Lisanslı depoda “stokçuluk” tartışması

Bu makalede ele alınan konular hakkında hızlı bir genel bakış.

Lisanslı depoda “stokçuluk” tartışması

18 Kasım 2020

·

Ali Ekber Yıldırım

·

Köşe Yazısı

Güncelleme: Şub 22, 2024

Koronavirüsün etkisiyle ülkeler bazında buğday, arpa, mısır gibi bir çok üründe stokçuluk arttı. Türkiye’de de “fiyat artacak” beklentisiyle, hem sektör içinden hem de sektör dışından hububat alımı yaparak bekletenler oldu. Alınan ürünler lisanslı depolara konulduğu için bu depolar stokçulukla suçlanıyor. Depo sahipleri, sanayiciler, tüccarlar artan fiyat nedeniyle çiftçinin ürününü tarlada sattığını ve depoya koymaya bile gerek duymadığını belirterek, artan fiyatların faturasının lisanslı depolara kesilmemesi gerektiğini söylüyor.

Lisanslı depo sahipleri sanayici ve tüccar

Türkiye’de 170’ten fazla noktada 6.6 milyon ton kapasiteli lisanslı depo var. Bu depoların sahipleri, işletenleri çoğunlukla bulundukları bölgede, zairecilik yapan, yem, hububat, un, tohum ticareti ile uğraşan tüccar ve sanayiciler. Çiftçilerin, çiftçi örgütlerinin kurduğu veya işlettiği lisanslı depo yok. Daha önce çiftçilerden ürün alan tüccar veya sanayiciler bu ürünleri kendi depolarında stokluyordu. Şimdi hem kendi ürünlerini hem de başkalarının aldığı ürünleri kurdukları lisanslı depolarda tutuyor. Devlet bazı destekler sağlıyor. Çiftçilerden ise daha çok büyük hacimli üretim yapanlar lisanslı depoyu kullanıyor. Lisanslı depoların en önemli müşterilerinden birisi ise Toprak Mahsulleri Ofisi.

Buğday, arpa, mısır, ayçiçeği gibi bir çok üründe yükselen fiyatlar stokçuluk tartışmasını bir kez daha alevlendirdi. Gıda ve yem sektörü ile ilgisi olmayan ve yatırım amaçlı olarak buğday, arpa, mısır, ayçiçeği alımı yapanların, aldıkları ürünleri lisanslı depolara koymaları bu sistemin de tartışılmasına neden oluyor.

Bazı sanayiciler lisanslı depoları “stokçuluk” yapmakla suçlarken, depoları kullanan ve sözleşme yaparak üreticilerin yararlanmasını sağlayan Toprak Mahsulleri Ofisi yöneticileri, depo sahipleri, sanayici ve tüccarlar lisanslı depoculuğun tarım piyasasına önemli katkılar sağladığını, bu yılki fiyat artışlarının faturasının lisanslı depolara kesilemeyeceğini ifade ediyor.

Pandemi, fiyatları ve stokçuluğu artırdı

Koronavirüsün etkisiyle özellikle hububat ürünlerine, yağlı tohumlara ve yem hammaddelerine talep arttı. Ülkeler ve yatırımcılar bazında stokçuluğun artması nedeniyle özellikle buğday, arpa, mısır, ayçiçeği gibi bir çok ürünün fiyatı yükseldi. Fiyattaki artış beklentisi ile geçmiş yıllara göre daha çok sayıda yatırımcı hububat ve yağlı tohum ürünlerine yatırım yaptı. Bu nedenle Türkiye’de de Toprak Mahsulleri Ofisi’nin açıkladığı fiyatların ton başına ortalama 400-500 lira daha yüksek fiyatla ürün alımı yapıldı. Şimdilerde fiyat farkı daha da büyüdü.

Geçmiş yıllarda çiftçi ürününü tüccara götürüp satmaya çalışırken, bu yıl, tüccar veya lisanslı depo işletmecileri tarlaya kadar giderek çiftçiden ürün aldı. Bu nedenle, geçmiş yıllarda ürün arzını yaymak için çiftçilerin ürünlerini lisanslı depoya koymaları önerilirken, bu yıl çiftçi ürünü depoya bile koymaya gerek duymadan sattı. Depoyu ise ürünü alan tüccar veya sanayiciler, yatırımcılar, kısmen de Toprak Mahsulleri Ofisi kullanmış oldu.

Zahireciler lisanslı depo sahibi oldu

Tarım Ürünleri Lisanslı Depo ve Yetkili Sınıflandırıcı Şirketleri Derneği(LİDAŞDER) Başkan Yardımcısı Hikmet Özkan, lisanslı depo yatırım maliyetinin çok yüksek olduğunu ve depo gelirlerinin sadece kira gelirinden oluştuğunu belirterek konuyla ilgili şu bilgileri verdi: ” Türkiye’de 170’in üzerinde noktada toplam 6.6 milyon tonun üzerinde lisanslı depo kapasitesi var. Gelecek yıl bu 8.5 milyon tona çıkacak. Bu depoları kuranların çok büyük bölümü zaten bölgelerinde zahirecilik yapan, hububat, un, yem alım satımı yapan, çiftçilerin ihtiyacı olan gübre, tohum gibi girdileri temin edenler. Çiftçiler veya çiftçi kuruluşları lisanslı depo kurmadı. Kurulan bu depolara çiftçiler, Toprak Mahsulleri Ofisi ve depo sahipleri, tüccarlar, sanayiciler ürünlerini koyuyor. Geçen sene Toprak Mahsulleri Ofisi bu depolara daha çok ürün koydu. Bu sene daha az. Çünkü bu sene alımı da azdı. Çiftçiler de bu sene daha az ürün koyabildi. Çünkü, fiyatlar artınca çiftçi tarlasında ürünü sattı. Depoya koymasına gerek kalmadı. Ama yine de ürününü bekletebilen büyük çiftçiler ürününü lisanslı depoya koydu. Yani 100 ton buğdayı varsa 10 tonunu satıp kalanını depoya koyan ve ihtiyaç duydukça satan çiftçiler de var. Sistem işliyor. Ama, lisanslı depo işletmek de kolay değil. Bugün 20-30 bin tonluk lisanslı bir deponun yıllık 800 bin lira işletme maliyeti var. Bunlara bakmadan lisanslı depoları stokçulukla itham etmek doğru değil. Tüccarlar suçlanıyor. Onlar da bu piyasanın aktörleri.”

Fatura lisanslı depolara kesilmemeli

Türkiye Un Sanayicileri Federasyonu(TUSAF) Yönetim Kurulu Başkanı Eren Günhan Ulusoy, artan hububat fiyatlarının faturasının ille bir yere kesilmek istendiğini ve bu konuda suçlanacak en son kurumların lisanslı depolar olduğunu söyledi. Lisanslı depoların uzun vadeli faydalarının kısa vadeli sorunlara kurban edilmemesi gerektiğini belirten Ulusoy: “Herkes yüksek fiyatların faturasını kesecek bir yer arıyor. Fakat, lisanslı depolar bu konuda akla gelebilecek en son kuruluşlardır. Arz eksikliği, dünyada bu ürünlere olan talep, pandemi süreci ve daha bir çok nedenden dolayı fiyatlar yükseldi. Lisanslı depoların etrafında bir çok tüccar gelen çiftçinin ürününü almak için adeta yarıştı. Bazıları tarlaya giderek ürünü orada aldı. Yani çiftçinin bile düşünmediği yüksek fiyattan alımlar yapıldı. Toprak Mahsulleri Ofisi ekmeklik buğday alım fiyatını ton başına 1650 lira açıkladı. Orada tüccar bana ver 1850 lira vereyim diyor. Makarnalık buğdayda 1850 lira açıklandı, tüccar 1980 lira,2 bin lira vererek alıyor. Çiftçi de sattı. Lisanslı depo olmayan yerlerde alıcılar tarlaya gitti oradan aldı. Ürünü alanlar depolara koydu. Bu durumda faturayı lisanslı depolara kesmek doğru değil. Türkiye’de 6.6 milyon tonun üzerinde lisanslı depo kapasitesi var. Bu kapasitenin 3.8 milyon tonu hububat için kullanıldı. Bu kadar ürünü “spekülatörlerin eline geçti” diye suçlamak doğru değil. Burada yapılması gereken bu işin borsasında piyasa derinliğini oluşturacak yapının kurulması. Alıcı ve satıcı sayısı bakımından sığ bir borsa olursa oluşan fiyatlar gerçekçi olmaz. Borsaya, piyasaya derinlik kazandırılmalı.” bilgisini verdi.

Ders niteliğinde bir sezon yaşanıyor

Lisanslı depoculuk konusunda en çok çaba gösteren, Eski Toprak Mahsulleri Ofisi Genel Müdürü ve Türkiye Ürün İhtisas Borsası A.Ş(TÜRİB) Danışmanı İsmail Kemaloğlu, bu yıl hububat piyasasında yaşananların lisanslı depoculuk açısından ders niteliğinde bir sezon olduğunu söyledi. Lisanslı depoların bu yıl çiftçiden çok, ağırlıklı olarak tüccar ve sanayiciler tarafından kullanıldığını belirten Kemaloğlu şu değerlendirmeyi yaptı: “Tahıl ticareti yapan, un, yem sanayicisi, tüccar, belli yerlerde kendi malına öncelik veriyor. Bu sezon yaşananlar herkes için ders niteliğinde. LİDAŞDER ve sektörün diğer paydaşlarına da söyledim. Bir toplantı ile bu sezon çok iyi analiz edilmeli. Sektörün açıkları, eksiklikleri masaya yatırılarak konuşulmalı. Bu lisanslı depolar kurulurken ana hedef, arzın yayılmasını sağlayarak çiftçinin ürününü depoya koyarak bekletmesi ve arzın iyi yönetilmesiydi. Bu yıl ana hedeften biraz uzaklaşıldığını görüyoruz. Bu gelecek açısından tehlikeli bir durum. Daha işin başında tespitleri yaparak tekrar doğru hedefe dönmemiz gerekir. Bugün 170’in üzerinde noktada depolar kuruldu. Toplamda 6.6 milyon ton, hatta 7 milyon tona yaklaşan kapasite var. Bunlar tüccara depo olsun diye kurulmadı. Çiftçilerin arzı ötelemesi için yapıldı. Bunun için çiftçilere önemli teşvikler konuldu. Ürününü lisanslı depoya koy git kredi kullan denildi. Çiftçiye kullandırılması gereken bu lisanslı depolar, amacından uzaklaşırsa bundan herkes zarar görür. Henüz çok endişe verici bir durum yok. Bir araya gelerek konular konuşulursa doğru rotaya dönülür. Diğer taraftan ürün ihtisas borsacılığı da benimseniyor. Üreticilerin belli bir bölümü Türkiye Ürün ihtisas Borsası(TÜRİB) fiyatını takip ederek elindeki ürünü satıp satmamaya karar veriyor. Ama bunun daha fazla anlatılması ve yaygınlaştırılması gerekiyor.”

TMO’ya göre ürünün yüzde 20’si lisanslı depoda

Toprak Mahsulleri Ofisi genel Müdürü Ahmet Güldal, hububatta ürünün yüzde 20’sinin lisanslı depolarda olduğunu belirterek: Bu sene ekstrem bir yıl yaşanıyor. Pandemiden dolayı dünyada kuru gıdalara yoğun bir talep var. Sadece Türkiye’de değil, dünyada da yüksek talep nedeniyle fiyatlar yükseldi. Üretimle ilgili bir sorun yok. Fakat pandeminin etkisi ile stok yapıldığı için fiyatlar yükseldi. Şimdi fiyatlarda gevşeme başladı.” dedi.

Hububatta bir sıkıntı olmadığını belirten Ahmet Güldal sözlerini şöyle sürdürdü: “Biz ithalatla stoklarımızı güçlendirdik. Lisanslı depoları bizde Ofis olarak kullanıyoruz. Özellikle bekleteceğimiz ürünleri lisanslı depoya koyuyoruz. Depodaki ürünlerin yavaş yavaş çözüleceğini ve Ocak-Şubat aylarından sonra çözülmenin daha hızlı olacağını bekliyoruz. Yeni sezon öncesi depolar boşalacak ve yerine yeni ürün alınacak. Üreticide ürün pek kalmadı. Tahminimiz en fazla yüzde 5 ürün var. Depolar da boşalacak.”

Ucuz un satana daha çok buğday verilecek

Toprak Mahsulleri Ofisi olarak ekmek fiyatlarının artmaması ve fırıncıların daha uygun fiyata un alması için bir uygulama başlattıklarını anlatan Ahmet Güldal: ” Ofis olarak uygun fiyata buğday temin ettiğimiz un sanayicilerini yakın takibe aldık. Aldıkları buğdayı un olarak ürettikten sonra fırına verdikleri fiyata göre tahsisat yapıyoruz. Daha uygun fiyata un satan sanayiciye daha fazla tahsisat yapıyoruz. Un fiyatını düşürmeyene buğday vermiyoruz. Bu şekilde un fiyatları çuvalda 8-10 lira düştü. Daha çok yeni bir uygulama, daha etkili olacağını bekliyoruz”.

Lisanslı depoculuk sistemi nasıl işliyor?

— Lisans alan işletme, belirtildiği ve Ticaret Bakanlığı tarafından onaylanan depo kira ücreti, depo giriş ve çıkış ücreti üzerinden ürün kabulü yapıyor.

— Lisanslı depoya getirilen ürün, Ticaret Bakanlığı tarafından yetkilendirilmiş Yetkili Sınıflandırıcı Laboratuvarı tarafından analiz ve sınıflandırılması yapıldıktan sonra depolanıyor.

— Ürünün mudiye aynı miktar ve kalitede teslim edilmesi zorunlu olup depolama süresi en fazla 2 yıldır.

— Depolanan ürün için lisanslı depo şirketi tarafından Elektronik Ürün Senedi (ELÜS) düzenleniyor.

— Elektronik Ürün Senedi sahibi mudi, ürünü istediği anda depodan çekebileceği gibi,

— Türkiye Ürün İhtisas Borsası platformunda elektronik ortamda piyasa veya Toprak Mahsulleri Ofisi(TMO)’ne (hububatta) satabiliyor.

— Lisanslı depolara üretici, tüccar ve sanayiciler tarafından stoklanan ürün karşılığı düzenlenen elektronik ürün senetleri rehin edilerek finans kuruluşlarından kredi sağlanabiliyor. Kredinin geri ödenmesine müteakip ürün lisanslı depodan geri çekilebilmekte veya satışı yapılabilmektedir.

Ürün bazında lisanslı depo kapasitesi
Ürün                             Kapasite(bin ton)
Hububat, baklagil,yağlı tohumlar  6.500
Zeytin/zeytinyağı                    14
Pamuk                                36
Fındık                               13
Kuru kayısı                           5
Antepfıstığı                          2

Kaynak: Cumhurbaşkanlığı 2021 Programı

Lisanslı depoculuk sistemi hedefleri

1- Hasat dönemlerinde tarım ürünlerindeki arz yığılması nedeniyle oluşan fiyat düşüşlerinin önlenmesi ve piyasanın dengelenmesi.

2- Özellikle finansman sıkıntısı çeken küçük çiftçiler ile ürün sahiplerinin, lisanslı depolara verdikleri ürünleri karşılığında aldıkları ürün senetleri aracılığıyla bankalardan kredi ve finansman sağlamaları.

3- Tarım ürünleri ticaretinin herkesçe kabul gören standartları belirlenmiş ürünler üzerinden yapılması, kaliteli üretimin teşvik edilmesi, güvenli bir piyasanın oluşturulması.

4- Tarım ürünleri ticaretinin kayıt altına alınması.

5- Üretimde ve fiyatlandırmada devlet müdahalelerinin asgariye indirilmesi, bu alana yönelik yapılan yüksek harcamalardan önemli tasarruf sağlanması, serbest piyasa ve fiyat oluşumunu bozan müdahalelerden uzaklaşılması.

6- Tarım ürünleri üreticileri açısından kolay pazarlanabilen, iyi muhafaza edilen ve nakliye masrafları en aza indirilmiş bir sistemle istikrarlı ve daha yüksek bir gelir seviyesi elde edilmesi.

7- Yatırımcılar için dövize, altına, hisse senedine, faize ve benzerlerine alternatif yeni bir yatırım aracı sağlanması.

8- Ürün ticareti ile uğraşan tacir ve sanayicilere, kalitesi bilimsel kriterlere göre belirlenmiş ve fiyat istikrarı sağlanmış ürünlerin kolayca temini.

9- Tarım ürünlerinin, fizikî mal ve numune gösterilmesine ve teslimine gerek olmaksızın ürün senetleri veya elektronik ürün senetleri aracılığıyla ticaretinin yapılması.

10-Standardı belirlenmiş ürün ve lisanslı depo sistemiyle tarım ürünlerinde vadeli işlem ve opsiyon piyasalarına geçilmesi.

11- Ürün depolanması, bankacılık ve sigorta sektörü açısından yeni iş alanlarının oluşturulması.

 

Bu makale ile ilgili yapılan yorumlar

  1. Cengiz Kurt 20 Kasım 2020 - 00:53 - Yanıtla

    Lisanslı Depoculuk Sistemini TÜRİB – ELÜS – LİDAŞDER – TMO ile birlikte yapılan bu açıklayıcı bilgiler için teşekkürler. Üretici Çiftçiye bu konu bu kadar net anlatılabilseydi ve çiftçiler ikna edilebilseydi eleştiri bölümleri daha az olabilir ve düşünülen uygulama amacına daha yatkın gerçekleşebilirdi.

  2. Yusuf 29 Kasım 2020 - 01:37 - Yanıtla

    Daha iyi olabilirdi.

  3. Esra Gök 14 Aralık 2021 - 02:48 - Yanıtla

    Ciftçiler hic bir zaman fazla kazanamadi oncedende boyleydi su andada boyle. onceden ciftci kendi deposunda tutuyordu urununu tuccar gelip öldu fiyatina aliyordu. simdi ise depolara konuluyor tuccarlar yada aracilar tarafindan ektradan depo fiyati su buda eklenip fazla fiyata satilmaya calisiliyor urun.

Hububat,Lisanslı Depoculuk,Tahıl: İlişkili Diğer Makaleler

En Son Yayınlanan Makaleler