Bu makalede ele alınan konular hakkında hızlı bir genel bakış.
Çiftçilerin belini büken iki temel girdi var. Birisi mazot, diğeri gübre. Her ikisinde de Türkiye dışa bağımlı. Mazotun fiyatı otomatiğe bağlandı. Petrolün fiyatı veya akaryakıt ürünlerinin üzerine bindirilen vergiler arttıkça çiftçinin kullandığı mazotun fiyatı da artıyor. Gübrede ise, ekim zamanı geldi, fiyat fırladı. Yıllardır oynanan oyun bu sene de sahneleniyor. Çiftçinin en çok ihtiyaç duyduğu ekim döneminde gübre fiyatı artırılıyor.
Sadece son üç ayda gübre fiyatı ne kadar arttı?
Gübre fiyatları ile ilgili Adana Tahıl Üreticileri Birliği Başkanı Nur Özkan, önemli bir çalışma yaptı. Bu çalışmayı bir mektupla Başbakan Recep Tayip Erdoğan, Tarım ve Köyişleri Bakanı Mehdi Eker ve diğer bakanlara, milletvekillerine gönderdi.
Nur Özkan mektubunda özetle şu bilgilere yer verdi: “Bilindiği gibi bu günler toprakla gübrenin buluştuğu zaman, yani Türk çiftçisinin seferberliğe çıktığı dönemdir. Çiftçi üretmenin heyecanını yaşaması gerekirken o heyecan elinden alınıp; umutsuzluğa, bezginliğe itilmiştir.
Dünyadaki rakiplerine göre üretim girdi maliyetlerinin (mazot, gübre, tohum vs) altında zaten ezilen üretici, en önemli girdi maliyeti olan gübrenin tam kullanım döneminde hiçbir ekonomik kritere uymayacak oranlarla artan gübre fiyatları ile karşılaşmıştır. Bu artış günbegün devam etmektedir.
Gübre sektörü, eski alışkanlıklarını sürdürerek, kontrolsüz, yerli üretime köstek olacak şekilde ve tam kulanım döneminde bu fiyat politikasını huy haline getirmiştir.”
Nur Özkan’ın verdiği bilgiye göre kompoze gübrelerden 20.20 taban gübresi 10 Kasım 2009’da tonu 460 liradan satılırken 10 Şubat 2010’da 650 liraya yükseldi. Üç aylık sürede artış oranı yüzde 41 oldu. 15-15-15 taban gübresinin fiyatı aynı dönemde yüzde 18.5 oranında artarak tonu 650 liradan 770 liraya çıktı. DAP(18-46) gübresinin fiyatı ise 670 liradan yüzde 37’lik artışla 920 lira oldu. Azotlu gübrelerden ürenin fiyatı yüzde 16 oranında artışla tonu 585 liradan 680 liraya yükseldi. Amonyum sülfat gübresinde yüzde 45.5 oranında artış oldu. 10 Kasım’da tonu 275 lira olan amonyum sülfatın tonu 400 liraya çıktı. 33 Nitrat gübrenin tonu 440 liradan yüzde 32 oranında artışla 580 liraya, 26 nitrat ise 420 liradan yüzde 11 artışla 470 liraya çıkarıldı.
Hükümet yetkilileri çiftçilerin en önemli sorununu gündeme taşıyan Nur Özkan’a nasıl bir yanıt verecekler merakla bekliyoruz. Kaldı ki, Sayın Başbakan da daha önceki bir iki konuşmasında gübre fiyatının enflasyonun çok üstünde arttığını söylemişti.
Çiftçiler bu yanıtı beklerken gübre ve mazot desteği tebliğinde de önemli bir değişiklik yapıldı. Bu değişiklik pek çok çiftçiyi yakından ilgilendiriyor. Çünkü, tarımsal desteklerden en yaygın olanı kimyevi gübre ve mazot desteğidir. Bu iki destekten yararlanmak için çiftçiler her 50 dekar için bir toprak analizi yaptırmak zorunda. 50 dekarın altındaki tarım arazisi için toprak analizi şartı yok.
2009 üretim yılı için 2010 bütçesinden tarıma toplam 5.6 milyar lira destek ödemesi yapılacak. Bunun yaklaşık 1.5 milyar lirası kimyevi gübre, mazot ve toprak analizi desteği olarak ödenecek. Tarım ve Köyişleri Bakanı Mehdi Eker, gübre ve mazot desteğinin bu ay ödeneceğini açıkladı. Fakat, uygulama tebliğinde yapılan değişiklik ödemelerin gecikmesine yönelik bir manevraya işaret ediyor.
Tarım ve Köyişleri Bakanlığı’nın Resmi Gazete’nin 8 Mayıs 2009 tarihli sayısında yayınlanan “Çiftçi Kayıt Sistemine Dahil Olan Çiftçilere Mazot ve Kimyevi Gübre ve Toprak Analizi Destekleme Ödemesi Yapılmasına Dair Tebliğ” de mazot ve kimyevi gübre desteğinden yararlanacak çiftçiler için son başvuru tarihi 4 Aralık 2009 olarak belirlendi.
Çiftçiler buna göre toprak analizi yaptırdı. Evraklarını tamamlayarak başvurularını yaptı. Ödemelerle ilgili listeler askıya çıktı. İtirazlar yapıldı ve destek almaya hak kazananlar belirlendi. Tam da desteği alacakları zaman tebliğde değişiklik yapıldı. 16 Şubat 2010 tarihli Resmi Gazete’de yayınlanan değişikliğe göre gübre, mazot ve toprak analizi desteği için son başvuru tarihi 12 Mart 2010’a kadar uzatıldı.
Bu uzatma, süresi içinde başvuramayan çiftçilere ek süre tanıyacaksa olumlu bir değişiklik olarak değerlendirilebilir. Fakat, konuştuğumuz çiftçilerin büyük bölümü, bakanlığın süre uzatımını destekleri geciktirmek için yaptığını düşünüyor.
Gübre fiyatlarındaki hızlı artışa müdahale edemeyen hükümetin, en azından gübre ve mazot desteğini biran önce ödemesi gerekiyor. Aksi taktirde çiftçi üretim yapamayacak. Kaldı ki, gübre fiyatlarındaki artış nedeniyle verilecek destek doğrudan gübre üreticilerinin cebine girecek. Gübre örneğinde olduğu gibi tarım desteklerinin çoğu çiftçiye değil girdi üretenlere
yapılıyor.
Bu makale ile ilgili yapılan yorumlar
BUNA TİLKİ KURNAZLIGI DENİR TEK KELIMEYLE.ŞUBAT SONUNDA ÖDEME BEKLERKEN HÜKÜMETİN BU AYAK OYUNU ÇİFTÇİYİ PERİŞAN EDECEK.KARDEŞİM DESTEGİ GECIKTIRMEK MI İSTIYORSUN.ÇIK SÖYLE.DESTEKLEMELERI BİR AY GECİKTIRDIK .ZATEN BU MİLLET HERŞEYE LAYIK.ÇİFTÇİ İYİ DEGİL AMA SANKİ HERŞEY YOLUNDA GİBİ SUSUYOR HERKES.
bu hükümet kadar çiftçiyi ezen politika zayıflığı hiç bir hükümette ve ecevit hükümetinde bile olmadı.soralım bakalım hükümete elektirik borçları bir gün bekliyormu hemen faizi alırlar şimdide özelleştirdiniz alamadığı faturayı hemen icraya veriyorlar hem icra masrafını alıyor avukatta toplam borçtan %12 parasını alıyor nasıl bir adalet bu…
2009 yılına oranla gübre ortalama %40 mazot ortalama %20 artmışken destek aynı kaldikça ister erken açıkla ister geç açıkla ister hiç verme var mı bir önemi sizce?
ordu milletvekili Hilmi Gürel Ordu çiftçilerine ocak ayında fındık desteği ödenecek diye gazetenin birinde demecini gördüm.çok sevindim borçlarımın ödeyeceğime svindim ama daha sonra tarım bakanının ağzından mart ayında ödeneceğini duydum adeta yıkıldım. çünkü mart ayında alacağım para piyasaya olan borçlarımın faizini dahi karşılamayacak yine tarım bakanının kendisi mazot ve gübre desteğinin ikinci ayda verileceğini söyledi ikinci ayın 19 oldu hala verilmedi hiç olmazsa okula giden öğrencilere harçlık yapardık ama oda yok… ne yapalım kader…
Gübresini üretemeyen bir memlekette tarım yapılırmı,yıllardır nedir bu çektiğimiz,hükümetlerin bize çevirdiği tiyatrolar tereyağından kıl çeker gibi yaptıklarını sanıyorlar.çiftçiler köylerine mahkum edilmiş,hiç bir yere kıpırdayamaz,dünya yüzü görmememiş,büyük şehirledeki hayat,onların neyine,kölelik et yetiştir,işçide üretsin işlesin,devletde memuruyla bürokrasisi ile,faiziyle cirit atarak yesin.Bize öedenecek dalga geçilen destekler hükümetin popilist politikarına göre açıklanır,düşürülür,canı isterse öder.Memurun maaşını geciktirse ya.Bizim elektrimizi keserler,suyumuzu keserler faiz işletetirler,bu nasıl adalet,burası dünyanın neresi Ugandamı acaba.Bıktık çiftçilikten açlık,susuzluk yoksulluk ,mö gibi yaşamak,yeter bu kölelik.
Gübre desteklerindeki ödemelerin gecikmesi ve fahiş fiyat artışları karşısında çiftçilerimizin çoğu gübresiz tarım yapmak zorunda kalmakta ve sonuçta büyük rekolte kayıpları sonucu bir çok ürünü ülke dışından ithal etmek zorunda kalmaktayız. Çiftçilerimiz, uğramış oldukları bu kayıplar sonucu borçlarını ödeyemedikleri için hem traktörünü, hem de o traktör için ipotek verdiği tarlasını kaybetmektedir. Hem aç, hem dağ gibi borçla başbaşa bıraktığımız bu insanlardan esirgediğimiz destekleri ürün ithalatı yaptığımız ülke üreticilerine büyük bir şevk ödemekteyiz. Hangisini sayalım ki ithal etmediğimiz bitkisel ve hayvansal ürün kaldımı? Bu kadar yanlış bir araya geliyorsa buna tesadüf demek yanlış olur. Bu sonucun adı gaflet ya da dalalet değil resmen ihanettir. Türkiye Cumhuriyetini rüyada görüyor da yoksa Osmanlı Cumhuriyetinde mi yaşamaktayız?… Görmekte olduğumuz kabustan sırıl sıklam ter olmuşuz. Ne olur birileri bizi bu berbat rüyadan tez zamanda uyandırsın.
çitçiler ölüyor, can çekişiyor. Sanki köylü kalmış gibi. Yazın iki ay köye gidiyorum. Köyde inek bir evde var. Tavuk iki evde. Tarladan otu kesiyorum gel al diyorum almıyor, çarşıdan saman alıyor. Yaşantısı aynen şehirli çoğunun yıllık geliri devlet memurunun yıllık gelirine denk veya fazla. Ama sabit masrafları memurdan az. Ama yinede ağlıyorlar