Bu makalede ele alınan konular hakkında hızlı bir genel bakış.
Zeytincilikte yaşanan temel sorunları ve zeytinliklerin nasıl bir tehdit altında olduğunu dün ayrıntılı olarak yazdık.Ulusal Zeytin ve Zeytinyağı Konseyi koordinatörlüğünde oluşturulan ve uzmanlardan oluşan 4 ayrı ekip eş zamanlı olarak 8-14 Eylül tarihlerinde 4 ayrı bölgede zeytin ve zeytinyağı rekolte tahmin çalışması yaptı. Bu çalışmalar yapılırken aynı zamanda üretici, tüccar, sanayici, kooperatif temsilcileri, Gıda,Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı il ve ilçe müdürlükleri, ziraat odaları, borsalar, sektörel dernek ve kuruluş temsilcileri ile görüşülerek kapsamlı bir rapor hazırlandı.
Zeytincilikte mevcut durumu ve geleceğe ilişkin öngörüleri ve sektörün taleplerini içeren raporda öne çıkan konular özetle şöyle:
1- Geçen yıl 140 bin ton civarında olan zeytinyağı üretimi, 2014-2015 sezonunda yaklaşık 190 bin ton olacak. Sofralık zeytin üretiminin ise 438 bin ton olması bekleniyor. Son 10 yılda dikilen zeytin ağaçlarının ürün vermeleri ile üretimin her yıl artarak devam etmesi bekleniyor.
2- Yeni dikilen zeytin ağaçlarının çok büyük bölümürür damla sulama yöntemi ile sulanıyor olması özellikle sofralık zeytinde verim ve kaliteyi artırıyor.
3- Zeytinyağları saç, galvaniz tank veya plastik kaplarda muhafazası önemli kalite kayıplarına yol açmaktadır. Stoklama kapasitesi ve kalitesinin arttırılması bakımından lisanslı depoculuk veya özel depoculuk sistemi teşvik edilerek zeytinyağlarının modern paslanmaz çelik hijyenik kaplarda muhafazasının sağlanmalı. Sektör temsilcileri bu yönde destekler bekliyor.
4-Birçok yörede olumsuz saklama koşulları nedeniyle zeytinyağları kısa sürede bozuluyor.
5-Zeytin dikiminin teşviki için geçmişte dekar başına verilen 250 lira dikim yardımı ile son 7 yılda yaklaşık 66 milyon zeytin ağacı dikildi. Bu uygulama mevcut eski ve genellikle meyilli alanlarda bulunan geleneksel zeytinliklere de uygulanarak dekara düşen ağaç sayısı artırılmalı. Ağaç başına verimlilik hedefine henüz ulaşılamadı. Ağaç başına verimliliği arttırmak üzere mevcut girdi yardımlarının arttırılarak devam etmesi özellikle hasat ve mekanizasyona ilave destekler verilmeli.
6-Zeytinciliğe yatırım yapmak isteyenler kredi ve muafiyetler ile özendirilmeli.
7-Üreticilerin pazar sorununa çözüm bulunması için büyük salamura üretim ve paketleme tesislerinin kurulması konusundaki projeler Ziraat Bankası’nca düşük faizli Tarımsal Kredi desteği sağlanmalı.
8- Fidan üretiminde bölgesel adaptasyon çok önemli. Coğrafi yöre ile özdeşleşmiş çeşitlerin kendi bölgelerine dikimi teşvik edilmeli, Bölgesel “Envanter Projeleri” hazırlanarak, kayıt dışı ağaçlar tespit edilerek, dikime uygun zeytin alanları süratle, ağaçlandırılmalı. Yabani(delice) zeytinler aşılanmalı, 300-400 metre rakımlı, bozuk orman arazilerinde “zeytinlik” tesisine izin verilmeli ve buraların yöre insanlarına tahsisi sağlanmalı.
9- Düzenli ve yüksek verimli, ihracata uygun zeytin çeşitleri tercih edilmeli ve “sert çekirdekli” meyveler ile karışık dikimler önlenmeli.
10- Stratejik bir ürün olması nedeniyle zeytinyağının primi zeytinyağına değil ham dane zeytine 50 kuruş ya da zeytinyağına 1-1,5 lira seviyelerine çıkarılmalı.
11- Ülkemizin yerli zeytin gen kaynaklarının korunması ve çeşitli yollarla fidan ithalat rejiminin engellenmeli.
12- Girdi maliyetlerinin azaltılması konusundaki talepler çok yoğun olarak dile getiriliyor. Firesiz ve hızlı zeytin toplama için mekanik hasadın özendirilmesi ve yardımcı malzemelerin temini ve üretimini kolaylaştıracak önlemlerin alınması, zeytin hasat makineleri küçük ve orta üreticilerin alımını kolaylaştırmak üzere fiyatlarının kontrolden geçirilmesi, ayrıca gövde sarsıcı gibi büyük makinaların da teşvik kapsamına alınması isteniyor.
13- Avrupa Birliği’nde olduğu gibi piyasayı düzenleyici fiyat ve destek modelleri uygulanmalı.
14- Pazarlarda veya yol kenarlarında genellikle taklit ve tağşişli veya uygun olmayan koşullarda satışların yoğunlaştığı görülüyor. Üretici adı altında pet ambalajlarda veya beyaz tenekelerde satılan bu zeytinyağlarının kontrol edilmesi, kayıt altına alınmasına yönelik yeni düzenlemelerin getirilmesi, küçük üreticilerin butik üretimlerinin teşvik edilmesi, firma kurma ve markalaşma çalışmalarının teşvik edilmesi, sağlıklı ve standart ürünleri pazarlayabilmeleri için Gıda Kodeksinde bu üreticiler için faaliyetlerini kolaylaştırıcı yeni denetleme ve pazarlama düzenlemelerine geçilmesinin gerektiği ifade ediliyor.
Özetle, dünkü yazımızda sorunları, bugün de mevcut durumu özetledik. Zeytincilikte Türkiye’nin çok büyük bir potansiyeli var. Bu potansiyel doğru değerlendirildiğinde ve en önemlisi zeytinlikleri koruyabildiğimiz ölçüde Türkiye, zeytin ve zeytinyağında dünyanın en önemli üretim ve ihracat merkezi olabilir.
Bu makale ile ilgili yapılan yorumlar