Bu makalede ele alınan konular hakkında hızlı bir genel bakış.
Adana Seyhan’dan okurumuz Sercan Şaşmaz’ dan gelen e-posta mesajı aynen şöyle: “Adana Seyhan’da çiftçilik yapıyoruz. Mısırları hasat ettik. Fiyat sadece nişastacılar tarafından açıklandı ve o da hiç mi hiç tatmin edici değil. Geçen senenin bile altında. Devletten ses seda yok. Bi umut sizden bi haber bekledik mısırla ilgili. Sizden de ses seda yok. Herhangi bi yazınız yok mısırla ilgili.”
Devletten ses seda çıkmayınca, yazardan bi umut beklemek, bir yazı beklemek bir yönü ile gurur verici. Yazdıklarımızın ne kadar etkili olduğunu göstermesi, birilerini harekete geçirdiğini ve üreticinin sorunlarını çözmeye yönelik umudu taşıdığını bilmek gurur verici. Fakat bir yönüyle de üzüntü verici.
Tarım politikalarının eksikliğini, çok önceden alınması gereken önlemlerin, ancak medyanın dürtüklemesi ile alındığını bilmek çok üzüntü verici.
Türkiye’nin mısır üretimi, tüketimi, dış ticareti belli. Uygulanacak politikanın da ana hatları ile çok önceden belli olması gerekmez mi? Üreticinin devletten beklediği ses budur. Uygulanacak politikadır.
Sercan Şaşmaz’ ın da yazdığı gibi mısır hasadı başladı. Toprak Mahsulleri Ofisi(TMO) henüz fiyat açıklamadı. Fakat, basın açıklaması yaptı.29 Ağustos’ta yapılan basın açıklamasında taahütname karşılığında mısır alımları yapılacağı ilan edildi. Açıklamada üretimin geçen yıl olduğu gibi 4 milyon 250 bin ton seviyelerinde beklendiği ve piyasaların yakından takip edildiği belirtildikten sonra şu görüşlere yer verildi:
“Hasatın henüz yoğunlaşmadığı mevcut durumda, TMO politikaları son şeklini alıncaya kadar üretici, tüccar ve sanayicilerin depo ihtiyaçlarının karşılanması amacıyla, 31 Ağustos 2009 tarihinden itibaren taahhütname karşılığı alımlara başlanacaktır .
Bu kapsamda, taahhütname karşılığı ürünlerini TMO’ya bırakan vatandaşlarımızdan ;
– Üreticiler, müdahale alım fiyatları açıklanması durumunda ürünlerini, TMO’ya satabilecekler, geri çekebilecekler veya depo kira ücreti ödemeksizin ÇKS(Çiftçi Kayıt Sistemi) belgesinde belirtilen miktarı emanet alım uygulamasına dönüştürebileceklerdir.
– Tüccar ve sanayiciler ise, müdahale alım fiyatları açıklandıktan sonra ürünlerini, cüzi depo kira ücreti karşılığı emanete dönüştürebilecekler veya geri çekebileceklerdir.
TMO, 2009 yılına yönelik tüm hazırlıklarını tamamlamış ve piyasaları yakından takip etmekte olup gerektiğinde piyasalara müdahale etmeye devam edecektir.
Bu sebeple üreticilerimizin; ürünlerini pazara çıkarmakta acele etmemeleri, depolama imkanları bulunmuyor ise, ürünlerini taahhütname karşılığı TMO depolarına bırakmaları ve piyasadaki gelişmeleri takip ederek ürünlerini değerlendirmeleri menfaatlerine olacaktır.”
Bu açıklamanın üzerinden 10 gün geçti. Mısır alım fiyatı 37 kuruşla geçen yılın çok gerisinde. Hatta son üç yılın en alt seviyesinde. “2009 yılına yönelik tüm hazırlıklarını yaptığını ve gerektiğinde piyasaya müdahale edeceğini” açıklayan TMO’nun mısır fiyatı açıklayıp açıklamayacağı henüz belli değil. Piyasaya müdahale için fiyatın daha ne kadar düşmesi gerekiyor?
Geçen yıla göre mısırda üretim artışı yok. Uluslararası Tahıl Konseyi verilerine göre dünyada tüketim artışı bekleniyor. Fakat bu ortamda Türkiye’de mısır fiyatı düşüyor.
Mısır fiyatı neden düşüyor?
1- TMO, fiyat açıklamadığı, piyasada etkin olarak yer almadığı ve piyasa bir kaç firmanın insafına bırakıldığı için fiyat düşüyor. TMO, 2006 ve 2007’de de fiyat açıklamadı. Fakat o yıllarda özellikle 2007’de kuraklığın etkisi ile üretim düşük olduğu için fiyat açıklanmasına ihtiyaç olmadı. Geçen yıl TMO, mısırın kilosuna 43 kuruş fiyat açıkladı ve 4 kuruşta destekleme primi verildi. Şimdi fiyat bunun çok gerisinde, piyasaya müdahale için ne bekleniyor?
2- Geçen yıl üretim tahmini iyi yapılmadığı için ve ihtiyaç olmamasına rağmen TMO, mısır ithal etti. İthal edilen mısır bu sezon öncesinde satışa sunuldu. Dahilde işleme rejimi kapsamında mısır satışı sürüyor. TMO mısır satarak tüccarın, sanayicinin elini rahatlatınca, onlar da alımlarda gevşek davranıyor. Düşük fiyat veriyor.
3- Biyoetanol artığı olan DDGS ve mısır nişastası artığı mısır grizi ithalatı hasat döneminde bile devam ediyor. Geçen yıl 1 milyon ton bu yılın ilk altı ayında 320 bin ton DDGS ve mısır grizi ithal edildi. Bu ürünler yem sanayinde kullanılıyor. Mısır üretiminin yüzde 75-80’nin yem sanayinde değerlendirildiği düşünüldüğünde devam eden bu ithalat mısırın fiyatını düşürüyor.
Daha bir çok neden sayılabilir. Fakat, TMO’nun piyasada etkin olmadığı bir ortamda spekülatörler iş başında, fiyatı düşürüyorlar.
Adana Tahıl Üreticileri Birliği Başkanı Nur Özkan’ın hesaplamalarına göre, 42.6 kuruş maliyeti olan mısır, üretici karı eklenince en az 51 kuruştan satılması gerekirken, serbest piyasada 37-38 kuruştan satılıyor.
Girdi maliyetleri artarken, mısır fiyatının düştüğü bu ortamda üreticinin mısır üretimine devam etmesi mümkün mü?
Bu makale ile ilgili yapılan yorumlar
Türkiyede üretim planlaması yok, doğru. Bir de planlasan ne olacak. Yılın ülkemizde ve dünyada nasıl geleceğini önceden ne kadar kestirebiliriz ki? Ancak beklentiler doğrultusunda ekim alanları azaltılıp çoğaltılabilir.
İşler iyi gittimi üretici kendinden bilir, iyi giştmedimi nerde devlet nerde hükümet?
Ekmeden önce kaç çiftçi bu işi bilen uzmanlardan, kurumlardan görüş alır, sorar soruşturur. Çok azı. Peki çiftçi örgütleri ne yapar? Felaket tellallığı. Onlar üreticiyi yönlendirse, bilgilendirse, gerekeni yapsa, yardımcı olsa. Anlaşılır gibi değil.
Bu tarımsal alt yapı ve umursamazlıklarla daha onlarca yıl benzer konuları konuşacağız. İyimser olmak işin tabiatına aykırı.
Manisa’da Mısır hasadı 1-15 Ekim arasında başlayacak.Ancak Adana’dan gelen haberler bizleri de tedirgin etmekte.Mısır rekoltesinin geçen seneye oranla en az %15-20 daralacağini düşünüyorum zira ekiliş alanları bu sene azalmiş çiftçilerimiz buğday a yönelmiştir.Geçen sene yağmurun bol olması sebebi ile 2.ürünler de büyük hayal kırıklığı yaşanınca bu sene 2.ürün mısır da ekilmemiştir.Üretimin az olduğu verimin yağmur sebebi ile verimi etkileyeceği böyle bir sene de en az 450 ykr/kg fiyat umarken 370 ykr/lik bir fiyat bizi şimdiden mısır a küstürmüştür!
Mailimi dikkate aldığınız için çok teşekkür ederim yaklaşık 1 buçuk yıldır yazılarınızı takip ediyorum ve gerçekten sorunları çözmeye yönelik buluyorum. Bugün yazınızı okuyunca sizin tarafınızdan bu mesleğin ve bu sektörün önemsendiğini dahada iyi anladım.. Az önce bir açıklama yapıldı ve mısırın tmo tarafından alım fiyatı 0.45 krs/kg pirim ise 0.4krs oldugu bildirildi seyhan ziraat odası tarafından gerekli kesintiler çıkıldıktan sonra mutlaka buda tatmin edici olmıycaktır fakat bahsettigimiz 37 38 kuruştan daha iyi oldugu kesin..İyi Çalışmalar
Tam yazının yayınlandığı günün akşamında TMO’nun Mısır Müdahale Fiyatlarını açıklaması bir tesadüf mü?
SAYIN HASAN ZEBİRLİ KARDEŞİME KISMEN KATILIYORUM AMA ÜRETİM PLANLAMASINDAN HERKES ÇİFTÇİYİ SORUMLU TUTAR.ÇİFTÇİ KARDEŞLERİM İYİ BİLİR SON YILLARDA HANGİ ÜRÜNÜN MALİYETİ DÜŞÜKSE İNSANLAR MECBUREN ONA YÖNELMEK ZORUNDA KALDILAR.BU ARADA İTHALATÇILARI KİMSE ELEŞTİRMEZ.ONLAR ARZ TALEP GÖZETMEKSİZİN KENDİLERİNE TANINAN OPOSİYONLARI ÇOK İYİ ZAMANINDA KULLANIRLAR.ALAN MEMNUN SATAN MEMNUN KİME NEKİ ÇİFTÇİ KIŞA BEŞ PARASIZ GİRECEK. ÖRNEK: 3 TON 20.20.0 GÜBRESİNE 4980 TL ÖDEDİM. AYNI GÜBRENİN ŞUAN TONU 475 TL. BU FARK KİMLERİN CEBİNE GİTTİ.TARLADA TERLEMEDEN HANGİ KAPALI KAPILAR ARDINDA NE OYUNLAR OYNANDI. SEVGİLİ KARDEŞİM PLANLAMA DİYOR GÖRÜNDÜĞÜ GİBİ BRÜKRATLARIMIZ ÇİFTÇİYİ ÇOK İYİ PLANLIYORLAR. SAYGILARIMLA
selamlar çiftçi meslektaşlarım;
ben osmaniye de çiftçilik yapan bir meslektaşınızım.Ürünlerimizi pazarlarken yaşadığımız sıkıntının temelinde üreticilerin örgütlü tepkiyi koymadaki pasifliğidir.Gerek Avrupa da Gerekse ABD de üreticiler,ülkelerindeki en örgütlü,en dinamik,en ses getiren meslek gruplarının başında gelmekte,oysaki bizler burada öylemiyiz,kanaatkar,şükürcü ve teslimiyetçi bir ruh halinde kendi haklarımızı savunmaktan vazgeçmişiz.Bizlerin haklarını savunmak görevini ilke edinmiş olması gereken Ziraat Odaları ise sırça köşklerinden aşağıya inipte üreticinin sorunlarını dinlemek,bu sorunları dile getirmek yerine önlerindeki oda seçimlerini kazasız belasız atlatmak için kafa kol ilişkileri ile koltuklarını korumayı amaçlıyorlar.Durum böyle oluncada nişasta fabrikaları için bulunmaz yemler oluyoruz.
saygılarımla