Erdoğan ve Kılıçdaroğlu’nun tarım vaatleri uygulanabilir mi?
25 Nisan 2023
Bu makalede ele alınan konular hakkında hızlı bir genel bakış.
25 Nisan 2023
Ali Ekber Yıldırım
Köşe Yazısı
Cumhurbaşkanlığı ve milletvekilliği seçimine sayılı günler kaldı. Türkiye, 14 Mayıs Pazar günü tarihi bir seçim yapacak.
Meydanlarda ve sosyal medya üzerinden sürdürülen seçim çalışmalarında vaatler deyim yerindeyse havada uçuşuyor. Vaatlerin büyük bölümü para dağıtmaya odaklı. Maaşlar, destekler artırılacak, hizmetler bedava olacak. Borçlar silinecek, faizler affedilecek, vergi indirimleri olacak. Sanki kim çok para verirse seçimi o kazanacak gibi bir algı var. Bu vaatler seçmenin de hoşuna gidiyor.
Cumhur İttifakı’nın Cumhurbaşkanı adayı Recep Tayyip Erdoğan ile Millet İttifakı’nın Cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu, aynı gün tarımla ilgili, kırsalda yapacakları çalışmalara ilişkin yeni vaatlerini açıkladı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, hafta sonu Gaziantep Nurdağı’nda 10 köy evinin anahtar teslim törenindeki konuşmasında kırsala ilişkin vaatlerini, müjdelerini 10 madde halinde sıraladı. Sonra da bunları sosyal medya hesabından paylaştı. Aynı gün Millet İttifakı’nın Cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu bir video ile tarım, gıda, özellikle hayvancılık konusundaki vaatlerini paylaştı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan daha önce seçim bildirgesini açıklamış ve orada da tarım ve kırsalla ilgili önemli vaatler açıklamıştı. Millet İttifakı’nı oluşturan 6 parti ise “Ortak Politikalar Mutabakat Metni”nde yine tarım ve kırsala ilişkin vaatlerini detaylı olarak açıklamıştı.
Seçim yaklaştıkça daha spesifik vaatler öne çıkarılıyor. İki adayın aynı gün açıkladığı son vaatler üzerinden değerlendirildiğinde, verilen müjdelerden bazıları yeni değil, bazıları ise geçmişte uygulanan ama sonuç alınamayan vaatlerden oluşuyor. Elbette ilk kez dile getirilenler de var.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 10 müjdesi
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın sosyal medya hesabından paylaştığı “Kırsal Dönüşüm Projeleri ile Çiftçilerimize 10 Yeni Müjde”nin ayrıntıları şöyle:
1-Gelişmiş altyapısıyla “Akıllı Köy Evleri” modelini ortaya koyuyoruz: Depremde yıkılan köylerdeki evlerin yerine; ahırı, köy konağı, akıllı tahtası, camisi, peyzajıyla, akıllı köy evleri inşa ediliyor. Bu evlerden 10 tanesi tamamlanarak hak sahiplerine teslim edildi. Deprem konutu olarak yapılan bu evler bir seçim müjdesi olarak sunuldu.
2- Afet alanlarında köy evlerinde kalacak çiftçilerimize sıfır faizli kredi sağlıyoruz: Deprem bölgesinde, affet bölgesindeki bu evlerde kalacak çiftçilere Ziraat Bankası, sıfır faizli hayvancılık kredisi verecek. Ziraat Bankası, belli şartlar yerine getirildiğinde, 2010 yılından bu yana hayvancılığa sıfır faizle veya düşük faizle zaten kredi veriyor. Yani bu yeni bir durum değil.
3- İlk evim kampanyamız şartlarıyla “Akıllı Köy Evi” sahibi olma imkanı getiriyoruz: İlk evim kampanyası 13 Eylül 2022’de açıklandı. İlk kuralar 7 Kasım 2022’de çekildi. Ülke genelinde 81 ilde uygulanan bir proje. Proje kapsamında ilk kez ev sahibi olacaklara 240 aya varan vadede 2 + 1 evler için 602 bin liraya, 3 + 1 evler içinde 85 bin liraya ev sahibi olma olanağı sağlanıyor. Ülke genelinde uygulanan bu proje deprem bölgesinde yapılacak akıllı köy evleri için de uygulanacak.
4- Evini “Akıllı Köy Evi”ne dönüştürmek isteyen çiftçilere finansman sağlıyoruz: Depremde zarar gören evini akıllı köy evine dönüştürmek isteyenlere finansman desteği sağlanacak.Üçüncü müjde ile hemen hemen aynı.
5- Büyükbaş ari damızlık üretim merkezlerini teşvik ediyoruz: Daha önce damızlık düve üretim merkezleri kuruldu ve bazı destekler de sağlandı. Damızlık düve merkezlerine alınan hayvanlar için yüzde 40 oranında hibe desteği sağlanıyor. Ancak devam eden ithalat nedeniyle damızlık düve merkezlerinin çoğu ya kapandı ya da işlemez noktaya geldi. Sadece birkaç tanesi faaliyetine devam ediyor. Onlar da Ziraat bankası ile damızlık birlikleri arasında yapılan özel anlaşma ile sürdürülüyor. Keşke damızlık düve merkezleri desteklense ve Türkiye ithalat yerine düve ihtiyacını bu merkezlerden karşılasa.
6- Basınçlı sulama altyapısını güçlendirme çalışmalarıyla tarımda rekolte ve geliri artırıyoruz: Basınçlı sulama sistemlerine yönelik desteklemeler yanlış hatırlamıyorsam 2006 yılından bu yana kırsal kalkınma yatırımlarının desteklenmesi programı kapsamında zaten yapılıyor. Bu yeni bir müjde değil. Sıfır faizli kredilerle basınçlı sulama sistemlerinin yaygınlaşması için desteklendi. Bu konudaki temel sorun, sadece tarlada çiftçinin kullandığı sulama sisteminin desteklenmesi değil, barajlardan tarlaya su getirilirken açık kanallarda getirilmesi ve suyun büyük oranda kaybedilmesidir. Tarımda su verimliliği ne yazık ki yüzde 50 seviyesinde. Bunun artırılması için çalışmalar yapılmalı.
7- Sözleşmeli üretimi yaygınlaştırıyoruz, üretici gelirlerini garanti altına alıyoruz: Sözleşmeli üretim, Türkiye’de şeker fabrikalarının kurulmaya başlandığı 1920’li yıllardan beri pancarda uygulanıyor. Uzun yıllardır salçalık domateste, tütünde, organik üretimde ve daha birçok alanda uygulanıyor. Sözleşmeli üretimle ilgili hukuki sorunlar var. Bu da son olarak Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde kabul edilen ve 5 Nisan 2023 tarihli Resmi Gazete’de yayınlanan 7442 sayılı torba kanun ile düzenleme yapıldı. Seçim olmadan müjde gerçekleşti zaten.
8- Jeotermal Organize Sanayi Bölgeleri başta olmak üzere sera yatırım desteklerini artırıyoruz: Jeotermal veya teknolojik sera kuracaklara Ziraat Bankası’nın düşük faizli kredileriyle zaten destekleniyor. Bu çalışmalar Berat Albayrak’ın Hazine ve Maliye Bakanı olduğu dönemde başlamıştı.
9- Aile tipi işletmelere büyükbaş ve besi hayvancılığı desteği sağlıyoruz. Her haneye en az bir asgari ücret garantisi veriyoruz: Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın açıkladığı müjdeler arasında bugüne kadar belki de uygulanmayan tek destek bu. Her haneye en az bir asgari ücret garantisi bugüne kadar verilmemişti. Kemal Kılıçdaroğlu’nun yıllardır dile getirdiği aile sigortası vaadine benziyor.
10- Tarımsal üretimde kullanılan azotlu gübrelerdeki dışa bağımlılığımızı azaltacak önemli bir projeyi devreye alıyoruz. Karadeniz gazından Üre sağlayacak fabrikayı Zonguldak’a kuruyoruz: Bu da yeni bir vaat veya müjde. Gübre de dışa bağımlılığı azaltmak önemli. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Kasım 2016’da Milli Tarım Projesi’ni açıklarken kimyasal gübrelerin, azotlu gübrelerin topraklarımızı mahfettiğini söylemiş ve kimyasal gübreler yerine organamineral gübrelere geçileceğini söylemişti. Organik, organamineral gübreler destekleme kapsamına alındı. Şimdi üre gübresi üretim tesisi vaadinde bulunuluyor.
Kılıçdaroğlu’nun Tarım ve Hayvancılık Özel Ekonomi Bölgeleri
Millet İttifakı Cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu, “Tarım ve Hayvancılık Özel Ekonomi Bölgeleri”nin kurulması konusunda 3 dakika 5 saniyelik bir video paylaştı.
Kemal Kılıçdaroğlu’nun vaatlerini ise şöyle sırlayabiliriz:
1-Türkiye, tarımda, gıdada kendi kendine yeterli hale getirilecek ve gıda ihracatında dev bir ülke olacak: Kılıçdaroğlu, Türkiye’nin tarımsal potansiyeline dikkat çekerek kendi kendine yeterliliğe vurgu yaptı. Gıda bağımsızlığını öne çıkardı. Türkiye, ithalat yerine üretime dayalı politika ile birçok üründe kendi kendine yeterli hale gelebilir. Bunun en somut örneklerinden birisi nohut. Kılıçdaroğlu, videoda buğdayda, nohutta dışa bağımlı olduğumuzu söylüyor. Nohutta dışa bağımlılık büyük oranda bitti. Üretim desteği ile Türkiye, nohut üretiminde kendine yeterli konuma geldi. Bu birçok üründe sağlanabilir.
2- Planlı üretime geçilecek ve arazilerin tamamı ekilecek: tarım ve Orman Bakanlığı da son yıllarda bunu gündeme getiriyor. Tarım Kanunu’nda yapılan değişiklikle planlı üretime geçilmesi öngörülüyor. Ancak, bakanlığın dile getirdiği uygulamada stratejik ürünlerde kotalarla ve üretim için bakanlıktan izin alınması ile üretimde planlama öngörülüyor. Kemal Kılıçdaroğlu ise bu planlamanın nasıl yapılacağını söylemiyor.
3- Kamuya ait araziler yani TİGEM(Tarım İşletmeleri Genel Müdürlüğü) çiftliklerine sahip çıkılarak tohum ve damızlık üretimi, ıslah çalışmaları yapılacak. Buradan elde edilecek tohum ve damızlık hayvanlar çiftçiye ücretsiz verilecek: TİGEM çiftliklerinde tohum ve damızlık üretimi yapılıyor.Ancak elde edilen tohum ve damızlıklar para ile satılıyor. Kılıçdaroğlu, bunun çiftçilere bedava verileceğini vaat ediyor.
4- Her köye 1 ziraat mühendisi, 1 veteriner, 1 ziraat teknikeri: Adalet ve Kalkınma Partisi Sami Güçlü’nün Tarım bakanlığı döneminde 1000 köye 1000 ziraat mühendisi adıyla böyle bir proje uyguladı. Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği’nin mali desteği ile uygulanmıştı. O destek sona erince proje büyük oranda sona erdi. Kılıçdaroğlu’nun önerdiği şekliyle bu proje uygulanabilir mi? Sahada daha önceki projede yaşanan sorunlar iyi analiz edilmeli. Mühendis,veteriner ve tekniker istihdamı açısından önemli.
5- Sistemde yer almak isteyen ailelere 10 büyükbaş,10 küçükbaş gebe hayvan hibe edilecek: Bedava hayvan dağıtma projeleri çok yapıldı. Birçoğu da başarısızlıkla sonuçlandı. Genellikle dağıtılan hayvanlar ithalatla karşılanıyor. İthalatı yapanlar para kazanıyor, ülke zarar görüyor.
6- Beş yılda 3 milyon 750 bin büyükbaş, 7 milyon 500 bin küçükbaş üreterek çiftçiye ücretsiz dağıtacağız. Hayvan varlığını her yıl %20 arttıracağız: Türkiye’nin hayvan varlığını artırması gerekiyor. Bugün ette ve sütte yaşanan temel sorun hayvan varlığının yetersiz, üretimin yetersiz olmasından kaynaklanıyor. Kolay bir durum değil. Ama, Türkiye’nin orta, uzun vadede hayvan varlığını artırması şart.
7- Afyon, Konya Erzurum’da Tarım ve Hayvan Özel Ekonomi Bölgeleri kurulacak. Ordu ve Hatay’da Tarım ve Hayvancılık İhtisas Limanı kurulacak: Bu iller neye göre seçildiğinin açıklanması gerekir. Ordu ve Hatay’dan ihracat mı yapılacak? Afyon, Konya, Erzurum hayvancılık için önemli merkezler. Sadece üç ilde böyle bir çalışma yapmak yerine Erzurum, Kars, Iğdır, Ağrı gibi mera hayvancılığına uygun alanlarda besi ve et üretim merkezi kurulabilir. İzmir, Balıkesir, Burdur, Bursa vb. illerde süt hayvancılığı özel bölgesi kurulabilir. Faruk Çelik’in Tarım Bakanı olduğu dönemde süt, damızlık,besi üretim bölgeleri oluşturuldu. Destekler buna göre düzenlendi. Ancak bakan değişince proje rafa kalktı. Üzerinde durulması gereken önemli bir konu.
8- Süt ve et üreticisi para kazancak, tüketici de ucuza gıda alacak: Bu söylem kulağa hoş geliyor. Bunu sağlamak için köklü ve çok yönlü bir hayvancılık politikasına ihtiyaç var.
9- Gübre, yemde dışa bağımlılık azaltılacak: Bunu bütün çiftçiler istiyor. Özellikle girdilerdeki dışa bağımlılığın azaltılması gerekiyor. Ama bunu nasıl sağlanacağı da açıklanması gerekiyor.
Özetlersek, Cumhur İttifakı’nın Cumhurbaşkanı adayı Recep Tayyip Erdoğan ile Millet İttifakı’nın Cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu’nun vaatlerine bakıldığında çok rahat söylenen ama uygulanması kolay olmayan vaatler. Üzerinde çok kapsamlı çalışmaların yapılması gerekiyor. Ne yazık ki, iktidar da muhalefet de tarıma gereken önemi vermediği için seçimden seçime vaatler sıralanıyor. Seçimden sonra bu vaatlerin çoğu unutuluyor. Çiftçinin güçlü örgütleri olmadığı için bu vaatlerin peşine düşen olmuyor. Bitkisel üretimde, hayvancılıkta, su ürünlerinde ve diğer alanlarda politika oluşturmak ve başarılı olmak için üretim, destekleme, istihdam, dış ticaret, iklim, su, kırsal kalkınma, köy, nüfus ve daha birçok politikayı birlikte ele alacak bütüncül bir yaklaşıma ihtiyaç var. En önemlisi ülke gerçeklerine uygun politikalar uygulamak gerekiyor.
Bu makale ile ilgili yapılan yorumlar
Ziraat Mühendisiyim. 20 yıl bitki besleme, pest kontrol ve fumigasyon konusunda çalıştım. Sizlerle irtibatlı olmak istiyorum.