İklim değişikliği ve tarım sigortalarının önemi
Bu makalede ele alınan konular hakkında hızlı bir genel bakış.
18 Ekim 2017
Ali Ekber Yıldırım
Köşe Yazısı
İklim değişikliği ve tarım sigortalarının önemi
İklim değişikliğine bağlı olarak mevsimler değişiyor. Doğal afetlerin olumsuz etkileri artıyor. Bu değişimden en çok etkilenen sektörlerden birisi büyük oranda dış etkenlere açık üretimin yapıldığı tarım sektörü.
Son yıllarda iklime bağlı olarak doğal afetler daha sık yaşanıyor. Bir çok üründe alışılmış hasat dönemlerinde değişiklikler görülüyor. Bazı ürünlerde hasat daha erken başlarken bazılarında bir aya yaklaşan gecikmeler oluyor.
Yağış rejiminde ciddi değişiklikler gözleniyor. Uzun süre yağış olmadığı için kuraklık yaşanırken, şiddetli yağış nedeniyle meydana gelen seller ürünlere ciddi zarar veriyor. Don, dolu, fırtına, hortum gibi doğal afetler daha sık yaşanır oldu.
Bütün bu gelişmeler tarım sektörü açısından sigortanın önemini artırıyor. Çiftçiler tarım sigortası yaptırarak ürünlerini doğal afetlerden koruyabilir. Risklere karşı korunabilir.
Türkiye’de tarım sigortalarının başlangıcı 1957’ye dayanıyor. Ancak, Tarım Sigortaları Yasası 14 Haziran 2005’te kabul edildi. Yasa, İspanya modeli örnek alınarak Türkiye’ye uyarlandı. Şu anda dünyadaki en iyi sistemlerden biri olarak kabul ediliyor.
Devlet destekliyor
Tarım sigortaları devlet destekli olarak yapılıyor. Sigorta yaptıran çiftçinin ödeyeceği primin en az yüzde 50’sini devlet ödüyor. Bazı teminatlarda bu oran daha da yüksek. Kuraklıkta primin yüzde 60’ı,don felaketi için primin yüzde 67’si devlet tarafından karşılanıyor.
Tarım Sigortaları Havuz İşletmesi A.Ş.(TARSİM) Genel Müdürü Yusuf Cemil Satoğlu’nun daveti ile pazartesi günü Manisa’da yapılan basın bilgilendirme toplantısına katıldık.
Yusuf Cemil Satoğlu, Genel Müdür Yardımcısı Zeki Karakurt ve toplantıya ev sahipliği yapan Manisa Bölge Müdürü Müjdat Çubukçu ile birlikte tarım sigortaları konusunda detaylı bilgiler verdi.Bu bilgileri özetleyerek paylaşıyoruz:
1- Dünyada tarım sigortaları uygulaması genel olarak Türkiye’de olduğu gibi havuz sistemi ile yürütülüyor. Diğer alanlardan farklı olarak tarım sigortasında kamu özel sektör işbirliği var. Tarımsal üretim risklere açık alanda yapıldığı için özel sektörün tek başına bunun altından kalkması mümkün değil. Bu nedenle devletin,kamunun desteğine ihtiyaç duyuluyor. Türkiye’deki uygulama dünyadaki en ileri sistem olarak kabul ediliyor. Türkiye,tarım sigortaları konusunda Latin Amerika ülkeleri, Türk Cumhuriyetleri,Çin,Hindistan,Fas gibi ülkelerin de içinde olduğu 25 ülkeye danışmanlık hizmeti veriyor.
2-Tarım sigortaları havuz işletmesinin çalışmaya başlamasından bu yana 2006-2017 döneminde yaklaşık 4.5 milyar liralık hasar ödemesi yapıldı. Bunun 592 milyon lirası Manisa’ya ödendi. Bölgesi ile birlikte Manisa’ya yapılan ödeme 850 milyon lira.
Kuraklık sigortasının kapsamı genişleyecek
3- Bu yıl ilk kez kuraklık teminatı verilmeye başlandı. Buğday üreticisine kuraklığa karşı ürününü sigortalama olanağı getirildi.Devlet kuraklık sigortası yaptıranlara yüzde 60 prim desteği sağlıyor.Kuraklık teminatı 2018 yılında genişletilerek arpa,yulaf,çavdar ve tritikale ürünleri de kuraklık sigortası kapsamına alınacak.Bu uygulama ile ilk kez verim sigortasına geçildi. Verim kaybı sigorta ile karşılanmaya başlandı.
4-Tarım sigortası yaptıran çiftçilere yüzde 50 oranında devlet desteği sağlanıyor. Sigorta priminin yüzde 50’si devlet tarafından ödeniyor. Kuraklıkta prim desteği yüzde 60, don felaketine karşı yapılan sigorta için ödenecek primin ise yüzde 67’si devlet tarafından ödeniyor.
5- Ülke genelinde bitkisel üretimde sigortalama oranı yüzde 20 seviyesinde. Sigortalılık oranı en yüksek ürünler arasında yüzde 60 ile üzüm ve fındık, yüzde 35-40 ile kayısı var. Bu ürünler aynı zamanda en çok hasarın görüldüğü ve hasar ödemesi yapılan ürünler olarak öne çıkıyor.
6- Hayvancılıkta sigortacılık henüz emekleme aşamasında. Sigortalama oranı yüzde 6 seviyelerinde. Hayvancılıkta sigortalama oranı işletme büyüklüğüne bağlı olarak gelişiyor. İşletme büyüdükçe sigortalama oranı da yükseliyor. Küçük aile işletmeleri sigorta yapmaktan kaçınıyor.
7- Rehin Yasası’nda yapılan değişiklikle çiftçi kredi alırken hayvanını, sahip olduğu meyve ağaçlarını teminat gösterebiliyor. Bu değişiklikle sigorta poliçelerinin sayısını artırdı.
8- Doğal afetler dışında, hayvan hırsızlığı, yaban domuzu zararına karşı ve ayıların arı kovanına verdiği zarara karşı sigorta yaptıranların sayısında artış gözleniyor.
Toplantı sonrasında Manisa Bağcılık Araştırma Enstitüsü’nü ziyaret ederek Enstitü Müdürü Akay Ünal,Müdür Yardımcısı Dr.Selçuk Karabat, Gıda,Teknolojileri Bölüm Başkanı Dr. Ali Güler’den üzüm hakkında detaylı bilgiler aldık.
Osmancalı Yunus Emre İlköğretim Okulu ziyaretinden sonra, çiğ süt üreten biri büyükbaş hayvancılık işletmesi diğeri Saanen keçi sütü üretimi yapan küçükbaş hayvancılık işletmesi olmak üzere iki farklı işletmede yetkililerden bilgiler aldık.
Her iki işletmenin de yatırımcıları sektör dışından. Ortak sorunları ise süt fiyatının düşük olması. Tarım ve Kırsal kalkınmayı Destekleme Kurumu desteği ile yapılan ve Yuntdağı Türkmen kültürünü yansıtan OBASYA Turizm Geliştirme Kooperatifi’nin Kırsal Kalkınma Tesisini gezerek günü tamamladık.
Özetle, iklim değişikliği, olumsuz hava koşulları, uygulanan yanlış politikalar nedeniyle tarımda işler pek yolunda olmasa da, en azından tarım sigortası konusunda dünyada örnek alınan bir sistemimiz var. Bu başarıda sistemin baştan doğru kurgulanması kadar uygulayıcıların da büyük payı var.
Bu makale ile ilgili yapılan yorumlar