Bu makalede ele alınan konular hakkında hızlı bir genel bakış.

Tarımda girdi sorunları ve çıkış yolu

23 Mart 2022

·

Ali Ekber Yıldırım

·

Köşe Yazısı

Güncelleme: Şub 22, 2024

Mersin Büyükşehir Belediyesi, Mersin Ticaret ve Sanayi Odası, Akdeniz İhracatçı Birlikleri, Akdeniz Ziraat Odası ve Ziraat Mühendisleri Odası Mersin Şubesi’nin 19 Mart’ta ortaklaşa düzenlediği “Üretmezsek Tükeniriz /Tarımda Girdi Sorunları ve Çıkış Yolu” toplantısında tarımdaki en önemli girdilerden gübredeki son gelişmeleri, hayvancılık ve yem konusunu dün ayrıntılı olarak yazmıştım.

Ziraat mühendisi ve üniversite yıllarından bu yana tarım sektörünün içinde olan Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Vahap Seçer, toplantıda hem tarımla ilgili hem de Mersin’in tarım potansiyeli konusunda ayrıntılı bilgiler verdi.
Son 3 yılda çiftçiye toplam 75 milyon lira destek sağladıklarını, her alanda çalışarak üretmek zorunda olduklarını anlatan Vahap Seçer, konuşmasında şunları söyledi: “Son 20 yıl içerisinde aslında Avrupa Birliği müzakere süreciyle beraber tarıma yönelik çok iyi bir gidiş gözlemlenmeye başlanmıştı. Avrupa Birliği için açılan 35 faslın 3’ü tarımla ilgiliydi. Çünkü Avrupa gıdanın, üretimin, çevrenin korunmasının ya da dünyada en büyük silahın aslında o konvansiyonel ya da nükleer silahlar olmadığını gıda olduğunu bizden daha iyi görüyor. Şimdi de görüyoruz. Hem pandemide gördük hem şimdi yaşanan çatışmalarda bunu görüyoruz. Üç başlıktan biri tarım ve kırsal kalkınma, biri hayvan sağlığı, veteriner hizmetleri, biri de su ürünleriydi. Türkiye tarımı adına çok önemli yasalar çıktı. Uygulamada sıkıntılar vardı bir müddet. O zaman hükümet işi ciddiye almaya başladı. İyi de giden işler oldu ama her konuda olduğu gibi Türkiye bu konuda istikrarsız kaldı. Belli bir süre sonra Avrupa Birliği ile müzakere süreci akamete uğrayınca tarım denizde bir başına kalmış kaptansız, tayfasız bir gemi gibi rüzgarın esintisine göre sürüklenmeye başladı. Şimdi geldiğimiz noktada umut ediyorum karaya oturmayız.”

Tarım ölürse yaşam biter

Her ülkenin tarımı desteklediğini ve desteksiz bu işin sürdürülmesinin mümkün olmadığının altını çizen Vahap Seçer: “Zengin kardeş, fakir kardeş meselesi gibi. Biz 4 kardeş olalım. Birimizin adı tarım, birimizin adı sanayi, birimizin adı inşaat, birimizin hizmet olsun. Hani ailelerde vardır ya bir kardeş küçük bir esnaftır, diğeri bir yerde çalışan maaşlıdır, bir diğeri okumuştur, doktor olmuştur. Bir diğeri iyi bir işadamı olmuştur. O kardeşimize bakarız, ev alır yardımcı oluruz. Çocuğu okula gider yardımcı oluruz. Tamamen destek olayı budur. Hizmet, inşaat, sanayi sektörü üretir, bilişim sektörü çalışır, vergi öder. O vergiden de tarım kardeşimizin ölmemesi için aktarılır. Tarım öldüğü takdirde yaşam biter zaten. Ne yiyeceğiz, ne içeceğiz?” görüşünü dile getirdi.

Tarımın ekonomik bir sektörden öte sosyal bir sektör olduğunu vurgulayan Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Vahap Seçer sözlerini şöyle sürdürdü: “Hesap, kitap yaptık, yurt dışından ithal edersek daha ucuza ithal ederiz, destek yapmayalım, üretim yapmayalım. İşte savaş çıktı, Rusya kapıyı kapattı, ayçiçeği gelmedi. Hani ekonomik sektördü? Üstüne üstlük üretimi durdurdu. Bir sürü insan Büyükşehir’in kapısına dayandı ‘bana iş ver Başkanım’ diye. Gelişmiş ülkelerde bu tür taleplerin oranı çok daha düşüktür. Onlar işi farklı halletmiş. Amerika, Avrupa Birliği’nde her dört kişiden biri istihdamda tarımdadır. Bu bir realitedir, gerçektir. Onu düşürdüğünüz anda ikame bir sektör yaratamıyorsanız, yeni fabrikalar açamıyorsanız o insanları oraya istihdam ettiremiyorsanız, sokağa attırıyorsanız işte sosyal sorunlar başlar. İşte onun için tarım sosyal bir meseledir.

Mersin’in çok özel ürünleri var

Yapılan anketlerde çok büyük oranda Mersin’in “tarım kenti” olarak bilindiğini anlatan Seçer: “Mersin’de başta ticaret olmak üzere sanayi ve hizmet sektörü gelirleri tarımsal gelirimizin üstünde ama nüfusun büyük bir yoğunluğu tarımda çalışıyor. Bırakın Türkiye’yi dünyanın birçok yerinde ender bulacağınız kalitede araziler, topraklar ve mikro klima iklim. Yani bu bölgede yetişen ürünler dünyanın sayılı yerlerinde ancak yetişir. Avokado her yerde yetişmiyor, Silifke’nin çileği, Anamur’un muzu, Tarsus’un üzümü, Mut’un kayısısı her yerde yetişmiyor. Böyle çok özel ürünlerimiz var. Demek ki ‘Mersin tarım kenti’ dendiği zaman yanlış bir şey değil. Lavanta, kantaron, nergis soğanı, avokado, badem, ceviz fidanı. Bunlar bölgeye kazandırdığımız birçoğu yeni ürünler. Avokado bugüne kadar bu bölgede bilinen bir şey değil. Bunların da kazancı yüksek çeşitler olduğunu bildiğimiz için yapıyoruz. Ama klasik zeytin fidanından incir fidanına kadar da dağıtımımız oluyor. Örneğin bu yıl uygulamaya koyduğumuz pasiflora fidesi, bu da çok yeni, çarkıfelek diyorlar. Bunlar çok lüks yiyecekler de değil ama tabi bizim için pazar değeri de önemli. Yani harcıalem üretim de yapacağız ama İstanbul’a, Ankara’ya ya da yurt dışına lüks manavlara lüks üretimler de yapacağız” dedi.

Yerel bilginin önemi arttı

Mersin Ticaret ve Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Ayhan Kızıltan, tarımda bir plansızlık, kargaşa yaşandığına dikkat çekerek ulusal tarım politikalarından uzaklaşıldığını söyledi. Türkiye’nin tarımda neler yapacağını bilemez durumda olduğunu vurgulayan Kızıltan özetle şunları söyledi: “ Tarımda bir kargaşa ortamına doğru gidiyoruz gibime geliyor. Planlama olmaması en büyük sorun. Tarımla ilgili son dönemde katıldığımız birçok toplantıda konuşmacılar hep yabancı firmaların Türkiye’deki temsilcilerinden oluyor. Onların empoze ettiği şekilde tarım politikası oluşturuluyor. Oysa alanında çok deneyimli uzmanlarımız, çiftçilerimiz var. Arazimiz, toprağımız, her şeyimiz var ama ne yazık ki üretemiyoruz, üretmeyi durdurduk. Türkiye bundan 15, 20 yıl öncesine kadar ayçiçeği üretiminde dünyanın önde gelen ülkelerinden biriydi. Bugün Rusya’dan gelecek yağ gemilerini neredeyse çiçeklerle karşılayacak duruma geldik. Bakliyatta, buğday, arpa, nohut birçok üründe kendimize yeterliydik. Türkiye dünyanın en kaliteli mercimeğini üreten ülkeydi. Türkiye’de artık bunların üretilmediğini, çiftçinin üretmekten uzaklaştığını gördük. Türkiye’nin sadece tarımda değil, her alanda, sanayide, teknolojide, turizmde planlama yapması gerekir. Bu planlamaların süreçlerinde yerel dinamiklerin içinde olması gerekmektedir. Yerel dinamiklerin içinde olmadığı hiçbir süreç, hiçbir karar pozitif olmuyor ne yazık ki. Bunu belirgin bir şekilde görüyoruz. Türkiye’nin üzerinde durması gereken en önemli konu yerel dinamiklerin, yerel akademisyenlerin, yerel bilginin değerlendirilmesidir. Bu konferansı biz niye düzenledik? Tarımın önemi kat be kat arttı. Türkiye’de de bu söyleniyor. Bunu daha iyi ortaya koymak, sorunların çözüm yolları nedir burada bunları tartışmak, planlama yapamayan yetkililerin belki buradan bir şeyler öğrenip dersler alıp planlamalarını yapabilmesini sağlamak için bu konferansı düzenledik.”

Zirai ilaç fiyatı 2 ile 4 kat arttı

Çukurova Üniversitesi Öğretim Üyesi ve Ziraat Mühendisleri Odası Mersin Şubesi Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Okan Özkaya, tarımdaki önemli girdilerden birisi olan zirai ilaç konusundaki gelişmeleri anlattı. Dünyada zirai ilaç üreticisi 5 büyük şirket olduğuna dikkat çeken Özkaya, Covid 19 döneminde ve sonrasında ürün fiyatları ile ilgili ciddi artışlar meydana geldiğini anlattı. Kapanma süreçlerinde hammadde başta olmak üzere, navlun fiyatlarının beklenenden fazla yükselmesi ve tedarik sürelerinin uzaması, döviz kurunda meydana gelen artışlar nedeniyle önemli sorunlar yaşandığını anlattı.

Özkaya tüm girdilerde 2-4 kat artış olduğunu belirterek: “Abamektin aktif maddesinin kilosu 2021 yılında 38 liraydı. 2022’de 140 liraya çıktı. Bugün uygun bir zirai mücadele için dekara ortalama 1500 lirayı buluyor. Sadece budama bedeli dekarda 720 lira. Üretimde biyolojik ve biyoteknik yöntemlerin aktif şekilde kullanımı, gıda güvenliği ve izlenebilirliğin sağlandığı üretim modelleri benimsenmelidir. Bunun için iyi tarım – GLOBALGAP, uygulamaları konusunda destekler artırılmalı.” dedi.

Türkiye’nin tarımsal üretim hafızasını kaybettiğine dikkat çeken Özkaya, zirai ilaçlara tüm sorunları çözecek anlayışı ile bakmanın yanlış olduğunu anlattı. Zirai ilaç konusunda da plansız bir ithalat olduğunu iddia eden Özkaya, Türkiye’nin bu alanda da dışa bağımlı olduğunu ve hazır hammaddeyi ithal ederek formülasyonla üretip piyasaya verdiğini sözlerine ekledi.

Özetle, Mersin’de diğer tarım kentlerine de örnek olacak yine çok yararlı bir toplantı yapıldı. Umarız konuşulanlar dikkate alınır ve ülkenin içinde bulunduğu bu sıkıntılı dönemden tarımdan zenginlik üreterek bir çıkış yolu bulunur.

Bu makale ile ilgili yapılan yorumlar

  1. Murat Okşar 24 Mart 2022 - 21:58 - Yanıtla

    Bu toplantı bütün vatana, millete hayırlı olsun.

  2. Deha 25 Mart 2022 - 08:05 - Yanıtla

    Bu kadar insan toplanıyosunuz tarıma hiç bi çare bulamıyorsunuz kasten yapılsa bu kadar kötü yapılır!

En Son Yayınlanan Makaleler