Narenciye üretimi ve ihracatında sorunlar,öneriler

Bu makalede ele alınan konular hakkında hızlı bir genel bakış.

Narenciye üretimi ve ihracatında sorunlar,öneriler

06 Kasım 2019

·

Ali Ekber Yıldırım

·

Köşe Yazısı

Güncelleme: Şub 22, 2024

Narenciye üretimi ve ihracatında sorunlar,öneriler

Mersin’de 7 yıldan bu yana çok önemli bir festival yapılıyor. Uluslararası boyuta da taşınan Narenciye Festivali’nde hem üretim,hasat sevinci yaşanıyor hem de sektörün sorunlarına dikkat çekiliyor.

Türkiye’nin tarımsal üretiminde Mersin’in önemi yadsınamaz. Bitkisel üretim değeri bakımından en yüksek üçüncü il konumunda. Muz, limon, yeni dünya, yafa portakal, king mandalina gibi ürünlerin yarısından fazlası Mersin’de üretiliyor. Çilek, soya, keçi boynuzu, sivri biber, iç mekan süs bitkileri gibi ürünlerin yüzde 20’sinden fazlasının üretimi de yine bu ilimizde gerçekleştiriliyor.

Tarımsal gelirde ülke genelinde beşinci sırada yer alan Mersin,Tarım ve gıda ihracatında ise dördüncü sırada. İlin toplam ihracatının yüzde 70’ini ve ithalatının yüzde 62’sini tarım ve gıda ürünleri oluşturuyor.Türkiye’nin 2.3 milyar dolarlık yaş meyve-sebze ihracatının dörtte birini Mersin gerçekleştiriyor. Ayrıca Mersin, sadece narenciyede değil, bakliyat ihracatında da ilk sırada.

Sektörün genel görünümü

Mersin Ticaret Borsası Yönetim Kurulu Başkanı ve Mersin Narenciye Festivali İcra Kurulu Başkanı Abdullah Özdemir’in verdiği bilgilere göre Türkiye’nin ve Mersin’in dünya narenciye pazarındaki yeri özetle şöyle:

Dünya narenciye üretimi 146 milyon ton. Türkiye’nin üretimi ise 4.9 milyon ton. Türkiye, bu üretimiyle dünyada 7’inci, Avrupa’da 2. sırada.

İhracatta ise 3. sırada. Dünya narenciye ihracatı 17.3 milyon ton ve değeri de 14.8 milyar dolar. Türkiye, yılda ortalama 2 milyon ton ihracat karşılığında 890 milyon dolar döviz sağlıyor.

Narenciye üretiminin yüzde 25’i, yaklaşık 1.2 milyon tonu Mersinde üretilirken, ihracatın da yüzde 37’sini Mersin gerçekleştiriyor.

Sorunlar

Narenciyede ton başına birim ihraç fiyatı son beş yıldır sürekli azalıyor.Dünya İhracatında miktar olarak elde ettiğimiz pozisyonu değer olarak koruyamıyoruz.

Uluslararası Ticaret Merkezi(ITC) verilerine göre, 5 yıl öncesine kıyasla Türkiye’nin narenciye ihracatı miktar olarak yüzde 47 arttı. Ancak geliri aynı dönemde yüzde 11 geriledi.

Türkiye, 5 yıl öncesine göre portakalı ton başına yüzde 44, mandalinayı yüzde 37, limonu yüzde 28 ve greyfurdu yüzde 31 daha ucuza ihraç ediyor.

Pazarları korumak için daha ucuza ihracat yapıldığı için, Türkiye, rekabetçi gücünü kaybediyor.Mandalinadan ton başına ortalama 419 dolar gelir sağlanıyor. Bu rakam Çin için 1.335 ve İspanya için 950 dolar. Portakalı, Mısır 860, İspanya 850 dolara ihraç ederken, Türkiye sadece 358 dolara ihraç ediyor.Limonda da durum pek farklı değil. Türkiye’nin ihracat fiyatı ton başına 524 dolar. İspanya 1.390, Arjantin 960 ve Meksika 750 dolardan ihraç ediyor.

İhracatta 4 ülke öne çıkıyor

Narenciye ihracatının yüzde 70’i Rusya, Irak, Ukrayna ve Romanya’ya gerçekleştiriliyor. Oysa dünyada narenciye talebinin yüzde 40’ı Avrupa Birliği üyesi ülkelerden. Avrupa Birliği yaklaşık 7 milyon ton hacminde ve 7.7 milyar dolar değerinde bir narenciye pazarına sahip. Türkiye bu pazardan pay alamıyor.En önemli ithalatçılar olan Hollanda, Almanya ve Fransa gibi ülkelere narenciye satamıyor.Bu pazarlarda İspanya ile rekabet edilemiyor.

İşleme sanayisi emekleme safhasında

Dünyada sofralık narenciye ticaretinde 14.8 milyar dolarlık bir hacimden söz ediliyor. Endüstriyel narenciye ürünlerinin (meyve suyu, marmelat, reçel, jöle, konserve, uçucu yağ, kabuk vb.) ticaretinde de 9.8 milyar dolarlık önemli bir pazar var. Bu pazardan Türkiye’nin49 milyon dolarla aldığı pay yüzde 0.5 bile değil. Üstelik 20 milyon dolarlık da ithalat yapılıyor. Sofralık narenciye ürünlerinin üretimi ve ihracatında katma değer yaratan işleme sanayisini geliştirecek yeni politikalar geliştirilmeli.

Yeni sezonda neler olacak?

Bu sezon narenciyede rekolte kaybı nedeniyle fiyatların geçmiş yıla kıyasla daha yüksek olması bekleniyor. Mayer ve dikenli limonda rekolte kaybı nispeten daha sınırlı olmasına karşın özellikle enter cinsinde yüzde 40’lara varan oranda düşüş olacağı tahmin ediliyor.

Portakalda da önceki yıla göre yüzde 15’lere varan kayıplar var.Greyfurt ve mandalina ise geçen yıla benzer bir üretim olacak.Rekolte kaybının başlıca nedeni Mayıs ayında gerçekleşen aşırı sıcaklar. Ayrıca üreticiler başta elektrik olmak üzere mazot, gübre ve ilaç gibi girdilerde yaşanan fiyat artışından şikayetçi. Bu nedenle sulama ve hastalıklar (unlu bit, trips vb.) ile mücadelede önemli sıkıntılar yaşanıyor.

İhracatta düşüş var

Narenciye sezonu henüz yeni başladı. Akdeniz İhracatçılar Birliği verilerine göre, ilk 9 ayda narenciye ihracatı bir önceki yılın aynı dönemine göre; miktar olarak yüzde 35 azaldı ve 643 bin tona geriledi.Değer olarak ise yüzde 40 düşüşle 277 milyon dolar oldu.

Neler yapılmalı?

Mersin Ticaret Borsası Yönetim Kurulu Başkanı Abdullah Özdemir yapılması gerekenleri şöyle sıraladı:” Narenciye dış ticaretinde söz sahibi ülkelerin ürün arzı yılın büyük bölümünde devam etmektedir. Oysa ülkemiz için bu süre çok daha kısadır. Bu da rekabet gücümüzü olumsuz etkilemektedir. Bu nedenle, hem rekabetçi olduğumuz mevcut ürünlerin hem de yeni tür ve çeşitlerin hasat süresini erken, orta ve geçci çeşitler ile, ürün ve kalite kaybı olmadan, tüm sezona yayılacak şekilde genişletmenin yollarını aramalıyız.

Narenciye üreticisinin kayba uğramaması ve mevcut kayıpların azaltılması açısından soğuk hava zinciri ve depolama önemli bir etkendir.Ancak soğuk hava depolarımızın sayısı son derece sınırlıdır. Lisanslı depo yatırımları örneğinde olduğu gibi, soğuk hava deposu yatırımlarının tamamının 5. yatırım teşvik bölgesi kapsamında değerlendirilmeli.”

Özetle, narenciyede sıkıntılı bir sezon olacak. Daha önce yazdığımız gibi Akdeniz Meyve Sineği ile mücadelede gerekli önlemlerin zamanında alınmaması da hem üretime hem ihracata zarar verecek. Narenciye ve genel olarak yaş meyve ve sebze politikasında köklü değişikliklere ihtiyaç var.

Bu makale ile ilgili yapılan yorumlar

  1. Ökkeş Pancaroğlu 6 Kasım 2019 - 09:13 - Yanıtla

    İspanya, İtalya,Yunanistan gibi avrupa ülkeleri bizim öncelikli rakibimiz, biz hala Akdeniz meyve sineği ile uğraşırken bu ülkeler bunu aşmışlar sebebi, bu zararlı ile pestisitle değil, yumurta bırakılmış meyveden çıkan kurtçukların toprakla buluşmadan dökülen meyvenin toplanıp siyah poşetlerde imhası, ayrıca çoğu avrupa ülkesinde sırt ekimi olmadığından kurtların pupa dönemi sırasında salma sulama ( Vahşi sulama yapmaları) işi hallediyor! Biz ise hem ilaçlama ile maliyeti artırıyoruz hemde zararlıyı tam öldüremiyoruz. Eğer bu sorunu halledemezsek ihracat rakamlarımız düşektir.

İthalat ve İhracat,Yaş Meyve ve Sebze: İlişkili Diğer Makaleler

En Son Yayınlanan Makaleler