Bu makalede ele alınan konular hakkında hızlı bir genel bakış.
Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’nın 2012 bütçe tasarısı Türkiye Büyük Millet Meclisi Plan ve Bütçe Komisyonu’nda görüşülerek kabul edildi. Tasarı Meclis’te aynen kabul edilirse 2012’de tarıma 7.2 milyar lira destek verilecek.
Plan ve Bütçe Komisyonu’nda Bakan Mehdi Eker, 2002’den bu yana tarımda yaptıklarını uzun uzun anlattı. Muhalefet milletvekilleri tarım politikasına ilişkin eleştirilerini ve görüşlerini dile getirdi. Eker’in anlattıklarına bakılırsa tarımda hiçbir sorun yok. Aksine çok büyük başarılar var.
Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehdi Eker’in gözünden tarımın görünümü özetle şöyle:
”Bundan 9 sene önce Türkiye’de çalışan insanların yaklaşık yüzde 35’i, yani 100 tane insanın 35’i tarımda çalışıyor iken, bugün Türkiye’de çalışanların yüzde 25’ine tekabül eden yaklaşık 5,7 milyon kişi tarım sektöründe çalışmaktadır. Aynı şekilde bundan 9 sene önce Türkiye’nin milli geliri 230 milyar dolardı. Millî gelir içerisinde tarımın payı yüzde 10,3 ve bunun parasal değeri ise 23,7 milyar dolardı. 2010 yılında ise Türkiye’de tarımın millî gelir içerisindeki payının yüzde 8,4 olduğunu görüyoruz. Bu değerler oransal olarak mukayese edilir ise tarımın milli gelir içindeki payının azaldığı görülecektir. Ancak bu doğru bir karşılaştırma değildir. Türkiye’nin millî geliri 2010 yılında 734,9 milyar dolara ulaşmış olup, bunun yüzde 8,4’ünü yani 61,8 milyar Dolarını tarım oluşturmuştur. Yani tarımsal GSYİH 23,7 milyar dolardan 61,8 milyar dolara çıkmıştır.
Yine 2002 yılında kişi başına tarımda gelir 1.000 dolar civarında iken, 2010 yılı itibarıyla 3.566 dolara çıkmıştır.
Türkiye 23,7 milyar dolarlık tarım hasılasına sahip iken, dünyada 190 küsur ülke içerisinde tarımsal ekonomik büyüklük açısından 11’inci sırada yer almakta idi. Bugün 61,8 milyar dolarlık tarım hasılasına sahip Türkiye dünyanın 7’nci büyük tarımsal gücü hâline gelmiştir. Dünya Bankası’nın şu anda internet sitesinde yayınladığı raporlarda ise Türkiye, dünyanın 6’ncı büyük tarım ekonomisi olarak görülmektedir.
Türkiye tarımı, şiddetli kuraklığın yaşandığı 2007 yılı hariç son 8 yılda aralıksız büyüme göstermiştir.
Türkiye’de 2002 yılında toplam tarım ürünü ihracatımızın 4 milyar dolar iken, 2010 yılında tarımsal ihracatın 12,7 milyar dolara ulaştığını görüyoruz. Tarımsal ihracattaki bu önemli bir artışın yanında tarımsal ithalatta da artış vardır. Ancak Türkiye’deki ticaret sınıflandırmalarında tarım sektörünün esasen kullanmadığı, sanayinin daha çok kullandığı birtakım hammaddeler de tarımsal ithalat içerisinde görünmektedir. Örneğin, ham kauçuk, dokuma elyafı, işlenmemiş kösele, deri, kürk, mantar, odun, kereste, kâğıt hamuru gibi ürünlerin ithalatı tarımsal ithalat içerisinde yer almakta ancak ihracatı diğer sektörlerde görünmektedir. Yine lif pamuk ithal ediliyor ve ürüne dönüşerek ihraç ediliyor. İthalat aşmasında bu ürün tarım ürünleri içerisinde görünmekte iken, ihracatta 20 milyar dolar civarında ihracatımızın olduğu tekstil sanayi sektörü içerisinde görünmektedir. Bahsettiğim bu ürünler 2010 yılı rakamlarına göre tarımsal ithalat içerisinde 4,5 milyar dolarlık bir değere sahiptir. 2010 yılında toplam ithalat 12,9 milyar dolar olup, bundan 4,5 milyar doları çıkardığımızda Türkiye’nin tarım ve gıda ile ilgili net ithalatının 8,4 milyar dolar olduğunu görmekteyiz. Bu durumda Türkiye’nin tarım dış ticaret fazlası 4,3 milyar dolardır.
2002 yılında Türkiye’de çiftçinin cebine net olarak ödenen destek miktarı toplamda 1 milyar 868 milyon TL iken, 2011 yılında yılsonu itibariyle bu miktar 6 milyar 990 milyon TL’yi bulmaktadır.
Bu rakamların hepsi Türkiye tarımında olan gelişmelerin bir göstergesidir.
Hayvancılıkla ilgili olarak sizlere bazı bilgiler vermek istiyorum. 2002 yılında Türkiye’de toplam sığır sayısı 9 milyon 800 bin civarında iken, 2010 yılında 11 milyon 366 bine ulaşmıştır. Sayısal artışın yanında burada önemli olan nokta kültür ırkına dönüşümdür.
Esas büyük değişim bu konuda yaşanmıştır. 2002 yılında Türkiye’deki sığır varlığının sadece 1 milyon 859 bini kültür ırkı iken, 2010 yılında bu rakam 4 milyon 197 bine çıkmıştır. Oransal olarak ise 2002 yılında yüzde 18,9 iken bugün yüzde 37’ye çıkmıştır. Tabiatıyla yerli ırklardan oluşan hayvanların gerek süt verimi, gerek et verimi düşüktür. Bu dönüşümle birlikte üretimde ve verimde önemli artışlar yaşanmış ve bu artışlar değişimin de bir göstergesi olmuştur. Türkiye, 2002 yılında 8,4 milyon ton civarında süt üretirken bugün 13,6 milyon ton süt üretimine ulaşmıştır.
Yine bir hayvandan elde edilen et verimi yani sığırlar için ortalama karkas ağırlığı 184 kilogramdan 216 kilograma çıkmıştır.
Türkiye’de içinde 50’den fazla büyükbaş hayvan bulunan işletme sayısı, 2002 de 4.300 iken, bugün yaklaşık 24 bine çıkmıştır. Bu gösterge bile Türkiye’deki hayvan varlığının gerçekte çok hızla profesyonelleştiğini ve ölçek ekonomisine doğru gittiğini bize göstermektedir.
Bakanlığımın 2012 yılı bütçe tasarısı toplam 10 milyar 484 milyon TL’dir. Bütçe tasarımız geçen yıla göre ortalama yüzde 20 oranında bir artış öngörüyor. Bu artış özellikle enflasyon ve diğer hususları dikkate alındığında önemli bir artıştır. Transfer bütçemizin yaklaşık 7,2 milyar TL’si de tarımsal desteklemeler için kullanılacaktır.
Son olarak 2023 vizyonumuzdan bahsetmek istiyorum. 2023’te vizyonumuz; tarımsal ekonomik büyüklük açısından dünyanın ilk 5 ülkesi içerisinde yer alan, 150 milyar dolar tarımsal hasılaya, 40 milyar dolar tarım ihracatına sahip, büyümesini devam ettiren bir tarım sektörüdür. Bütün projelerimizi ve hedeflerimizi bu vizona ulaşmak için ortaya koyuyor ve şekillendiriyoruz.”
Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehdi Eker’in çizdiği başarı tablosundaki konuşmada doğal olarak canlı hayvan, et ve kurbanlık ithalatı yok. Gübre, mazot,tohum,ilaç,yem ve diğer girdilerdeki fiyat artışına bağlı yüksek maliyet sorunu yok. Yağlı tohumlar ithalatına yılda ortalama 3 milyar dolar ödendiğine dair bir açıklama yok. Daha da önemlisi “tarımda devrim” diye sunulan havza modelinin adı bile anılmıyor. Daha pek çok önemli konu yok. Bütün bunları görmezden gelirseniz elbette ki tarımda çok başarılı olduğunuzu söyleyebilirsiniz. Fakat, gerçek sadece sizin görmek istediğiniz değildir. Madalyonun birde diğer yüzü var.
Bu makale ile ilgili yapılan yorumlar