Nişasta bazlı şeker kotasının 20 yıllık uygulamaları

Bu makalede ele alınan konular hakkında hızlı bir genel bakış.

Nişasta bazlı şeker kotasının 20 yıllık uygulamaları

09 Haziran 2021

·

Ali Ekber Yıldırım

·

Köşe Yazısı

Güncelleme: Şub 22, 2024

Şeker Yasası’nın kabul edildiği 2001 yılından bu yana tam 20 yıldır gündemden düşmeyen Nişasta Bazlı Şeker(NBŞ) kotası bir kez daha gündemde. Resmi Gazete’nin 5 Haziran 2021 tarihli sayısında yayınlanan “Şeker Kotalarının Düzenlenmesi ve Uygulanmasına İlişkin Yönetmelik” kafaları karıştırdı. Hükümet ve muhalefet karşı karşıya geldi.

Konuyu anlayabilmek için Şeker Yasası’nı, kota uygulamasının geçmişten bu güne serüvenini bilmek gerekiyor.

Bilgi sahibi olmadan yorum yapanların nasıl yanıldığını gördük. Tarım ve Orman Bakanlığının yaptığı açıklama konuya açıklık getirmesi bir yana kafaları daha da karıştırdı.

Nişasta bazlı şeker kotasının ayrıntılarını öğrenmek için şeker ile ilgili bazı önemli bilgileri hatırlatalım.

Dünyada yaygın olan iki tür şeker var. Birisi sakaroz kökenli, diğeri kısaca NBŞ olarak adlandırılan Nişasta Bazlı Şeker. Sakaroz kökenli şeker üretimi iki bitkiden, kamış ve şeker pancarından elde ediliyor.

Dünya şeker üretiminin 2020-2021 sezonunda 169 milyon ton, şeker tüketiminin ise 174 milyon ton olacağı tahmin ediliyor. Şeker stokları ise 92 milyon ton seviyesinde.

Sakaroz kökenli şekerin yüzde 72’si şeker kamışından geri kalanı şeker pancarından elde ediliyor.

Nişasta bazlı şekerler ise mısır, buğday ve patates gibi yine tarımsal kökenli ürünlerden elde ediliyor. Ancak, mısır bu işin lokomotifi. Yüksek fruktozlu mısır şurubu pancardan elde edilen şekere alternatif olarak kullanılıyor. Türkiye’de nişasta bazlı şeker üretimi ve ihracatı yapıldığı gibi, ithalat da yapılıyor.

IMF ve Dünya Bankası’nın dayatması ile Şeker Yasası çıktı

Türkiye’de şeker piyasası, 4 Nisan 2001 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde kabul edilen ve 19 Nisan 2001 tarihinde yürürlüğe giren 4634 Sayılı Şeker Kanunu ile düzenleniyor.

Şeker Kanunu, Uluslararası Para Fonu(IMF) ve Dünya Bankası’nın dayatması ile çıkarıldı. Bundan 20 yıl önce, ekonomik krizin ülkeyi darboğaza sürüklediği bir dönemde kurtarıcı olarak Amerika’dan Türkiye’ye gönderilen Kemal Derviş’in çantasına 15 yasa konuldu. Bu 15 yasa 15 günde çıkarılırsa, Türkiye’nin ihtiyacı olan finansman desteği sağlanacaktı. Şeker Kanunu o 15 yasadan biriydi.

Bu yasa ile şeker pancarı üretimi kotaya bağlandı. Üretim kısıtlandı. Buna bağlı olarak şekerde de kota uygulamasına geçildi. Kotalar; A ve B kotası ile C şekeri olarak adlandırılıyor. Ayrıca Nişasta bazlı şeker kotası var.

A kotası, üretilen toplam şeker miktarını, B kotası, üretilen ancak piyasaya sunulmayan ve güvenlik amacıyla depolanan şeker miktarını oluşturuyor. C kotası ise, A ve B kotaları dışında üretilen ve yurt içinde pazarlanamayan şeker ile işlenmek üzere ihraç kaydıyla iç piyasadan veya ithalatla temin edilen ham ve beyaz şeker miktarını ifade ediyor. Bunların üçü de, yani A, B ve C şekeri pancardan elde ediliyor.

Kota yüzde 10 ile başladı

Nişasta bazlı şeker kotası ise, Şeker Yasası’na göre pancardan elde edilen şekerin A kotasının yüzde 10 ‘unu geçemez. Yasa’ya göre, yüzde 10 olan bu kota miktarı bakanlar kurulu kararı ile yüzde 50 oranında artırılabilir veya yüzde 50 oranında azaltılabilir.

Kota uygulamasına geçildikten sonra o dönemki koalisyon hükümeti ve sonrasında AKP Hükümeti bu yetkiyi kullanarak kotayı hep yüzde 50 oranında artırdı. Yani nişasta bazlı şeker kotası uzun süre yüzde 15 olarak uygulandı. Sonraki yıllarda yüzde 25 ile yüzde 50 arasında yine kota artışları yapıldı.

Torba yasa ile 2018’de yüzde 10’dan 5’e düşürüldü

Şeker fabrikalarının özelleştirildiği 2018 yılında, 27 Mart 2018 tarihinde Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 7103 Sayılı Torba Yasa ile nişasta bazlı şeker kotası yüzde 5’e düşürüldü. Şu anda yasa ile Türkiye’nin nişasta bazlı şeker kotası yüzde 5’tir.

Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ne geçildikten sonra kotayı yüzde 50 artırma veya yüzde 50 düşürme yetkisi bakanlar kurulundan alınarak Cumhurbaşkanı’na verildi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan son 3 yıldır, kota yetkisini yüzde 50 düşürmeye yönelik kullanıyor. Bu nedenle yasada yüzde 5 olan nişasta bazlı şeker kotası yüzde 2.5 olarak uygulanıyor.

Resmi Gazetenin 5 Haziran 2021 tarihli sayısında yayınlanan “Şeker Kotalarının Düzenlenmesi ve Uygulanmasına İlişkin Yönetmelik” kota artışı için çıkarılmadı. 27 Mart 2018’de Torba Yasa ile Şeker Yasası’nda yapılan değişikliklere ilişkin yönetmeliktir. Bu nedenle Yasa’da yazıldığı gibi nişasta bazlı şeker kotası yönetmelikte de yüzde 5 olarak yazıldı. Doğrusu da budur.

Yönetmelik 3 yıl sonra çıkarılınca ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Amerika Birleşik Devletleri Başkanı Joe Biden ile görüşmesi öncesine denk gelince “kota yüzde 100 artırılıyor” yorumlarına neden oldu.

2021-2022 kotası Mart’ta açıklandı

Resmi Gazete’nin 20 Mart 2021 tarihli sayısında yayınlanan Cumhurbaşkanlığı Kararı ile 2021-2022 pazarlama yılı şeker kotaları açıklanmıştı. Yasa gereği yüzde 5 olan nişasta bazlı şeker kotasını, Cumhurbaşkanı Erdoğan kendisine verilen yetki çerçevesinde yüzde 50 oranında düşürerek yüzde 2.5 uygulanmasına karar verdi.

2021-2022 pazarlama yılı ülke toplam A kotası 2 milyon 700 bin ton olarak belirlendi. Pancar şekeri A kotası 2 milyon 632 bin 500 ton, B kotası ise pancar şekeri A kotasının yüzde 5’i olarak 131 bin 625 ton olarak açıklandı. Nişasta bazlı şeker kotası ülke toplam A kotasının yüzde 2,5’i olan 67 bin 500 ton olarak belirlendi ve açıklandı.

En büyük pay Cargill’e

Türkiye’de nişasta bazlı şeker üretim kapasitesi yaklaşık 1 milyon ton. Verilen üretim kotası ise 67 bin 500 ton. Kota dışı üretim yapılarak pazara sunulduğu, ithalatla resmi yollardan veya kaçak olarak ülkeye nişasta bazlı şekerin girdiği her zaman dile getiriliyor. Çıkarılan yeni yönetmelikle bu denetimlerin daha sıkı yapılması hedefleniyor.

2021-2022 pazarlama sezonu için belirlenen 67 bin 500 tonluk nişasta bazlı şeker kotası 5 firmaya verildi. Kotadan en yüksek pay Cargill’e verildi. Cargill’e doğrudan verilen kota 29 bin 593 ton. Ayrıca Ülker Grubu ile ortak olduğu PNS Pendik Nişasta’ya verilen 9 bin 586 ton kota var. Yani 67 bin 500 tonluk nişasta bazlı şeker kotasının 39 bin 179 tonu Cargill’e, kalan 28 bin 321 tonu da diğer 3 firmaya tahsis edildi.

Pancar ekiminde ve şekerde de kota var

Cumhurbaşkanlığı Kararı’nda yer aldığı gibi, ülke geneli için belirlenen 2 milyon 700 bin tonluk kota kapasitesine göre şeker fabrikalarına dağıtılıyor. Her şeker fabrikası için belirlenen şeker üretim kotası var. Bu yayınlanan kararda da zaten belirtiliyor. Fabrikalar, bu kota oranında şeker pancarı üreticisi ile sözleşme yaparak pancar ürettiriyor. Bu pancardan da şeker elde ederek piyasaya sunuyor. Dolaysıyla pancar üretiminde de üretim kotası var. Pancar üreticisi istediği kadar pancar ekemez. Ekse bile satamaz veya kota fazlası ürünü daha düşük fiyata satmak zorunda kalır.

Özetle, Şeker Yasası’na göre Türkiye’de nişasta bazlı şeker kotası toplam şeker kotasının yüzde 5’idir. Cumhurbaşkanının bunu yüzde 50 artırma veya yüzde 50 düşürme yetkisi var. Bu pazarlama yılında yüzde 50 düşürme yetkisini kullandığı için kota yüzde 2.5 olarak uygulanıyor. Cumhurbaşkanı bir yıl sonra 2022-2023 pazarlama sezonunda yetkisini yüzde 50 artırmak yönünde kullanırsa nişasta bazlı şeker kotası yüzde 7.5 olarak uygulanır. Yüzde 50 düşürmeye yönelik kullanırsa yüzde 2.5 uygulanmaya devam eder. Bu yetkiyi kullanmazsa yüzde 5 olarak uygulanır.

 

 

 

Bu makale ile ilgili yapılan yorumlar

Gıda,Şeker - Pancar: İlişkili Diğer Makaleler

En Son Yayınlanan Makaleler