Domatesin Antalya'dan İstanbul'a yolculuğu
Bu makalede ele alınan konular hakkında hızlı bir genel bakış.
Domatesin Antalya’dan İstanbul’a yolculuğu
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’dan sokaktaki vatandaşa kadar herkes aynı soruyu soruyor. “Çiftçiden 1 liraya alınan domates İstanbul’da nasıl oluyor da tüketiciye 7-8 liraya satılıyor?”
Bu soruyu soranların bir sonraki cümlesi de hep aynıdır: “Çiftçi kazanmıyor,aracılar kazanıyor. Aracıları kaldırmak gerekir.”
Gerçekten öyle mi?
Türkiye İstatistik Kurumu’nun 2016 yılı verilerine göre; Türkiye’nin sebze üretimi 30 milyon 266 bin ton. Üretilen sebzenin yıllara göre değişmekle birlikte ortalama yüzde 35’i domates. Türkiye’nin 2016’da domates üretimi 12 milyon 600 bin ton oldu.
Akdeniz İhracatçılar Birliği’nin verilerine göre, Türkiye’den, 2015 yılında 543 bin 861 ton, 2016’da 480 bin 70 ton domates ihraç edildi. Üretimin ancak yüzde 2-3’ü ihraç ediliyor. Miktar olarak az olsa da iç piyasadaki fiyatın oluşumunda ihracatın önemli rolü var. İhracat artınca iç piyasada fiyat yükseliyor. İhracat azalınca fiyat düşüyor.
Domatesin yüzde 70’i sofralık tüketiliyor
Üretilen domatesin ortalama yüzde 65-70’i sofralık olarak tüketilirken, yüzde 30-35’i salça üretimi ağırlıklı olmak üzere sanayide kullanılıyor. Sanayi domatesinin neredeyse tamamı sözleşmeli olarak üretiliyor.
Domatesin daha pazara sunulmadan veya pazara arzından tüketime kadar olan süreçte toplamda yaklaşık yüzde 20-25’inin telef olduğu kabul ediliyor.
Örtü altı- sera domatesi üretiminde ve ihracatında Antalya’nın büyük ağırlığı var. Bu nedenle ülkenin bir çok bölgesine Antalya’da üretilen domates tüketiliyor. Fiyatın belirlenmesinde de Antalya’nın önemli rolü var.
Domateste onlarca çeşit var. Rengine göre, boyutuna göre farklı çeşitler olduğu gibi tüketim alışkanlıklarına göre de domates türleri var. Bilinen adları ile,klasik türlerin yanı sıra, salkım, çeri, kokteyl,köy domatesi,pembe domates. Mevsimine göre sera domatesi,tarla domatesi gibi sınıflandırmalar da var. Ayrıca bu çeşitlerin bir çoğu organik olarak ta üretiliyor.Tüketici olarak pazarda veya raflarda gördüğümüz 7-8 çeşit domates var.
Fiyat nasıl oluşuyor?
Antalya’da üretilen domatesin İstanbul’a kadar olan yolculuğunda fiyatın oluşumu özetle şöyle:
1- Çiftçi, kendisine ait veya kiraladığı serasında domates üretmek için Antalya’daki bir hal komisyoncusu ile anlaşarak, komisyoncudan fide,gübre,zirai ilaç,sera malzemesi ve ihtiyaç duyduğu finansmanı alarak üretim yapar. Ürettiği domatesi, kaliteye göre sınıflandırmadan kasalar içinde komisyoncuya teslim eder.Girdileri komisyoncudan alan çiftçinin fiyat belirleme yetkisi ve gücü yok. Bu koşullar da olamaz da.
2- Hal komisyoncusu, Hal Yasası’na göre yüzde 8 yasal komisyon bedeli,yüzde 2 stopaj ve yüzde 1.44 oranında Katma Değer Vergisi(KDV) olmak üzere toplamda yüzde 11.44 oranında fiyat ekleyerek domatesi ya tüccara satar veya marketlere ürün tedarik eden market tedarikçilerine satar.
3-Market tedarikçisi, komisyoncudan aldığı domatesi kendi işletmesine götürerek kaliteye göre sınıflandırır. Paketlemesini yapar. Bu işlemleri yaparken yüzde 1 rüsum bedeli, nakliye gideri, çalıştırdığı işçinin sigortası,yemeği,maaşı, diğer işletme giderleri ve ticari karını da ekleyerek ürünü marketin deposuna gönderir. Bu aşamada domatesin fiyatı ortalama yüzde 40-50 oranında artar.
4- Marketin deposuna giren ürün için yeniden nakliye,işçilik, ve işletme giderleri eklenir. Ürün depodan market rafına çıkarken yüzde 8 Katma Değer Vergisi eklenir.Ayrıca işçilik maliyeti ve ürün seçilerek alındığı için belli miktarda fire olur. Bütün bu giderler eklendikten sonra marketçi kendi karını koyarak bir fiyat belirler. Marketler satış politikasına ve tüketim miktarına göre serbestçe istedikleri fiyatı koyarak domatesi tüketiciye satar.Üstelik tedarikçiden vadeli olarak domatesi satın alır. Ayrıca,Hal Yasası’na göre, marketlerin üreticiden doğrudan ürün alma hakları da var.
5- Hal komisyoncusu üreticiden aldığı domatesi sadece market tedarikçilerine satmıyor. Tüccara da satıyor.Tüccar, komisyoncudan aldığı domatesi tıpkı market tedarikçisi gibi işletmesine götürerek nakliye,işçilik,paketleme ve işletme giderleri ve ticari karını koyarak ortalama yüzde 40-50 oranında bir artışla diğer kentlerdeki alıcılara örneğin İstanbul’daki Tüketici Hal Komisyoncusuna satar.
6- İstanbul’daki Hal Komisyoncusu Antalya’dan gelen domatesi kendi işletmesinde işçilik,belediye giderleri,işletme giderlerinin yanı sıra yüzde 2 stopaj yüzde 1 KDV ve yolda meydana gelen fireyi düşerek üstüne ticari karını koyarak pazarcı esnafa,yerel markete,manava satar.
7- Pazarcı, İstanbul Toptancı Hal’inden aldığı domatesi pazar yerine götürmek için nakliye öder.Pazar yeri için Belediye’ye işgaliye parası öder.İşçilik,sigorta,yemek,ürün firesi gibi giderlerini hesaplayarak üstüne kendi ticari karını koyar ve tüketiciye satar.Pazarcı ve manav esnafı giderlerinin yanı sıra genellikle büyük marketlerin fiyatına bakarak domatesin fiyatını belirler.
1 liralık domates İstanbul’a 2 liraya ulaşıyor
Bu yolculuğun sonunda Antalya’da 1 liradan alınan 1 kilo domates İstanbul’a ulaştığında en az 2 lira oluyor. Antalya’da her domates 1 liradan satılmıyor. Çeşidine göre üreticiden 30 kuruştan,50 kuruştan alınan domates de var, 5 liraya alınan da var.Antalya ‘da 1 liraya satılan 2.kalite domatesi İstanbul’da 7 liraya satılan çeri domatesle karşılaştırırsanız yanıltıcı bilgi vermiş olursunuz. Aynı çeşit domatesin Antalya’daki fiyatı ile İstanbul fiyatını karşılaştırmak gerekiyor. Buna rağmen fiyat farkı çok yüksek ise, ki yüksek olduğunu biliyoruz. O zaman sistemi sorgulamak ve düzeltmek gerekiyor.
Aracıları kaldırırsak, fiyat düşer görüşüne gelince; mevcut sistemde hangi aracıları kaldıracaksınız? Antalya’daki komisyoncuyu kaldırsanız çiftçi üretim yapamaz. Tüccarı kaldırsanız domatesi üretim bölgesine ulaştıramazsınız. İstanbul’daki komisyoncuyu kaldırsanız kentteki ürün dağıtımını kime yaptıracaksınız? Pazarcıyı,manavı kaldırsanız ürü kim satacak?
Özetle, domates örneği ile açıklamaya çalıştığımız yaş meyve ve sebze üretiminde, ticaretinde, fiyat oluşumunda, Hal Yasası’nda çok ciddi çarpıklıklar var. Bu nedenle üreticide ucuz olan ürün,tüketicide pahallı oluyor. Bu çarpıklığı düzeltmek için ne yapmalı? O nu da yarın paylaşacağız.
Bu makale ile ilgili yapılan yorumlar