Türkiye’nin 21 tarım ürünü AB koruması altında

Tarım Haberleri

·

02 Mayıs 2024

·
Türkiye’nin 21 tarım ürünü AB koruması altında

02 Mayıs 2024

·

Ali Ekber Yıldırım

·

Haber

Güncelleme: May 2, 2024

İklimi, coğrafyası, mutfağı, yöresel ürün çeşitliliği ile tarım ve gıdada büyük bir potansiyele sahip olan Türkiye, bu zenginliğini Avrupa Birliği’nden aldığı coğrafi işaretlerle tescilledi. Bugüne kadar 21 ürün Avrupa Birliği’nden coğrafi işaret tescili aldı. Tescili yapılan ve askıya çıkan 4 ürün var. Üç aylık askı süresinde itiraz olmazsa bu ürünlerin de tescili kesinleşecek.

Türkiye, tarım ve gıdada zengin ürün çeşitliliğini, Avrupa Birliği’nden aldığı coğrafi işaretlerle adını duyurmaya başladı. Zeytin ve zeytinyağından fındığa, incirden baklavaya, tarhanadan sarımsağa ve daha birçok üründe alınan coğrafi işaret tesciline şimdi de ilk kez “geleneksel ürün” olarak “döner” tescilleniyor.

İklimi, coğrafyası, mutfağı, yöresel ürün çeşitliliği ile tarım ve gıdada büyük bir potansiyele sahip olan Türkiye, bu zenginliğini Avrupa Birliği’nden aldığı coğrafi işaretlerle tescilledi. Bugüne kadar 21 ürün Avrupa Birliği’nden coğrafi işaret tescili aldı. Tescili yapılan ve askıya çıkan 4 ürün var. Üç aylık askı süresinde itiraz olmazsa bu ürünlerin de tescili kesinleşecek.

Avrupa Birliği’nden coğrafi işaret tescilli ürün sayısı artarken, “geleneksel ürün” olarak tescillenen ilk ürün “döner” oldu.

Türkiye’den farklı olarak Avrupa Birliği’nde ağırlıklı olarak gıda ürünlerine özellikle de peynir ve şarap için coğrafi ürün tescili yapılırken, Türkiye’de birçok ürüne coğrafi işaret tescili alınıyor.

Türkiye’de 1565 coğrafi işaretli ürün var

Türkiye’de coğrafi işaret tescili Türk Patent ve Marka Kurumu tarafından yapılıyor. Güncel verilere göre, Türk Patent ve Marka Kurumu 1565 ürüne coğrafi işaret tescili verirken, işlemleri devam eden başvuru/ürün sayısı ise 653. Türkiye’de bundan 10 yıl önce 2014’te coğrafi işaret için 72 ürün başvurusu yapılırken verilen tescil sayısı sadece 6 oldu. 2020 yılından sonra başvuru ve tescil sayısı hızla arttı. 2020 yılında 478 başvuru ve 161 tescil yapılırken 2021’de 577 başvuru ve 352 tescil ile rekor kırıldı. Türk Patent ve Marka Kurumu’na 2023 yılında coğrafi işaret tescili için 385 ürün için başvuru yapıldı ve 209 ürün tescil aldı. Yapılan tahminlere göre, Türkiye’de 2500 civarında coğrafi tescil alabilecek ürün var. Bu ürünlerden kaç tanesi Avrupa Birliği’nden tescil alabilecek henüz bilinmiyor.

AB tescilli ürün sayısı iki yılda patladı

Avrupa Birliği’nden alınan coğrafi işaret sayısında son iki yılda adeta bir patlama oldu. Avrupa Komisyonu tarafından tescil edilen ilk Türk ürünü 2013 yılında “Antep baklavası/Gaziantep baklavası oldu. İkinci tescil 2 yıl sonra 2015 yılında Aydın inciri oldu. Tam 4 yıl sonra 2017’de Malatya kayısısı tescil edildi. 2020-2022’de tescil sayısı hızla artmaya başladı. Sadece 2023 yılında 10 ürün tescil aldı. 2024’te de bu artışın devam etmesi bekleniyor.

Ürün bazında zeytin ve zeytinyağı, il bazında Aydın lider

Avrupa Komisyonu tarafından coğrafi tescili onaylanan 21 üründen 6’sı zeytin ve zeytinyağı. Milas zeytinyağı, Edremit zeytinyağı, Aydın memecik zeytinyağı, Gemlik zeytini, Edremit Körfezi yeşil çizik zeytini, Milas yağlı zeytini Avrupa’dan coğrafi işaret tescili alan zeytin ve zeytinyağı ürünleri.
İl bazında ise Aydın inciri, Aydın kestanesi ve Aydın memecik zeytinyağı ile en fazla tescil alan il Aydın oldu.

Coğrafi işaret neden önemli?

Dünya genelinde 10 bini aşkın coğrafi işaretli ürün olduğu ve bu pazarın büyüklüğünün 250-300 milyar dolar olduğu tahmin ediliyor. Sadece Avrupa pazarının 100 milyar Euro olduğu hesaplanıyor. Coğrafi işaret alınan ürünler için hem koruma sağlanıyor hem de bu ürünler özel ürün statüsünde kabul edildiği için daha yüksek fiyata satılıyor. Üreticisine daha çok para kazandırıyor. Denetimlerle ürünün taklit edilmesi, tağşiş edilmesi engelleniyor.

Avrupa Birliği’nde coğrafi işaret tescili için çiftçiler, çiftçi örgütleri başvuruyor. Coğrafi işaret alınan ürünler koruma altına alınıyor.

Türkiye’de yeterli denetim yok

Türkiye’de ise coğrafi işaret tescili ağırlıklı olarak ticaret ve sanayi odaları, borsalar, belediyeler, valilik, kaymakamlık gibi kamu veya kamu niteliğindeki kurumlar tarafından alınıyor. Üretici ve kooperatifler bu konuda etkin değil. Çiftçi, üretici adına oda ve borsalar veya belediyeler yerel yönetimler coğrafi işaret tescili alınca üretici bu ürünlere yeterince sahip çıkmıyor. Oda ve borsalar da tescil belgesini alıp duvara asıyor. Coğrafi işaret ile ilgili etkin bir denetim yok. Coğrafi işaretli ürünler taklit ve tağşiş ediliyor. Gaziantep baklavası Avrupa Birliği’nden coğrafi işaret tescili alan ilk ürün. Aynı zamanda an fazla taklit ve tağşiş edilen ürün. Türkiye’de satışa sunulan baklavanın neredeyse tamamı “Antep baklavası” olarak satılıyor. Coğrafi işaretli Antep baklavası korunmuyor. Hem üretici zarar görüyor hem de tüketici aldatılmış oluyor.

Avrupa Komisyonu’ndan coğrafi işaret tescili alan 21 ürünümüzün Avrupa Birliği Resmi Gazetesi’nde yayınlana tescil kararlarındaki verilere göre özellikleri özetle şöyle:

1-Antep baklavası/Gaziantep baklavası:

Antep baklavası /Gaziantep baklavası, irmik kreması ve Antep fıstığı ile doldurulan ve şurupla tatlandırılan yufka katlarından yapılan tatlı bir hamur işidir. Kuru veya taze olarak üretilir. Kuru ve taze baklava arasındaki fark, kuru baklavada irmik kaymağının bulunmamasıdır.
Antep baklavasının aroması Antep fıstığı ve sade tereyağından gelir. Rengi, yüzeyi altın sarısıdır ve alt kısmı Antep fıstığı nedeniyle koyu yeşildir. Antep fıstığı, Antep baklavasında kullanılması zorunludur. Baklavada kullanılan sade tereyağı: yüzde 99,9 saf sütten elde edilen, tuz ve diğer katkı maddeleri içermeyen tereyağı olmalıdır.

Antep baklavası /Gaziantep baklavası  kuru olarak satılıyorsa paketin üzerinde kuru ibaresi yer almalıdır.

Coğrafi bölgesi, üretim alanı Güneydoğu Anadolu’da yer alan Gaziantep ilinin tamamını kapsamaktadır.

Antep baklavası /Gaziantep baklavası parlak altın sarısı rengi, dokusu, yapısı ve alt kısmının koyu yeşil olmasıyla diğer baklavalardan ayırt edilebilir. Ancak asıl fark Antep fıstığı ve sade tereyağının tadı ve aromasındadır.

2- Aydın inciri:

Aydın inciri, kurutulmuş “Sarılop” incirine verilen isimdir. Coğrafi bölgesi Aydın ili ve tüm ilçeleridir. Aydın inciri bir çeşit kuru incirdir. Olgunlaşma ve kuruma sürecini karakterize eden ekolojik ve insan faktörleri ona ince kabuğunu, yumuşak dokusunu ve beyazımsı sarı ten rengini verir. Aydın İnciri’nin üretiminde kullanılan incirin kurutulma yöntemi, onu diğer bölgelerde üretilen kuru incirlerden ayırıyor. İncirler, güneşte, yetenekli ve deneyimli işçiler tarafından, geleneksel yöntemler kullanılarak ve tamamen doğal ortamda kurutulur.

Bölgenin yıllık ortalama yağış miktarı 625-675 mm’dir. Olgunlaşma ve kuruma dönemlerinde havanın kuru ve bulutsuz olması önemlidir. Çünkü yağmur, kuru incirin kalitesinin bozulmasına neden olan en önemli faktördür. Düşük nem meyve kabuğunun kalınlaşmasına, yüksek nem ise meyve renginin koyulaşmasına ve meyvenin çatlamasına, dolayısıyla kalitesinin düşmesine neden olur.

Büyük ve Küçük Menderes vadilerinde hakim olan rüzgar sistemleri bu bölgede kaliteli kuru incir üretimi açısından kritik öneme sahip olup incir yetiştirilebilecek alanları sınırlandırmaktadır. Sabahları esen kuzeydoğu rüzgarı incirin olgunlaşması ve kuruması açısından oldukça önemlidir. Öğleden sonraları batıdan esen nemli deniz meltemi ise incirlerin irileşip ince kabuklu olmasına neden oluyor. Her iki rüzgarın farklı yönlerden aynı anda esmesi, incirin kaliteli bir ürün verecek şekilde kurutulması anlamına gelir.

Aydın inciri binlerce yıldır bu bölgede üretilmektedir. İncirin üretimi, hasadı ve kurutulması uzun yıllardır aynı geleneksel, doğal yöntemlerle yapılmaktadır. İncir her zaman insanların günlük yaşamının bir parçası olmuştur. Aydın İnciri, Aydın ili için ayrı bir öneme sahiptir ve bölgenin simgesidir.

3-Malatya kayısısı

Malatya kayısısı, Hacıhaliloğlu kuru kayısı çeşidine verilen isimdir. Malatya  kayısısı  sıkı dokulu olup, zengin aroma ve şeker içeriğine sahiptir. Yedikten sonra tatlı bir tat ve aroma bırakır. Üretimin olduğu coğrafi bölge; Malatya bölgesi, Türkiye’nin Doğu Anadolu bölgesinin Yukarı Fırat havzasında 38°29?03?K enlemleri ve 38°08?11?D boylamları arasında yer almaktadır. Malatya bölgesi, il merkezi ve ilçeleri olan Elazığ-Baskil, Kahramanmaraş-Elbistan, Sivas-Gürün ve Adıyaman-Gölbaşı’ndan oluşmaktadır.

Malatya kayısısı, zengin aroma ve şeker içeriğine sahip, düzgün sarı renk ve büyüklükte, sıkı dokulu kayısı meyvelerini içerir. Malatya kayısısı kendine has aroması ve lezzetiyle diğer kayısılardan kolayca ayırt edilebilir.

Malatya kayısısı binlerce yıldır bu coğrafyada üretilmektedir. Malatya kayısısının üretimi, hasadı, kükürtlenmesi ve kurutulması uzun yıllardır aynı geleneksel ve doğal yöntemlerle yapılmaktadır.

4- Aydın kestanesi:

Aydın kestanesi, Castanea sativa Mill’in yerel ekotiplerinden üretilen, taze olarak tüketilen bir tarım ürünüdür. Bölgede Işıklar, Sarıaşı, Kemer vb. adlarla bilinen yerel ekotipler yetiştirilmektedir.

Kabuğu genellikle parlaktır, açık kahverengi renktedir ve kolayca soyulabilir. Çekirdeği açık krem-beyaz renkte olup, yumuşak bir dokuya sahiptir.
Aydın kestanesi, geniş geleneksel meyve bahçelerinde, eğimli, bazen teraslı arazilerde, hektar başına 100 kestane ağacıyla sınırlı yoğunlukta yetiştirilmektedir.

Aydın’da kestanenin depolanması diğer bölgelerden farklı kültürel bir süreçtir. Kestaneler geleneksel olarak meyve bahçelerinden çapaklarıyla birlikte ağaç altlarında toplanır ve üzerleri eğrelti otu gibi bitkilerle kaplanarak ‘yığın’ adı verilen ortamlarda depolanır.

Coğrafi alanı, Aydın kestanesinin 650 ila 1500 metre rakımlar arasında ekildiği Aydın ili topraklarının tamamını kapsamaktadır.

5- Milas zeytinyağı:

Milas zeytinyağı, Milas ilçesinde yetişen ‘Memecik’ çeşidi zeytinlerden özel olarak üretilen sızma zeytinyağıdır . Zeytinyağı sadece mekanik işlemlerle üretilir.

Korunan alan Milas Belediyesi’ne bağlı tüm köy ve kasabaları kapsamaktadır . Hepsi Güney Ege Bölgesi’nde yer alan Muğla ilinde bulunmaktadır.

Milas ilçesi 5.000 yılı aşkın bir süredir antik insan yerleşim alanıdır. Doğal koşullar, Karya Uygarlığı’ndan bu yana zeytincilik ve zeytinyağı üretimini bölgedeki başlıca tarımsal faaliyet haline getirmiştir.

Milas zeytinyağının özelliği, koyu yeşil/sarı rengi ve keskin meyvemsi kokusu, çimen aroması ve çimen, kırmızı biber ve karabiber tatlarından kaynaklanmaktadır. Bu özellikler ‘Memecik’ çeşidine etki etmektedir. Milas bölgesinde nesillerdir Memecik çeşidi yetiştirilmektedir ve bu bölgedeki zeytin ağaçlarının büyük bir kısmı Memecik çeşididir.

6- Bayramiç beyazı:

Bayramiç beyazı, Prunus persica türüne ait yerli nektarin çeşidinin meyvesidir . Meyveler düzgün, pürüzsüz bir şekle ve ince bir cilde sahiptir. Tatlı, aromatik ve hafif asidik bir tada sahiptir.

Coğrafi bölgesi Çanakkale’nin Bayramiç ilçesidir. Bayramiç İlçesi, Biga Yarımadası’nın en büyük kütlesi olan Kaz Dağı yakınlarında 500-1000 m yükseltilerdeki ova ve platolardan oluşmaktadır. Yükseklikten dolayı güneş ışığının fazla olması fotosentezi artırarak Bayramiç Beyazı’na daha tatlı bir tat verir.
Hasat, çiftçinin nektarinleri hasat etmek için doğru zamanı belirlemesine bağlıdır. Nektarinler her ağaçtan 2-3 kez elle toplanıyor. Elle toplama, mahsullerin daha iyi korunmasını sağlar ve herhangi bir hasarı önler.

Bayramiç Beyazı, Bayramiç İlçesi’nin doğal koşullarında yıllar içerisinde gelişme göstermiş yerel bir nektarin genotipidir. Kayısı, şeftali ve erik aromalarının karışımından oluşan taze ve tatlı aromasıyla öne çıkar. Coğrafi bölgede yetişen Bayramiç beyazının diğer ilçelerde yetişenlere göre daha yüksek uçucu bileşenlere ve daha güçlü aromaya sahip olduğu çok sayıda çalışmayla doğrulanmıştır.

7- Taşköprü sarımsağı:

Taşköprü sarımsağı uzun ekim süresine sahip, geç çiçek açan bir sarımsaktır. Taşköprü sarımsağının özelliği yüksek selenyum içeriğinden dolayı acılığı, kendine has keskin kokusu ve uzun muhafaza süresidir. Üretildiği coğrafi bölge Taşköprü ilçesidir.

Çoğunlukla tarım alanı olan Taşköprü ilçesinin nüfusu kentlere göç etme eğilimindedir. Ancak bol insan gücü gerektiren sarımsak ekimi sayesinde bu göçün kısmen önüne geçilebilmektedir. Halen kooperatifçilik yoluyla yetiştirilen ender ürünlerden biridir. Birbirini takip eden sarımsak üretim aşamaları yoğun emek gerektirir ve Taşköprü sarımsağı üretiminin her aşamasında insan müdahalesi gereklidir. Bu insan müdahalesi sarımsağın kalitesini ve üretimini artırıyor.

8- Giresun tombul fındığı:

Giresun tombul fındığı, kabuksuz veya kabuklu fındık olarak pazarlanan, kabuksuz, kabuklu çiğ ve kabuklu kavrulmuş fındıktır. Çiğ ve kavrulmuş halinin ağızda bıraktığı tat, lezzet ve aroma oldukça yoğundur. Fındığın çiğnenmesi kolaydır ve ağızda kuruluk hissi bırakmaz, fındığın yağı hissedilir. Ayrıca yutulduğunda acı bir tat bırakmaz.

Üretim, hasat, depolama, ayıklama, kalibrasyon alanı Giresun’un; Piraziz, Bulancak, Dereli, Keşap, Espiye, Yağlıdere, Tirebolu, Güce, Doğankent, Görele, Çanakçı, Eynesil ilçeleri ile Trabzon’un Beşikdüzü ve Vakfıkebir ilçeleri ile bu ilçelerdeki köylerin tamamında yapılıyor.

Giresun tombul fındığının en önemli ayırt edici özellikleri kendine özgü tat ve aroması, yüksek yağ içeriği, kabuk kalınlığı, yüksek iç oranı ve testanın soyulabilir olmasıdır. Bunlar hem doğal hem de beşeri faktörlerden kaynaklanmaktadır.

Hasat, dalların silkelenmesi ve fındıkların yerden toplanması veya sürgünlerden elle toplanmasıyla yapılır. Fındıklar kabuklarıyla birlikte toplanıp harman sahalarına serilir ve su oranı %12’ye ulaşıncaya kadar kurutulur. Daha sonra fındıklar harman makinalarında kabuklarından ayrılarak içteki su miktarı %6’nın altına düşene kadar kurutulmaya devam edilir. ‘Giresun tombul fındığı çiftçileri yüzlerce yıldır bu hasat işlemlerini sürdürmekte ve meyvenin özelliklerini etkilemediği sürece yeni teknolojileri (kabuk ayırma gibi) kullanmaktadır.

9- Antakya künefesi:

Antakya künefesi Türkiye’de peynir içeren az sayıdaki tatlıdan biridir. Üretimde künefelik kadayıf (künefe hamuru gibi hafif pişirilmiş), taze Antakya künefelik peyniri (künefe peyniri), tereyağı ve pekmez kullanılmaktadır. Künefelik peynirinin, düz bir tepside tereyağı ile karıştırılmış iki kat künefelik kadayıf arasında pişirilmesi ve tüketilmeden önce istenilen tatlılıkta şerbetin sürülmesiyle elde edilir. Tepsinin boyutu tüketilecek porsiyon sayısına bağlıdır.Antakya künefesi sıcak olarak tüketilir. Tüketim sırasında peynirin lif oluşturacak şekilde esnemesi beklenir.

Antakya künefesi, şerbet eklendikten hemen sonra sıcakken servis edilir. Ham halde (pişmemiş halde), nakliye ve dağıtım için dondurularak -18 °C’de saklanabilir.

Antakya künefelik peyniri üretimi için sütün Hatay ilinden temin edilmesi gerekmektedir. Antakya künefelik peyniri lezzetini Hatay bölgesinin zengin bitki örtüsünde otlayan ineklerin sütünden alır.

Antakya künefesinin üretim bölgesi Hatay ili ve ilçeleridir (Antakya, Altınözü, Kumlu, Belen, İskenderun, Arsuz, Kırıkhan, Payas, Dörtyol, Hassa, Erzin, Samandağ, Yayladağ, Defne, Reyhanlı).

10- Gemlik zeytini:

Gemlik zeytini, bordo, koyu kahverengiden siyaha kadar değişen renkte, ince kabuklu, kalın etli, küçük ve yuvarlak taşlı, tam bir zeytin oluşturan sofralı zeytindir. Gemlik  zeytini iki yöntemle işlenmektedir. Birincisi, Gemlik zeytininin deniz tuzu, su ve ağır taşlarla baskı uygulayarak salamura haline getirdiği ‘salamura’ zeytindir. İkincisi ise ‘sele’ adı verilen su kullanılmadan tuzlanıp paketlenen Gemlik zeytinidir . ‘Sele’ türü, sadece deniz tuzu kullanılarak ‘kuru sele’ (kuru) ve mısır yağı veya ayçiçeği yağı gibi bazı bitkisel yağların eklendiği ‘yağlı sele’ (yağlı) olarak ayrılır.

Gemlik zeytini, pakete konulan zeytinin ağırlığının yüzde 3 ile yüzde 5’i arasında mısır yağı veya ayçiçeği yağı ile harmanlanarak ‘yağlı sele’ olarak adlandırılıyor. Zeytinler herhangi bir alkali işlem uygulanmadan doğal olarak fermente edilir. Zeytin ezilmez ve zarar görmez. Yabancı maddelerden, kokulardan ve böceklerden arındırılmış. Zeytinlerde kusurlara tolerans gösterilmemektedir.

Coğrafi bölge, Türkiye’nin güney Marmara bölgesinde yer alan Bursa ilinin Gemlik, İznik, Mudanya ve Orhangazi ilçelerini kapsamaktadır.

11- Suruç narı:

Suruç narı, pembe-açık kırmızı, yumuşak damarlı, orta ince ve elastik kabuk yapısına sahip, sarı zemin üzerine kırmızı-pembe tonlarından oluşan bir çeşittir. Taneleri iri olup granülasyonu kolaydır. Taneleri meyvenin yaklaşık yüzde 60’ını oluşturur. Ekşi-tatlı tadı nedeniyle genellikle sofralık nar olarak tüketilir.

Suruç narı, Şanlıurfa sınırları içerisinde yetiştirilmektedir. Şanlıurfa, tarımın yoğun olarak yapıldığı, tarihsel olarak Mezopotamya olarak bilinen bereketli hilalin bir parçasıdır. Suruç Narı’nın bölgeye Babil bahçelerinden getirildiği sanılıyor.

Şanlıurfa narın Türkiye’deki genetik kaynaklarından biridir. Bu nedenle bölgede yüzyıllardır nar yetiştiriciliği yapılmaktadır. Çiftçiler yüzyıllardır geleneksel yöntemlerle Suruç narı yetiştiriyor.

Suruç narı, ince ve elastik kabuğu, sarımsı kabuk rengi, kolay granülleşen renkleri, tatlı-ekşi tadı ve aromasıyla Türkiye’de yetişen diğer narlardan ayrılan bir tarım ürünüdür.

12- Çağlayancerit cevizi:

Çağlayancerit cevizi orta büyüklükte, 16 gr/adet, dolgunluğu %99 civarında olan bir cevizdir. Kabuğu kolayca kırılır ve cevizin çekirdeği bütün olarak kolaylıkla çıkarılabilir. Kabuklu veya kabuksuz olarak kurutulmuş olarak satılmaktadır. Tadı çok düşük acılık, orta tatlılık ve güçlü yağlı aromadır.

Çağlayancerit cevizi üretiminin coğrafi sınırları Çağlayancerit Merkez İlçesi, Boylu Köyü, Bölükdamlar Köyü, Emiruşağı Köyü, Kale Köyü, Küçükcerit Köyü, Soğukpınar Köyü, Oruçpınar Köyü, Zeynep Uşağı Köyü, Küçükünült Köyü, Bozlar ve Helete kasabasıdır.

Çağlayancerit ilçesinde geçmişten günümüze ceviz öncelikle her aile tarafından kendi ihtiyacını karşılamak amacıyla yetiştirilmiştir. Ceviz üretimi aileden aileye geçen bir gelenektir. Artık Çağlayancerit ilçesinde yaşayan halkın yüzde 80’inin geçim kaynağı ceviz. Bölgede ceviz üretiminin tarihsel önemini ve bugünkü büyüklüğünü gösteren en büyük gösterge 400-500 yaşları arasındaki ceviz ağaçlarıdır.

Cevizin yörede adı Koz olarak anılır. Koz, ceviz kelimesinin eşanlamlısı olarak kullanılan yerel bir ifadedir.

Aileler genellikle kışın atıştırmalık olarak bu cevizi, yöresel bir ürün olan tarhananın yanında tüketirler. Bu tür ceviz tüketimi ilçede bir kültürdür. Ceviz ayrıca yerel ürünler olan samsa ve sucuk üretiminde de kullanılıyor.

13- Edremit zeytinyağı

Edremit zeytinyağının resmi olarak üretildiği coğrafi bölge Balıkesir ilinin Edremit ve Havran ilçeleridir. Edremit zeytinyağı, belirlenen coğrafi bölgede yetişen  Edremit  zeytinlerinden üretilen natürel sızma zeytinyağıdır. Edremit zeytinyağı sadece belirlenen coğrafi bölgede yetiştirilen Edremit zeytinlerinden üretilmektedir. Hasat sırasında karıştırılan  Edremit dışındaki çeşitler  yüzde 2’yi geçemez.

Edremit Körfezi’nde geleneksel olarak zeytin yetiştiriciliği yapılmaktadır. Bölgenin çevresel koşulları (toprak/iklim/rüzgar/su rezervleri) sayesinde zeytin ağaçları daha az stres yaşar. Ağaç ne kadar az stres yaşarsa, Edremit zeytinyağının ot tadı ve bahar çiçeklerinin karakteristik aroması da o kadar güçlü olur. Ayrıca viskozite açısından kendine özgü ince gövdeyi geliştirir ve “suya benzer” olarak tanımlanır. Bu özellikleri Edremit Körfezi’nde elde edilen Edremit zeytinyağını diğer zeytin yetiştirilen bölgelerden ayıran özelliklerdir.

14- Maraş tarhanası:

Maraş tarhanası pişmiş buğday, yoğurt, kekik ve tuzun, çörek otu, biber, ceviz ve bademle karıştırılmasıyla elde edilen kurutulmuş bir besindir. Buğday, yoğurt, tuz ve kekik zorunlu olup, çörek otu, biber, ceviz, badem isteğe bağlıdır. Fermantasyondan sonra kişisel tercihe göre çörek otu, biber, baharat, ceviz, badem eklenebilir.

Maraş tarhanası üretimi güneşte kurutulduğu için mevsimliktir ancak tüm yıl boyunca yenilebilir. Tek başına yenebildiği gibi farklı şekillerde de, çorba yapılarak, yağda kızartılarak, fırınlanarak, et suyuna batırılarak tüketilebilir.

Maraş tarhanasının iki ana maddesi yoğurt ve bulgurdur. Tarhana yapımı sırasında yoğurt pişmez; böylece doğal probiyotik kültürler korunur.

Bitkisel ve hayvansal proteinlerin birleşimini sağlayan ‘Maraş Tarhanası’nın her 100 gramında yaklaşık 370 kalori bulunur.

Maraş tarhanası güneşte kağıt inceliğinde tabakalar halinde (hava şartları uygun değilse fırınlarda) kurutulur. Üretim alanı Kahramanmaraş ilinin tamamıdır.

Maraş tarhanası Kahramanmaraş’a özgü farklı bir yöntemle hazırlanıyor. Kimyasal yapısı, üretimi ve tüketim şekli onu diğer yörelerdeki tarhanalardan farklı kılmaktadır. Kendine has tadı, şekli, hazırlanış ve toplanma şekliyle Türkiye’deki tüm tarhanalardan farklıdır.

15- Edremit Körfezi yeşil çizik zeytini:

Edremit Körfezi bölgesi Türkiye’de yaygın zeytin tarımının yapıldığı önemli bir bölgedir. Zeytin ağaçları burada binlerce yıldır yetiştirilmektedir. Edremit Körfezi yeşil çizik zeytini, Edremit çeşidinden salamura edilmesiyle elde edilen sofralık zeytindir.

Türkiye’de en çok bilinen çeşitlerden biri olarak kabul edilen Edremit çeşidi, pembe çizik yeşil zeytin olarak sınıflandırılır.

Edremit Körfezi yeşil çizik zeytin üretiminin en önemli ayırt edici özelliği doğal fermantasyondur. Zeytinler fermente edilirken hiçbir insan müdahalesi veya herhangi bir kimyasal işlem yapılmaz; dolayısıyla hasattan sonra en az 6 ay daha üretim süreci devam eder ve acılık yavaş yavaş giderilir. Bununla birlikte, son üründe zeytinlerin tazeliğini ve orijinalliğini doğrulayan bir miktar acılık hala kalmaktadır.

Bölgede üretilen zeytin meyvelerinden üretilen çizik yeşil sofralık zeytinlerin önemli bir ayırt edici özelliği, fermantasyon tamamlandıktan sonra etinin ve çekirdeğinin birbirinden kolaylıkla ayrılması ve çekirdeğinde meyve eti kalmamasıdır. Bir diğer önemli özellik ise fermente üründe meyve kabuğunun renginin limon sarısına dönmesidir.

16- Ezine peyniri:

Ezine peyniri, koyun, keçi ve inek sütü karışımından üretilen ve salamurada en az 8 ay olgunlaştırılan kremsi beyaz peynirdir. Mevsimine göre yüzde 35-45 koyun sütü, minimum yüzde 40 keçi sütü, maksimum yüzde 25 inek sütü ile karıştırılır.

Özellikle mart ayından temmuz ayına kadar olan sezonda toplanan sütler Ezine peyniri üretiminde kullanılıyor. Ezine peynirinin hammaddesini üreten süt inekleri, koyun ve keçiler sadece coğrafyadan temin edilen yemlerle beslenmektedir. İlkbahar ve yaz aylarında hayvanlar meralarda ve istisnai olarak kapalı mekanlarda beslenir. Kış aylarında ise coğrafi bölgedeki meralardan toplanan samanlarla beslenirler. Bu hayvanlara verilen yemler konsantre hayvan yemi içermemektedir. Yıllık minimum ortalama otlatma mevsimi sekiz aydır. Sütün kalitesi, süt hayvancılığında serbest otlatma yönteminin yanı sıra bölgede bulunan yemin bolluğu ve kalitesinin bir sonucudur.

Çanakkale İli, Ezine, Bayramiç ve Ayvacık ilçelerinde; Çan ilçesinin Şerbetli, Etili, Alatliburun, Küçüklü, Alibeyköy ve Söğütalan köyleri ile Merkez ilçesinin Karacaören, Kurşunlu, Şerbetli ve Kirazlı köyleri Ezine peynirinin coğrafi üretim bölgesidir.

Ezine Peyniri üretiminde sadece deniz tuzu kullanılıyor. Kolay çözünebilen deniz tuzu kullanımı peynirin erimesini ve kırılmasını önler ve olgunlaşma sürecinde peynirin içindeki su miktarının kolaylıkla dışarı atılmasını sağlar.

17- Milas yağlı zeytini:

Milas yağlı zeytini, Milas’ta yetiştirilen, salamurada fermente edilen ve Memecik çeşidi zeytinlerden elde edilen zeytinyağı ve taze limon dilimleri ile konserve edilen Memecik çeşidinin sofralık zeytinlerini kapsar. Zeytinleri tam olgunlaşmış, siyah/mor renkli, bütün ve dikey olarak bölünmüş zeytinlerdir. Orta derecede meyvemsi bir tada sahiptir.

Limonların küf veya diğer kusurlardan arındırılmış olması gerekir ve baharat olarak kaya tuzu kullanılır. Zeytinyağı muhafazasında kullanılan zeytinyağının, belirlenen coğrafi bölgedeki aynı çeşit zeytinlerden üretilmiş ve maksimum %1,0 serbest asit oranına sahip olması gerekmektedir.

Milas’ta zeytin yetiştiriciliği tamamen doğal koşulların zorladığı bir tarımsal faaliyet haline gelmiştir .Üretimde kullanılan Memecik zeytin çeşidi coğrafi bölgeye özgüdür. Milas bölgesinde nesillerdir Memecik çeşidi yetiştirilmektedir ve bu bölgedeki zeytin ağaçlarının büyük bir kısmı ‘Memecik’ çeşididir.

Ürünün ayırt edici karakteri, bölgede yetişen zeytinlerin duyusal özelliklerinden ve zeytinyağı ve limonla tatlandırılarak elde edilen meyvemsi aromasından kaynaklanmaktadır. Zeytinler genellikle yağ ve limonla muhafaza edilmediğinden ürün kolaylıkla tanınabilmektedir. Zeytinlerin mor/siyah rengi de oldukça belirgindir.

18-Ayaş domatesi:

Ayaş domatesi, Ankara’nın Ayaş ilçesinde yerel ekotip tohum ve fideler kullanılarak yetiştirilen, ince kabuklu ve çok sulu bir domatestir. Ayaş domatesi iri ve etli, 250-300 gr ağırlığında, kabuğu mat pembe-kırmızı renktedir. Domatesin dış yüzeyinde hafif çıkıntılar vardır. Meyvenin ikiye bölündüğünde etinde beyaz bir leke de bulunur. Asitliği yüksek olduğundan hafif tuzlu ve limonlu bir aromaya sahiptir. Ayaş domatesi yaklaşık 5 916 mg/100 g gibi yüksek bir likopen içeriğine sahiptir.

19- Aydın memecik zeytinyağı:

Aydın memecik zeytinyağı, Aydın’da yetişen memecik zeytin çeşidinden elde edilen, rengi yeşilden altın sarısına kadar değişen, yoğun meyve kokusuna sahip, belirgin acılık ve keskinliğe sahip natürel sızma zeytinyağıdır.

Belirlenen coğrafi bölgede yaygın olarak yetiştirilen Memecik çeşidinden elde edilen Aydın memecik zeytinyağının acılık ve keskinlik oranının yüksek olması duyusal özelliklerindendir. Meyvemsilik açısından yeşil badem, yeşil elma ve taze biçilmiş çim aroması hissedilmektedir.

Aydın memecik zeytinyağı sadece belirlenen coğrafi bölgede yetişen memecik çeşidi zeytinlerden üretilmektedir. Tarım ve Orman Bakanlığı Tescil ve Sertifika Listesi’nde yer alan standart çeşitlerden biri olan memecik çeşidi, Türkiye’nin Güney Ege Bölgesi’nde (Aydın, İzmir ve Muğla illeri) yetiştirilen bir zeytin çeşididir. Ancak en kaliteli memecik zeytinyağı Aydın ilinden elde edilmektedir. Memecik zeytin çeşidi Aydın’da yetiştirilen zeytinlerin yüzde 75’ini oluşturmaktadır.

20- Safranbolu safranı:

Safranbolu safranı, Iridaceae familyasından Crocus sativus L. Karaarslan safran türüne ait, toprak üstü kısmı tek, toprak altı kısmı çok yıllık, sonbaharda çiçek açan soğanlı bir kültür bitkisidir.  Safranbolu safranı aroma, renk ve renklendirme özelliği bakımından dünyada üretilen diğer safrandan daha kaliteli olup, kendi ağırlığının 100 bin katı ağırlığındaki suyu sarıya renklendirme özelliğine sahiptir.

Safranbolu safranı, Karabük ilinin Safranbolu ilçesi sınırları içerisinde üretilir, yetiştirilir, gübrelenir, hasat edilir ve kurutulur.

Safranbolu safranının ekimi, çapası ve özellikle hasadı elle ve özenle yapılması gerektiğinden insan faktörü önemlidir. İlk ekimden sonra ikinci ve üçüncü yılda soğanlar toprak altında üremeye devam eder, üçüncü yılın sonunda hasat yapıldıktan sonra ise ürün verimini arttırmak amacıyla toprak altındaki soğanlar elle sökülür.

Kaliteli safran elde edebilmek için, hızlı ve uzman çalışanlarla, güneş doğmadan kısa bir sürede hasat edilmesi gerekmektedir. Safran, güneşten gelen radyasyonla birlikte güneş doğduktan sonra kalitesini kaybetmeye başlar. Safranın olgunlaşması ile hasadı arasındaki süre yaklaşık iki gündür.

21- Araban sarımsağı:

Araban sarımsağı, kabuğu beyaz, karanfil kabuğu renginde, krem-sarı diş eti renginde bir sarımsaktır. İklim ve yetişme koşulları nedeniyle erken yetişen bir sarımsak türü olan Araban sarımsağının soğanı enine kesiti oval, boyuna kesiti eliptiktir. Ampul kabuğu ve karanfil üzerinde şeritler vardır.

Ampul ağırlığı yetiştirme koşullarına bağlı olarak 100 gr’a kadar çıkabilse de ortalama ağırlık 40 ila 60 gr arasındadır. Ampul çapı 80 ila 150 mm arasındadır. Deriden kolayca ayrılır. Kuru madde oranı yüzde 32 ila yüzde 42 aralığındadır. Ortalama saklama süresi minimum 5, maksimum 10 aydır.

Gaziantep’in Araban ilçesine bağlı tüm köy ve kasabalarda üretilmektedir. Araban Ovası humus içeriği yüksek, killi-tınlı topraklara sahiptir. Ürünün cinsi ile birlikte tat ve aroma gibi kendine özgü özelliklerin oluşmasında bölgenin klimakterik yapısı ve toprak yapısı da etkilidir. Bölgenin iklim özelliklerinden dolayı kış öncesi ve Ekim-Kasım aylarında ekimi yapılmaktadır. Bitki kışı toprakta geçirerek yeterli ve gerekli soğutma ihtiyacını karşılar, bu da ürünün dayanıklılığını artırır. Şubat ve Mart aylarından itibaren hızlı ve dengeli bir büyüme süreci gösterir ve Mayıs ayında hasat edildikten sonra erkenci ürün olarak pazara sunulabilir

AB’den tescil alan ilk “geleneksel ürün” döner oldu

Avrupa Komisyonu tarafından tescil edilen Türkiye’nin ilk geleneksel ürünü ise “döner” oldu. Avrupa Birliği’nin 24 Nisan 2024 tarihli Resmî Gazetesi’nde yayınlanan tescil kararı 3 aylık askı süresinde itiraz olmazsa tescil kesinleşecek.

Geleneksel ürün olarak döner için başvuruyu Uluslararası Döner Federasyonu yaptı. Türkiye için olduğu kadar Avrupa’da da çok yaygın olarak tüketilen dönerin sadece Avrupa’da 4,5 milyar Euro seviyesinde bir ekonomik hacme sahip olduğu ifade ediliyor.

Askıda bekleyen 4 ürün var

Avrupa Birliği’nde coğrafi tescil süreci tamamlanarak Avrupa Birliği resmi Gazetesi’nde yayınlanan ve 3 ay süre ile askıya çıkarılan ve itiraz olmazsa tescili kesinleşecek 4 ürün var. Bu ürünler; Bingöl balı, Bursa siyah inciri, Söke pamuğu ve Konya Hüyük çileği. Söke pamuğu tescili kesinleşirse Avrupa’dan coğrafi işaretli ilk pamuk olacak.

Tescil başvurusu yapılmış ve işlemleri devam eden 40 civarında ürünün olması, önümüzdeki günlerde tescil sayısının daha da artacağını gösteriyor.

 

Bu haber ile ilgili yapılan yorumlar

: İlişkili Diğer Haberler

En Son Yayınlanan Makaleler