Çiğ süt fiyatını belirleyen 12 kişiden 9’unun ineği yok
Bu makalede ele alınan konular hakkında hızlı bir genel bakış.
Hayvanı besleyen, yemini veren, sağımını yapan, doğumunu yaptıran, hastalandığında tedavi eden yetiştirici-çiftçi; ürettiği sütün fiyatını belirleyemiyor. Çiftçinin ürettiği sütün fiyatını uzun yıllar Ulusal Süt Konseyi belirleyip açıklardı. Yaklaşık iki yıldır Gıda Komitesi fiyatı belirliyor. Ulusal Süt Konseyi kamuoyuna açıklıyor. Ulusal Süt konseyi geçen hafta şok bir istifayla sarsıldı.
Türkiye Damızlık Sığır Yetiştiricileri Merkez Birliği Başkanı Kamil Özcan, Ulusal Süt Konseyi Yönetim Kurulu üyeliğinden istifa etti. Üreticileri temsilen yönetimde yer alan Kamil Özcan’ın istifası üreticilerden çok büyük destek gördü.
Yapılan açıklamalar, sosyal medyada yayınlanan yorum ve değerlendirmeler gösteriyor ki, çiftçi ürettiği çiğ sütün fiyatını kendisi belirlemek istiyor.
Kamil Özcan’ın istifası ile Konsey’in yapısı, işlevi, bir kez daha tartışma konusu oldu.
Ulusal Süt Konseyi Yönetim Kurulu’ndan istifa eden Kamil Özcan’ın söylediği gibi, yönetimde 12 kişi var ve bunlardan 9’unun bir ineği bile yok. Fakat, çiftçinin ürettiği çiğ sütün fiyatını belirlemede söz sahibiler. Oy kullanıyorlar. Bu çarpık yapı nasıl oluştu?
Konsey fikri nasıl doğdu?
Hayvancılıkta özellikle süt sektöründe yaşanan sorunlara çözüm olması için “Ulusal Süt Konseyi” kurulması fikri ilk kez 1990’lı yıllarda ortaya atıldı. Bu fikri ilk kez dile getiren ve bu konuda bir rapor hazırlayan Sütaş’ın o dönem Genel Müdürü olan bugün Yönetim Kurulu Başkanı olan Muharrem Yılmaz ve Tarımsal Projeler Koordinatörü Mehmet Açıkgöz oldu.
Hazırlanan raporda konseyin amacı, organları, oluşturulacak komiteler, süt fiyatının belirlenmesi, süt fonunun oluşturularak piyasaya gerektiğinde müdahale edilmesi ve daha bir çok konu ayrıntılı olarak yer aldı.
Rapor, dönemin Tarım ve Köyişleri Bakanı Prof. Dr. Hüsnü Yusuf Gökalp’ e sunuldu. Gökalp, sektörün taraflarını çağırdı ve bir çalışma grubu oluşturuldu. Kanun taslağı bile hazırlandı. Fakat, konsey kurulamadı.
Türkiye’de en uzun süre Tarım Bakanlığı yapan Mehdi Eker döneminde, 2006’da çıkarılan Tarım Yasası ile ürün konseylerinin kurulmasının önü açıldı.
Bakanlık, “Ulusal Süt Konseyi Kuruluş ve Çalışma Esasları Hakkında Yönetmelik Taslağı” nı 2007 sonunda tartışmaya açtı.
Üretici örgütleri, sanayiciler ve bürokratlar taslak üzerinde çalıştı. Şubat 2008’de yapılan son toplantıda bir çok konuda uzlaşma sağlanmasına rağmen, Ulusal Süt Konseyi’nin süt fiyatlarını belirlemesi, piyasayı düzenlemesi, tüketimi artırıcı çalışmalar yapması, konseyde temsil şartları gibi temel konularda sanayici ile üretici örgütleri arasında uzlaşma sağlanamadı.
Süt fonu tartışması
Sanayiciler, konseyin süt fiyatını belirlemesine, piyasaya müdahale etmesine ve süt fonuna karşı çıktı.
Üreticiler ve konsey fikrini ortaya atan Sütaş yöneticileri ise, fiyat ve piyasa istikrarının sağlanmasında etkin olmayan bir konseyin ölü doğacağını, süt fonunun mutlaka kurulması gerektiğini savundu.
Süt fonu ile oluşturulacak kaynak ile Ulusal Süt Konseyi gerektiğinde piyasaya müdahale edecek, piyasayı düzenleyecekti. Konsey aynı zamanda mali gücü olacağı için özerk bir yapıda çalışacaktı.
Süt fonunun kurulmaması ile Ulusal Süt Konseyi’nin içi boşaltıldı. Hükümet, yöneteceği, istediği gibi yönlendireceği bir konsey kurdu. Yani düğme en başında yanlış iliklendi.
Ulusal Süt Konseyi’nin kurulmasını öngören yönetmelik, 23 Eylül 2008 tarihli Resmi Gazete’de yayınladı. Bu yönetmelik çerçevesinde 26 Ocak 2009’da toplanan Ulusal Süt Konseyi Kurucular Kurulu geçici yönetim kurulunu seçerek göreve başladı.
Konsey resmen kuruldu, fakat tartışmalar bitmedi. Sektörün en önemli örgütlerinden biri olan Türkiye Damızlık Sığır Yetiştiricileri Merkez Birliği, fiyat belirleme ve piyasaya müdahale yetkisi olmayan bir konseyde yer almayacaklarını bildirdi ve konseye üye olmadı.
Konsey’in yapısı değiştirildi
Konsey’ in kurucu yönetimi ağırlıklı olarak Türkiye Süt, Et, Gıda Sanayicileri ve Üreticileri Birliği(SETBİR), Hayvancılık Kooperatifleri(HAY-KOOP) ve Türkiye Süt Üreticileri Birliği’nden oluştu.
Konsey, 16 Haziran 2009’da genel kurula gidecekken Ulusal Süt Konseyi’nin yönetmeliği değiştirilerek 6 Mayıs 2009 tarihli Resmi Gazete’ de yayınlandı. Bu değişiklikle sanayici tanımı değiştirildi. Bu değişiklikten kısa bir süre sonra SETBİR üyesi bir grup sanayici Ambalajlı Süt Üreticileri Derneği(ASÜD) adıyla ikinci bir dernek kurdu. Yönetmelik değiştirilmeden önce konseyin sanayici alt grubunda sadece SETBİR’in temsil yetkisi bulunurken buna ASÜD’de eklendi.
Türkiye Damızlık Sığır Yetiştiricileri Merkez Birliği genel kurula bir iki gün kala ikna edilerek konseye üye olması sağlandı.
Çiğ süt fiyatı sabit, girdi fiyatları serbest
Konsey, uzun süre çiğ süt referans fiyatını belirleyen ve açıklayan bir kurum olarak faaliyet gösterdi. Üreticinin ürettiği çiğ süt için bir referans fiyat belirleniyor ve açıklanıyor. Çoğunlukla belirlenen fiyatın altında üreticiden süt alınıyor. Daha da korkunç olanı çiğ süt fiyatı sabit, ama girdi fiyatları serbest. Örneğin çiğ süt referans fiyatı 1 Ocak 2014’ten 31 Aralık 2016’ya kadar 36 ay litresi 1.5 lirada sabit tutuldu. Ama bu dönemde yem ve diğer girdilerde fiyat serbestçe uygulanıyor. Tüketicinin aldığı süt ve süt ürünlerinde de fiyat serbestçe belirleniyor. Bugün bu uygulama hala devam ediyor.
Fiyat yetkisi de elinden alındı
Resmi Gazete’de 31 Ocak 2018’de yayımlanan Çiğ Sütün Sözleşmeli Usulde Alım Satımına İlişkin Yönetmelikte yapılan değişiklikle Ulusal Süt Konseyi’nin çiğ süt referans fiyatı belirleme yetkisi de elinden alındı. Yönetmelikle, çiğ süt tavsiye fiyatı ilan edilmeden önce kısa adı Gıda Komitesi olan Gıda ve Tarımsal Ürün Piyasaları İzleme ve Değerlendirme Komitesi’nin görüşü alınması şartı getirildi.
Üretici, sanayici, tüccar, üniversite, devlet temsilcilerinin yer aldığı Ulusal Süt Konseyi, çiğ süt fiyatını belirleyemiyor. Gıda Komitesi fiyatı belirliyor ve Konsey’e bunu açıkla diyor.
Çiftçiler artan maliyetler nedeniyle uzun bir süreden beri çiğ süt referans fiyatının litre başına 2 lira 30 kuruştan en az 3 liraya çıkarılmasını istiyor. Gıda Komitesi, gıda enflasyonunu artıracağı gerekçesi ile çiğ süt fiyatını artırmıyor.
Yüksek maliyet nedeniyle ürettiği sütle yem alamayan çiftçi süt ineklerini kesmek zorunda kalıyor. İşlevsiz, etkisiz içi boş bir kuruma dönüşen Ulusal Süt Konseyi’nin bu yapısıyla süt üreticisine bir yararı olmayacağı çok açık.
Özetle, Ulusal Süt Konseyi kurulurken yapılan yanlışın faturasın üreticiler yıllardır ödedi ve ödemeye devam ediyor. Süt fiyatı sabit, yem ve diğer girdilerin fiyatı serbest olmaz,olamaz. Dünyada böyle bir uygulama yok. Üretici ürettiği sütün fiyatını kendisi belirlemeli.
“Çiftçi Dostu” Sadullah Usumi
Türkiye’de “Tarım Yazarı” denildiğinde akla gelen ilk isimdir, Sadullah Usumi. Gazeteci, yazar, milletvekili olarak tarımın ve tarımcıların sorunlarını yıllarca dile getirdi. Ben tanıdığımda Cumhuriyet Gazetesi’nde “Çiftçi Dostu” olarak çok etkili köşe yazıları yazıyordu.
Dünya Gazetesi’nin kurucusu rahmetli Nezih Demirkent, bundan 24 yıl önce tarım yazmamı istediğinde Sadullah Usumi’yi örnek göstermişti.
Sadullah Bey, ustamdı. O’nu örnek alarak tarım yazmaya başladım. Birlikte bir çok toplantıya katıldık, ödüller aldık. Kendisinden çok şey öğrendim.
Bundan 18 yıl önce yaşama veda eden Sadullah Usumi’yi saygı ve özlemle anıyorum.
Bu makale ile ilgili yapılan yorumlar
Hiç bir zaman çiftçi daha doğrusu vatandaşı düşünen yok zaten yem fiyatlarını biraz aşağı çekinde asgarî ücretlide çocuklarına süt ve yoğurt alabilsin Allah tan korkun dışa bağımlı kalmaktan kurtulun biraz
O zaman arkadaşlar ineklerin nasıl sağıldını da bilmeyebilirler. Bir de üstleri kokar.
Arkadaş lar ne var ne yoksa kendi cepleri burda çiftçileri düşünmemi var Ama sonunda hırsızlığa baş vuracağız başka çare bırakmıyorlar ben hakkımı helal etmiyorum