Bu makalede ele alınan konular hakkında hızlı bir genel bakış.
Buğday hasadı başladı. Toprak Mahsulleri Ofisi gerekli hazırlıkları yaptı ve 17 Mayıs itibariyle emanete alım yapacağını duyurdu.
Emanete alım yapacak olan Ofis, çiftçiye para ödemeyecek. Daha doğrusu ödeyemeyecek, çünkü, buğdayın ve diğer hububat ürünlerinin fiyatı belli değil.
Çiftçi hasat ettiği ürününü ya tüccara satacak ya da götürüp ofise emanet edecek.
Hükümet fiyatı açıkladıktan sonra ürününü emanete veren çiftçi kararını verecek. Açıklanan fiyatı beğenirse ürününü TMO’ya satışını yapacak ve parasını alacak. Fiyatı beğenmezse emanete verdiği ürününü 10 gün içerisinde Ofis’ten alarak serbest piyasada satacak.
Fiyat neden açıklanmıyor?
Pek çok neden sayılabilir. Tarım ve Köyişleri Bakanlığı ya beceriksizliğinden ya da bilinçli olarak fiyatı açıklamıyor.
Aslında yıllardır aynı oyun oynanıyor. Fiyat belirlemede dünya fiyatı, üretim rakamı, girdi maliyeti dikkate alınmıyor. Seçim olan yıllarda fiyat erken ve yüksek açıklanırken seçim olmayan yıllarda fiyat daha geç ve düşük açıklanıyor.
Anayasa değişikliği ile ilgili referandum Temmuz’da yapılsaydı, buğdayın fiyatı çoktan açıklanırdı. Referandum Eylül’e kalınca fiyat açıklaması da geciktiriliyor.
Fiyatın geç açıklanması kimin işine yarıyor. Birinci derecede piyasadan buğday alacak olanlara. Çünkü, fiyatın açıklanmaması üreticiyi alıcıyla baş başa bırakıyor.
Borcu olan çiftçi, ürününü bir an önce satarak borçlarını kapatmaya çalışacağı için açıklanacak fiyatı beklemeye tahammülü yok. Bu nedenle fiyatın geç açıklanması öncelikle küçük çiftçiyi zor durumda bırakır.
Fiyatın geç açıklanması Toprak Mahsulleri Ofisi’nin piyasadaki müdahale gücünü de zayıflatır. Fiyat belli olmayınca, piyasa dedikodularla hareket eder.
Şu sıralar piyasada buğdayın kilosunun 47.5 kuruştan alınacağı konuşuluyor. Hükümet geçen yıl alım fiyatını 50 kuruş açıklamış kademeli artışla Kasım’da 53 kuruşa çıkarmıştı. Artan girdi maliyetleri dikkate alındığında fiyatın 50 kuruşun altında olmaması gerekir.
Üreticiler endişeli. Toprak Mahsulleri Ofisi’nin emanete alım yapmasının önemli olduğunu fakat fiyat belli olmadığı için özellikle paraya ihtiyacı olan ve ürününü bir an önce satmak zorunda olan küçük çiftçilerin tüccara mahkum edildiği görüşünü paylaşıyorlar.
Hükümetin buğday alım fiyatını ne kadar açıklayacağı henüz belli değil. Fakat, ne kadar prim verileceği belli. Primde bir artış yok. Geçen yıl olduğu gibi buğdayda kilogram başına 5 kuruş, arpa, yulaf, çavdar ve tritikaleye kilogram başına 4.5 kuruş destekleme primi ödenecek.
Türkiye İstatistik Kurumu ve Toprak Mahsulleri Ofisi verilerine ve üreticilerin beyanlarına göre hububat üretiminde geçen yıla göre artış var.
Buğday üretiminin 2000 yılından bu yana ilk kez 22 milyon tona ulaşması bekleniyor. 2007 ve 2008’de yaşanan kuraklık nedeniyle buğday üretimi 17 milyon tona kadar gerilemiş geçen yıl 20 milyon 600 bin ton olmuştu.
Arpa üretiminde de benzer bir artış var. Ortalama 9 milyon ton olan arpa üretimi 2007’de 7.3 milyon tona, 2008’de 5.9 milyon tona geriledi. Geçen yıl 7 milyon 300 bin tona yükselen arpa üretiminin bu yıl en az 8.5 milyon ton olması bekleniyor.
Üretimdeki artış Toprak Mahsulleri Ofisi’nin alım miktarına da yansıyacak. Ofis, geçen yıla göre daha fazla ürün alacak. Daha fazla finansmana ihtiyacı olacak. Piyasayı düzenleyici rolü daha da öne çıkacak. Bu rolü üretici yararına kullanabilmesi için fiyatın biran önce açıklanması gerekir.
Hükümet, anayasa değişikliğine odaklanınca bu konular ikinci, üçüncü planda kaldı. Belki de bilinçli olarak fiyat açıklanmıyor. TMO’nun fazla ürün alması istenmiyor.
Özetle, buğday ve diğer hububat ürünlerinde hasat dönemi geldi. Üretim rakamları çok iyi. Fakat, fiyat belli değil. Çiftçi, sanayici, tüccar üretim artışına sevinirken, bu kez de fiyat sorunu yaşanıyor. Türkiye ne zaman sorunsuz bir hasat dönemi yaşayacak?
Bu makale ile ilgili yapılan yorumlar
SAYIN ÇİFTÇİ KARDEŞLERİM,EN İYİSİ BİZ HASADI EYLÜLDE YAPALIM.REFARANDUM EYLÜLDE.DEVLET BİZE NE VERIRSE EYLÜLE KADAR UNUTURUZ.ONUN İÇİN BUGDAYI ARPAYI EYLÜLDE BİÇELİM.ÇİFTÇİLER BU ÜLKENİN MARABALARINA DÖNDÜ.ESKİDEN MARABALAR BEKLERDİ Kİ AGA DÜGÜN YAPSIN ZİYAFET OLSUN.OLSUN DA KARINLARI DOYSUN.ADAMIN DERDİ DÜGÜN ZİYAFET DEGİL DE KARNI NASIL DOYAR.BİZ ÇİFTÇİLER DE BEKLEYELİM Kİ HER SENE SEÇİM OLSUN .SEÇİM OLSUN Kİ KARNIMIZ DOYSUN.ÇÜNKÜ ANCAK SEÇİM OLDUGU ZAMAN HATIRLANIYOR ÇİFTÇİLER.
buğday, fiyat …. sadece . Bu yılların konusu
artık konuşulup gündem yaratmaya helede haber olmasına gerekte yok.
Bizler üretici olarak düşünelim. Buğdayın dekar başına veriminin 200 kg. olduğu bir ülkede gerek çaresizlik gerekse politik sebeplerle yapılan bu üretime bir son verilmesinin gerekliliğine….
Ülkemizin % 65 inde bu verimle buğday üretimi
yapılmayıp alternatif ürünler araştırılıp denen
meli.. Sorun fiyat değil. Verim….
SEVGİLİ ALİ BEY YİNE HASAT GENE BOYNU BÜKÜK GENE SAHİPSİZLİK UMUTLARIN TÜKENİŞİ ÇARESİZLİK ALINTERİ HELAL KAZANMAK BU KAVRAMLARI DİLLERİNE DOLAYANLAR ZEHİR ETTİ YAŞAMI BİZLERE.BU ÜLKEDE NAMUSUYLA ÜRETİP KAZANMAK HOR GÖRÜLDÜ BİZLERE. GELECEĞİMİZİ GÖREMİYORDUK.TAA..Kİ BİR YİĞİT ÇIKTI MEYDANA HEYACANLANDIK GÖZLERİMİZ ISLANDI TV DE İLK DUYDUĞUMUZDA.RAHMETLİ ANAM OĞLUM ÇİFTÇİ HEP KÜNCÜ GÖNENİNDE OLUR.YEŞERMEKLE KURUMAK ARASI BİR TERCİH.YENİ İKTİDARLARDA ANANI AL GİT DİYECEKMİ.İNANIN KÖYLERDE BİR HEYACAN BİR UMUT YEŞERDİ SAYIN KILIÇDAROĞLUNDAN ÇOK UMUTLUYUZ.GERÇEK SESSİZLERİN SESİ OLUR İNŞAALLLAH. SAYGILARIMLA
ayçiçek destekleri unutuldu tarih bile veremiyorlar unutturdu yada işlerine öyle geliyor çiftçide onları sandıkta unutacak
ASLINDA TARIMLA FALAN UGRAŞMAYIN GELİN ŞEHRİN KENARINDA GECEKONDUDA YAŞAYIN ASGARİ ÜÇRETLE OLMAYA ÇALIŞIN SONRADA SOSYAL FONLARDAN ÜÇ BEŞ KURUŞ CEBİNİZE HARÇLIK VERELİM DİYECEKLER AMA OY UGRUNA DİLLERİ VARMIYOR.BİRİ GİDİYOR BİRİ GELİYOR.SENELERDİR ÜRETİM MALİYETİ ARTARKEN KİLO FİYATI CANLANMIYOR.KĞ 40 KURUŞA TÜKCARIN ALDIĞI BUĞDAY EKMEGE DÖNÜNCE 1.6 TL OLUYOR.KİMSENİN SESİ YOK.TARIMI BIRAKIN İKTİDARLARI ETKİLEYEN ZENGİNLER TARIMA GİRİNCEYE KADAR TARIMI BIRAKIN….