Bu makalede ele alınan konular hakkında hızlı bir genel bakış.
Avrupa’da şu günlerde elden ele dolaşan bir deklarasyon var. Pek çok sivil toplum örgütünün imzaladığı “Avrupa Gıda Deklarasyonu”, Avrupa Birliği’nden sağlıklı, sürdürülebilir, adil ve karşılıklı destekleyici bir Ortak Tarım Politikası’nın uygulanmasını talep ediyor.
Avrupa’nın tarım ve gıda politikasını tartışmaya açan gıda deklarasyonunun metni şöyle:
“Biz aşağıda imzası bulunanlar, Avrupa Birliği’nin, Avrupa’nın gıda ve tarımla ilgili karşı karşıya olduğu acil konuları çözmesi gerektiği inancını taşıyoruz.
Tarımın ve gıda üretiminin sanayileşmesinin üzerinden yarım yüzyıldan fazla bir süre geçmişken sürdürülebilir aile tarımının önemli bir şekilde azaldığı ve yerel gıda kültürünün ise gerilediği görülmekte.
Günümüzde, gıda sistemi ucuz fosil yakıta bağımlı, kısıtlı su ve doğal kaynakların farkına bile varmayan ve yüksek yağ ve kalori; az miktarda sebze, meyve ve tahıl içeren beslenme biçimlerini destekler durumda. Geleceğe baktığımızda, artan enerji fiyatlarının, biyo çeşitlilikteki şiddetli kayıpların, iklim değişikliğinin ve sulardaki ve doğal kaynaklardaki azalmanın gıda üretimini tehdit ettiğini görüyoruz. Aynı zamanda, artan dünya nüfusu, hem yaygın açlığı hem de aşırı tüketimden kaynaklanan kronik hastalıkları kapsayan çifte sıkıntıyla karşı karşıyadır.
Bu durumla ancak gıda ve tarım konusuna tamamıyla farklı bir politika ve uygulama getirerek başedebiliriz. Avrupa Birliği, sürdürülebilir aile tarımının nüfusları beslemek için oynadığı önemli rolün farkına varmalı ve desteklemelidir. İnsanların tümü, sağlıklı, güvenli ve besleyici yiyeceğe ulaşabilmelidir. Üretim, dağıtım, pişirme ve yeme şekillerimiz Avrupa’nın kültürel çeşitliliğini desteklemeli, eşitliği sağlayacak bir sürekliliği olmalı ve sürdürülebilir olmalıdır.
Şu anda varolan Ortak Tarım Politikası (OTP) tartışılmakta ve OTP’nin 2013 yılına kadar değiştirilmesi için müzakereler sürmekte. Ulusaşırı şirketlerin ve Dünya Ticaret Örgütü’nün gıda ve tarım politikaları konusunda onlarca yıldır süren hükmü sonrasında, Avrupa’da insanların gıda ve tarım politikalarını yeniden kendilerine uygun haline getirmesinin zamanıdır: gıda egemenliğinin zamanıdır. Biz Ortak Tarım Politikası’nın Avrupa Birliği ve üye ülkelerin vatandaşlık alanını, kendi üretim, dağıtım ve tüketim yöntemini seçme ve belirleme hakkını aşağıdaki ilkelere göre koruması ve garanti altına alması gerektiğine inanıyoruz.
Yeni Ortak Gıda ve Tarım Politikası:
1- Gıdayı evrensel bir insan hakkı olarak görür, sadece bir mal olarak değil.
2- Avrupa için gıda ve hayvan yemi üretmeye öncelik verir ve uluslararası ticaretin eşitlikle, sosyal adalet duygusuyla ve ekolojik sürdürülebilirlik ilkesiyle yürütülmesini sağlar.
3- Enerji yoğun ve çok işlenmiş gıdaların, doymuş yağların ve etin daha az tüketildiği bir sağlıklı beslenme modelini destekler. Sebze, meyve, tahıl ve baklagil temelli beslenmeye doğru yönlendirirken farklı kültürel beslenme alışkanlıkları ve geleneklerine saygı duyar.
4- Avrupa’da çok sayıda çiftçinin gıda üretimi yapmasına ve kırsalı sürdürmelerine öncelik verir. Buna, çiftçiler ve rençberler için adil gelir ve tüketiciler için adil fiyat sağlayan adil ve güvenli çiftlik ücretleri olmadan ulaşılamaz.
5- Orta ve Doğu Avrupa’da tarım üreticileri ve rençberler için adil, ayrımcı olmayan koşulların sağlanması için çalışır ve toprağa erişim koşullarının adil ve eşit olmasını destekler.
6- Yerel ve küresel bir çevreye saygı gösterir, toprak ve su gibi sonlu kaynakları korur ve biyo-çeşitliliğin artması için çaba gösterir ve hayvan varlığına saygı gösterir.
7- Tarım ve gıda üretiminin GDO’lu olmadığını garanti eder ve çiftçilere ait yerel tohumlar ile gıda kültürlerindeki yerel türlerin çeşitliliğinin artmasını destekler.
8- Endüstriyel agro yakıtların kullanımı ve üretimini desteklemeyi durdurur ve genel olarak taşımanın azaltılması konusuna öncelik verir.
9- Gıda zincirinde saydamlık sağlayarak vatandaşların gıdanın nasıl üretildiğine, nereden geldiğine, ne içerdiğine ve nihai fiyatın neleri kapsadığına dair bilgi sahibi olmalarını temin eder.
10- Gıda işleme ve parekende sektöründeki enerji yoğun yapıyı ve neyin üretileceği ve tüketileceği konusunda bu yapının tesirini azaltır; üretici ile tüketici arasındaki mesafeyi kısaltan gıda sistemlerini destekler.
11- Vatandaşların gıdalarıyla ve o gıdaları üreten üreticilerle yeniden ilişkiye geçmesini sağlayan yerel, mevsimsel, yüksek kaliteli ürünlerin üretilmesini ve tüketilmesini teşvik eder.
12- Çocukların sağlıklı ve besleyici gıdanın üretimi, hazırlanması ve bu gıdalardan zevk alınması konusunda temel bilgi ve becerileri kazanabilecekleri bir eğitim alabilmeleri için kaynaklarını ayırır.”
Avrupa’daki her gelişme Türkiye’yi de yakından ilgilendiriyor. Her fırsatta Avrupa Birliği ile uyumdan sözeden ama bir yandan da küçük çiftçiliği, tarımsal aile işletmelerini tesfiye etmeye çalışanların bu deklarasyondan öğreneceği çok şey var.
Türkiye’de de pek çok çiftçi ve gıda örgütünün imzaladığı deklarasyonu bireysel olarak, www.ipetitions.com/petition/eucap adresini ziyaret ederek imzalayabilirsiniz.
Bu makale ile ilgili yapılan yorumlar
Bizleri gerektiği gibi bilgilendirdiğiniz için size, teşşekür eder saygılar sunarım.