Bu makalede ele alınan konular hakkında hızlı bir genel bakış.
Dünyada 35 milyon hektar alanda ekolojik tarım yapılıyor. Doğadan toplanan ekolojik ürünlerin alanı da hesaba katılınca toplam 67 milyon hektarlık alanda ekolojik ürün elde ediliyor.
Bu işle uğraşan, üretim yapan 1 milyon 400 bin üretici, işleyici var. Dünyadaki ekolojik ürünün pazar değeri yaklaşık 51 milyar dolar. Sektördeki büyüme yılda yüzde 10 düzeyinde.
Türkiye, 20 yıl önce ekolojik pazarda dünyada ilk 5 ülke arasındaydı. Bugün ilk 40’a ancak girebiliyor. Oysa, sahip olduğu potansiyel ile dünyanın en önemli ekolojik tarım ürünleri üreticisi, tüketicisi ve satıcısı olabilir.
Türkiye, neden gerilerde?
En önemli neden, ekolojik tarımın bir devlet politikası olarak benimsenmemesi. Bu iş adeta hobi olarak görülüyor. Bireysel çabalarla üretim sürdürülmeye çalışılıyor.
Bu çabaların bir demetini İzmir’de yapılan Ekoloji Fuarı’nda gördük.
Geçen yıla kadar İstanbul’da 8 kez düzenlenen Ekoloji Fuarı, İzmir Büyükşehir Belediyesi, İZFAŞ, ASDF Fuarcılık ve Ekolojik Tarım Organizasyonu Derneği’nin işbirliği ile 6-9 Mayıs tarihlerinde ilk kez İzmir’de yapıldı.
Ekoloji Fuarı’nın İzmir’de yapılmasında İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin son yıllarda tarım sektörüne özellikle ekolojik tarıma verdiği desteğin çok büyük rolü var. Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu’ nun tarım konusundaki çalışmaları, çabaları diğer bütün belediye başkanlarına örnek olacak nitelikte. İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin, Türkiye’de tarım dairesi olan tek belediye olduğunu belirtmekte yarar var.
Fuara damgasını vuran Samsun’da da ekolojik tarım çalışmaları büyük ölçüde bireysel çabalarla sürdürülüyor. Samsun Valisi Hasan Basri Güzeloğlu’nun çabaları da tüm valilere örnek olacak nitelikte. Samsun, Hasan Basri Güzeloğlu ve ekibinin çabaları ve desteği ile sadece üretimle değil, bir yaşam biçimi olarak ekolojik tarımı benimsemiş bir kent. Valilik bünyesindeki 32 kişilik kurul ekolojik tarım konusundaki çalışmaları yönlendiriyor. Bunun da Türkiye’de bir benzeri yok. Samsun’daki organik tarım çalışmalarını başka bir yazıda ayrıntılı olarak yazacağız.
Ekoloji fuarında gözlemlediğimiz bir diğer gelişme şu; ekolojik tarım üretimi, geleneksel yapısından sıyrılmış. Sadece geleneksel kuru meyve üretimi ile sınırlı değil. Tekstilden oyuncağa, yumurtadan yerel tatlara, şaraptan çaya kadar pek çok ürün ekolojik olarak üretiliyor.
Fuar süresince yapılan seminer ve toplantılarda dile getirildiği gibi sektörde bir kavram karmaşası da var. Kimisi ekolojik tarım diyor, kimisi organik. Ancak, yapılan araştırma ve anketlerde organik sözcüğünün genellikle kimyasal bir çağrışım yaptığı bu nedenle ekolojik tarım deyiminin kullanılmasının daha doğru olacağı ifade ediliyor. Ancak, Tarım ve Köyişleri Bakanlığı organik tarım söylemini tercih ediyor.
Ekolojik Tarım Organizasyonu Derneği Başkanı Atilla Ertem, Avrupa Birliği’nde de bu tartışmanın yapıldığını,orada ekolojik ve organik tarım deyimlerinin bir yana bırakıldığını ve “biyo tarım” deyiminin kullanıldığını söyledi.
Yapılan toplantılarda en dikkat çekici gelişme ise, Türkiye’de 2008’den 2009’a geçerken ekolojik tarımın büyük bir sıçrama yapması. Bu sıçrama sektör ve Tarım Bakanlığı tarafından sorgulanıyor.
Ekolojik tarım konusunda çalışmalarıyla tanınan Prof. Dr. Ahmet Altındişli’nin dile getirdiği ve Tarım ve Köyişleri Bakanlığı yetkilisi Fatma Ak’ın doğruladığı bilgilere göre, ekolojik tarım yapılan alanda ve çiftçi sayısında son bir yılda büyük sıçrama yaşandı.
2008’de 14 bin 526 olan çiftçi sayısı 2009’da 35 bin 565 kişiye ulaştı. Aynı dönemde ekolojik tarım yapılan alan ise 166 bin hektardan 501 bin hektara çıktı. Üretilen toplam ürün miktarı ise 530 bin tondan 983 bin tona yükseldi.,
Bir yılda bu kadar yüksek artışın tek bir nedeni var. Hükümetin alan bazında organik tarıma verdiği desteği artırması. İlk olarak 2005’te dekara 3 lira ile başlayan destek her yıl arttı ve 2009’da 20 liraya çıktı. 2010 yılı için ise dekara 25 lira destek açıklandı. Bu destekten yararlanmak için çiftçiler ekolojik üretime yönelmiş görünüyor. Özellikle yem bitkisi üretiminde çok ciddi artış var. Bu artış Bakanlığın da dikkatini çekmiş. İnceleme yapılıyor. Gerçekten ekolojik tarım yapılıyor mu? Eğer yapılıyorsa, ekolojik yem üretimi bu kadar artarken, hayvancılığa neden aynı oranda yansımıyor.
Sektördeki en ciddi sorunlardan birisi ise, Taruım Bakanlığı dışındaki bakanlıkların ekolojik tarıma ilgisiz kalması. Organik Tarım Kanunu 2004’te çıktığında ilgili bakanlıkların (Sanayi ve Ticaret, Sağlık, Dış Ticaret ve diğer) 6 ay içinde kendi alanları ile ilgili yönetmelikleri çıkarması gerekiyordu. Aradan 6 yıl geçti, daha bu yönetmelikler çıkmadı.
Tarım Bakanlığı şimdi yeni bir çalışma yapıyor. Organik Tarım Kanunu değiştiriliyor.
Özetle, ekolojik tarım konusunda daha pek çok gelişme var. Gelecek haftalarda bu konuyu daha detaylı ele alacağız.
Bu makale ile ilgili yapılan yorumlar
Türkiye’deki organik ürünlerin üzerindeki sertifika damgalarını güvenli buluyor musunuz? Bu sertifikaları gördüğümüz ürünleri güvenle alabilir miyiz? Tşkler.
Piyasada ekolojik ürünlere olan talebin artmasının sebeplerini üretici ve tüketiciye sağladığı bir çok yararla anlatmak mümkün.Sizinde yazınızda belirttiğiniz gibi ekolojik ürünleri yalnızca gıda ile sınırlandırmak çok yanlış olur.Şampuandan tutunda çoraba kadar bir çok ekolojik(organik) ürün geliştirilmiş.
Üretime gıda cephesinden baktığımızda bu ürünlerin tercih edilmesinin başlıca sebepleri maalesef ki GDO’lu ürünlerin hayatımıza girmesi,çiğ olarak tükettiğimiz besinler üzerindeki ilaç kalıntıları,ürünlere fazla miktarda hormon uygulaması tüketiciyi ekolojik gıdaya,su salınımının kontrollü olması,üretim aşamasında ilaçların kullanılmaması ve daha bir çok olumlu sebepten ötürü üreticiyi ekolojik tarıma yöneltiyor..
Ekolojik tarım üretimi için istenilen kriterleri yerine getiren üreticilerin yetiştirilmesi, bu ürünlerin doğru bir şekilde pazara sunulması ve pazar olanaklarının artılması ile Ülkemizde ekolojik tarım zamanla istenilen düzeye ulaşacaktır.