Tarımda kadının emeği var, söz hakkı yok!

Bu makalede ele alınan konular hakkında hızlı bir genel bakış.

Tarımda kadının emeği var, söz hakkı yok!

22 Ekim 2024

·

Ali Ekber Yıldırım

·

Köşe Yazısı

Güncelleme: Eki 22, 2024

Tarımda kadın emeği yok sayılıyor. Üretimde, hasatta, yani tarlada, bağda, bahçede, ahırda kadın emeği var, ama söz hakkı yok. Bakanlıktan en küçük birim olan aileye kadar her yerde emeği ve söz hakkı yok sayılıyor.

Geçen hafta, 15 Ekim Dünya Kadın Çiftçiler Günü kutlandı. Türkiye’nin, hatta dünyanın pek çok yerinde etkinlikler yapıldı. Tarımda kadın çiftçilerin yeri, önemi konuşuldu. Kadın çiftçiler yaşadıklarını anlatıp seslerini duyurmaya çalıştı. Toplumun belki de en çok ezilen, en çok haksızlığa uğrayan kadın çiftçilerdir. Tarlada, bağda, bahçede, ahırda, çiftlikte yani tarımın olduğu her alanda kadın emeği var. Ama yönetimde, mülkiyette, sosyal güvencede ne yazık ki kadının adı yok.

Tarım ve Orman Bakanlığı birkaç yıldır Dünya Kadın Çiftçiler Günü’nü Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan’ın katılımı ile Külliye’de kutluyor. Bu yılki toplantı Cumhurbaşkanlığı Millet Kütüphanesi’nde “Toprağa İz Bırakan Kadınlar” adıyla düzenlendi. Çok sayıda kadın çiftçi katıldı.

Gıda üretiminin yarısını kadınlar gerçekleştiriyor

Toplantıda kadınlara seslenen Emine Erdoğan kadınla toprak arasında, emeğe dayalı uzun bir geçmiş olduğunu söyledi. Erdoğan : “Anadolu toprağı nasıl bereketliyse, Anadolu kadını da çalışkandır, üretkendir. Tüm dünyada olduğu gibi, ülkemizde de gıda üretiminin yarıdan fazlası kadınların ellerinde gerçekleşiyor. Sizler, bir yandan vatanınızı doyurarak milletimize analık yapıyor diğer yandan henüz doğmamış evlatlarımızın hakkını gözetiyorsunuz.” diye konuştu.

Ata Tohumu Projesi’nde de kadın çiftçilerin önemine değinen Erdoğan: “Sandıklarınızda, kilerlerinizde, yıllarca sakladığınız ata tohumları sahip olduğunuz ferasetin, deneyimin ve ileri görüşlülüğün bir ispatıdır. Sizlerle birlikte 2017’den beri 1537 çeşit ata tohumunu gen bankalarımızda koruma altına aldık. Bunlardan 37 yerel çeşit coğrafi işaretle tescillendi.” bilgisini verdi.

Kadınlara güya pozitif ayrımcılık var, ama yönetme hakkı yok

Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı ise konuşmasında, kadın çiftçilerin yüzyıllar boyunca süregelen geleneksel yöntemleri yeni modern tekniklerle birleştirerek üretkenliği artırdıklarını belirterek: “Bakanlık olarak kadın çiftçilerimize birçok konuda pozitif ayrımcılık yapıyoruz.” dedi.

Yumaklı, Bakanlık olarak 783’ü yönetici olmak üzere 37 binden fazla kadın çalışanla sektöre yönelik politikalar oluşturduklarının altını çizerek, kadınlara istihdam ve ek gelir oluşturmak için geleneksel Türk el sanatlarını geliştirmeye yönelik eğitimler verdiklerini söyledi.

Her iki konuşmada da tarımda kadının rolü, kadın emeğinin önemi vurgulanıyor. Başta da söylediğimiz gibi kadının tarımdaki üretime katkısı, ata tohumlarının gelecek nesillere ulaşması ve daha birçok konuda büyük emeği var. Ancak yönetmeye, söz sahibi olmaya gelince ne yazık ki kadının adı yok.

Karar verici mercilerde kadın yok

Cumhuriyetimizin 100 yıllık tarihinde kadın tarım bakanımız olmadı. Bugün, Tarım ve Orman Bakanlığı’nda 4 bakan yardımcısı var 4’ü de erkek.

Bakanlığa bağlı 21 ana birim var. Bitkisel Üretim, Hayvancılık, Tarım Reformu, Gıda ve Kontrol, Personel, Özel Kalem vb. genel müdürlük, daire başkanlığı gibi üst düzey bu 21 birimin 20’sinde tepe yönetici erkek. Sadece, Su Yönetimi Genel Müdürlüğü’nün başında bir kadın var, Afire Sever.

Bakanlıkta 37 bin kadın çalışandan 738’i genellikle alt kadrolarda yöneticilik yaparken üst düzeyde sadece 1 kadın yönetici var. Bakan Yumaklı, kadınlara pozitif ayrımcılık yaptıklarını söylüyor. Demek ki pozitif ayrımcılık olmasa o 1 yöneticide olmayacak.

Kadının olmadığı planlamanın başarı şansı yok

Bakanlığın en önemli projesi planlı üretim. Bitkisel üretim, hayvancılık ve su ürünlerinde üretimin planlanmasına karar veren 7 kişilik Tarımsal Üretimin Planlanması Kurulu var. Ülkenin tarımını planlayacak karar verici bu kurulun tamamı erkeklerden oluşuyor. Kadın temsilci yok. Kadının olmadığı bir planlamanın başarısı şansı yok.

Emine Hanım’ın deyimi ile tarımın yarısını üreten, ata tohumlarını geleceğe taşıyan kadınlar, bakanlık üst düzey yönetiminde, planlama gibi hayati kurullarda yani karar verici mekanizmalarda yok sayılıyor. Görev verilmiyor.

Ziraat odalarında da kadına söz hakkı verilmiyor

Sadece bakanlıkta, tarım teşkilatlarında değil kadın çiftçilerin üye olduğu kendi kurumlarında da kadına söz hakkı verilmiyor. Türkiye’nin en büyük ve en yaygın çiftçi örgütü Türkiye Ziraat Odaları Birliği(TZOB)’nin 11 kişilik yönetim kadrosunda kadın temsilci yok.

TZOB Yönetim Kurulu Başkanı Şemsi Bayraktar 15 Ekim Dünya Çiftçiler Günü nedeniyle yaptığı açıklamada kadın çiftçilerle ilgili söyledikleri ile uygulamadaki çelişkilere bakalım.

Bayraktar’ın açıklamaları özetle şöyle:

– Dünyada ve ülkemizde tarımsal üretimde, beslenmede, gelecek nesillere bilgiyi aktarmada, çocuk eğitiminde, hasta ve yaşlı bakımında kadınlar en önemli katkıyı sağlıyor.

– Türkiye Ziraat Odaları Birliği verilerine göre; 755 ziraat odamıza kayıtlı toplam 933 bin 723 kadın çiftçi bulunuyor. Üyelerimizin yüzde 17,82’si kadın çiftçilerimizden oluşuyor.

– Çiftçi Kayıt Sistemi’ne kayıtlı çiftçi sayısı 250 bin civarında.

– Tarımda kadınlar işgücünün önemli bir kısmını oluşturmasına rağmen çoğunluğu sosyal güvenceden yoksun durumdadır. Ziraat odalarına kayıtlı 933 bin 723 kadın çiftçinin sadece yüzde 11,8’i Tarım BAĞ-KUR’unu ödeyerek Sosyal Güvenlik Kurumu’na kayıtlıdır. Yani Ziraat Odalarına kayıtlı çalışan kadınların yüzde 88,2’si gelirinin düşük olması sebebiyle sosyal güvenlik sistemine kayıtlı değildir. Pozitif ayrımcılığı hak eden kadın çiftçilerimizin sosyal güvenlik sistemine katılımının desteklenmesi kadınlarımızı kırsalda tutabilmek için bir zorunluluktur. Zira kırsal alanlardan kente göçün en büyük sebebi sosyal güvenceden yoksunluk ve yeterli gelirin elde edilememesidir. 25 yıldır çocuk doğmamış kırsal alanlarımız bulunuyor. İnsanlarımız köylerini ve tarımı terk ediyorlar.

– Kadın çiftçilerimiz, ülkemizde büyük bir çoğunluğu küçük işletmelerden oluşan tarım sektöründe erkeğin en büyük destekçisidir.

– Geçmişten günümüze kadın her zaman tarımsal üretimin içinde yerini almıştır. Kadınların ekonomik kalkınmaya, kırsal kalkınmaya etki edebilmeleri için ekonomik ve sosyal statülerinin iyileştirilmesi ve buna yönelik politikalar geliştirilmesi önemlidir.

– Kadınlara fırsat verildiğinde, liderlik ve değişimin temsilcisi olurlar. Kadınlar ekonomik ve sosyal alanda güçlendirildiğinde bunun sosyal gelişme, sürdürebilir kalkınma ve gıda güvenliğine olumlu yansımaları olacaktır.

755 ziraat odasında sadece 1 kadın başkan var

“Kadınlara fırsat verildiğinde liderlik ve değişimin temsilcisi olurlar diyen” Şemsi Bayraktar 21 yıldır Türkiye Ziraat Odaları Birliği Başkanlığı koltuğunda oturuyor, Tam 6 kez seçime girdi, yönetim kurulu listesi oluşturdu. Bugüne kadar bildiğim kadarıyla yönetimde hiç kadın üyeye yer vermedi. Halen 11 kişilik yönetim kurulunda tek bir kadın yok. Oda üyesi 933 bin 723 çiftçiyi temsilen yönetim kurulunda bir kadın üye olmaz mı? Yönetimin en az yarısının kadınlardan oluşması gerekiyor.

Türkiye Ziraat Odaları Birliği yönetiminde kadın üyenin olmaması kadına yönelik ayrımcılığın boyutlarını gösteriyor. Daha da vahim olanı ülke genelinde 755 ziraat odası var. Bu odalardan sadece 1 tanesinin başkanı kadın, 754’ü erkek. Tek kadın başkan Osmaniye’nin Bahçe İlçesi Ziraat Odası Başkanı olan Fatma Şahin.

Söze gelince “fırsat eşitliği, kadın emeğinin önemi, geleceğin teminatı” denilen kadınlar yönetimde, mülkiyette, sosyal güvence de yok sayılıyor.

FAO’ya göre fırsat eşitliği üretimi 1 trilyon dolar artırır

Birçok araştırma fırsat eşitliği sağlandığında kadınların tarımsal üretimde, karar verici konumda olduğunda tarımsal verimliliğin ve kalitenin daha üst seviyelerde olduğunu ortaya koyuyor. Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO)’nün “Tarımsal Gıda Sistemlerinde Kadınların Durumu 2023 Raporu”na göre, kadınlara erkeklerle aynı fırsat verildiği taktirde, tarımsal gıda sistemlerinde kadın eşitliği küresel ekonomiyi 1 trilyon dolar artırabilir.

Rapora göre, küresel olarak çalışan kadınların yüzde 36’sı, çalışan erkeklerin ise yüzde 38’i tarımsal gıda sistemlerinde istihdam ediliyor. Bununla birlikte, kadınların rolleri giderek marjinalleşme eğilimi gösteriyor, çalışma koşulları dünyanın hemen her yerinde erkeklerden daha kötü. Benzer şekilde, tarımda ücretli olarak çalışan kadınlar, erkeklerin kazandığı her bir dolara karşılık 82 sent kazanıyor.

Kadınlar ayrıca toprak üzerinde daha az güvenceye sahip, kredi ve eğitime daha az erişebiliyor ve erkekler için tasarlanmış teknolojiyle çalışmak zorunda. FAO Genel Direktörü QU Dongyu raporun sunumunda şu değerlendirmeyi yapıyor:”Tarım-gıda sistemlerindeki cinsiyet eşitsizliklerini ele alır ve kadınları güçlendirirsek, dünya yoksulluğu sona erdirme ve açlığın olmadığı bir dünya yaratma hedeflerine ulaşmada ileriye doğru bir adım atacaktır.”

Özetle, tarımda kadın emeği yok sayılıyor. Üretimde, hasatta, yani tarlada, bağda, bahçede, ahırda kadın emeği var, ama söz hakkı yok. Bakanlıktan en küçük birim olan aileye kadar her yerde emeği ve söz hakkı yok sayılıyor. Bunda elbette kadınların da sorumluluğu var. O haklarını elde etmek için daha çok mücadele etmeli ve dayanışma içinde olmalılar. Bakanlıkta, oda, dernek, sivil toplum örgütlerinde daha fazla yer almak için mücadele etmeliler.

Bu makale ile ilgili yapılan yorumlar

Gıda,Tarım: İlişkili Diğer Makaleler

En Son Yayınlanan Makaleler