Afrin’den getirilen 5 bin ton zeytinyağının piyasaya etkileri
Bu makalede ele alınan konular hakkında hızlı bir genel bakış.
Afrin’den getirilen 5 bin ton zeytinyağının piyasaya etkileri
Suriye’de savaş çıkmadan önce zeytinyağı konusunda Türkiye’nin en önemli rakiplerinden birisiydi. Suriye’nin zeytincilik yatırımları, İtalya ve İspanya firmalarının bu pazardaki çalışmaları yakından izleniyordu. Genel beklenti bir kaç yıl içinde Suriye’nin Türkiye’yi geçeceği ve Türkiye’ye ciddi bir alternatif olacağı konuşuluyordu.
Savaş çıktıktan sonra Suriye’de bir karışıklık yaşandı. Doğru, güvenilir bilgi akışı kesildi. Fakat oradan zeytinyağı satışı devam etti. Türkiye’ye resmi ve kaçak yollardan çok miktarda Suriye yağı girdi.
2018-2019 sezonunda farklı bir gelişme yaşandı. Suriye’nin Afrin bölgesinden Türkiye’ye resmi olarak zeytinyağı getirilmeye başlandı.
Üretici,sanayici zeytinyağı piyasasındaki durgunluktan, yüksek girdi maliyetlerine rağmen fiyatın artmamasından hatta bir miktar gerilemesinden şikayetçi. Depolarda geçen yıldan kalan zeytinyağı satılamazken üstüne yeni ürün geldi.
Fiyat düştüğü için üretici zararına yağ satmak istemiyor. Fiyatın düşmesinde bir çok etken sayılabilir. Fakat en önemli etkenlerden birisi üreticiye göre, Suriye’den yani Afrin’den Türkiye’ye getirilen zeytinyağı. Üreticilere göre Afrin’ den getirilen zeytinyağı iç piyasada fiyatı en az 3 lira düşürdü.
Çok tartışılan Afrin yağı ile ilgili bölgeyi en iyi bilen üreticilerden, Antakya’da zeytinciliğin yanı sıra hasat makineleri sektöründe de faaliyet gösteren Yahya Kemal Nalçabasmaz ile konuştuk. Nalçabasmaz’ın anlatımıyla Afrin’den getirilen yağın piyasaya etkileri özetle şöyle:
Afrin’in zeytinyağı üretimindeki önemi
“Afrin’de yıllık ortalama 30 bin ton zeytinyağı üretiliyor.Bu miktar, Hatay, Osmaniye, Kilis bölgesinde üretilen zeytinyağı kadardır. Suriye zeytinciliğinin en önemli merkezi. Zeytincilik ülke için çok önemli. Çünkü, bir çok tarım ürününde fiyatlar devlet tarafından belirlenir.Narh uygulanır. Buğday,pamuk gibi ürünler devlete satılır. Devlet tüketiciye uygun fiyatla satmak için ucuza alır.Fakat zeytinyağında böyle bir uygulama yok. Zeytinyağı devletin değil, özel sektörün elinde.
Son yıllarda İtalyan firmaların bu ülkeye girmesi ile zeytinyağı üretenler diğer üreticilere göre çok iyi paralar kazandı. Yani 100 dekar alanda buğday eken birisi bir birim kazanıyorsa,zeytinyağı üreticisi 10 birim kazanıyor.
İtalyanların Suriye’ye girmesi ile daha önce Türkiye’nin müşterisi olan Orta Doğu’daki alıcılar Suriye’ye gitmeye başladı. En az yarısı Suriye’den yağ almaya başladı. Orta Doğu’daki tüketici Afrin,İdlib,Hatay bölgesindeki yağları tercih ediyor. Bu nedenle Suriye, Orta Doğu pazarının yarısını elde etti.
Savaşa rağmen bu yapı büyük oranda devam etti. Çünkü, ülkede en iyi gelir getiren ve özel sektörün elinde olan zeytincilikten kimse vazgeçmedi. Savaşa rağmen insanlar çok iyi gelir getirdiği için ağaçlarını terk etmediler.
Türkiye’nin devreye girmesi ile orada dengeler bir miktar değişti. Fakat, eski sistem büyük ölçüde devam ediyor. Bundan en çok olumsuz etkilenen Türkiye’deki üretici oldu.
Sistem nasıl işliyor?
Afrin yağının Türkiye’ye getirilmesinde sistem nasıl işliyor? Zeytinyağı ihracatı yapan firmalar Afrin yağı almak için Tarım Kredi Kooperatifleri’ne başvuruyor. İhtiyacı olan yağ miktarı,çeşidi için bankaya parayı yatırıyor. Yağı teneke ile alma zorunluluğu var. Oradan 17 litrelik tenekelerle getirilen zeytinyağı Zeytin Dalı Gümrük Kapısı’ndan Türkiye’ye giriyor. Antakya’da tenekelerden boşaltılıyor ve dökme olarak satın alan fabrikaya,ihracatçıya gönderiliyor.Bu yağ işlendikten sonra ihraç edilmesi gerekiyor.
Afrin zeytinyağı Antakya’ya tenekelerle geliyor fakat daha sonra dökme yağa dönüştüğü için kimlik değiştiriyor ve Suriye yağı olmaktan çıkıyor.
Türkiye’ye 5 bin ton yağ geldi
Suriye’de bir deyim var;”Zeytinyağı her türlü kirliliği kaldırır” diye. Burada da olan o. Suriye zeytinyağı için hijyenik şartlar yok. En iptidai şartlardan daha kötü. İtalyanların bu yağı tercih etmelerinin tek nedeni bölgesel pazarları ele geçirmek.Bu yağı mutlaka rafine ederler ve karışım yağ olarak pazarlayabiliyorlar.
Ocak ayına kadar Türkiye’ye Afrin’den giren yağ miktarı 5 bin ton oldu. Baktığınız zaman belki çok yüksek bir oran değil. “Afrin’den gelen 5 bin ton yağ piyasayı etkilemez” diye düşünülebilir. Fakat, iç piyasaya etkisi çok büyük.
İçerde fiyat 3 lira düştü
İç piyasadaki oyuncular Afrin yağı gelmeye başladıktan sonra hemen fiyatı indirdiler. Piyasada zeytinyağı fiyatı litre başına 3 lira düştü. Bizim elimizdeki yağın değeri düştü. Ben kendimden örnek vereyim. Bu yıl 120 ton zeytinyağı ürettim. Benim kaybım 350 bin lira. Yani eksik fiyata satmak zorunda kalıyoruz.
Hasat döneminde litresini 16-17 liraya sattığımız dökme dizyem yağları, Afrin’den yağ gelmeye başladıktan sonra litresi 13 liraya geriledi. Alıcılar “biz Afrin’den ucuza alabiliyoruz” diyerek fiyatı düşürdüler.
Üretici, Suriye’den yağ alınmasından çok bunun hasat döneminde yapılmasına çok kırgın ve kızgın. Bu yağ Şubat,Mart’ta gelseydi,depolansaydı ve arz bitince pazara sunulsaydı, üretici gelir kaybına uğramazdı.”
Özetle, Afrin’den tam da hasat zamanı getirilen 5 bin ton zeytinyağı, Türkiye’deki üreticiyi, sanayiciyi olumsuz etkiliyor.
Bu makale ile ilgili yapılan yorumlar
Rekabet güzeldir.Yerli üreticimiz kalite ile öne çıkmayı düşünmeli. Kalite her zaman pahalıdır.