Bu makalede ele alınan konular hakkında hızlı bir genel bakış.
Yaşadığınız kentin dışına doğru çıktığınızda çok sayıda “satılık çiftlik!” veya “satılık tarla” tabelası görebilirsiniz. Okuduğunuz gazetenin seri ilanlar sayfasına göz gezdirirseniz yine “satılık çiftlik” veya satılık tarla, satılık bahçe, satılık zeytinlik vb. çok sayıda ilan görürsünüz.Sosyal medyada benzer ilanlar boy gösteriyor.Bir de iletişim kanallarında henüz ilan edilmemiş, eş dost aracılığıyla çiftliğini satmaya çalışanlar var.Tarımla ilgili çok ilan olsa da, “satılık çiftlik” sayısında ciddi artış var.
Çiftlikler neden satılıyor?
Bu soruya yanıt vermenin en kolay yolu ilan verenleri aramak.
İlanlardaki telefonlardan bir kaçını arayarak nedenlerini sorduk.
İlk aradığımız Ankara’da satışa çıkarılan bir besi çiftliğinin telefonu. Yanıt veren üretici çok dertli. Yıllardır besicilik yaptığını söyledikten sonra çiftliği neden satışa çıkardıklarını şöyle anlattı: “Biz 4 kardeşiz. Bekar iken çok iyi anlaşıyorduk. Evlenince anlaşamaz olduk. Bu nedenle çiftliği satıyoruz. Çiftlik için 400 milyar lira kredi çıktı. Bir bölümünü kullandık. Satın alırsanız krediyi de size devrederiz.”
Bir başka “sahibinden satılık büyükbaş besi çiftliği” ilanındaki telefonu arıyoruz. Çiftlik sahibi, daha önce hayvancılık yapmadığını, ülkedeki et açığından yola çıkarak bu işten çok para kazanabileceğini düşünerek yatırım yaptığını söyledi. İşi bilmediği için yürütemediğini, aslında işi bilen birisinin başarılı olabileceğini anlattı. Nereden aradığımızı ve ne iş yaptığımızı sordu. Amacımızın çiftliği almak değil, bu konuda bir yazı yazmak olduğunu söyleyince konuşmanın gidişatı ve içeriği hemen değişiverdi. Birçok yatırımcının yaşadıklarını yansıtan satılık çiftlik sahibinin anlattıkları özetle şöyle:
“Benim hayvancılıkla hiçbir alakam yoktu. Sıfır faizli kredi verildiğini duydum. Etrafımda herkes hayvancılığın çok karlı olacağını söyledi. Biraz birikimim vardı. Para kazanmak için bu işe girdim. İstediğim krediyi de aldım. Fakat önce hayvan bulmakta zorlandık. Sonra aldığımız hayvanları satamadık. Bize kredi vererek çiftlik kurdurdular. Sonra dışarıdan hayvan ve et ithalatı başladı. Neye uğradığımızı şaşırdık. Yürütemedim. Güvenebileceğim ve çiftliği sahiplenecek eleman bulamadım. Birçok yerden kazık yedik. Satarak kurtulmak istiyorum. Zararın neresinden dönsek kardır. Bir daha da asla böyle bir işe girmem.”
Birkaç telefon daha çevirince işin özü anlaşıldı.
Konuştuğumuz ilk üreticinin anlattığı kardeş kavgasını bir yana bırakırsak, çiftlik satışlarının birkaç nedeni var:
1-Hayvancılığı bilmeden, sıfır faizli kredi cazibesine kapılarak yatırım yapanlar bu işin ne kadar zor olduğunu fark etmiş, ama iş işten geçmiş. Sıfır faizli kredi alırken deyim yerindeyse sıfırı tüketmişler.
2-Alınan sıfır faizli krediyi geri ödeyememe korkusu ile çiftliği bankaya kaptırma endişesi hakim. Çiftliği bankaya kaptırmadan daha iyi fiyatla satmanın hesabı yapılıyor.
3-İthalat politikası ile büyük zarara uğrayan besiciler, gelecekte nasıl bir politika uygulanacağının belirsizliği ile daha fazla yara almadan sektörden çıkma çabası var.
4-Yem ve diğer girdilerin çok pahallı olmasından üretimi sürdürmenin güçlüğünü herkes dile getiriyor. Ama bunu tek başına satış gerekçesi olarak anlatan olmadı.
Uzun sayılabilecek konuşmalardan çıkardığımız özetin özeti şu: “Çok karlı” diyerek hayvancılığa yatırımı pompalayanların tuzağına düşenler, devletin sıfır faizli kredi cazibesine kanarak hiçbir fizibilite çalışması yapmadan hayvancılık yatırımı yapanlar şimdi bu işten sıyrılmaya çalışıyor. Aslında bu aynı zamanda yatırım yapacaklar için iyi bir fırsat. En azından 3 yıl öncesine göre yatırım yapmak için çok daha cazip koşullar var. Bunu da yarın ele alacağız.
Bu makale ile ilgili yapılan yorumlar