Yöresel ve coğrafi işaretli ürünlerin geleceği
Bu makalede ele alınan konular hakkında hızlı bir genel bakış.
Yöresel ve coğrafi işaretli ürünlerin geleceği
Son yıllarda yerli ve milli üretim, milli tarım,milli hayvancılık,milli politika gibi tanımlamalar çok sık kullanılıyor. Söylem farklı,uygulama farklı olunca “yerli ve milli” denilerek özellikle tarımda ithal edilmeyen ürün kalmadı.Bu ürünlere “yerli üretim” etiketi de basılınca tüketici gerçekten yerli ve milli diye satın alıyor.
Bu aldatmaca yaşanırken, Antalya’da gerçekten yerli ve milli ürünlerin tanıtıldığı bir fuar yapılıyor. Antalya Ticaret Borsası’nın 9 yıldan bu yana düzenlediği Yöresel Ürünler Fuarı(YÖREX), Anadolu’nun binlerce yıllık geleneğini,tarım ve gıda ürünlerini üretim kültürüyle birlikte tanıtılıyor.
Her yıl fuara giderek,Anadolu’nun yöresel ve coğrafi işaretli ürünlerini tek çatı altında görme ayrıcalığını yaşıyoruz. Ürünlerini tanıtmaya gelen oda,borsa ve kalkınma ajansı yöneticileriyle, değişik illerden gelen üreticilerle, yöneticilerle, çalışanlarla yani fuardaki her kesimden insanlarla buluşarak yerli ve milli ürünlerle ilgili son gelişmeleri konuşuyoruz.
İlk yıldan bu yana fuar, çok büyük bir gelişme kaydetti. Başlangıçta her il kendi yöresinin ürününü fuara getirerek bir anlamda temsil etmeye çalışırken, zamanla bu ürünlerin ekonomik değeri, üretim kültürü en önemlisi de yetiştirilen,üretilen coğrafyanın önemi fark edildi. Bu nedenle, fuar giderek coğrafi işaret alan ürünlerin sergilendiği bir kimliğe büründü. Fuar ile eş zamanlı olarak coğrafi işaret konusunda düzenlenen konferans ve toplantılarla bir farkındalık yaratıldı. Sadece iller,ilçeler veya ürünlerle değil coğrafi işaretli ürünlerle anılan bir organizasyon oldu.
Anadolu ürünleri dünyaya sunulacak
Gelinen noktada artık her ilden coğrafi işaret almış,tüketici ile buluşan ve üretilen bölgeye, coğrafyaya değer kazandıran,ekonomik güç haline gelen ürünlerin sergilendiği, tanıtıldığı bir arenaya dönüştü. Bundan sonraki aşamada uluslararası boyut kazandırılacaktır.
Anadolu’nun yöresel ve aynı zamanda coğrafi işaret almış ürünleri artık dünya ile buluşacak. Nitekim ihraç edilen çok önemli ürünler var.
Yöresel Ürünler Fuarı’nı düzenleyen Antalya Ticaret Borsası’nın Yönetim Kurulu Başkanı Ali Çandır’ın deyimi ile çocuklarımız değerlerimizi unutmasın diye “Yöresel Ürünler Projesi” hayata geçirildi ve 12 bin yıllık bu kültür ve tarım mirasının geleceğe taşınması için önce tanınması gerekiyor.
Market ve turizmcilerin ilgi odağı
Antalya’da düzenlenen Yöresel Ürünler Fuarı’nda tanıtılan ürünler, ulusal market zincirleri ve turizmcilerin de ilgi odağı oldu.. Bu yıl fuar kapsamında Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği’nin de katkıları ile ilk kez bu ürünleri üretenler önce ulusal ve yerel market zincirlerinin temsilcileri ile sonra da turistik tesislerin yöneticileri ile ikili görüşme masasında buluştu.
Market zincirleri ve turistik tesisler kendi müşterilerine yöresel ve coğrafi işaretli ürünleri sunmak için önemli anlaşmalara imza attı. Yöresel ürünler böylece çok daha geniş bir tüketici kitlesine ulaşacak.
Bu fuarı düzenlerken başından beri iki temel amaçları olduğunu anlatan Ali Çandır 9 yılda gelinen noktayı şöyle özetliyor: “Bunlardan ilki, yöresel ürünlerimizin hakkını ve hukukunu koruyarak ticaretini artırmak ve yüksek katma değer yaratmalarını sağlamaktı. İkincisi ise, yöresiyle eşsizleşen bu ürünlerimize ticari değer kazandırarak ulusal ve uluslararası pazarda yayılmasını sağlamaktı.Bugün geldiğimiz noktada bunun önemli bir bölümünü gerçekleştirdik.
Yöresel ve Coğrafi İşaretler Enstitüsü kurulmalı
Bundan sonra yapılması gereken bütün bu çalışmalara kurumsal bir yapıya kavuşturmak. Bunun için öncelikle yöresel ürünler ve coğrafi işaretler konusunda çalışacak, bir enstitünün kurulması talep ediliyor.
Ayrıca genel beklenti, coğrafi işaretli ürünlerin üretimi-depolaması-ambalajı-iç ve dış piyasada pazarlanması gibi konularda belli desteklerin sağlanması.
Ali Çandır’ın verdiği bilgilere göre, 10 yıl önce yaklaşık 109 olan coğrafi işaretli ürün sayısı 370’e ulaştı. Yaklaşık 400 ürün ise tescil bekliyor. Bu potansiyeli değerlendirmek ve ülke tarım ve gıda politikalarında,dış ticaretinde önemli bir yer alacak olan yöresel ürünler için bir sonraki adım uluslararası düzeyde tüketicilere ulaşmak. Bunun için kurumsal yapıya ve devlet desteğine ihtiyaç var.
Lokomotif,küçük üreticilik
Fuar kapsamında bir çok etkinlik yapıldı. Bunlardan birisi de Antalya Ticaret Borsası ile Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü işbirliğiyle düzenlenen “Sürdürülebilir Gıda İçin Yöresel Ürünler” paneliydi. Bu panelde de ifade edildiği gibi yöresel ürünlerin üretiminde ve genel olarak tarımsal üretimde, gıda üretiminde küçük üreticilik lokomotif görevi görüyor. Dolayısıyla yöresel ve coğrafi işaretli ürünleri üreten küçük aile işletmelerinin mutlaka desteklenmesi ve yaşatılması gerekiyor.
Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü(FAO) Türkiye Temsilci Yardımcısı Ayşegül Selışık sürdürülebilir tarım için ve açlıkla mücadele için küçük çiftçiliğin önemine ve desteklenmesine vurgu yaptıktan sonra şunları söyledi:”Küçük üretici desteklensin ki üretimden vazgeçmesin. Küçük çiftçi ürettiğini pazara ulaştırmalı. Bu konuda, oda, borsa, yerel yönetimlere büyük görev düşüyor. YÖREX gibi fuarlar, yerel üreticinin kendini ifade ettiği tanınırlığının arttığı platformlar. Aslında bizim gıdamızı üreten insanlar küçük üreticiler. Küçük üreticiler dünya tarımsal üretiminin yaklaşık yüzde 56’sını gerçekleştiriyor. Kırsal geçim kaynaklarının önemli bir bölümünü oluşturuyor.Coğrafi işaretler yöresel ürünlerin korunmasında çok önemli.Coğrafi işaretler yerel ürünlerin hem ulusal hem uluslararası pazarda yer almasını sağlıyor. Coğrafi işaretle siz üretim metodunu tescil ettiriyorsunuz, ürününüzün farkındalığını artırıp pazarlarken ekonomik değerini artırıyorsunuz.
Dünya yöresel ürün piyasası
Antalya Ticaret Borsası Coğrafi İşaret Uzmanı Dr. Rana Demirer, dünyada “yöresel ürün piyasası” diye bir değerden bahsedildiğini hatırlatarak, coğrafi işaret konusunda ciddi bir farkındalık olduğunu ancak bunun denetimi aşamasında sıkıntı yaşandığını, coğrafi işaretin üreticiyi ve tüketiciyi koruyan bir zırh olduğunu vurguladı.
Özetle, Ali Çandır’ın da ifade ettiği gibi; üretmeden tüketen, kazanmadan harcayan toplumların sonu hayra alamet olmuyor. Bunun için Anadolu ayarlarına dönmeli ve ürünlerimize sahip çıkarak kendi insanımıza iş ve aş olmalıyız.
Milli bağımsızlık mücadelesi sonunda cumhuriyeti ilan eden Mustafa Kemal Atatürk ve bu uğurda mücadele veren herkesi saygıyla anıyorum. Cumhuriyet Bayramınız kutlu olsun.
Bu makale ile ilgili yapılan yorumlar