama sağlıklı olanları alacağımız,sağlıklı olmayanların da kendilerini sağlıklı olmaya mecbur hissedeceği bir ortama doğru işi evirmeyi düşünüyoruz. Tabii ki ajandamız çok. Yapacak daha çok işimiz var. Belki size optimizasyondan da bahsedebiliriz.

Optimizasyon ile en verimli,en karlı üretim sağlanacak

— Nedir optimizasyon? Bunu biraz detaylandırabilir misiniz?

— Bunu ilk defa aslında bakanlık dışında sizinle paylaşıyoruz. Optimizasyon en verimli ve en karlı üretimin ortaya konması. Aslında özü şu; Çiftçisiniz,100 dönüm bir tarlanız var. Buraya ne ekersem birim alandan en fazla parayı kazanırım. İlk geldiğim günlerde şöyle bir hesap yaptık. Dedik ki,Türkiye’nin tarımsal gayri safi hasıla üretimindeki tavanı nedir? Nereye kadar gidebilir? Ama hiçbir önceliğimiz yok. Sadece en karlı ürünler ekilecek. Dikilecek alanları düşün. Çünkü ağaç olan alanları sökme imkanınız yok. Dikili alanları çıktıktan sonraki alanlarla ilgili şöyle bir şey çıkıyor. Tabii ki ütopik bir şey,ama o ütopik şey diyor ki, 4 misli daha fazla tarımsal hasıla elde edebilirsin. Ama çıkan ürünler, mesela yer fıstığı gibi. Türkiye’nin çok ihtiyacı olmayan ama parasal anlamda da değer katacak olan ürünler.Tabii ki Türkiye’nin stratejik öncelikleri var. Stratejik olarak üretmesi gereken ürünler var. Bunları mutlaka alt alta üst üste koymamız gerekiyor.

Bakan Pakdemirli ile tarımdaki gelişmeleri konuştuk

Hangi senaryo ile üretim ne kadar artırılabilir?

— Optimizasyon konusunda bildiğim kadarıyla farklı senaryolar var. Bu senaryolardan hangisi daha fazla üretimi artırıyor?

— Bütün dünyada olduğu gibi Türkiye’de de kendi kendine yeterliliğinin önemi ortaya çıkmış durumda. Beş altı farklı senaryo yaptık. Mesela hangi senaryolar olursa Türkiye tarımsal gayri safi milli hasılasını artırabilir? Yeterlilik senaryosu üzerinde çalışırsak yüzde 7 civarında yani yüzde 6.95 civarında hasılamızı artırabiliyoruz. Hububat öncelikli senaryoda yüzde 6.48, yağlı tohumlar öncelikli üretim dediğimizde hasılamızı yüzde 13.53 artırabiliyoruz. Baklagillere öncelik verirsek yüzde 1.68 hasıla artışı sağlanabiliyor. Pamuk ve buğdayı öncelikli artırdığımız zaman yüzde 9.24 hasılamızı artırabiliyoruz.

Tabi şunu unutmayın, biz üretmediğimiz bir alanı yönetmeye çalışıyoruz. Üreten kim? Devlet değil. Üreten çiftçi. Biz doğru destekleme politikaları ile çiftçinin,üreticinin doğru yere yönlenmesi çabası ve gayreti içerisindeyiz.Bundan dolayı bu optimizasyona ulaşmanın en önemli şartlarından bir tanesi özellikle destek verilen kalemlerde ürün deseninin değişmesi. Eğer yetiştirebilirsek önümüzdeki yılın desteklerini bazı öncelikleri, tam optimizasyona göre olmasa da belli bir oranda devreye almak istiyoruz.

Tarım destekleri Şubat’ta açıklanmalı

— Bir çok üründe hasat bitti, bitiyor. Destekler henüz açıklanmadı. 2020 ürünü destekleri ne zaman açıklanacak?

— Orta vadeli planda destekler daha düşük planlanmıştı. Ama geçen yıl orta vadeli planın üzerine çıkmıştık. Bu yıl da onu garanti etmek maksadıyla diğer kurumlarla, başta Hazine ve Maliye ile görüşüyoruz. O yüzden biraz gecikiyoruz. Aslında bana sorarsanız her dönem ben destekleri Şubat’ta açıklamak isterim ki, bir şekilde ekim dikim kararı verilirken bu işlerin faydası olsun. Çünkü destekler şu veya bu şekilde geriden geliyor. Aslında destekleri bir yıl geriye de çekebilsek. Bu defa gerçekten çok doğru bir noktaya getirip,desteği verdiğimiz noktada yönlendirmeyi sağlama imkanımız yüzde 100 olabilir. Tabii bu da imkanlar meselesi. Ekstradan bir 20 milyar lira daha gerektiriyor. O da bugünkü imkanlarla çok mümkün gözükmüyor. Ayrıca destekler tabii ki çok sayıda. Ben de bunun farkındayım. Ama siz de biliyorsunuz ki, desteklerle ilgili bir konuda şöyle kenarından dokunmaya kalktığınızda, ki bunların konsolide olması lazım. Ama,maalesef bugün üreticimiz sorsanız memnun musunuz desteklerden “hayır” diyecektir, çünkü kanıksanmış artık. Bu kadar alıyorum, benim hakkım bu gözüyle bakıyor. Orada bir sıkıntı yok. Hakkı olduğunu düşünüyoruz bizde. Ama şurada şurasını değiştirelim dediğiniz zaman bir yerden mutlaka ses geliyor.

Çiftçi mağdur olmasın diye fiyatlar yüksek açıklanıyor

— Çiftçinin en önemli sorunu yüksek girdi fiyatları. Girdi fiyatlarını düşürmek için bir çalışmanız var mı?

— Girdi fiyatlarındaki artış böyle dönemlerde kaçınılmaz. Burada yapılması gereken girdilerin üzerinde fiyat açıklamak ve üreticiyi,çiftçiyi mağdur etmemek. Biz bunu yaptık. Üreticiye enflasyonun üzerinde fiyat verdik. 2019’da ve 2020’de sorunlu ürün, sorunlu alan bırakmadık.

— Pandemi sürecinde çiftçi beklediği desteği göremedi. 2019’un desteklerini ödediniz.Sınırlı miktarda tohum desteği, hazine arazilerinin üretime açılması ve sadece Mayıs-Haziran aylarına ait düşük faizli kredi borçları ötelendi. Tohum desteğini yaygınlaştırmayı düşünüyor musunuz?

— Pandemi süresince çiftçiye verebileceğimiz desteği, imkanlar dairesinde sağladık. 2019 desteklerinin yüzde 75’ini ilk 6 ay olmadan ödemiştik. Mayıs Haziran borçlarını sizin de söylediğiniz gibi erteledik. Tohum desteği verdik, hazine arazilerinin daha aktif kullanılması son derece önemli. Bununla ilgili yakında özellikle bu sonbahara yetiştirecek şekilde boş ve tarıma müsait olan tarım arazilerinin kullanımına yönelik bir uygulamamız olacak. Bunu da çok yakın zamanda il ve ilçelerimiz üzerinden de bu çağrıları yapıyor olacağız. Tohum desteğini yaygınlaştırmamız lazım. Yazlık ekime, iklimi, kliması geç ekime uygun alanlarda ekim yapacak çiftçiye yüzde 75 tohum desteği için 81 ilden bilgi istedik. Bize yazlık ekime uygun alanlarınızı bildirin diye. Bize 21 ilden geldi, bizde şu kadar yer var diye. Biz de 21’ine de verdik. Ama bunu bu yıl biraz daha geliştirmemiz gerekiyor diye düşünüyorum.

Fındık rekoltesi yüksek diye açıklamama cüreti gösteren biriyim

— Ordu’da fındık rekoltesini açıkladınız ve ortalık karıştı. Açıklamanızda, “rekolteyi bir kaç kez önüme getirdiler,geri gönderdim” dediniz. Rekolte böyle kısa sürede hemen değiştirilecek bir şey değil. Burada tam olarak ne oldu? Nasıl geri gönderdiniz?

— Rekoltenin ne kadar olduğunun aslında hiç bir önemi yok. Önemli olan nedir üretici için; fiyat. Fiyat iyi mi kardeşim, iyi. Burada maalesef haksız bir eleştiriye maruz kaldım. Halbuki ben üretici lehine olduğu zaman rekolteyi açıklamama cüretini de gösteren bir insanım. Geçen yıl, INC(Uluslararası Sert Kabuklu Meyveler Konseyi)’de Miami’de tahmin ediyorum veya daha sonra açıkladım. Fındıkla ilgili rekolteyi açıklarken 775 bin tonluk rekolteyi, 700 bin tonun fevkinde diye açıkladım. Yani 775 bin tonu bilerek açıklamadım ki, fiyat düşmesin diye. Yani üreticinin lehinde biz her zaman kalemi oynatırız. Tabii ki rekolte 775 bin tondu ve şunu da söylemeliyim ki 775 bin tonluk rekolteye ben de inanamadım. INC’ye gittik, tüccarlar 850 bin ton açıklamaya kalktılar. Ben dedim ki ya siz deli misiniz? 850 bin ton rekolte mi açıklanır? 850 bin ton rekolteyi unutun dedim. Çıktım kürsüye dedim ki, tüccarlar yüksek açıklamaya çalışır, üreticiler de düşük açıklamaya çalışır bunun ortasını bulmak gerekir. İşin asıl temel matematiği budur.

— Rekolte tahmini neden bu kadar çok tartışılıyor?

— Bu rekolte tahminlerinde hatalar yapılabilir mi? Zaman zaman oluyordur da. Geçen sene rakamlarına, devir stoklarına bakıldığında, 775 bin ton doğru gözüküyor. Belki 5-10 bin ton fark vardır. Şimdi rekoltenin yanlış olduğunu iddia edenlerin de oturup “siz evet şu çalışmayı yaptınız ama, benim elimde şu veriler var. Ben de şu çalışmayı yaptım. Odalarla,sivil toplum örgütleriyle çalıştık,vejitasyona baktık, droneları kullandık, tek tek şu kadar bahçeye gittik, çiçek sayımı yaptık” diyebilmeleri lazım. Bu işi konuşanların işkembe-i kübradan konuşmamaları lazım. Bunu teknik insanların konuşması lazım. Bu anlamda rekoltenin ne olduğundan daha çok, önemli olan çiftçi memnun mu? Karadeniz’den bir çok tanıdığınız vardır sizin, konuşun müstahsil memnun. Biz müstahsili memnun edecek politikalar ortaya koyduk. Bir kaç yıldır da dolar bazında vatandaşın cebine giren parayı da artırdık. İhracatta 2018’den bu yana kilosunu 5.91 dolardan 6.72 dolara çıkarmışız. Bu trendi de artırarak gitme konusunda bir çabamız var. Çünkü geçen yıl Toprak Mahsulleri Ofisi piyasaya girmeseydi, en az 300 milyon dolar üreticinin cebinden alıp yurtdışındakilerin cebine, tüccara teslim etmiş olacaktık. 300 milyon doları biz üreticinin ve ülkenin bilançosuna koymuş olduk. Bu sene de benzer bir şey olacak. Zaman zaman Türkiye’nin üretimine göre fiyatlar değişebilir, farklılaşabilir. Üretici lehine olan bütün hesabı kitabı yapıyoruz ve üretici memnun. Önemli olan da üreticiyi memnun etmektir. Rekolte üzerinden siyaset yapmayı,polemik yapmayı ben uygun bulmuyorum.

Hasat bitiminde buğdaya müdahale sinyali

— Buğdayda piyasa fiyatları, sizin açıkladığınız fiyatın çok üzerine çıktı. Fiyatı düşük açıkladığınızı düşünüyor musunuz? Toprak Mahsulleri Ofisi buğday alamadığı söyleniyor.Ne kadar buğday aldınız? Bu sene Türkiye Şeker Fabrikaları(Türk Şeker) da hububat alımı yapıyor. Türk Şeker neden bu işe girdi?

— Hep sözleşmeli üretim diyoruz. Türk Şeker’in sözleşmeli üretimde şekerpancarında yürüyen iyi bir sistemi var. Pancarın münavebesi hububatta da oluyor. Münavebe kısmında da Türk Şeker biz bu işe gireceğiz deyince, aman dedim üreticinin lehine olan her şeyde biz olumlu bakarız. Üreticinin bir kısmının finansman desteği sağlayınca biz alkışladık. Zaman zaman rekabet olabiliyor. Zaman zaman da fiyatlar yükselebiliyor. Ama ana eksenine Türk Şeker’i koymak doğru olmaz. Burada piyasada ciddi bir talep var. Ciddi bir beklenti var. O beklentiyi satın alan vatandaşlarımız da ellerinde elektronik ürün senetleriyle bu işe yatırım yapıyor. Ama şunu söyleyeyim dünya fiyatları, şu anda Türkiye’de oluşan fiyatların çok altında. Bu hasat dönemi boyunca bizi rahatsız eder mi, etmez. Üreticinin lehine olduğu için biz sesimizi çıkarmıyoruz. Ama hasat dönemi bittikten sonra, ki bitmeye yakınız artık. Bittikten sonra biz bu konuda gerekli şeyi yaparız.

— Hasat bittiğinde gerekli şey dediğiniz, ithalat mı?

— Elimde dünyanın malı var. İthalattan önce onları satarız.

— Bu yılın ilk 6 ayında geçen yılın aynı dönemine göre 700 bin ton fazla buğday ithal etmişiz.İthalat devam ediyor.

–Buğdayda 2019’da 574 milyon dolar dış ticaret fazlamız var. Bu sabah bir yayında “buğday ithalatında rekor kırdık” diye haber vardı. Kardeşim bir de ihracatı versene . Aynı şey samanda var. Kardeşim 1 kilo saman geliyor ama bin kilo ihracatım var.Yani onları yazsana. Maalesef bu konular çok speküle edilen konular. Bizim hala ne yazık ki algıda öne geçemediğimiz konular. Hollanda 17 milyar dolar gayri safi milli hasılasıyla 100 milyar dolarlık ticareti nasıl yapıyor? Malları ithal ediyor işliyor veya işlemeden tekrar satıyor.Ama Hollanda’da kimse, ne muhalefet partisi nede muhalif medya çıkıp bunlar 83 milyar dolar ithalat yapıyor demiyorlar. Olayı speküle etmiyorlar. Böyle bir şeyi konuşsanız da adama gülerler. Ama Türkiye’nin ortamında maalesef bunlar konu olabiliyor. Konu edilebiliyor.

Yani 2020 yılının ilk 6 ayında da 1.2 milyar dolar ithalat var,1.4 milyar dolar da ihracat var. Dış Ticaret fazlası 200 milyon dolar. Yani bu fabrikaları boş mu bırakalım? Ya da Sanayi Bakanlığı ve Ticaret Bakanlığı ile konuşalım diyelim ki,Türkiye’de ithalat yasaklansın. Yani bu konu bizim amir hükmünde olduğumuz bir konu değil ama bu fabrikaların da çalışması lazım diye düşünüyorum bir Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olarak.

Bu haber ile ilgili yapılan yorumlar

  1. VELİ ÇINAR 11 Ağustos 2020 - 14:31 - Yanıtla

    ÇKS KAYIT BAŞVURUSU 1 EYLÜL E KADAR UZATILDI DENİYOR AMA KAYIT YAPMIYORLAR SEBEBİ RESMİ GAZETE İLANI GELMEDİ DENİLİYOR SAYIN BAKANIM BU SORUNUMUZA BİR ÇARE OLUN SAYGILARIMLA

  2. YSF ss 11 Ağustos 2020 - 18:50 - Yanıtla

    Bu nasıl bir konuşma şeklidir? Geri gönderdim, siz delimisiniz, vb. bir bakanı geçtim bir insan birisine röportaj veriyor ise kurduğu cümlelere dikkat etmeli ki biz bakanın ne kadar çabaladığını görüyoruz bazı şeylerin üstünü kapamaya çalışmak gibi. Fındıkçıya kız tüccara kız, hiç devlette suç bulma evet çok haklısınız. Biz ıslah olmayız kısa ve net. Git fındık alım şirketini ferrero ya satılmasına izin ver daha sonra onu söyle bunu söyle. Ben daha çok yazarımda herkes kaldıramaz yazacaklarımı.

: İlişkili Diğer Haberler

En Son Yayınlanan Makaleler