Rakı üretimi 20 milyon litre azaldı, çiftçi 500 milyon lira kaybetti
Bu haberde ele alınan konular hakkında hızlı bir genel bakış.
Türkiye’de son 15 yılda rakı üretiminin 20 milyon litre azalması üzüm ve anason üreticilerinin gelir kaybına yol açtı. Son 15 yılda çiftçinin gelir kaybının 500 milyon lira olduğu tahmin ediliyor.
Alkollü içecek sektörünün vergi, ceza, sahte içki gibi konular üzerinden konuşulduğunu belirten Mey Diageo CEO’su Levent Kömür, işin arka planı olan tarımsal üretimin gözardıedildiğini söyledi. Kömür, son 15 yılda rakı üretiminin 20 milyon litre azalması ile çiftçiden 500 milyon lira daha az üzüm ve anason alındığını ifade etti.
Bir grup gazeteci ile “tarım buluşması” nda bir araya gelen Mey Diageo CEO’su Levent Kömür ve şirket yöneticileri 7 yıldan beri Ege Üniversitesi ile sürdürülen çalışmalar sonucunda 3 çeşit anasonun ilk kez tescil edildiğini açıkladı.
Üretim kaybı çiftçiyi olumsuz etkiliyor
Son 15 yılda rakı üretiminin 20 milyon litre azaldığını anlatan Levent Kömür şu bilgileri verdi: “Şimdiye kadar şirketimiz adına konuşurken ana konumuz hep alkol oldu, ürünlerimiz, ürünlerimizin kalitesi, ÖTV artışlarının tetiklediği fiyatyükselmeleri, sahte içki gibi. Bunları ne kadar konuşabildiğimiz ise ayrı bir tartışma konusu. Bugün üretimimizin arka planını konuşmak istiyoruz. Aslına bakarsanız biz bir çiftçi şirketiyiz. Elazığ Ziraat Odası’na 4025 numaralı çiftçilik belgesi ile kayıtlıyız. Ülkemizde tarıma dayalı sanayide ilk beş şirketten biriyiz, yaş meyve sebze ihracatında birinci sıradayız. Biz tarıma dayalı bir sanayi kolundayız, yani gücümüzü topraktan alıyoruz. Kendimizi tarıma dayalı sanayi şirketi olarak tanımladığımızda iyi haberlerin yanında bizi üzen olumsuzluklar da var, onlara da kısaca değinmek istiyorum. Rakı tüketimi 15 yılda 20 milyon litre azaldı. Üretim azalıp ithalat artınca üzüm ve anason üreten çiftçiler yılda 500 milyon TL daha az kazanıyor. Ama daha da vahimi var, vergilerin çok artması kayıt dışını çok artırdığı için devlet her yıl 2.5 milyar lira vergi geliri kaybediyor. Bu rakam ile her yıl en az 120 tane 1000’er büyükbaş hayvanın yetiştirileceği çiftlik kurulabilir.“
Anasonda ilk ticari tescil
Anasonun rakı sektörü için lokomotif ürün olduğunu vurgulayan Levent Kömür: “Hep söylüyorum, üzüm, anason ve su yoksa, biz yokuz.” dedi. Anason konusunda 7 yıldan beri sürdürdükleri çalışma sonucunda ilk kez 3 çeşit için ticari tescil aldıklarını belirten Kömür: “Tarihi binlerce yıla dayanan anason için yıllardır sürdürdüğümüz çalışmalarda geçen hafta çok önemli bir noktaya geldik ve çok heyecanlandık. Ege Üniversitesi ile birlikte 7 yıldır devam eden anason tohumu ıslah çalışmalarımızda elde ettiğimiz tohumlar için Tarım ve Orman Bakanlığına tescil başvurusu yapmıştık. Bakanlık geçtiğimiz hafta bu tohumlardan “Yeni 37”; “Ege 53” ve “Altın 8”in tescilini onayladı. Böylece ticarete konu olabilecek ilk tescilli anason tohumlarıyla 2022 yılından itibaren çiftçilerimizle daha kaliteli anason üretebileceğiz. Bu yıl bu tohumların küçük bir miktarıyla ekim yapacağız ama önemli bir bölümünü önümüzdeki yıla ayırdık.”
Verim ve kalite artacak
Bu kaliteli tohumlarla hem dönüm başı hasat miktarını yükselterek çiftçinin maliyetlerini azaltacaklarını ve daha çok gelir elde etmelerini sağlayacaklarını hem de yüksek eter yağı içeren anason ile kaliteyi daha da artıracaklarını vurgulayan Kömür, bu konudaki çalışmaları şu sözlerle anlattı: “Anason üretimi ve çiftçiliğinde, 2013 yılı itibari ile 2 ciddi problem karşımıza çıkmıştı. Bunlardan biri kalitede, diğeri ise verim kaybı nedeniyle rekoltede ciddi düşüştü. Bu da bizim için kaygı verici bir durumu ortaya çıkarmıştı. Kalitenin düşmesi daha fazla anason tüketimi gerektirdiği için maliyetlerimizde belirgin fark yaratıyor, rekoltenin düşmesi ise kârlılığı azaltıyor, bu yüzden anason ekimi çiftçi tercihlerinden hızla uzaklaşıyordu. Bu konuda sürdürülebilirliği sağlamak için Ege Üniversitesinden Prof. Dr. Muzaffer Tosun, Prof. Dr. Emine Bayram ve Doç. Dr. Özgür Tatar ile görüştük, 2014 yılında da Üniversite ile sözleşme yaparak tohum geliştirme çalışmalarına başladık. 2014 yılında yaklaşık 10-12 farklı bölgeden toplanan tohumlar Ege üniversitesinin deneme tarlalarına ekildi ve yaklaşık 5.000 bitki içerisinden öne çıkan yaklaşık 240 bitki seçilerek ayrı hasat edildi. 2015 yılında bu 240 bitkiden elde edilen tohumlar ayrı hatlar olarak ekildi, bunların arasından, eteri yağ ve diğer fiziksel özellikleri iyi olan 91 hat seçildi. 2016 yılında bu 91 hat ekimine devam edilerek yine kalite özellikleri önde olan 10 hat belirlendi.Belirlenen 10 çeşidin İzmir, Burdur, Denizli bölgelerinde olmak üzere 2017 yılında 3 farklı lokasyonda , bölge adaptasyonu görmek için ekimler yapıldı ve sonrasında kalite özellikleri daha iyi olan 3 çeşitte karar kılındı. Bu üç tohumun tescili için hazırlıklar tamamlandı ve 2018 yılında başvuruları yapıldı. En kaliteli 3 anason tohumu; “Yeni 37”; “Ege 53” ve “Altın 8” geçtiğimiz hafta Tarım ve Orman Bakanlığı’nca “ticarete konu olabilecek ilk tohumlar” olarak tescil edildi.“
Elazığ ve Trakya’da üzüm bağları var
Elazığ ve Trakya’da kendi bağları olduğunu ve ayrıca 650 sözleşmeli çiftçiden üzüm aldıklarını anlatan Kömür: “ Kendi bağlarımız Elazığ’da 22, Şarköy’de 28 hektar olmak üzere 50 hektar. Alım yaptığımız sözleşmeli çiftçilerimizin bağları ise 700 hektarı buluyor. Kaliteli üzüm almak konusunda kendi bağlarımıza çok özen gösteriyoruz; sözleşmeli çiftçilerimize de sağladığımız destekle aynı kalitede üzüm alıyoruz. Üzüm satın alımı yıllara göre değişmekle beraber 7 bin ton ile 10 bin on arasında değişiyor. Alım bölgelerimiz olarak Tokat, Nevşehir, Denizli, Ankara, İzmir, Manisa, Tekirdağ, Çanakkale, Elazığ ve Diyarbakır’ı sayabiliriz.“dedi.
Üzümün çöpü değerleniyor
Aldıkları üzümün posasını,çöpünü değerlendirdiklerini belirten Levent Kömür sözlerini şöyle sürdürdü: “ Toprağa atılan atığı yüzde 99 azalttık, yılda 6 bin 500 tona yakın üzüm posasını hayvan yemi olarak verdiğimiz gibi, 1500 ton üzüm sapı ve çöpten de kompost gübre üretilmesini sağlıyoruz. Bu anlayışla çalıştığımız için de şirketimizde toprak ve topraktan sağladığımız ürünlerle ilgili 40 mühendis çalışıyor. Bunların 28’i gıda mühendisi, 12’si de toprak, ziraat, tarım teknolojisi, bitkisel üretim, bahçe bitkileri, süs bitkileri, tarım alet ve makineleri, bağcılık, seracılık, süt teknolojisi, hayvansal üretim alanlarında yetişmiş..
Şarap konusunda çok büyük bir şansımız var, Tekel’den devraldığımız Elazığ ve Şarköy’deki fabrikalarımız en kaliteli şaraplık üzümlerin yetiştiği bağlara çok yakın ve premium şaraplarında apelasyon kriterleri konusunda iddialı olmamızı sağlıyor.“
Bu haber ile ilgili yapılan yorumlar