7 bölgede “iklim” sınavı

Güncelleme: Şub 22, 2024

Türkiye’nin 7 bölgesinin iklim değişikliğinden etkilenme düzeyi farklılıklar gösterse de etkilenmeyen ürün ve bölge yok. Tarım, su ve gıdanın iklim değişikliğinden nasıl etkilendiğini dünkü yazıda ayrıntılı olarak yazdık.

Tarım ve Orman Bakanlığı Tarım Reformu Genel Müdürlüğü’nün “İklim Değişikliği ve Tarım Değerlendirme Raporu” bölgesel bazda da önemli bilgiler içeriyor. İklim değişikliğinin Türkiye’nin 7 coğrafi bölgedeki etkileri özetle şöyle:

Akdeniz’de biyoçeşitlilik azalıyor

Adana, Antalya, Burdur, Mersin, Isparta, Hatay, Osmaniye, Kahramanmaraş illerini kapsayan bölgede yetiştirilen başlıca tarım ürünleri, buğday, pirinç, pamuk, turunçgiller, muz, haşhaş, şekerpancarı, zeytin, üzüm, soya fasulyesi, mısır ve yer fıstığıdır. Seracılığın da en yaygın olduğu bölgedir. Akdeniz Bölgesi’nde hayvancılık fazla gelişmemiştir.

İklim değişikliği hastalık ve zararlı popülasyonlarında artışlara neden olmakta bu da tarım sektörünü olumsuz etkilemektedir. Aşırı sıcaklık, kuraklık ve beklenmeyen hava olayları nedeniyle oluşan afetlerle biyoçeşitlilik azalmakta, verim kayıpları yaşanmakta, ekim-dikim ve hasat zamanında değişiklikler meydana gelmektedir.

Yaşanan iklim değişikliği ile ürün kayıpları meydana gelmekte, bu da üretim maliyetlerinin artmasına sebep olmaktadır. Dolayısıyla, tarımsal üretimin azalması ürün fiyatlarının artmasına, tüketicilerin daha fazla fiyat ödemesine, ithal edilen ürün çeşidinin artmasına, ihracatın ise azalmasına sebep olabilmektedir.

İklim değişikliği nedeniyle meydana gelen beklenmeyen hava olayları beraberinde aşırı yağışları da getirdiğinde oluşan sel, dere yataklarında ve vadilerde yapılan hayvancılık ve seracılık faaliyetlerini de olumsuz etkilemektedir.

İç Anadolu’da kuraklık artarken, su kaynakları azalıyor

Ülkemizin en az yağış alan bölgesidir. Bölge ekonomisinin temeli tarıma ve hayvancılığa dayanır. Tarım ürünleri içinde tahıllar başta gelir. Türkiye genelinde tahıla ayrılan toprakların yarıya yakını bu bölgededir. Bölgenin sulanabilen bölümlerinde şeker pancarı tarımı yapılır. Buğday, şeker pancarı ve elmanın en fazla üretildiği bölgedir. Bölgede küçükbaş hayvancılık ön plandadır.

Ankara, Eskişehir, Çankırı, Kayseri, Niğde, Nevşehir, Sivas, Kırıkkale, Kırşehir, Konya, Karaman, Kayseri, Yozgat’ı içine alan bölgede iklim değişikliği doğal afetlerdeki artış ile tarım sektörünü olumsuz yönde etkilemektedir. Daha sıcak ve az yağışlı iklim koşulları, kuraklık şiddetinde artış, vejetasyon döneminde yağışlarda azalmalar görülmektedir. Yağışlardaki düzensizlik yeraltı ve yerüstü su kaynaklarında da önemli bir azalmaya neden olmuştur. Su kaynaklarının azalmasına ters bir orantı ile sulanabilir tarım alanları büyümektedir. Konvansiyonel tarım ve poli-kültür üretim nedeniyle su ve toprak kalitesi gün geçtikçe bozulmaktadır.

Zararlılarda ve hastalıklarda artış, gübreleme ve ilaçlama sorunları, hayvansal üretimde yem temininde güçlükler, mera alanlarının mera vasfını yitirmesi gibi sorunlar nedeniyle gün geçtikçe güvenilir gıdaya ulaşım azalmaktadır.

Ekolojiye uygun olmayan tarımsal faaliyetler: mısır, yonca, şeker pancarı, havuç, büyükbaş hayvan yetiştiriciliği vb. ile birlikte doğal kaynak kullanımı, kimyasal gübre ve pestisit kullanımı, yoğun toprak işleme faaliyetleri ve fosil yakıt kullanımının artması iklim değişikliğini tetikleyen faaliyetler olarak değerlendirilmektedir.

Marmara’da tarımın yanı sıra deniz canlıları da tehdit altında

Türkiye’de bölge yüz ölçümüne göre, ekili-dikili alanın en fazla olduğu bölge Marmara Bölgesi’dir. Bölgede yetiştirilen başlıca tarım ürünleri zeytin, pamuk, tütün, ayçiçeği, şeker pancarı, buğday, pirinç ve mısırdır. Bölgede meyvecilik çok gelişmiştir. Özellikle Bursa çevresinde çilek, elma, armut, kiraz, şeftali ve kestane üretimi oldukça fazladır. Bölgede hayvancılık büyük ölçeklidir.

İstanbul, Edirne, Kırklareli, Tekirdağ, Çanakkale, Kocaeli, Yalova, Sakarya, Bilecik, Bursa, Balıkesir’i kapsayan bölgede, iklim değişikliği bölge genelinde; ekim, hasat-harman, toprak işleme, gübreleme, sulama suyunun temininde rastlanan olumsuzluklar; hasat zamanında kaymalar-değişiklikler, hastalık ve zararlı kompozisyonu ile fizyolojik strese bağlı problemlerde ve ürün kalitesinde azalış olarak kendini göstermektedir. Sıcaklık; deniz ve doğal göllerin su sıcaklığında artışa sebep olmakta bu durumda deniz canlılarının yaşamını olumsuz etkilemektedir.

Yine bölge genelindeki illerde iklim değişikliği yağış rejimini olumsuz etkileyerek; tarımsal üretimi ve toprakları olumsuz etkilemektedir. Donlar ve aşırı ısınmalar bitki gelişimini olumsuz etkilemektedir. Bu durum özellikle bölgedeki ayçiçeği ve çeltik üretimini olumsuz olarak etkilemiştir.

Ege’de kuraklık su kısıtlamasını zorunlu kılıyor

Yetiştirilen ürünler zeytin, üzüm, haşhaş, tütün, incir, pamuk, patates, turunçgiller, sebze, susam, buğday, arpa, şeker pancarıdır. Büyük kentler çevresinde (İzmir-Manisa-Denizli) kümes hayvancılığı, Muğla, Aydın, İzmir, Manisa çevresinde arıcılık, kıyılarda balıkçılık (Bodrum-Marmaris kıyılarında sünger avcılığı) yapılır, Menteşe yöresinde kıl keçisi yetiştiriciliği gelişmiştir. Ayrıca büyük kentler çevresinde büyük baş hayvancılık, iç kesimlerde de koyun yetiştiriciliği gelişmiştir

İzmir, Manisa, Aydın, Denizli, Muğla, Afyonkarahisar, Kütahya, Uşak’tan oluşan bölgede iklim değişikliğinin su – toprak ve ekosistem üzerine etkisini gösterdiği ancak tarım sektörü üzerine en önemli etkisinin kuraklık olarak ortaya çıktığı ve kuraklığın tüm sektörde olumsuz etkileri bulunduğu raporlanmıştır. Söz konusu etkinin su kısıtına gidilmesi sonucunu doğurduğu ve gerek depolamaların gerekse basınçlı sulama şebekesinin alansal olarak yetersizliğinden dolayı rekolte düşüklüğü, az su alan ürünlerin hastalıklara karşı çok güçlü olmadığı için hastalık ve zararlılara açık hale gelmesi, mevsimlerde meydana gelen değişmeler sonucu gece gündüz sıcaklık farkının yükselmesi sonucu tarımsal ve yaşamsal alanların olumsuz etkilenmesini ortaya çıkartmıştır.

İklim değişikliği Doğu Anadolu’da göçü tetikliyor

Doğu Anadolu Bölgesi yüzölçümünün yüzde10’unda ancak tarım yapılabilir. Yer şekilleri ve iklimin olumsuz etkisinden dolayı tarımsal faaliyet gelişmemiştir. Erzurum, Kars Bölümü’nde yaz yağışları ile oluşan çayırların geniş alan kaplaması büyükbaş hayvancılığın gelişmesini sağlamıştır.

Ağrı, Ardahan, Bitlis, Bingöl, Elazığ, Erzincan, Erzurum, Hakkari, Iğdır, Kars, Malatya, Muş, Şırnak, Tunceli, Van’ı içine alan bölgede yıllar içerisinde gittikçe artan sıcaklıkla günümüze kadar takip edilen ekim-dikim ve hasat tarihleri değişmekte, bu değişimin sonucu olarak bitkilerin fenolojik gelişimlerinde farklılıklar gözlenmeye başlamıştır. Çiçeklenme, meyve ve dane oluşumlarındaki etkilenmeler verim kayıplarında yıllar içerisinde gittikçe artışlar olarak kendisini göstermektedir. Bu değişimlerin sonucu olarak değişen flora arıcılık faaliyetlerini ciddi anlamda etkilemektedir.

Kuraklıkla birlikte mera alanlarındaki otların gelişimi azalmış, otların erken kuruması ile hayvancılık olumsuz olarak etkilenmeye başlamıştır. Kaba yem ve saman teminine daha fazla ihtiyaç duyulmaya başlanmıştır. Bölgenin ana geçim kaynaklarından olan hayvancılıkta gübre yönetiminde aksaklıklar yaşanmaktadır. Yağış rejiminin değişmesi, kuraklık ve bilinçsiz veya vahşi sulama yöntemlerinin kullanılmasıyla su kaynaklarına erişimde sıkıntılar yaşanmaya, toprak yapısında tuzluluk, çoraklaşma gibi sorunlar baş göstermeye başlamıştır. Tarımsal alanları kısıtlı, sanayi işyerleri yetersiz olan bölge halkının artan nüfusu içinde işsiz kalan kesimi, ülkenin ekonomi olanakları daha gelişmiş olan yörelerine göç etmek zorunda kalmaktadır.

Güneydoğu Anadolu, kuraklıktan en çok etkilenen bölge

Adıyaman, Batman, Diyarbakır, Gaziantep, Kilis, Mardin, Siirt, Şanlıurfa, Şırnak’ı kapsayan Güneydoğu Anadolu’nun ekonomisi Gaziantep dışında tarım ve hayvancılığa dayanır. Geniş düzlüklerin olması bölgede tarım için büyük bir avantaj iken, yaz kuraklığının şiddetli olması üretimi olumsuz etkiliyor. Bölgenin dünyada en bilinen tarım ürünü antepfıstığıdır.

Bölgede don, yüksek sıcaklık, ani yağış görülme sıklıkları artmaktadır. Kuraklık, düzensiz yağış ve ayrıca yağış rejiminin de değişmesi ile ürün gelişim, ekim-dikim ve hasat tarihlerindeki değişimlerle verim yıl geçtikçe düşmektedir. Bitkisel üretimde yaşanan hastalık ve zararlı profilinde, görülme sıklığında değişiklikler ve artışlar yaşanmaktadır. Buna bağlı olarak da kullanılan ilaç miktarı artmaktadır. Yeraltı suyunun aşırı ve bilinçsizce kullanılmakta, izinsiz açılan kuyular için caydırıcı yaptırımlar bulunmamaktadır. Gübre ve ilaç kullanımdaki artış toprak ve su kirliliğinin artmasına neden olmaktadır. Tarımsal atıkların geri dönüştürülememesiyle birlikte bu atıkların su kaynaklarını ve toprağı kirletmesi engellenememektedir. HES barajlarındaki suyun tarımsal sulamada kullanımında sorunlar yaşanmaktadır. Sıcaklık artışının hayvanlar üzerinde yarattığı stres nedeniyle hayvancılık ciddi oranda etkilenmeye başlamıştır. Kuraklıktan etkilenen mera alanları, düşen ot verimiyle kaba yem ve saman açığı ortaya çıkmıştır.

Karadeniz’de hamsi için büyük tehdit

Fındık, çay, tütün, mısır, elma, şeker pancarı, keten-kenevir, turunçgiller, kivi bölgede yetişen başlıca tarım ürünleridir. Hayvancılık faaliyeti de bölge ekonomisi için önemlidir.

Artvin, Rize, Bayburt, Trabzon, Gümüşhane, Giresun, Ordu, Tokat, Amasya, Samsun, Sinop, Çorum, Kastamonu, Bartın Karabük, Zonguldak, Düzce, Bolu gibi çok sayıda ili kapsayan Karadeniz’de kuraklık ve sıcaklık artışlarıyla kendini hissettirmektedir. Bölge genelindeki illerde, iklim değişikliği etkilerine bağlı yağış rejimindeki değişikliklerin sel olaylarını ve buna bağlı toprak erozyonunu artırdığı görülmektedir.

Aşırı hava olayları ve yağış rejiminin değişikliği sonucu meydana gelen doğal felaketler, yamaçlarda ve akarsu yataklarının kenarında ve/veya eski yatakların üzerinde yerleşim kuran, tarım yapan insanların yaşamını doğrudan tehdit etmekle ve zarar vermekle kalmayıp bu sektörlerde istihdam edilen insanlar ve ailelerinin geçim kaynaklarını kaybetmesiyle göç etmek zorunluluğunu doğurabilmektedir.

Deniz suyu sıcaklık ortalamalarının artması sonucu denizlerde istilacı türlerin ve deniz ekosisteminde kaymaların gözlemlenmesi, bölge için önemli bir geçim kaynağı olan balıkçılığı olumsuz yönde etkilemektedir. İklim değişikliği, çay, fındık, hububat ve yem bitkilerinde olduğu gibi arıcılıkta bal verimini, meralarda ot verimini düşürmüş buda hayvanların et ve süt verimini olumsuz etkilemiştir. Deniz suyu sıcaklığının ortalamaların üzerine çıkmasıyla avlanılan hamsi miktarında düşüşler yaşanmaktadır.”

YARIN: İklim değişikliği için kısa ve uzun vadede neler yapılacak?

Bu makale ile ilgili yapılan yorumlar

En Son Yayınlanan Makaleler