Çernobil’den bu yana çay hasadı

Bu makalede ele alınan konular hakkında hızlı bir genel bakış.

Çernobil’den bu yana çay hasadı

28 Nisan 2020

·

Ali Ekber Yıldırım

·

Köşe Yazısı

Güncelleme: Nis 28, 2020

Çernobil faciasının yaşandığı 1986 yılından bu yana ilk kez çay hasadı ile ilgili ciddi bir durumla karşı karşıyayız. Koronavirüs salgını nedeniyle çay hasadı tehlikede. Üretici, işçi, esnaf, sanayici, tüccar ve bölgede yaşayan hemen herkes endişeli. Mayıs ayı ortasında başlayacak çay hasadının nasıl yapılacağı tartışılıyor. Hasat mutlaka yapılacak. Ama nasıl ve kim tarafından yapılacak? Şimdilik bu soruya yanıt aranıyor.

Türkiye için çay neden önemli?

Her şeyden önce kişi başına yıllık ortalama 3.5 kilogram ile en çok çay tüketen ülkeyiz. Türkiye’den sonra,Afganistan kişi başına 2.5 kilo ile ikinci sırada. Libya’da kişi başına yılda 2.1, Katar’da 1.8 ve İngiltere’de 1.7 kilo çay tüketiliyor. Çay, sudan sonra en çok tüketilen içecek olarak bilinir.

Türkiye, aynı zamanda dünyanın önemli çay üreticilerinden birisi. Çay alanları bakımında 7. sırada yer alan Türkiye, kuru çay üretiminde Çin, Hindistan, Kenya, Srilanka ve Vietnam’dan sonra 6.sırada.

Türkiye’nin yaş çay üretimi yıllık 1 milyon 200 bin ton ile 1 milyon 500 bin ton arasında değişiyor. Üretilen yaş çaydan yıllara göre 230 ile 250 bin ton kuru çay elde ediliyor. Çay İşletmeleri Genel Müdürlüğü(ÇAYKUR) 2018 verilerine göre, çay üretim alanlarının yüzde 67.32’si Rize’de, yüzde 19.06’sı Trabzon, yüzde 11.56’sı Artvin, yüzde 2’si Giresun ve Ordu’da. Toplam çay üretici cüzdan sayısı ise 197 bin 169′ dur.

Yılda 3 kez hasat edilir

Çay hasadı birinci,ikinci ve üçüncü sürgün olmak üzere yılda 3 kez yapılır. Genellikle, birinci sürgün Nisan sonuna doğru başlar, Haziran ortasına kadar devam eder. İkinci sürgün Haziran ortası başlar, Ağustos ortası sona erer ve son sürgün ise Ağustos ortası başlar ve 15 Ekim’de biter. Bu yıl olduğu gibi hava durumuna göre bu tarihlerde değişiklik olabiliyor. Bu yıl birinci sürgün hasadın 15 Mayıs’ta başlaması bekleniyor.

Birinci sürgün yapılmadan ikinci, ikinci sürgün yapılmadan üçüncü sürgün hasadı yapılamıyor. Bu nedenle başta yaşanan bir sorun veya yapılan hata bütün üretim sürecini olumsuz etkiliyor. Hasadın zamanında ve doğru yapılması bu nedenle çok önemli.

Hasat edilerek toplanan yaş çay, Çaykur İşletmeleri Genel Müdürlüğüne ait 46 çay fabrikasına veya özel sektöre ait 151 fabrikaya satılıyor. Yaş çayın ortalama yüzde 50-55’ini Çaykur kalanı özel sektör satın alıyor. Devlet her sene yaş çay alım fiyatını ve destekleme primi açıklıyor.

Geçen sene yaş çay alım fiyatı 16 Mayıs 2019’da Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli tarafından açıklandı. Yaş çay alım fiyatı kilo başına 2 lira 90 kuruş ve kilo başına 13 kuruşluk destekleme primi ile 3 lira 3 kuruş olarak ilan edildi. Bu sene üreticinin beklentisi primle birlikte 4 liranın üzerinde bir fiyat açıklanması.

Fındıkla birlikte Karadeniz Bölgesi’nin en önemli geçim kaynağı olan çay, sadece üreticisine değil, bölge esnafına, sanayicisine, çalışanlara ve yarattığı katma değer ile ülke ekonomisine önemli katkılar sağlıyor.

Hasat ile ilgili sorun neden kaynaklanıyor?

Çay üretici cüzdanına sahip olanların önemli bir bölümü Rize,Trabzon,Artvin,Giresun ve Ordu’da yaşıyor. Bir bölümü ise İstanbul başta olmak üzere büyük kentlerde yaşıyor. Bölge dışında yaşayanlar her sene hasat zamanı gelir, hasadını yaptırır çayı teslim eder ve yaşadığı kente geri döner.

Son 10 yıldan bu yana Karadeniz’in çayını çoğunluğu Gürcistan’dan, bir bölümü de Azerbaycan’dan gelen işçiler hasat ediyor. Ancak, bu yıl koronavirüs nedeniyle Gürcistan ve Azerbaycan’dan işçi getirilemiyor.

İşçiler getirilemediği gibi, İstanbul’dan gelecek çay üreticilerine de izin verilmiyor. İstanbul’da salgının çok yaygın olması ve bulaşma riskinin yüksek olması nedeniyle çay bahçesi sahiplerinin Rize’ye, Trabzon’a gelmelerine izin verilmiyor. Onlar adına bir temsilci hasadı yaptırması isteniyor. Üretici buna şiddetle karşı çıkıyor. Hasadı kendisi yapmak veya yaptırmak istiyor.

Hasadın yapılması için bölgeden işçi bulunması gerekiyor. İşçi ile ilgili önemli sıkıntılar var. Çay hasadı yıllardır Gürcistan’dan gelen işçilere yaptırıldığı için gençler hasat yapmayı bile bilmiyor. Hasadı bilen orta yaş ve üzeri olanlar ise yetersiz kalıyor.

Ucuz iş gücü bölge insanını tembelleştirdi

Gürcistan’dan işçi getirilmesi bölgedekileri tembelliğe ittiği iddia ediliyor. Bölgeyi en iyi bilen gazeteci dostumuz Murat Taşkın’ın da belirttiği gibi 500 kilo çayı olan bile kendisi toplamak yerine başkasına toplatıyor. Rize’de yüzde 20 işsizlik olmasına rağmen çay toplamak için yeterli işçi bulunamıyor. Bu dönemde üniversiteler kapalı. Üniversite öğrencileri bile çayı toplayabilir. Fakat gençler hem toplamayı bilmiyor hem de işin zorluğunu düşünerek çalışmak istemiyor.

Bir üretici sosyal medyada yaptığı paylaşımda “bize Tunceli’deki belediye başkanı gibi bir kooperatifçi lazım” diyor.

Gürcistan’dan işçi getirilmesinin bir önemli nedeni ucuz işçilik olması. Yani Gürcüler daha ucuza çalışıyor. Bugünlerde işçiler günlük 300 lira istiyor. Bazı üreticiler toplanacak çayın üçte birini, dörtte birini toplayana vererek yarıcılık usulü ile toplatmak istiyor. Bu da çok tartışılan bir yöntem.

Makinalı hasat çözüm olur mu?

Of Ticaret ve Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Erdal Saral, çay toplama makinası ile iki işçinin bir günde toplayacağı çayın bir günde toplanabileceğini ve işçi ihtiyacının yarı yarıya azaltılabileceğini söylüyor. Böylece 10 bin işçi yerine 5 bin işçiyle sorunun çözülebileceğini ifade ediyor.

Rize İl Umumi Hıfzıssıhha Meclisi 15 Nisan’da yaptığı toplantıda, il dışından gelecek çay üreticilerinin 30 Nisan’a kadar başvuruda bulunmaları ve gelecek üreticilerin 14 gün karantina altında tutulduktan sonra hasada katılmalarına izin verilmesi yönünde bir karar aldı. Bu herkesi memnun etti. Fakat, salgın riski dikkate alınarak bundan vazgeçildi.

Geçen hafta 21 Nisan’da Rize, Trabzon,Artvin ve Giresun valisi ortak bir toplantı yaptı. Toplantıda İstanbul’dan gelenlere izin verilmemesi, işçi ihtiyacının bölgeden sağlanması kararı alındı. Samsun’dan Artvin’e kadar olan bölgeden işçiler, üreticiler çay hasadına katılabilecek fakat İstanbul’dan geleceklere izin yok.

Özetle, 1986 yılında dünyayı sarsan Çernobil Nükleer Santrali’nin patlamasıyla ortaya çıkan felaketten en çok etkilenen Karadeniz’de, 34 yıl sonra bu kez koronavirüs nedeniyle çay hasadında sorun yaşanıyor. Görünen o ki, hasatta yaşanan sorunun çözümü için Rizeli ve çay üreticisi Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ne derse o olacak.

Bu makale ile ilgili yapılan yorumlar

  1. Muharrem Topçuoğlu 28 Nisan 2020 - 10:23 - Yanıtla

    Merhaba. Üretme Tüket kitabınızı okuduktan sonra yazılarınızı takip etmeye başladım. Aydınlatıcı devlet yönetimini uyarıcı yazılarınız için teşekkür ederim. Saygılar.

  2. Fikret DEMİ(Prof.Dr.) 7 Mayıs 2020 - 15:13 - Yanıtla

    Gelecek uygulamalar ve çözumler için vermiş olduğunuz Bilgiler konuya ısık tutması acısından faydalı bilgiler bu acıdan kutlarım Makinalı tarım için makina dizaynı ve prototip yapımı üzerinde çalışıyorum inşallah başarılı oluruz .Bu konularla ilgili uğraşlarında kolaylıklar dilerim.

Çay,Tarım Politikaları: İlişkili Diğer Makaleler

En Son Yayınlanan Makaleler