Aspir ve kanola stratejik ürün, zeytin değil

Bu makalede ele alınan konular hakkında hızlı bir genel bakış.

Aspir ve kanola stratejik ürün, zeytin değil

28 Ekim 2024

·

Ali Ekber Yıldırım

·

Köşe Yazısı

Güncelleme: Eki 28, 2024

Tarımda planlı üretim kapsamında 13 ürün ve yem bitkileri “stratejik ürün” olarak belirlendi. Stratejik ürünler arasında kanola ve aspir var,zeytin yok. Türkiye, ağaç varlığı ve bu yılki üretimi ile İspanya’dan sonra dünyanın en büyük zeytin ve zeytinyağı üreticisi konumunda. Ama zeytin ve zeytinyağı stratejik ürün olarak kabul edilmiyor.

Tarım ve Orman Bakanlığı, bitkisel üretimde, hayvancılıkta ve su ürünlerinde planlı üretime geçtiğini duyurdu. Planlı üretim kapsamında 13 ürün ve yem bitkileri “stratejik ürünler” olarak belirlendi. Kim belirledi? Tamamı Tarım ve Orman Bakanlığı bürokratlarından oluşan Tarımsal Üretimin Planlanması Kurulu.

Bu stratejik ürünler 4 ana grupta değerlendiriliyor. Hububatta; arpa, buğday ve mısır. Baklagillerde; mercimek, nohut ve kuru fasulye. Yağlı tohumlarda; aspir, kanola, pamuk, soya ve yağlık ayçiçeği. Diğer ürünler kapsamında ise patates, kuru soğan ve yem bitkileri var.

Açıkçası bu listeye girecek daha çok sayıda stratejik ürünümüz var. Bu listenin neye göre belirlendiğini bilemiyoruz. Ama bildiğimiz kadarıyla aspirin, kanolanın Türk tarımı için stratejik hiçbir öneminin olmadığı.

Türkiye İstatistik Kurumu 25 Ekim’de 2024 üretim yılına ait “Bitkisel Üretim 2.Tahminini açıkladı. Bu tahmine göre, Türkiye’nin 2023 yılında 120 bin ton olan kanola üretimi, 2024 üretim yılında 104 bin tona gerileyecek. Aspir üretimi ise aynı dönemde 39 bin tondan 29 bin tona gerileyecek. Türkiye, kanola ve aspir üretmezse kıyamet mi kopar? Ülke yağ krizine mi girer? Hayvanlar yemsiz mi kalır?

Zeytin neden stratejik değil?

Zeytinin anavatanı Türkiye. Moda deyimle yerli ve milli. Dünya zeytin üretiminin önemli ülkelerinden birisi olan Türkiye’de Marmara, Ege, Akdeniz, Güneydoğu Anadolu hatta Karadeniz’de zeytin yetiştirilir. Türkiye, ağaç varlığı ve bu yılki üretimi ile İspanya’dan sonra dünyanın en büyük zeytin ve zeytinyağı üreticisi konumunda. Ama zeytin ve zeytinyağı stratejik ürün olarak kabul edilmiyor.

Aspir bitkisinin ana vatanı Çin, İran, Hindistan ve Mısır olarak tahmin ediliyor. Kanolanın ise Kanada. Bu iki bitkinin gen kaynağı Türkiye değil. Neye göre stratejik ürün seçildi?

Türkiye, zeytin ve zeytinyağı üretiminde, işlenmesinde, ihracatında çok önemli bir yere sahip ve “stratejik ürün” kapsamına alınıp desteklense bu konuda çok daha büyük katma değere ulaşmış olur. Her şeyden önce zeytinin, kültürel, sosyal, ekonomik, tarihsel, sağlık olmak üzere birçok önemli özelliği var. Aspir, kanola, pamuk, soya ve ayçiçeği yağlı tohum olduğu için yani yağ nedeniyle stratejik ürün kapsamına alındığı düşünülse bile zeytinyağı neden yok? Kaldı ki zeytinyağı sahip olduğu üstün özellikleri nedeniyle dünyada çok değer verilen bir ürün. Türkiye için stratejik bir ürün olarak kabul edilebilir. Edilmelidir.

Yanlış anlaşılmasın, aspir ve kanola başta olmak üzere “stratejik ürün” olarak belirlenen ve diğer ürünlere göre daha çok desteklenen 13 ürün ve yem bitkilerinin ekilmesine, öne çıkarılmasına karşı değilim. Ama, aspirin ve kanola stratejik ürün kabul edilirken zeytinin olmaması çok büyük yanlış ve haksızlıktır. Zeytin üreticisine haksızlık. Ayrıca fındık, çay, şekerpancarı gibi ürünlerin de mutlaka stratejik ürün kapsamına alınması gerekir.

Rekor üretim için sevinç yok, endişe var

Ülke genelinde zeytin hasadı başladı. Hava şartlarına bağlı olarak hasatta bir gecikme var. Zeytinde kurak bir sezon yaşanıyor. Buna rağmen üretimde tüm zamanların rekoru kırılacak. Ancak bu rekor üretime rağmen sevinçten çok endişeler öne çıkıyor.

Ulusal Zeytin ve Zeytinyağı Konseyi (UZZK) ile Tarım ve Orman Bakanlığı koordinasyonunda ilçe bazlı olarak 2024-2025 zeytin ve zeytinyağı rekolte tespiti tamamlandı. Rekoltenin açıklanması yine gecikti. Bakanlık, UZZK açıklayacak, Konsey ise bakanlık açıklayacak diye beklerken zeytinyağında 475 bin ton, sofralık zeytinde ise 750 bin tonluk bir rekolte olacağını 23 Ekim’de haber olarak yazdım ve sosyal medyada paylaştım.

Haberimden sadece bir gün sonra 24 Ekim’de Ulusal Zeytin ve Zeytinyağı Konseyi (UZZK) Başkanı Dr. Mustafa Tan rekolteyi resmi olarak açıkladı. Yapılan tespite göre 200 milyon zeytin ağacı varlığına ulaşan Türkiye’nin 2024-2025 sezonunda toplam zeytin üretimi 3 milyon 600 bin ton olacak. Bu tüm zamanların en yüksek üretimi. Bu zeytinin yüzde 20’si sofralık zeytin olarak değerlendirilecek. Sofralık zeytin üretimi 750 bin ton olacak. Kalan 2 milyon 850 bin tonu ise yağlık olarak değerlendirilecek ve zeytinyağı üretimi 475 bin ton olacak. Bu üretim bugüne kadar ki en yüksek seviye.

Bu kadar yağ kime satılacak?

Bu rekor üretime herkesin sevinmesi, mutlu olması gerekirken endişeler ön plana çıkıyor. Uygulanan yanlış destekleme ve dış ticaret politikası nedeniyle sevinemiyoruz. Üretici yüksek rekolte nedeniyle fiyatların düşeceğini ve maliyetin altında yağ veya zeytin satmak zorunda kalacağı için endişeli. Bir yandan da bu kadar yağı kime satacağız endişesi var. Tam 13 ay uygulanan dökme ve varilli zeytinyağı ihracat yasağı bazı pazarların kaybedilmesine, ülkeye ve ihracatçılara olan güvenin zedelenmesine neden oldu. Yasak kalktı ama iş işten geçti.

Aralık ayında rekolte ile ilgili son revizyon çalışmaları yapılacak ve rekolte kesinleşecek. Bugünkü rakamlar değerlendirildiğinde 475 bin ton zeytinyağı üretimine ilave olarak geçen sezondan devreden 100-150 bin ton stokla toplam arzın 575 ile 625 bin ton olması bekleniyor.

Raf satışlarında ve ihracattaki düşüş korkutuyor

Türkiye’de kişi başına zeytinyağı tüketimi 2 litre civarında. Nüfusumuzu göçmenlerle birlikte 100 milyon olarak kabul etsek bile, içerdeki tüketim 200 bin ton olacak. Kaldı ki son dönemde raflardaki yüksek fiyat nedeniyle ölçülebilen raf tüketiminde yüzde 20 azalma var. Yani üretim artıyor ama tüketim azalıyor.

İhracata baktığımızda 2022-2023 sezonunda 150 bin ton ile en yüksek seviyeye ulaşıldı. Ancak ondan sonra gelen ihracat kısıtlaması, yasağı ile ihracat düşmeye başladı. Ege Zeytin ve Zeytinyağı İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Emre Uygun’un verdiği bilgilere göre 2023-2024 sezonunda Ekim sonu itibariyle zeytinyağı ihracatının 70 bin ton olması bekleniyor.

İspanya’da zeytinyağı üretiminin yarı yarıya azaldığı, İtalya’da, Yunanistan’da kuraklık nedeniyle üretimin azaldığı bir dönemde bile Türkiye’nin ihracatı en iyimser rakamlarla 150 bin ton olurken eldeki 350-400 bin ton yağ kime satılacak? Üstelik bu yıl İspanya’da, İtalya’da ve diğer üretici ülkelerde de üretim normal, yani bir kayıp yok. Türk zeytinyağını almak için iştahlı davranmayacaklar. İhracat mutlaka olacak ama öyle görünüyor ki içerde fiyatlar arttı diye 13 ay dökme ve varilli zeytinyağı ihracat yasağının faturası bu yıl ödenecek.

Üreticinin fiyat düşecek endişesi ve işçi sorunu

Üretimde rekor kırılınca ve ihracat pazarlarında sorun olunca üretici haklı olarak artan maliyetlere rağmen fiyatın düşmesinden endişe ediyor. Üreticinin en büyük sorunu zeytini toplayacak işçi bulamaması. İşçi bulduğunda ise ücretler yüksek geliyor. Çiftçi ödediği ücretin yüksek olmasından, işçi aldığı ücretin yetersiz olmasından şikayetçi. Bazıları zeytini toplayıp toplamama konusunda kararsız. Toplatsa işçi parasını ancak çıkaracak. Toplamasa yaptığı masrafları, giderleri nasıl karşılayacak? Üretici açısından oldukça zor bir yıl olacak.

Tüketici fiyatın düşmesini istiyor

Enflasyon karşısında alım gücü eriyen tüketici zeytinyağı alamadığını, fiyatların düşmesini umut ediyor. Ancak, gördüğüm kadarıyla böyle bir fiyat düşüşü olmayacak. Üreticiden daha ucuza alınsa da raf fiyatlarında bir düşüş beklenmiyor.

Tüketicinin bir başka endişesi sahte yağlar. Aldığı zeytinyağının gerçek mi sahte mi olduğu konusunda kuşkulu. Tarım ve Orman Bakanlığı’nın 24 Ekim 2024 itibariyle taklit ve tağşiş yapan, sağlığı tehlikeye düşüren gıdalara ilişkin 800 ürünü teşhir etti. Bunlardan 343’ü zeytinyağı. Tüketici, üretici, devlet yani herkes bu sahtekarlıktan zarar görüyor.

Özetle, zeytin ve zeytinyağı üretiminde bu yıl tarihi bir rekor var. Ancak, rekora sevinen pek yok. Rekor üretimin pazarlanması konusunda endişeler var. Zeytin ve zeytinyağına verilen destekler çok yetersiz. Devletin verdiği fark ödemesi 2024 ürünü için zeytinyağında litre başına sadece 1 lira. Önümüzdeki yıl bu desteğin olup olmayacağı da belli değil. Zeytin stratejik ürünler kapsamında olmadığı için desteklerden yeterince yararlanamayacak. Bakanlığın üreticiyi üretimde, tüketiciyi tüketimde ve ihracatçıyı da pazarda tutmak için zeytin ve zeytinyağına gereken önemi ve desteği vermesi şart.

Bu makale ile ilgili yapılan yorumlar

En Son Yayınlanan Makaleler