Bu haberde ele alınan konular hakkında hızlı bir genel bakış.
Gıdada fiyat artışı 10 yıl daha sürecek
Onuncu Kalkınma Planı(2014-2018) Gıda Ürünleri ve Güvenirliliği Özel İhtisas Komisyonu Raporu’na göre önümüzdeki 10 yılda gıda fiyatlarındaki artışın süreceği, bu artışta en önemli etkenlerin ise iklim değişikliği, doğal afetler ve tarım ürünlerinin enerji üretiminde kullanılması olacak.
Tüketici eğilimleri değişiyor
Gelişen teknoloji, tüketicinin bilinçlenmesi ve gelir düzeyinin artmasına bağlı olarak tüketicilerin gıdaya bakışı, tüketim eğilimleri değişiyor. Daha sorgulayıcı olan tüketici, sağlıklı ve güvenilir gıda talep ederken, gıda sanayi de buna uygun yapılanıyor.
Gıda, insan yaşamının vazgeçilemez en temel ihtiyacı. Ancak gıda üretimi, gıdaya ulaşım her geçen gün zorlaşıyor. İklim değişikliği,doğal afetler, son yıllarda tarım ürünlerinin enerji üretiminde kullanılması gıda fiyatları üzerinde tehdit oluşturuyor. Gelecek 10 yılda da gıda fiyatlarındaki artışın sürmesi bekleniyor.
Onuncu Kalkınma Planı(2014-2018) Gıda Ürünleri ve Güvenirliliği Özel ihtisas Komisyonu Raporu’nda gıda fiyatlarına ilişkin şu değerlendirmeye yer verildi:” Önümüzdeki dönemde, yaşanacak iklim koşulları, doğal afet yoğunluğu ve ekonomik toparlanma sonrası günümüzde kriz yaşanan ülkelerde görülecek talep değişimi gıda fiyatlarının genel gidişatını belirleyecektir. Dünya piyasalarında para miktarının fazla olması, kuşkusuz spekülatif piyasa etkilerinin de artması riskini beraberinde getirmektedir. Bu durum, yine beklenmeyen dönemlerde öngörülemeyen fiyat dalgalanmaları yoluyla tarım ve gıda piyasaları üzerinde tehdit oluşturacaktır. Birleşmiş Milletler Dünya Gıda Örgütü (FAO) ve Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Teşkilatı(OECD) raporlarına göre, gelecek 10 yıl içinde büyük baş hayvan eti fiyatlarının yüzde 20, ham ve beyaz şekerin yüzde 30, buğday, mısır ve yağsız süt tozunun yüzde 40- yüzde 60,tereyağı ve yağlı tohumların yüzde 60, nebati yağların yüzde 80 dolayında artabileceği tahmini yapılmaktadır.”
Ambalajlı ve işlenmiş ürünlerde yoğunlaşma olacak
Türkiye’de son yıllarda kişi başına milli gelirin artmasıyla tüketici tercihlerinin
değişmesine yol açtığı vurgulanan Raporda :”Tüketiciler gıda güvenilirliği ve gıda kodekslerine daha fazla önem atfetmeye başlamış ve dökme tabir edilen gıdalar yerine, katma değeri yüksek paketli gıdalara bir yönelme göstermişlerdir. Son dönemlerde Gıda ve İçecek Sanayi’nde oluşturulan katma değer artmıştır. Ancak bu pazarlarda mümkün olan potansiyel sınırlarına henüz erişilmemiştir. Paketlenmiş gıdalar, dondurulmuş ürünler, alkolsüz içecekler,
şişelenmiş sular, işlenmiş ve hazır et, et ürünlerinin gelişme potansiyelinin bulunduğu kabul edilmektedir. Yoğunlaşma da bu alanlarda görülmektedir. Bu sektörlere artan talep ile birlikte daha çok firmanın sektöre gireceği ve rekabetin artacağından bahsetmek mümkündür. Bu sürecin gıda sanayicisinin kaliteli ürünler üretme iştahını artıracağı, bu durumun ise uluslararası alanda rekabet edebilirliğimizi artıracağı söylenebilecektir.” görüşüne yer verildi.
Yabancı sermayenin ilgisi artıyor
Türkiye’de gıda ve içecek sektöründe yabancı sermaye yatırımlarının arttığı vurgulanan Raporda: “Merkez Bankası verilerine göre, gıda ve içecek alanındaki yabancı sermayeli işletmeler son yıllarda Türkiye’de yatırımlarını genişletmektedirler. 1954-2004 yıllarını oluşturan 50 yılda sadece 208 firma yatırımda bulunurken, 2005-2011 dönemindeki yabancı sermayeli yatırımlar 300’ü bulmuştur. İmalat sanayinde yatırım yapan işletmelerin 2011 yılında yaklaşık yüzde 10’u gıda ve içecek alanındadır. Firmaların çoğunluğunu Avrupa Birliği ülkelerinden Almanya, Hollanda, Fransa ve İtalya oluştururken, Avrupa Birliği dışından da yatırımlar gerçekleşmektedir.”bilgisine yer verildi.
Türkiye’yi tercih nedenleri
Türkiye’nin yabancılar açısından cazibesinin, Türk Cumhuriyetleri ve Orta Doğu gibi
zengin ve zenginleşmesi beklenen doğal kaynağı bol ülke pazarlarına yakınlığından kaynaklandığı anlatılan Raporda şu değerlendirmeye yer verildi:”Teknoloji transferi ve Ar-Ge çalışmalarında artış olması ülkemizde katma değer artışı açısından önemli görülmektedir.Gıda güvenilirliği ve rekabet anlayışının Avrupa Birliği ve küreselleşme sürecinde daha da gelişmesi beklenmektedir. Bu anlayışın ülke doğal kaynaklarının korunması yoluyla geliştirilmesi önemlidir. Diğer taraftan, sektörde etik anlayış ve kayıt dışılığın disipline edilmesi için yabancı sermayeli firmaların etkili olabileceği düşünülmektedir. Yerli sermayenin paralel şekilde güçlenmesi ve büyümesi, zengin tarımsal kaynaklarımızın
yeni markalarla dünya piyasalarına kazandırılması, ülkemize katkının artırılması
anlamına gelmektedir.”
Yatırım için gerekli koşullar
Onuncu Kalkınma Planı Gıda Ürünleri ve Güvenirliliği Özel İhtisas Komisyonu raporunda gıda sektöründe yatırım yapılabilmesi için gerekli koşullar hakkında şu önerilere yer veriliyor: “Gıda ve içecek alanında daha fazla yatırım yapılabilmesi için ekonomik ve siyasi istikrarın korunması, sektörde var olan ikili yapının iyileştirilmesi, kayıt dışılık ve haksız rekabetin
önlenmesi,ulusal tarım politikasının tüm değer zinciri bazında, sofradan tarlaya, tüketiciden
üreticiye geriye doğru düşünülerek oluşturulması, pazarla entegrasyon (ulusal ihtiyaçlar ve küresel rekabet dikkate alınarak talebin doğru planlanması, talebe göre arzın da planlanması), özellikle ölçekten kaynaklanan verimsiz ve yüksek maliyetli üretim ile altyapı sorunlarının giderilmesi,tarım ve gıda sektörleri arasındaki işbirliği ve bütünleşmenin artırılması,tarımda olduğu gibi işleme sanayinde de var olan istatistiki bilgi eksikliğinin giderilmesi, üretim ve tüketim istatistiklerindeki eksikler nedeniyle tam olarak yapılamayan alt sektörel izlemenin yapılabilmesi gerekiyor.”
Tüketici eğilimleri değişiyor
Hızla gelişen teknoloji,bilgiye ulaşmanın daha kolay olduğu günümüzde insanlar gıdaya ulaşırken en ucuz,en kaliteli ve en güvenilir gıdaya ulaşmak için daha çok araştırma yaptıkları belirtilen Özel ihtisas Komisyon Raporuna göre, gelişen teknoloji, sosyal medyanın yaygınlaşması ve buna bağlı olarak tüketici duyarlılığının artması ile tüketim eğilimleri de hızla değişiyor. Tüketici sağlıklı ve güvenilir gıda talep ederken artık daha sorgulayıcı ve bilinçli hareket ediyor.Gıda sektörünün de buna uygun yapılanması bekleniyor.
Gıda ve içecekte 10 temel eğilim
Gıda Ürünleri ve Güvenirliliği Özel İhtisas Komisyonu Raporu’na göre dünyada gıdalara ilişkin tüketici kaygılarının temelde gıda güvenilirliği ve sağlığa uygun beslenme konularına yoğunlaştığına dikkat çekilerek gıda ve içecek sektöründe önümüzdeki dönemde görülmesi beklenen 10 temel eğilim şöyle sıralanıyor:
1- Sağlık: Gıda şirketlerinin önceliklerinden birisi, gıdalarda tuz, yağ ve şeker azaltmaya
dönük yeni yaklaşıma uyum ve gıdaların sağlık faydalarının ve bu faydaları ortaya çıkaran ve dengeli beslemeyi özendiren yeni gıdaların piyasaya çıkartılmasıdır.
2- Sürdürülebilirlik:Gıdaların üretiminde çevreye duyarlılık artmaktadır. Örneğin, paketlemenin azaltılması, gıdaların daha kısa ulaşım noktalarına arz edilerek daha fazla yerel düzeydeki üretimin artırılması gibi uygulamalara gidilmeye çalışılmaktadır.
3- Tüketime hazır gıdalar: Çalışma hayatının yoğunluğu nedeniyle evde gıda pişirme ve hazırlama sıklığının azalması sonucu ortaya çıkan tüketime hazır gıdaların (mikrodalgada
ısıtılarak tüketilen gıdalar, hazır yemekler vb.) çeşit ve kalitesinin artması söz konusudur.
4- Tattaki değişime çözümler:Tuz, yağ ve şekerin azaltılmasıyla gıdaların tadında yaşanan azalmanın ortadan kaldırılması için çözümler bulunması gerekli görülmektedir. Bunun için, baharat ve otlardan faydalanılabilmekte, azalan tadın yerini tutacak doğal tatlar aranmaktadır.
5- “… içermeyen” gıda piyasaları:Gıda alerjisi gibi temel sorunları bulunan tüketici sayısı artmaktadır. Bu durum bazı gıda maddelerinin sofralardan uzaklaştırılmasına neden olurken gıda üreticileri için yeni bir piyasa yaratmaktadır.
6-Doğal olan ürünlere talep: Gelişmiş dünya ülkelerinde doğal ürünlere olan talep bir ölçüde azalsa da çokuluslu şirketler doğal katkı maddelerine geçiş yapmaktadırlar. Ancak, şirketler bu tür yeniliklere geçerken arzın sürdürülebilirliği yanında o ürünlerde tüketici talebinin devam edip etmemesi konusunu da izlemektedir.
7-Bütçeye duyarlı ulaşılabilir lüks ürünler: Tüketici bütçeleri üzerindeki baskı üreticileri maliyet etkin üretime zorlamaktadır. Buna karşılık, gıda ulaşılabilir bir lüks olarak görülmekte ve yeni fırsatlar çerçevesinde tüketici için çekici, üretici içinse karlı ürünler üretilebilmektedir.
8-Mekana bağlı kalite: Tüketiciler aldıkları ürünlerin nerede üretilip hammaddelerinin nereden temin edildiğine daha fazla dikkat etmektedir. Bu durum gıda ve içecek sanayini iki yönden etkilemektedir. İlki, yerel olarak üretilen ve yerelden temin edilen taze ürünlere; et, sebze, meyve, peynir vs. yönlenilmesidir. Lokantalar ise özel nitelikte hammaddeler için arayışa girmektedir. İkinci olarak, uzak yerlerde bile olsa geldiği bölgeye has kaliteli ürünler alıcı bulmakta ve bu anlamda yeni pazarlarda yeni ürünlere dönüştürülebilmektedir.
9- Daha ileri yaşlarda zinde olmak: Daha uzun hayatlar, sağlıklı ve aktif hayat tarzı tüketici ihtiyaçlarına göre ürün üretimini beraberinde getirmektedir. Özellikle fonksiyonel gıda hammadde piyasalarının gelişen sağlık anlayışına bağlı olarak büyüme göstermesi beklenmektedir.
10- Üreticilerin bildirimlerde daha dikkatli olması: Değişken mevzuat çerçevesi üreticilerin ürünlerini piyasaya nasıl çıkartacakları konusunda önemli etkiye sahiptir. Avrupa Birliği, Amerika Birleşik Devletleri ve gelişen ülkelerde tüketicinin daha sorgulayıcı olması ve buna göre daha duyarlı hareket eden yasa yapıcılar, gıda üreticilerinin de üretim ve pazarlama stratejilerinde daha dikkatli bir yaklaşım benimsemesine neden olabilecektir.
Gıda sektörünün 2014-2018 hedefleri
Gıda Ürünleri ve Güvenirliliği Özel İhtisas Komisyonu gıda sektörünün güçlü ve zayıf yönleri ile fırsat ve tehditleri değerlendirdikten sonra 2014-2018 yıllarını kapsayan Onuncu Kalkınma Planı dönemi için şu hedefleri belirledi:
— Mevzuatın tüm paydaşlar tarafından bilinir ve uygulanabilir yapıya ulaştırılması
— Hammaddenin dünyada rekabetçi olabilecek fiyat ve kalitede sürdürülebilir temini
— Sektörde üretimin ihtiyaç duyduğu Ar-Ge ve yenilik kapasitesinin artırılması ve yeni teknolojilerin geliştirilmesi imkanının sağlanması
— Kamu-özel sektör koordinasyonu, sivil toplum/meslek örgütü dayanışmasının
artırılması
— Gıda sektörüyle ilgili olarak üretim, tüketim ve sağlık verilerini gerçek ve doğru yansıtan ülkesel bazda istatistiki verilerin kayıt altına alınması
— Kayıt dışılığın önlenmesi, etkin denetim sağlanması ve gıda güvenilirliğinin temini
— İç ve dış pazar için katma değeri yüksek ve özel tüketici gruplarının ihtiyaçlarını karşılayan ürünler geliştirilmesi
— Çevrenin korunması ve yeşil büyümeyi sağlamaya yönelik maliyetlerin azaltılması için gerekli düzenlemelerin yapılması
— Toplam ihracattaki işlenmiş gıda ürünlerinin ihracat içinde payının ve çeşitliliğinin artırılması ve yeni pazarlara girilmesi
— Gıda sektörünün haksız yere karalanmasını engellemek amacıyla bilgi kirliliğinin önlenmesi
— Sektörün gıda güvenilirliğine yönelik alt yapısının iyileştirilmesi için modernizasyon sürecinin belirli desteklerle etkin şekilde işletilmesi.
Bu haber ile ilgili yapılan yorumlar