Bu makalede ele alınan konular hakkında hızlı bir genel bakış.
İzmir Damızlık Koyun – Keçi Yetiştiricileri Birliği Başkanı Özer Türer’in daveti ile bir kez daha “yavaş şehir” Seferihisar’dayız. Geçen yıl ilki yapılan İzmir Koyun –Keçi Panayırı bu yıl daha geniş bir katılımla yapıldı.
Türkiye’nin değişik bölgelerinden 40’a yakın damızlık koyun-keçi birliği başkanı ve yöneticileri panayırda buluştu.
Birlik başkanları ile küçükbaş hayvancılığın sorunlarını konuştuk. Yazılacak çok şey var. Fakat bir özet yapmakta yarar var:
1- Koyun ve keçi yetiştiricileri, yıllarca desteklenmeyen bu sektörün üç yıldan bu yana destekleme kapsamına alınmasından son derece memnun. Bu konudaki çabaları nedeniyle Tarım ve Köyişleri Bakanlığı Tarımsal Üretim ve Geliştirme Genel Müdürlüğü’nde görev yapan ve küçükbaş hayvancılığı en iyi bilen Veteriner Hekim Dr. Hilmi Çetin’den hepsi övgüyle söz etti.
2-Koyun ve keçi sütüne verilen kilo başına destek miktarının 2009 ve 2010’da 10 kuruş, 2011 için 15 kuruş olmasının başlangıç için iyi olduğunu ancak sürdürülebilir ve rekabet edebilir bir üretim için bu desteğin mutlaka artırılması gerektiği görüşü hakim. Çünkü, Avrupa Birliği’nde koyun başına 20 Avro destek var. Çiftlik başına verilen destekler, pazarlama ve diğer desteklerle 50 Avro’ya ulaşıyor. Geçen kurban bayramında kurbanlık ithal ettiği Bulgaristan’da koyun başına 50 Avro destek veriliyor. Türkiye eğer Avrupa’ya koyun eti, süt ürünleri satmak istiyorsa destekleri artırmak ve üretimi teşvik etmek zorunda.
3- Sığır yetiştiricilerinin korkulu rüyası olan yem fiyatı küçükbaş hayvancılıkta da en önemli sorun olarak öne çıkıyor. Yetiştiriciler yonca,arpa ve fenni yeme para yetiştiremediklerini söylüyor. Koyunculuk yapanların yüzde 80’inin yem bitkisi ekecek toprağı yok. Bu nedenle yemi dışarıdan almak zorunda. Meralar amaç dışı kullanılıyor. Merada geçirilen zaman hızla daralıyor. Yeme bağımlılık artıyor. Bu da maliyetleri yükseltiyor.
4- Sektörün ortak sorunu çoban bulamamak. Küçükbaş hayvan yetiştiricileri çoban bulamıyor. Tarım ve Köyişleri Bakanlığı’nın bu konuda bir kurs açmasını ve sertifika alan çobanların devlet tarafından sigortalanmasını istiyorlar. Seçim öncesi aile sigortası, sosyal yardımlar ve daha bir çok vaatte bulunanların bu öneriyi dikkate almasında yarar var. İzmir Damızlık Koyun-Keçi Birliği Başkanı Özer Türer, İzmir’de bu konuda örnek bir çalışma yaptı. Yaklaşık 500 çobanı eğitti. Eğitilen çobanların sigortasını devlet ödese çok kolay istihdam edilecekler.Bu model ülke genelinde uygulanabilir.
5- Küçükbaş hayvan yetiştiricilerini ciddi olarak endişelendiren konuların başında ithalat var. Karkas et, besilik ve damızlık sığır, koyun, keçi ve hayvancılıkla ilgili diğer ürünlerdeki ithalatın hemen durdurulmasını istiyorlar. Damızlık koyun ithalatı için hazırlıklar yapıldığını öğrendiklerini belirttikten sonra, “eğer ithalat başlarsa koyunculuk tamamen biter. Bu kadar umut bağlanan bu sektör yok olur. Hepimiz yok oluruz. Et fiyatı bugünkünün üç beş katına çıkar.” diyorlar.Yetiştiriciler, ithalata verilecek paranın ıslah çalışmalarına ayrılmasını ısrarla savunuyor.
6- Islah çalışmaları konuşulunca birlik başkanlarının ortaklaşa dile getirdikleri bir endişe daha oldu.. Başkanlar, 8 Nisan tarihli Resmi Gazete’de yayınlanan “Islah Amaçlı Hayvan Yetiştirici Birliklerinin Kurulması ve Hizmetleri Hakkında Yönetmelik”in yasaya aykırı hükümler içerdiğini ifade etti. Yönetmelikle,yasaya ve ana sözleşmelere aykırı olarak bir çok yetkinin merkez birliğine verildiğini, bu yönetmelik değiştirilemezse il bazındaki birliklerin çalışması, faaliyetini sürdürmesinin olanaksız hale geleceğini düşünüyorlar. Bir çok birlik başkanı yargı yoluna gideceğini söylüyor.
7- Halk Elinde Gen Kaynaklarının Korunması Projesi kapsamında daha önce 12 ilde ve 6 bin 300 baş koyun için hayvan başına verilen 45 liralık özel desteğin 2011’de 39 il ve 400 bin baş koyuna çıkarılması yine sektörün geleceği açısından çok olumlu bir proje görülüyor. Bu proje birlikler tarafından yürütülüyor. Eskişehir, Balıkesir ve diğer illerde başarı ile uygulanıyor. Gen kaynaklarının korunması ve ıslah çalışmaları açısından son derece önemli olan bu projenin dejenere edilmeden uygulanması büyük yarar sağlayacak.
8- Hayvan hastalıkları konusunda yoğun şikayet var. 1930’lu yıllarda 180 veteriner hekimi olan Türkiye’nin şap, çiçek ve daha bir çok hastalığı yok ettiğini söyleyen birlik başkanları, 2011’de ülkede 30’a yakın veteriner fakültesi, binlerce veteriner olmasına karşın hastalıklara çözüm bulunamadığını söylüyorlar. Aşı geliştirilemiyor. Çok sayıda havyan telef oluyor veya verimliliği düşüyor. Hastalıklara acilen çözüm bulunmalı.
9- İzmir, Afyon, Denizli, Eskişehir, Isparta ve daha bir çok il birliği önemli yatırımlar yapıyor. Birkaç yılda küçükbaşta süt ve süt ürünleri, et ve et ürünleri konusunda önemli bir pazar oluşacak. Yeni ve yerel markalar ortaya çıkacak.
Özetle, koyun ve keçi yetiştiricileri küçükbaş hayvancılığın önemsenmesini, desteklenmesini istiyor. Hayvancılıkta yaşanan sorunların ithalatla değil yerli kaynaklarla, yeni yatırımlarla çözüleceğine inanıyor. Şu sıralar gündemde olan damızlık koyun ithalatının konuşulması bile bu olumlu gelişmeye zarar verecek ve sektör yok olacak.
Bu makale ile ilgili yapılan yorumlar