Pamukta tarihi fırsatı nasıl kaçırdık?

Pamukta tarihi fırsatı nasıl kaçırdık?

20 Mayıs 2020

·

Ali Ekber Yıldırım

·

Köşe Yazısı

Güncelleme: Şub 22, 2024

Bugünlerde pamuk ekimi tamamlanmak üzere. Sahadan aldığımız bilgilere göre üretim alanlarında ciddi bir düşüş var. Üretici pamuk ekiminden kaçıyor. Bu nedenle Türkiye yine ürettiğinden daha fazla pamuk ithal edecek.

Geçen sene 11 Eylül’de “Pamukta ithalatı durduracak tarihi fırsat” başlığı ile yazdığımız yazıda üreticilerin pamuk üretimine dönüşünü yazmış ve bunu bir fırsat olarak değerlendirilmesi gerektiğini dile getirmiştik. Üreticilerin taleplerine kulak verilmesini, ithalat yerine üretimin artırılması için atılması gereken adımları tek tek yazmıştık.

Pamuk çiftçisinin istediği, rakip ülkelerde yani Türkiye’nin pamuk ithal ettiği ülkelerdeki üretim koşullarının kendileri için de sağlanması. Fark ödemesi olarak adlandırılan destekleme priminin üretim maliyetleri ve dünya fiyatları dikkate alınarak artırılması ve zamanında ödenmesi. Daha önce söz verildiği gibi, mazot desteğinin en az yüzde 50 oranında artırılması. Pamuk fiyatının üretim maliyetinin altına düşmesini önlemek için Tariş, Çukobirlik, Antbirlik gibi üretici kooperatiflerine finansman desteği sağlanarak pamuğun üreticiden satın alınması. İlk kez uygulanacak münavebe(ekim nöbeti) uygulamasının ertelenmesi.
Mazot desteğindeki artış dışında çiftçilerin bu taleplerinin hemen hiçbiri yerine getirilmedi. Çiftçiyi dinleyen olmadı. Pamuk fiyatı, üretim maliyetinin altına düştü. 2019 destekleme primi hala ödenmedi. Çiftçi umudunu yitirdi ve pamuk ekiminden vazgeçti. Tarihi fırsat kaçırılmış oldu.

Üretim alanında büyük daralma

Pamuk ekiminin büyük oranda tamamlandığı 2020 sezonunu ve geçen yıldan bu yana yaşanan gelişmeleri Ulusal Pamuk Konseyi Başkanı Bertan Balçık ile konuştuk. Balçık’ın anlattıkları özetle şöyle:” Türkiye’nin pamuk ekim alanları 2018’de 520 bin hektardı. 2019’da 580 bin hektara ulaştı. Bu çok önemli bir artıştı. Çiftçi Kayıt Sistemi(ÇKS)’nde 619 bin hektar olarak görünüyordu. Tarım ve Orman Bakanlığı uydudan pamuk ekim alanlarını inceledi. Yapılan bu çalışma sonucunda Çiftçi Kayıt Sistemi’ne pamuk ekileceği bildirilen 40 bin hektarın ekilmediği tespit edildi. Parseller tek tek incelendi. Tarla sahipleri ile konuşuldu. Komşularına soruldu.Anlaşıldı ki 40 bin hektar pamuk ekilmeyen, ama ekilmiş gösterilen alan var. Bu incelemeler uzun sürdüğü için mazot ve gübre desteği geç ödendi. Sonuç olarak 2019’da 580 bin hektar alanda pamuk ekimi olduğu kesinleşti.Bu yıl üretim alanı en iyimser tahminle 350 bin hektar olacak. Bu 320 bin hektara da düşebilir. Bu çok dramatik bir düşüş. Ama nedenleri belli. Üretici, sanayici, borsalar ve sektörün tüm kesimlerinin temsil edildiği Ulusal Pamuk Konseyi olarak her fırsatta uyardık. Yapılması gerekenleri anlattık. Ancak bunlar yapılmadığı için üretim alanlarında çok büyük daralma oldu.”

Çiftçi neden pamuk ekmiyor?

Türkiye’de çiftçiler üretim kararı verirken, öncelikle ürünün fiyatına, verilecek desteğe bakar. Para kazanacağı umudu ile üretim yapar. Çiftçi, 2019 üretim sezonuna,pamukta yaşanan gelişmelere, fiyata, destekleme uygulamalarına bakarak pamuktan para kazanamayacağını düşündü ve bir bölümü pamuk üretiminden vazgeçti. Bunu doğrulayacak bir çok neden var.

Her raporda, her konuşmada dile getirilmesine rağmen 2018’de kilo başına 80 kuruş olan pamuk destekleme primi 2019’da artırılmadı. Üretici en az 1 lira 25 kuruş olmasını istiyordu. 2019’da artış olmayınca 2020’de en az 1.5 lira olması gerekiyor. Fakat üretici bu artışın yapılacağına inanmadı.

Amerika Birleşik Devletleri Başkanı Donald Trump, 7 Mayıs 2019’da paylaştığı twit ile piyasaları sarstı. Çin ile ticaret savaşının sona ermesi beklenirken, Trump’ ın Çin’i hedef alan ve yeni yaptırımları gündeme getiren twit, o dönemde kilosu 11.5 lira olan pamuk fiyatında sert düşüşe neden oldu. Çünkü, pamukta en büyük ihracatçı Amerika,en çok ithalat yapan ise Çin.

Gübre ve ilaç başta olmak üzere bir çok girdiye zam gelirken, pamuk fiyatının düşmesi ve çiftçinin zarara uğraması üretimden kaçışın bir başka önemli nedeni.

Ulusal Pamuk Konseyi’nin hesaplamasına göre 2019 ürünü 1 kilo lif pamuğun maliyeti 10 lira 75 kuruş seviyelerindeyken, İzmir,Adana, Şanlıurfa Ticaret Borsası’nda pamuk fiyatı 9 liraya kadar düştü. Buna karşı hiç bir önlem alınmaması,primin artırılmaması, desteklerin geç ödenmesi, 2019 ürünü destekleme priminin hala ödenmemesi çiftçide hayal kırıklığı yarattı. Bu nedenle pamuk ekimi azaldı.

Üreticiye verilmeyen destek ithalata gidecek

Türkiye’nin yıllık ortalama pamuk ihtiyacı 1 milyon 650 bin ton civarında. İplik sanayisinin kapasite kullanımı yüzde 85’e ulaşmışken, koronavirüs(Covid-19) etkisi ile talepte yaşanan daralma ile kapasite yüzde 44’e kadar düştü. Sonra siparişlerle tekrar toparlanma yaşandı.Yani yaklaşık 250 bin ton civarında daha az pamuk tüketilmiş oldu.

Ulusal Pamuk Konseyi Başkanı Bertan Balçık’ın anlattığına göre, 150 bin ton stok var. Şubat’ta 80 bin ton, Mart’ta 110 bin ton ithalat yapıldı. Şu anda 300 bin tonun üzerinde pamuk var. Bu pamuk yeni sezona kadar yani Ağustos’a kadar tüketilecek.

2020-2021 sezonunda Türkiye’nin pamuk tüketiminin yine 1 milyon 650 bin ton seviyesinde olması bekleniyor. Ekim alanlarındaki daralmaya bakılırsa en iyimser verilerle Türkiye, pamuk ihtiyacının 500-550 bin tonunu kendisi üretecek. İthalatın bu nedenle 1 milyon tonu aşması bekleniyor. Bunun anlamı şu; Türkiye, üretebileceği pamuğu ithal ederek aslında kendi çiftçisine vermediği desteğin çok daha fazlasını başka ülkelerin çiftçilerine ödeyecek.

2020 kaybedildi, 2021 kaybedilmesin

Türkiye için 2020 yılı pamuk üretimi açısından tam anlamıyla “kayıp yıl” olacak. Bundan sonra alınacak her karar 2021 yılı için belirleyici olacak. Destekleme primi kilo başına 1.5 lira ilan edilirse, ödemeler zamanında yapılırsa, üreticilerin maliyetleri dikkate alınarak pamuk fiyatının maliyetin altına düşmesi önlenirse en azından 2021 yılı kazanılabilir.

Koronavirüs nedeniyle Çin’e tepki gösteren başta Avrupa ülkeleri olmak üzere siparişlerini Türkiye’ye yönlendirmeye başladı. Tekstil ve konfeksiyon sektörünün bu siparişleri karşılaması için, pamuk üretimini artıracak yeni bir fırsat doğdu. Dileriz bu fırsat geçen yıl olduğu gibi heba edilmez.

Özetle, tarım ve sanayi için çok önemli bir ürün olan pamukta ithalatı değil, üretimi destekleyen politikalar uygulanmalı.

Pamuk ithalatı

Yıl İthalat(ton)
2016 832.133
2017 938.748
2018 766.947
2019 950.590

Kaynak: Tarım ve Orman Bakanlığı Ülke Masaları Nisan 2020 Pamuk Bülteni

Bu makale ile ilgili yapılan yorumlar

  1. Nevzat midilli 21 Mayıs 2020 - 17:16 - Yanıtla

    Neden kaynaklanıyorbiliyormusunuz, ajanlarımızı pamuk üreticisinin ayağına gidecekler anket ari verileri ve istekleri dileyecekler yetkili kurullar kararları almadan sunum yapacaklar ithalat sorununa önceden parmak basacaklarki menfaat ve çıkar dönemi olan yönetim engellenebilsin. Sonra fırsat kaçtı diyoruz çünkü kararlar kimsenin haberi olmadan alınıyor
    Sevgiyle yaşayın
    Nevzat midilli

  2. İbrahim Oğuz 22 Mayıs 2020 - 23:03 - Yanıtla

    Sevgili Üstadım! Görüşmeyeli umarım iyisinizdir. Yeni kitabınızı merak ve heyecanla okuma fırsatı buldum. Pandemi sonunda yüz yüze gelip imzalatmayı çok isterim doğrusu. Pamuk ile ilgili yazınızda nacizane itiraz ettiğim bir gerçeği affınıza sığınarak değinmek isterim.
    Bildiğiniz üzere Türk tekstil sanayicisi rekabet koşulları gereği kaliteli ve uygun fiyatta pamuk ipliği talep etmektedir. Üzülerek görüyorum ki Türk çiftçisinin aklında kalite kavramı maalesef bulunmamaktadır. Çırçır sanayicisi tröstleşmiş; katma değeri /rantı üretici ile bölüşmek istememektedir. Pamuk üreticisinin girdisi siz de çok iyi biliyorsunuz serbest piyasa terk edilmiş. Tutturan tutturana düzeni yaratılmış. Sürdürülebilir pamuk üretimi için sizin benim ortak cebimize yani hazineye daha fazla el atıp çiftçi desteklensin söylemi ile büyük vurgunlar vuruluyor. İşin sonunda çiftçi yine kazanmıyor, biz-siz yine soyuluyoruz. Sizin de bahsettiğiniz gibi bu günkü şartlarda ithal ettiğimiz pamuğu biz üretsek dahi sanayici istediği yüksek kalitedeki pamuğu yine ithalat etmek isteyecektir. Bu durumda ürüne talep azalacağından fiyat düşecek, fiyat düştüğü için destek artırılması için baskı kurulacak, destek artığı için gübre, ilaç artacak. Bu kısır döngüde sömürülen (çiftçi, halk, tüketici) hiç değişmeyecek, sömüren de… Üzülerek görüyorum ki bizler de çiftçi desteklensin derken sömürgecilerin, vampirlerin, kan emicilerin değirmenine su taşıyoruz. Neden işi bilmeyenler tarımın başına atandığını hiç düşünmüyoruz?
    Bu vesile ile üstadım sizlere selam ve hürmetlerimi sunuyor, kitap için tebrik ediyorum.

  3. Semih suphi 25 Mayıs 2020 - 18:42 - Yanıtla

    Yahu ne pamuğu,çiftçi düşmanı bu yönetim daha anlamadınız mı,Aziz nesinin yüzdelik hesabı geliyor aklıma

En Son Yayınlanan Makaleler