Bu makalede ele alınan konular hakkında hızlı bir genel bakış.
Evde, sokakta,okulda büyük bir telaş var. Yeni eğitim öğretim yılı sancılı başlıyor. Günlerdir yeni eğitim sistemi (4+4+4) tartışılıyor. Milli Eğitim Bakanı televizyonları dolaşarak 5 yaşındaki çocukları okula alacaklarını, hatta kayıtlarını bile yaptıklarını söylüyor. Çocuğunu 5 yaşında okula göndermek istemeyenler ise hastanelere akın ederek rapor aldı. Başbakan rapor alınan çocukları “geri zekalı” olmakla itham etti.Çocukların geleceğini ilgilendiren eğitim konusunda çok sert ve bir o kadar da seviyesiz tartışmalar sürüp gidiyor.Geçen eğitim öğretim yılının son bir ayında 25 gün süreyle 7 milyon 200 öğrenciye haftanın 5 günü öğrenci başına 200 mililitre süt dağıtılmıştı. Süt dağıtımı 25 gün sürmüş ama yaygarası günlerce devam etmişti.
Bu sütunda 28 Ağustos’ta “Okullar açılıyor, çocukların sütü nerede?” başlığıyla yazdığımız yazı ile konuyu yeniden gündeme taşıdık. Diğer medya kuruluşları da konuyu sütunlarına ve ekranlara taşıyınca Gıda,Tarım ve Hayvancılık Bakanlığından, okul sütü ile ilgili Milli Eğitim ve Sağlık Bakanlıklarına öneri yapıldığı, çalışmaların sürdürüldüğü gibi açıklamalar yapıldı.
Okula bu yıl ilk kez başlayacak ana sınıfı ve ilkokul birinci sınıflar için dün okullar açıldı. Diğer öğrenciler ise haftaya pazartesi okula başlayacak. Okullar açıldı ama çocuklara süt yok.
Çocuklara neden süt verilmiyor?
1- Gıda,Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı ile ilgili diğer bakanlıklar bu konuyu gündemlerine almadıkları için bütçe ayırmayı unutmuşlar. Yani okul sütü programını uygulamak için para yok. Bu işi ne kadar ciddiye aldıklarını gösteriyor. Ayrıca nerelere para bulunuyor ama çocukların sağlıklı gelişimi için çok önemli olan okul sütüne para bulunamıyorsa burada iyi niyetten söz etmek mümkün değil.
2- Arz fazlası süt yok. Yani, üretilen çiğ süt piyasanın ihtiyacını karşılayacak düzeyde. Süt üretimi fazla olur ve piyasa bunu alamazsa dökmek yerine çocuklara içirilecek.
Daha önce defalarca yazdık. Tekrarlamakta yarar var. Çocukların sağlıklı ve dengeli beslenmesi için süt içmeleri şart. Hem sağlıklı bir nesil yetiştirmek hem de süt tüketim alışkanlığını küçük yaşta kazandırmak açısından okul sütü programı uygulanması gerekiyor. Dünyada 50’den fazla ülkede okul sütü programı uygulanıyor. Bu ülkelerin hiç birinde “arz fazlası sütü çocuklara içirelim” anlayışı yok..
Türkiye’de neden piyasaya endeksli bir “okul sütü programı” var?
Çünkü, okul sütü programını uygulayanlarda “çocukların sağlıklı gelişimi için süt tüketmeleri gerektiği” bilinci yok. Çocuklar arz fazlası sütün tüketicisi, süt piyasasını düzenleyici araç olarak görülüyor. Sütte üretim fazlası olursa çocuklara içirilecek. Arz fazlası yoksa, piyasadan alınacak sütle fiyat yükselecek endişesi ile çocukların süt içmesi bir anlamda engellenecek. Çünkü bu anlayışa göre sütün fiyatı çocukların sağlığından daha önemli. Böyle bir mantık, böyle bir anlayışla sağlıklı bir neslin yetişmesi mümkün mü?
Hükümet 25 gün süt dağıttı. Olan İzmir’deki öğrencilerin 7 yıldır aldığı süte oldu. Hükümet, “okul sütünü ben dağıtacağım” deyince, İzmir Büyükşehir Belediyesi okullara süt dağıtmaktan mecburen vazgeçti. Türkiye genelinde olduğu gibi İzmir’de de okula giden çocuklar sütsüz kaldı.
İzmir Büyükşehir Belediyesi 7 yıldan beri Tire Süt Kooperatifi’nden alarak sorunsuz bir biçimde dağıttığı “okul sütü” programını farklı bir boyutta sürdürüyor. Daha önce okul çağındaki çocuklara ücretsiz pastörize süt dağıtan İzmir Büyükşehir Belediyesi, bu yıl maddi durumu iyi olmayan ailelerin okul öncesi çocuklarına süt verecek. Merkezi hükümetle karşı karşıya gelmemek için böyle bir yol seçen belediye sütü yine üretici kooperatifi Tire Süt’ten alıyor.
Bu makale ile ilgili yapılan yorumlar