Bu makalede ele alınan konular hakkında hızlı bir genel bakış.
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) 2010 yılı bitkisel üretim rakamlarını açıkladı. Rakamlar tarımda işlerin yolunda gitmediğini, üretimin gerilediğini gösteriyor. Açıklanan verilere göre, 2010’da tahıl üretimi 2009’a göre yüzde 2.5, sebze üretimi yüzde 2.9 ve meyve üretimi yüzde 0.1 oranında düştü.
Gelişmiş ülkelerde tarımda hayvansal üretimin payı yüzde 70 civarında iken bitkisel üretimin payı yüzde 30 civarındadır. Türkiye’de ise bu denge tam tersinedir. Bitkisel üretimin payı yüzde 70’e yakın iken hayvansal üretimin payı yüzde 30’lardadır. Bu nedenle bitkisel üretim verileri tarımın genel durumunu yansıtması bakımından çok önemli.
TÜİK’ in 2010 bitkisel üretim verileri değerlendirildiğinde ortaya şöyle bir tablo çıkıyor:
1- Tahıl üretimi, 2009’a göre 2010’da yüzde 2.5 oranında düştü. Türkiye tahıl üretimi 33.6 milyon tondan 32.7 milyon tona geriledi. En önemli tahıl ürünü olan buğdaydaki üretim düşüşü yüzde 4.6 oldu. Buğday üretimi 20.6 milyon tondan 19.6 milyon tona geriledi. Buğdayda 1 milyon tonluk düşüş var.Yakın zamanda Bakanlar Kurulu kararı ile Toprak Mahsulleri Ofisi’ne sıfır gümrükle 1 milyon ton buğday ithalat yetkisi verilmesinin bu açığın kapatılmasına yönelik bir girişim olduğu anlaşılıyor. Tahılda dikkat çekici üretim artışı ise yüzde 14.7 oranındaki artışla çeltikte oldu. 2009’da 750 bin ton olan çeltik üretimi 2010’da 860 bin tona ulaştı.
2- Sebze ürünleri üretimi bir önceki yıla göre yüzde 2.9 oranında azalarak 26.8 milyon tondan 26 milyon tona geriledi. Sebze ürünleri arasında en dikkat çekici veri domateste oldu. TÜİK verilerine göre, domates üretimi 2010 yılında yüzde 6.5 oranında azalama ile 10.7 milyon tondan 10 milyon tona düştü. Oysa, geçen yıl aşırı sıcak ve domateste görülen tuta kelebeği zararlısı nedeniyle üretimin en az yüzde 35-40 oranında gerilediği ifade ediliyordu. Bu nedenle domatesin kilosu bir ara 10 liraya kadar yükseldi.
3- Meyve üretimi de 2010 yılında bir önceki yıla göre binde bir oranında düşüş kaydetti. Meyve üretimi 16.6 milyon ton oldu. Meyve üretiminde en dikkat çekici düşüş don felaketinden etkilenen kayısıda oldu. Kayısı üretimi yaklaşık yüzde 32 oranında azaldı. Elmadaki üretim düşüşü ise yüzde 6.6 oldu. Zeytinde ise yaklaşık yüzde 10 üretim artışı sağlandı.
4- TÜİK’ in 2010 yılı verileri incelendiğinde en dikkat çekici noktalardan birisi yağlı tohumlardaki üretim artışı oldu. Türkiye’nin büyük ölçüde dışa bağımlı olduğu yağlı tohumlarda 2010’da destek miktarlarının diğer ürünlere göre biraz artırılması üretim rakamlarına yansıdı. Yağlı tohum üretimi yüzde 23.4 oranında artış gösterdi. En dikkat çekici üretim artışı ise soyada oldu. Soya üretimi yüzde 125 arttı. Ayçiçeği üretimi yüzde 24.9 ve kütlü pamuk üretimi ise yüzde 24.6 oranında arttı. Pamuk üretimindeki artışta dünya pamuk fiyatlarının yükselmesinin önemli rol oynadığı söylenebilir.
5- Özellikle 2007 ve 2008’de kuraklığın etkisi ile dibe vuran bakliyat üretimi 2009’da artış trendine girmişti. Bu trendin 2010’da da devam ettiği görülüyor. 2010’da kırmızı mercimek üretimi yüzde 53.4, kuru fasulye üretimi yüzde 17.4, nohut üretimi ise yüzde 17 oranında artış gösterdi. Buradaki artışın kuraklıkla dibe vuran üretimin yeniden eski seviyesine dönmesi olarak değerlendirilebilir.
6- En önemli endüstriyel bitkilerden şekerpancarı üretiminde önceki yıla oranla yüzde 3.9 oranında artışla yaklaşık 17.9 milyon ton olarak gerçekleşti.
7- Tütün üretimindeki dramatik düşüş sürüyor. 2009’a göre tütün üretimi yüzde 32.1 oranındaki düşüşle 55 bin tona geriledi. Yakın zamana kadar yılda 100 bin ton tütün ihraç eden Türkiye, sadece 55 bin ton tütün üretiyor. Ürettiğinden çok daha fazlasını ithal ediyor.
8- Karadeniz Bölgesi’nin en önemli geçim kaynağı ve ülkenin en önemli ihraç ürünü olan fındıkta üretim yüzde 20 arttı. Güneydoğu Anadolu’nun önemli ürünlerinden Antep fıstığında üretim artışı yüzde 56.5 oldu.
9- Yaş çay üretimi de arttı. Bir önceki yıla göre, yaş çay üretimi yüzde 18.3 oranında artarak yaklaşık 1.3 milyon tona ulaştı.
TÜİK’ in açıkladığı 2010 yılı bitkisel üretim verilerine bakarak 2011 için öngörüde bulunmak için henüz erken. Ancak en başta da belirttiğimiz gibi tarımda işler yolunda değil. Üretici, yüksek girdi maliyeti ve düşük fiyat uygulaması nedeniyle üretimden kaçıyor. Hayvansal üretim açısından durum çok daha vahim olduğu biliniyor.
Geçen yıla göre 2011’de yağış miktarının az olması bir kuraklık riskini doğurup doğurmayacağı özellikle Nisan ve Mayıs aylarındaki yağışlara bağlı olacak.
Hava şartlarının olumlu gitmesi durumunda, dünya pamuk fiyatlarındaki artışa bağlı olarak Türkiye’de pamuk üretiminin önemli ölçüde artacağı söylenebilir. Yağlı tohumlar üretiminde de artış beklenebilir. Fakat sebzeler özellikle domateste aynı iyimser tahminde bulunmak zor. Geçen yıl tuta kelebeği zararlısından büyük zarar gören çiftçinin özellikle açık alanda domates üretiminden kaçacağı tahmin ediliyor.
Özetle, 2010 tarım sektörü açısından kayıp bir yıl oldu. İlk çeyreğini geride bıraktığımız 2011 için tahminde bulunmak için henüz çok erken. Kaldı ki, bu yıl önemli bir seçim olacak. Geleceği daha iyi yorumlamak için seçimin etkisini ve sonucunu görmek gerek.
Bu makale ile ilgili yapılan yorumlar