Fındık ihracatçılarının telaşı…

Bu makalede ele alınan konular hakkında hızlı bir genel bakış.

Fındık ihracatçılarının telaşı…

06 Ekim 2009

·

Ali Ekber Yıldırım

·

Köşe Yazısı

Güncelleme: Eki 6, 2009

Fındık ihracatçıları şu sıralar çok telaşlı. Yanlış hesap yapmanın, kaybetmenin üzüntüsünü yaşıyorlar. Sezon başında fındık rekoltesinin 600 bin ton olacağını ilan ettiler. Fındığı üreticiden 2-3 liradan alacaklarını hesaplayarak alivre satış yaptılar. Fındık rekoltesinin 400 bin ton olduğu anlaşılınca fiyat 5 liraya çıktı. 
Düşük fiyatla alivre satış yapanlar çok büyük zararda. Şimdi gizli kapaklı görüşmelerle devletin piyasaya müdahale etmesini, Toprak Mahsulleri Ofisi deposundaki geçmiş yıllara ait fındığın satılmasını istiyorlar. Kamuoyuna ise, “biz serbest piyasadan yanayız, müdahale istemiyoruz” imajı vermeye çalışıyorlar.
İhracatçıların görüşlerini bu dönemin sözcülüğünü üstlenen Ali Haydar Gören yapıyor. Geçmişte bu görevi Sabit Sabır, Cüneyd Zapsu, Ufuk Özongun başarıyla yapmıştı.
Ali Haydar Gören’i yıllardır tanıyoruz. Fındık konusunda farklı düşünüyoruz. Ama, bu tartışmamızı engelleyen bir durum değil. Gören,  fındıkla ilgili her organizasyonda var. İstanbul Fındık İhracatçıları Birliği, Fındık Tanıtım Grubu, Ulusal Fındık Konseyi ve daha bir çok kuruluşta etkin olarak görev yapıyor. 
Gören, bu kadar yoğun görevi arasında medyada sık sık yer alan, fındıkla ilgili sektörün görüşlerini açıklayan bir ihracatçı. Arkasında güçlü bir iletişim grubu da var. Her fırsatta gazetecilerle bir araya geliyor. Bölge toplantılarına katılıyor. Sorularını da yanıtlarını da kendisinin hazırladığı röportajlar yayınlatıyor. 
Son olarak 5 Ekim tarihli Referans Gazetesi’nde bizimde adımızı anarak “Fındıkta neler oluyor” başlıklı bir köşe yazısı yazdı.
Yazıda, 29 Eylül tarihli DÜNYA Gazetesi’nde yayınlanan “Fındıkta serbest piyasa” başlıklı yazımızı eleştiriyor. Özetle, artan fındık fiyatlarına müdahale edilmesi, Toprak Mahsulleri Ofisi’nin fındık satması için Ankara’ya gitmediklerini, Tarım ve Köyişleri Bakanı Mehdi Eker ile görüşmediklerini ve serbest piyasadan yana olduklarını savunuyor.
Biz yazımızda Tarım ve Köyişleri Bakanı ile görüştüklerini yazmadık. 29 Eylül’de görüşeceklerini yazdık. Kaldı ki, o gün fındık ihracatçıları Ankara’daydı. Hem bizim yazımız hem de Ordu ve Giresun başta olmak üzere Karadeniz Bölgesi’ndeki ziraat odalarının tepkisi üzerine ihracatçılar Tarım Bakanı ile görüşmediler. Görüşme konusunda aralarında ciddi tartışmalar da yaşandı. Bazı ihracatçılar “fındıkta serbest piyasayı biz istedik, bakandan müdahale etmesini istemek doğru olmaz” dedi. Bir kısmı da alivre satışların verdiği zararın etkisi ile görüşmek istedi. Fakat görüşme gerçekleşmedi. Bu oyun ortaya çıkınca, ihracatçılar, Avrupa Birliği yetkilileri ile yapılacak “Fındık Danışma Toplantısı” için Ankara’da olduklarını söyledi.
Avrupa Birliği yetkilileri ile 2 Ekim’de yapılan ve Tarım Bakanlığı, Hazine, Sanayi ve Ticaret Bakanlığı, Toprak Mahsulleri Ofisi yetkililerinin katıldığı danışma toplantısı da  yapılan lobi çalışmalarının bir parçası. Yakın zamanda Avrupa Birliği yetkilileri “çikolata üreticilerimiz zorda, piyasaya müdahale edilsin” diye açıklama yaparsa kimse şaşırmasın.
Yazdığımız gibi 29 Eylül’de ihracatçılar Ankara’daydı. Kendi aralarında bakan ile görüşme konusunda tartışma da yaşandı. Fakat görüşme olmadı. Dikkat çekici bir gelişme oldu. Anadolu Ajansı o gün bir haber geçti. Spekülatif amaçlı yapılan bu haberin içinde haber kaynağı yoktu. Kaynak olarak “yetkililer” yazıldı. O “yetkililer”, TMO’nun fındığa müdahale edeceğini söylüyordu. Fiyat artışının ihracatı olumsuz etkilediğini, ihracatın geçen yıla göre azaldığını söylüyordu. Bu haberin o gün yazılması bir tesadüf müydü? Yoksa haberin kaynağı olan “yetkililer” o gün Ankara’da olanlar mıydı?
Ali Haydar Gören, yazısında ve gazetecilere gönderdiği basın bültenlerinde serbest piyasadan yana olduklarını ve piyasaya müdahale edilmesi yönünde bir istekleri olmadığını da söylüyor.
29 Eylül 2009 tarihli Dünya Gazetesi’nin 12. sayfasında yer alan (bizim yazımızla aynı gün) haberin başlığı aynen şöyleydi: “ Ali Haydar Gören: “Fındık arzı yetersiz, TMO piyasaya fındık vermeli.” Müdahale talebi için daha fazla söze ve kanıta gerek var mı? 
Bütün bunlar bir yana. 5 Ekim tarihli gazetelerde Fındık Tanıtım Grubu’nun yarım sayfa bir ilanı yayınlandı. İlanda  Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Tarım Bakanı Mehdi Eker ve bakanlık bürokrasisine, bölge milletvekillerine ve Dış Ticaretten Sorumlu Devlet Bakanı Zafer Çağlayan’a teşekkür ediliyor. Buna kimsenin itirazı yok. Herkes ilan vererek birilerine teşekkür edebilir. Fakat ilanda ciddi bir tehdit var. Fındık fiyatı 3 liraya düştüğü zaman kimse sesini çıkarmasın, kimse şikayet etmesin, devletin müdahale etmesi istenmesin  tehdidi var. Asıl görevi yurt dışında fındığı tanıtmak olan ve devletin kaynaklarını kullanan Fındık Tanıtım Grubu bu tehdidi savuruyor.
Özetle, fındık ihracatçıları sezon başında yanlış hesap yapmanın faturasını ülkeye ödetmeye çalışıyor. Tarım Bakanlığı bugüne kadar baskılara boyun eğmedi. Dileriz bu dik duruşunu sonuna kadar sürdürür.
Serbest piyasaya gelince, fındık fiyatı 100 lira da olsa, yeni fındık stratejisi ile getirilen ve adına serbest piyasa denilen sistem, uzun vadede ülkeye, fındık üreticisine, ihracatçıya zarar verecek bir sistemdir. Dünyanın en liberal ülkesinde bile tarımda devlet desteği ve müdahalesi vardır. Vahşi bir piyasa düzeni asla kabul edilemez.

Bu makale ile ilgili yapılan yorumlar

  1. osman çakmak 6 Ekim 2009 - 01:27 - Yanıtla

    sayın yıldırım sizleri yakından takip eden biri olarak her zamanki gibi bu yazınızda büyük ses gedirmiştir. lakin ben bazı ihracatcı arkadaşların sayın tarım bakanı ile görüşmemiş olsa bile yeni o bakanlığa bağlı müsteşarlarla görüşdükleri düşüncesindeyim zaten ya bakan yada müşteşar aralarında ne fark var ki önemli olan neden ve niçindir.fındık sorunun bence herkesin kendi menfaetleri için konuşdukları ve kendi firmaları için hazırladıkları rapor ve görüşler içermesidir bugün bakınız fındıkla ilgili raporları hazırlayan kurumların içlerinde aynı insanlar ve aynı firmaları temsil edenler vardır hal böyle oluncada raporlarda görüşlerde aynı oluyor malesef..

    saygılarımla

  2. Öğr.Grv.Dr.Mümtaz Kibar 6 Ekim 2009 - 02:50 - Yanıtla

    SAYIN AEY ,
    fındık ve diğer tarım ürünlerindeki değerlendirmelerinize içten katılıyoruz.Elbette devlet stratejik bir ürün olan fındığı desteklemek durumunda olup , başta üreticiyi olmak üzere ihracatcıyı da kollamak durumundadır ,ancak en son fındıktaki gelişmeler son sistemin işlemediğini ortaya koymuştur.Serbest piyasa şartlarından bu yılın fındık azlığında etkilenen ihracatcılar gözlerini TMO nun stoklarına cevirmişlerdir.Yapılan alan desteği üretici yerine Fiskobirliğe yapılsa idi yılların üretici kuruluşu kurtulmuş olacak üretici değerinden fındık satacak ve hatta tüccara gerekli olan fındık sağlanmış olacaktı.Böyle bir uygulamadan Türkiye kazanacaktı.Önümüzdeki yıl fındıkta var yılı ve şunu kesinlikle söylemeliyim,önümüzdeki yıl bu fiyatlar 2 liranın dahi altına inecektir,o zaman üreticinin hali ne olacaktır,ihracatcı mı kurtacaktır üreticiyi,mevcut sistem hem ihracatcı hem de üretici için kesinlikle faydalı değildir.Oysa devlet gerek TMO ve gerekse FKB ile hem üretici ve hem de ihracatcıyı üzmeden piyasayı dengeleyebilirdi.200 ya da 300 bin ton bazı yıllarda üretim fazlası olan fındık devlet tarafından desteklenebilseydi fiyat istikrarı sağlanır ve her sektör önünü görebilirdi.Mevcut yapılanma şimdi olduğu gibi gelecek yıllardada bir çok soruna gebedir.Türkiye tekrar ediyorum bırakın 500 bin ton fındığı,bunun iki katını dünyaya yedirmenin yollarını bulmalıdır.Dünya piyasasınada fiyat konusunda güvence vermelidir.Yoksa mevcut koşullarda bir belirsizlik ortamı her yıl yaşanacak özellikle bu durum İthalatcı firmaların önünü görmesini engelleyecektir.Fiyat istikrarsızlığı aynı zaman da yurdumuzdaki ihracatcı ve üretici etkileşiminide olumsuz yönde etkiliyecektir.Mevcut sistem altta kalanın canı çıksın sistemidir,bu sistemden üretici zarar gördüğü gibi bir çok tüccarda yok olma noktasına gelecek ve verilen sözler tutulamıyacaktır.
    Saygılarımla ,
    Mümtaz Kibar
    Ankara Üniversitesi,
    Öğr.Grv.

  3. ahmet recai sönmez 6 Ekim 2009 - 08:51 - Yanıtla

    Sayın Yıldırım sizi bu yazınız ve fındık ile ilgili yazdığınız yazılardan dolayı kutluyorum hiç bir şey bilmeyen birisi yazdığınız yazıları okuyunca bu oyunların nasıl oynandığını kimlerin başrol kimlerin figüran olduğunu anlayabiliyor.Alivreciler şu anda zarar ediyorlar ama bunlar çok kızdıklarında fkb ye ne yaptıklarını gördük adam açık açık tehdit de ediyor arkasında kimin olduğu gayet açıktır tabiki cüneyt zapsu onun için yapılacak iş kamuoyu çokça bilgilendirilecek sadece siz değil birçok basın kuruluşu bu işin üstüne gidip tmo nun fındık satışının engellenmesini sağlamaktır.Size bir kez daha teşekkür ediyorum.Satış engellenirse en azından ocak ayına kadar problem görülenler kendi kendine çözülecektir saygılar.

  4. Çetin ÇELİK 9 Ekim 2009 - 07:00 - Yanıtla

    Saygı Değer Yıldırım,
    Yazmaya başlamadan önce,fındık ile ilgili yazmış olduklarından dolayı sana teşekkür ederim.Ben fındık üreticisi olarak devletin sağduyulu davranıp artık fındıkçıları üzecek bir şey yapacağını sanmıyorum.İhracatcı arkadaşları allahım bildiği gibi yapsın.Bir çok gariban iki kuruşa muhtaç vatandaşın fındığını geçen yıl yok parasına alıp,onları zor durumda bırakırken hiç biri tarım bakanına selam bile vermiyodu.Acaba şimdi ne olduda bakanın yanında dolaşıyorlar.Anladığım kadarıyla fındık üreten kardeşlerimizin alacak olduğu iki kuruşada göz diktiler.Allahım gözlerini doyurur inşallah.Herkese selamlar…

Fındık: İlişkili Diğer Makaleler

En Son Yayınlanan Makaleler