Bu haberde ele alınan konular hakkında hızlı bir genel bakış.
Koç ve McDonalds besicilikten çekildi
Hayvancılık can çekişiyor
Hayvancılıkta yeni kriz kapıda.Yüksek girdi maliyetleri ve hükümetin devam eden ithalat politikası besicileri ve süt hayvancılığı yapanları iflasın eşiğine getirdi. Koç Holding ile Ata İnşaat’ın 1999’da Şanlıurfa’da kurduğu ve o dönemin en büyük hayvancılık işletmesi olan Haranova Çiftliği besicilikten çekildiğini resmen açıkladı. Koç’tan sonra fast food sektörünün dünya devi McDonalds da İzmir Tire’de ve Afyon’daki toplam 8 bin başlık besi işletmesine bir süredir yeni hayvan almıyor. McDonalds, besideki hayvanları kestikten sonra sektörden tamamen çekilme kararı aldı. Besiciler “Koç ve McDonalds’tan sonra sıra kimde?” diye birbirlerine soruyor.
EBK’dan ete zam
Et ve Balık Kurumu görev zararından kurtulmak için perakende et fiyatına zam yaparken besiciden aldığı karkas etin fiyatını artırmaması besicilerin tepkisine neden oldu. Besiciler, “Koç,McDonalds gibi dev firmalar bile havlu atarken bizim ayakta kalma şansımız hiç yok.” diyor. Et ve Balık Kurumu Genel Müdürü Bekir Ulubaş ise, besiciliğin sürdürülebilir olması gerektiğini belirterek zarar etmemek için fiyat ayarlaması yaptıklarını söyledi. Ulubaş, karkas et fiyatının artırılmasının piyasa dengelerini bozacağını, besicinin girdi maliyetlerinin aşağı çekilmesi gerektiğini ifade etti.
Süt hayvanları kesiliyor
Artan girdi maliyetleri nedeniyle süt yem paritesindeki bozulma nedeniyle 2008 yılında olduğu gibi süt hayvanları kesiliyor. Saray Halı Yönetim Kurulu Başkanı Necati Kurmel’in bir süre önce DÜNYA’ ya verdiği röportajda dile getirdiği gibi süt hayvanlarının kesime gidiyor. Sıfır faizli kredi ile kurulan birçok işletme yakında başlayacak kredi geri ödemelerini yapamayacak durumda.
Hayvancılıkta öne çıkan 6 sorun
1-Yem başta olmak üzere yüksek girdi fiyatları nedeniyle üretim maliyeti çok yüksek
2- İthalat politikası ile ülkeye yerli üreticinin maliyetinin çok altında fiyatlarla canlı hayvan ve et ithal ediliyor
3- Sıfır faizli kredi ile binlerce işletme kurulurken, bu işletmelerin yem ihtiyacı, ürettikleri et ve sütün pazarlanmasına yönelik planlama yapılmadı
4-Yem/süt paritesindeki dengesizlik giderilemedi. Üretici sattığı sütle ihtiyacı olan yemi alamıyor
5- Çok sık yapılan mevzuat değişiklikleri nedeniyle sektör önünü göremiyor
6-Ağustos ayında başlayacak sıfır faizli kredilerin geri ödemesinde sıkıntı var
Ali Ekber YILDIRIM
İZMİR- Hayvancılık sektörü 4 yıl sonra yine çok büyük bir krizle karşı karşıya kaldı. Dev işletmeler besicilikten çekilirken, süt hayvanları da kesime gidiyor.
Yüksek girdi maliyetleri ve hükümetin ithalat politikası besicileri ve devletin sıfır faizli kredisi ile kurulan birçok işletmeyi iflasın eşiğine getirdi. Sektör temsilcileri, 2008’dekinden daha büyük bir krizin kapıda olduğunu söylüyor.
Büyük işletmelerden ilk havluyu atan, kurulduğu 1999’da Türkiye’nin en büyük hayvancılık işletmesi olan Harranova Besi İşletmesi oldu. Koç Holding ile Ata İnşaat’ın 1999’da Şanlıurfa’da kurduğu ve o dönemin en büyük hayvancılık işletmesi olan Harranova Çiftliği, geçen ayın sonunda yönetim kurulu kararı ile resmen besicilikten çekildiğini İstanbul Menkul Kıymetler Borsası’na da bildirdi. Koç Grubu’ndan sonra fast food sektörünün dünya devi McDonalds da besicilikten çekilme kararı aldı. McDonalds bir süreden beri İzmir Tire ve Afyon’daki toplam 8 bin başlık besi işletmelerine yeni hayvan almıyor. DÜNYA’nın edindiği bilgiye göre, McDonalds, çiftliğinde kalan 1300 civarındaki besi hayvanını Ekim ayına kadar kestikten sonra sektörden tamamen çekilecek.Şirket yöneticilerinin, besiciliğin bu şartlarda sürdürülebilir olmadığı bu nedenle restoran işlerinde yoğunlaşma kararı aldıkları ifade ediliyor.
Koç’un 14 yıllık hayvancılık macerası bitti
Koç Holding’in kurucusu Vehbi Koç’un vasiyeti olarak kurulduğu söylenen Şanlıurfa’daki Harranova Çiftliği ile ilgili ilk çalışma 1998’de başladı. Koç Holding A.Ş. ve Ata İnşaat Sanayi ve Ticaret A.Ş. IPC kuruluşu tarafından Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde besicilik üzerine yapılan fizibilite çalışmalarını inceleyerek bölgenin kalkınmasının bilinçli ekonomik yatırımlarla gerçekleşebileceğini ve bölge coğrafyasına en uygun yatırım alanının hayvancılık olacağını tespit ederek bu yatırıma karar verdi. Koç Ata Şirketi 1999’da kuruldu. Hedef, 5 yıl içinde ortalama 10 bin baş besi, 2 bin baş süt hayvanı yetiştiriciliğine ulaşmaktı. Aynı yıl temeli atılan ve 10 ayda tamamlanan Koç Ata şirketi tesisleri, Almanya’dan ithal edilen 300 baş Holstein Friesian Cinsi hamile düvenin tesise getirilmesi ile 11 Ekim 2000 tarihinde Besi Çiftliği resmen faaliyete geçti. 2003’te Ethem Sancak’ın ortak olması ile şirketin adı “Koç Ata Sancak Besi Tarım Ürünleri A.Ş.” oldu. Üç yıl sonra Ata ve Sancak Grubu hisselerini Koç Grubu’na devrederek ayrıldı. İşletmenin adını “Harranova Besi ve Tarım Ürünleri A.Ş.” olarak değiştiren Koç Grubu yeni bir atakla aynı yıl bölgede domates ve salça üretimine girdi.Dünya salça sektörünün lider şirketlerinden The Morning Star firması Harranova A.Ş.’ye yüzde 10’luk hisse ile ortak oldu. Harranova Besi ve Tarım Ürünleri A.Ş.’nin 29 Haziran 2012 tarihli Yönetim Kurulu Toplantısında, şirketin besicilikten çekildiği resmen kabul edildi.Bu karar İstanbul Menkul Kıymetler Borsası’na bildirildi. Çekilme kararında, “geçmiş yıl verileri ve mevcut piyasa koşulları dikkate alınarak yeniden değerlendirilmiş yürütülen besicilik faaliyetinin durdurulmasına karar verilmiştir.”denildi.
İlk kez DÜNYA duyurdu
Koç Holding’in besicilikten çekileceğini ilk kez 12 Ocak 2011’de DÜNYA Gazetesi duyurdu. O dönemde Harranova A.Ş. Besi İşletmesi Yönetim Kurulu Murahhas Üyesi Güçlü Toker, 13 bin 250 büyükbaş kapasiteli Harranova işletmesinde 8 bin baş hayvanın beside olduğunu bu hayvanların besi süresini tamamlayıp kesildikten sonra yerine yeni hayvan alınmayacağını söylemişti. Toker şu bilgileri vermişti: “ Çiftliğimize yeni besi hayvanı almıyoruz. Alamıyoruz. Çünkü, bugünkü ithalat politikası ile besi hayvanı almak demek yüzde 30 yüzde 50 oranında zarar etmek demektir. Piyasada ithal karkas etin kilosu 10 –12 liradan satılırken bizim besicilik yapmamız olanaksız. İthal edilen besi hayvanının canlı olarak kilosu 7.5 – 8 liradan alınsa bile besi sonrası 10-11 liraya mal edilemiyor. En az 13-14 liraya geliyor. İthal karkas etin kilosu 10-12 liradan satıldığına göre besicilikten para kazanmak mümkün mü? İster yerli besi hayvanı alın, isterse ithal alın, maliyetiniz karkas etin üstünde kalıyor. Birde risk alarak bu hayvanları besliyorsunuz. Yemi var, firesi var. Bugün besi yapanlar piyasa koşullarına göre yüzde 30 ile yüzde 50 oranında zarar ediyor. Hiç kimse zararına bu işi yapmaz. Bu nedenle uygulanan ithalat politikası ile besicilik bitti.”
Besiciliğin yapılamaz hale geldiği bir dönemde sıfır faizli kredi vermenin de bir anlamı olmadığını vurgulayan Toker, önlem alınmazsa kredi alarak yatırım yapanların büyük zarara uğrayacağını söylemişti.
McDonalds besicliği bırakıyor
İthalat politikası nedeniyle besiciliği bırakma kararı alan bir başka büyük dev McDonalds İzmir Tire Yolu’nda 4 bin baş kapasiteli ve Afyon’da yine 4 bin baş kapasiteli iki çiftlikle sektöre 2000’li yılların başında girdi. Son yıllarda hükümetin uyguladığı ithalat politikası ile bir çok besici ve ,işletme gibi McDonalds’ta bu işin sürdürülemeyeceğine karar verdi. Bir süreden beri yeni hayvan almayan McDonalds, besideki 1300 civarındaki hayvanın Ekim ayına kadar besi süreleri tamamlandıkça keserek sektörden tamamen çekilecek. DÜNYA’nın edindiği bilgilere göre, McDonalds yöneticileri restoran işinde yoğunlaşacak. İthalat politikası ve girdi maliyetlerinin yüksekliği nedeniyle sektörün önünü göremediğini belirten şirket yöneticileri bu şartlarda besiciliğin sürdürülemeyeceğini bu nedenle çekilme kararı aldıkları ifade ediliyor.
Koç ve McDonalds’tan sonra sıra kimde?
Koç Holding ve McDonalds’ın besicilikten çekilme kararını değerlendiren besiciler, “Bu kadar güçlü gruplar bu işi yapamıyoruz diyerek çekilirken küçük besicilerin yaşama şansı var mı? Yakında birçok besi işletmesi kapanır. Türkiye bugün yaptığı ithalattan çok daha fazlasını yapmak zorunda kalır. O zaman fiyat bugünkü kadar uygun olmayacaktır. İçeride üretim bitince istedikleri fiyattan Türkiye’ye et sokacaklardır” görüşünü dile getiriyor. Koç,McDonalds gibi dev şirketlerin ikinci, üçüncü işleri olduğunu ve bu nedenle besicilikten çekilmelerinin kendileri açısından çok büyük sorun olmayacağını belirten besicilerin görüşleri özetle şöyle: “Bizim tek işimiz bu. Ayrıca bu büyük grupların sektörden çekilmesinin psikolojik etkisi var. Koç’un yapamadığını ben nasıl yaparım diye düşünüyorsunuz. Hükümet besicilere yönelik önlem almak yerine ithalatı sürdürüyor. Hayvan başına verilen 300 liralık destek sürekli artan yem fiyatları karşısında çoktan eridi gitti. Kaldı ki, zaten kimse hayvan kestiremiyor.Bizim karkas maliyetimiz 15-16 lira oldu.Bunun çok altında bir fiyata et ve canlı hayvan ithal ediliyor. Et ve Balık Kurumu karkas eti 14 liradan alıyor. Üstelikte perakendeye 2-3 lira zam yaparken besiciden aldığı karkasın fiyatını artırmıyor.Bu şartlarda üretim yapılamaz.”
EBK zam yaptı
Et ve Balık Kurumu kıyma ve diğer et ürünlerinin perakende satış fiyatını artırdı. Et ve Balık Kurumu Genel Müdürü Bekir Ulubaş, zarar etmemek için perakende et fiyatında bir ayarlama yaptıklarını söyledi. Üreticiden aldıkları karkasın fiyatını artırmanın piyasadaki üretici tüketici dengesini bozacağını belirten Ulubaş, DÜNYA’ ya şu değerlendirmeyi yaptı: “ Üreticiden 14 liradan aldığımız karkasın yüzde 18’i kemik, yüzde 2’si fire, yüzde 10’u franchising karı ve taşıma maliyeti derken bu işten kar etmemiz zaten mümkün değil. Ama zarar etmemek için fiyatlarda ayarlama yaptık. Kıymanın kilosunu 17 lira 95 kuruştan 18 lira 50 kuruşa çıkardık. Diğer ürünlerde de buna benzer ayarlamalar yaptık.Besicilerden aldığımız karkasın fiyatını artırmadık, doğrudur. Ancak oradaki bir artış piyasadaki dengeleri bozar. Bir tarafta besiciler var ama öbür tarafta 75 milyon tüketici var. Besicilerin yeteri kadar para kazanamadığını bende söylüyorum. Fakat bunun çözümü nihai noktada zam yapmak değil. Sürdürülebilir besicilik için girdi fiyatlarının düşürülmesi gerekiyor.Ete zam yaparak besiciye destek olamayız.”
Arz talebi karşılamazsa ithalat kaçınılmaz
Türkiye’de arz talebi karşılamadığı için ithalat yapıldığını hatırlatan Et ve Balık Kurumu Genel Müdürü Bekir Ulubaş, geçen yıla göre ithalatta bir miktar düşüş olduğunu söyledi. Ulubaş: “Ramazan’da sıkıntı olmasın diye 3 bin 500 hayvan ithalatı için ihale yaptık. Piyasasyı düzenlemek bizim görevimiz. Bu sene kestiğimiz hayvanların yüzde 75’i yerli. Şu anda sözleşmeli olarak besicilerde 8 bin hayvanımız var. Adana ve Diyarbakır’da 5 bin hayvanın kesimi için görüşmelerimiz sürüyor.Kurum olarak besicilere ve tüketicilere hizmet veriyoruz. Ama tekrar söylemek istiyorum. Sürdürülebilir besicilik için girdi fiyatlarının düşürülmesi şart. Et ve Balık zam yapsın demek doğru değil.”görüşünü dile getirdi.
Süt hayvanları kesime gidiyor
Besiciler gibi süt hayvancılığı yapanlarda büyük sıkıntı içinde.Süt hayvanları kesime gidiyor.2008 yılında benzer bir süreç yaşanmış ve 1 milyon süt hayvanı kesime gittiği için büyük kriz çıkmıştı. Krizi atlatmak için üç yıldan beri canlı hayvan ve et ithalatı yapılıyor.Devletin verdiği sıfır faizli kredi ile kurulan binlerce işletme bugünlerde iflas etme ve kredileri geri ödeyememe endişesi yaşıyor.
Kesilen hayvanların yüzde 90’nı inek
Kahramanmaraş’ta süt hayvancılığı yapan Hünkar Çiftliği’nin sahibi Eşref Şekerli, sıfır faizli kredi ile hayvancılık sektörünün geri dönüşü olmayan bir çıkmaza sürüklendiğini belirterek: “2008’dekinden daha büyük bir kriz yaşanacak. Kahramanmaraş’ta kesilen hayvanların yüzde 90’ı inek. Bu tablo Türkiye’nin birçok yerinde yaşanıyor. Ben kışa hazırlık yapmak için yem alırken 1200 hayvanımın 500’ünü keseceğimi hesap ederek hazırlığımı yaptım.Bakanlığa sorarsanız, verilen sıfır faizli kredilerle ahırlar dolmuş, halkımız ucuz et yiyebiliyor. Her şey güllük gülistanlık. Bu kimin sırtından yapılıyor. Bizim sırtımızdan. Biz mecburmuyuz zararına besicilik zararına sütçülük yapalım.”diye konuştu.
Harranova Çiftliği
Harranova, Türkiye’de 10 bin başın üzerinde kurulan ilk büyük işletme. Koç Holding A.Ş. ve Ata İnşaat Sanayi ve Ticaret A.Ş. IPC kuruluşu tarafından 1998 yılında projelendirilen Harranova İşletmesi, Türkiye’nin en büyük hayvancılık işletmesi olarak Şanlıurfa’da 2000 yılında faaliyete geçti.
Daha sonra Sancak Grubu’nun da ortak olması ile işletme Koç-Ata-Sancak olarak faaliyetini sürdürdü. 2006 yılında Ata ve Sancak grupları hisselerin tamamını Koç Topluluğu’na devrettikten sonra şirket ünvanı “Harranova Besi ve Tarım Ürünleri A.Ş.” olarak değiştirildi. Harranova A.Ş. Besi İşletmesi’nin 13 bin 250 büyükbaş hayvan kapasiteli. İşletmede besiye alınan hayvan ırkları ağırlıklı olarak Holstein, Montofon, Simmental ve bu ırkların melezleridir. Ortalama 280 gün besi süresi uygulanıyor. Besi süresi tamamlanan hayvanlar, işletme bünyesinde bulunan kesimhanede kesiliyor.
Harranova A.Ş. Besi İşletmesi içinde yer alan Et Üretim Tesisi, 4 bin metrekare kapalı alanda faaliyet gösteriyor. Tesis saatte 40 adet büyükbaş kesim kapasitesine sahip.
Bu haber ile ilgili yapılan yorumlar