AB 2011 İlerleme Raporu’nda tarım…

Bu makalede ele alınan konular hakkında hızlı bir genel bakış.

AB 2011 İlerleme Raporu’nda tarım…

18 Ekim 2011

·

Ali Ekber Yıldırım

·

Köşe Yazısı

Güncelleme: Şub 22, 2024

Tarımla ilgili atılan her adımın, yasal değişikliklerin hep Avrupa Birliği Ortak Tarım Politikası’na uyum için yapıldığı söylenir. Avrupa Birliği ise, her yıl Türkiye’ye ilişkin “İlerleme Raporu” yayınlar. Bu rapor karne gibidir. Neler yapılıp yapılmadığını anlatır. Çoğu zaman çiftçinin, ülkenin zararına olan yasal düzenlemeler, uygulamalar Avrupa Birliği’ni memnun etmeye yetmez. Örneğin iki yıldan beri yapılan hayvan ve et ithalatı yerli besiciliğe büyük darbe vururken, Avrupa Birliği hala memnun değil. Kapıların sonuna kadar açılmasını istiyor. Bu talebini de 2011 Türkiye İlerleme Raporu’nda açıkça ifade ediyor.
Avrupa Birliği Komisyonu’nun 2011 Türkiye İlerleme Raporu’nda tarımla ilgili 3 ana başlık var.
“Tarım ve Kırsal Kalkınma” başlığı altında yapılan değerlendirme özetle şöyle:
1-Ortak Tarım Politikası (OTP) konusunda mevzuat uyumu bakımından bazı ilerlemeler kaydedilmiştir. Tarım ve Köyişleri Bakanlığı yeniden yapılandırılmıştır: Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’nın Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname Haziran 2011’de yürürlüğe girmiştir. Bu Kararname, OTP’nin uygulanması için gerekli idari yapıların geliştirilmesi bakımından önemli bir adım teşkil etmektedir.
2-Müzakereler bakımından kilit unsur olan tarım istatistikleri konusunda, bir stratejinin kabul edilmemiş olması bir eksiklik olarak devam etmektedir.
3-Bir diğer kilit unsur olan tarımsal destek politikalarının OTP’ye uyarlanmasına yönelik bir strateji geliştirilmesi konusunda ilerleme kaydedilmemiştir.
4- Canlı sığır, sığır eti ve bunlardan elde edilen ürünler üzerindeki fiili ithalat yasağı hâlâ yalnızca kısmi ve geçici olarak kaldırılmış durumdadır. Yasağın tamamen kaldırılması, bu fasıldaki müzakereler bakımından kilit unsur olmaya devam etmektedir.
5-Ortak piyasa düzenleri konusunda ilerleme kaydedilmemiştir.
6-Kırsal kalkınmaya ilişkin olarak kayda değer ilerleme sağlanmıştır. Türkiye, Katılım Öncesi Mali Araç-Kırsal Kalkınma Bileşeni (IPARD) bağlantılı yapılarını güçlendirmeyi sürdürerek, Ağustos 2011’de, 17 ilde üç tedbir için AB fonlarının yönetimine ilişkin yetkiyi devralmıştır. Yetki devri kararı, AB tarafından finanse edilen, tarımsal işletmelere ve işleme tesislerine ve kırsal kalkınma projelerine ilişkin yatırımların Türkiye tarafından yönetilmesine zemin hazırlamıştır.
7-Organik tarım konusunda, organik tarımın esaslarına ve uygulanmasına ilişkin yönetmelik kabul edilmiştir. Mevzuatın AB müktesebatına uyumu teyide muhtaçtır.
8- Tarımsal destek politikaları, OTP’den ciddi biçimde farklılık göstermekte olup, söz konusu politikaların uyumlaştırılması yönünde hâlâ bir strateji bulunmamaktadır. Sığır eti ithalatındaki engellerin tamamen kaldırılmaması da büyük bir eksiklik teşkil etmektedir.
Avrupa Birliği Komisyonu bu saptamaları yaptıktan sonra, tarım ve kırsal kalkınmada ne yaparsanız yapın limanlarınızı, hava meydanlarınızı Güney Kıbrıs Rum kesimine açmadığınız sürece müzakerelere başlayamazsınız diyor.
Tarımla ilgili bir diğer fasıl;”Gıda Güvenliği, Veterinerlik ve Bitki Sağlığı Politikası”dır. Bu bölümde genetiği değiştirilmiş organizmalar konusunda Türkiye’nin çıkardığı mevzuatın Avrupa Birliği müktesebatıyla uyumlu olmadığının altı çiziliyor.
Gıda Güvenliği, Veterinerlik ve Bitki Sağlığı Politikası faslına ilişkin değerlendirmenin özeti ise şöyle: “Bu fasıldaki müktesebatın iç hukuka aktarılması ve uygulanmasına yönelik ilerleme kaydedilmiştir. Tarım ve Köyişleri Bakanlığı’nın yeniden yapılandırılması, resmi kontrol sisteminin güçlendirilmesi doğrultusunda olumlu bir adımdır. Bununla birlikte, tüm kontrol sisteminin AB müktesebatıyla tam uyumlu hale getirilmesi için daha fazla uyumlaştırma yapılması gerekmektedir. Hayvan sağlığı konusunda ve tarımsal gıda işletmelerinin AB hijyen ve yapısal gereksinimlerini karşılayacak hâle getirilmesinde önemli ölçüde çaba sarf edilmesi gerekmektedir.”
Kıbrıs Rum Kesimi’ne yönelik kısıtlamaların kaldırılması şartına bağlanan Balıkçılık faslı ile ilgili değerlendirme ise şöyle özetlenebilir: “Balıkçılık alanındaki AB müktesebatına uyum sağlanması bakımından önemli bir ilerleme kaydedilmemiştir. İdari yapıların oluşturulmasında ve kaynak ve filo yönetiminde bazı ilerlemeler sağlanmıştır. Ancak, denetim ve kontrol, uluslararası anlaşmaların uygulanması, mevzuat uyumu, pazar politikası, yapısal eylem ve devlet destekleri konularında hâlâ ilave çabalara ihtiyaç bulunmaktadır.”
Avrupa Birliği’nin penceresinden tarım kırsal kalkınma, gıda güvenliği, veterinerlik, bitki sağlığı, balıkçılık konusundaki gelişmelerin özeti böyle. Avrupa Birliği, canlı hayvan ve et ithalatı örneğinde de görüleceği gibi, Türkiye tarımının ve çiftçisinin çıkarlarını değil kendisinin ve çiftçisinin çıkarlarını savunuyor. Buna uygun bir politika uygulanmasını istiyor. Bu isteği yerine getirip getirmemek hükümetin tercihi. Sizce hükümet tercihini hangi yönde kullanıyor?

Tags:

Bu makale ile ilgili yapılan yorumlar

Başka Ülkelerde Tarım: İlişkili Diğer Makaleler

En Son Yayınlanan Makaleler