Bu makalede ele alınan konular hakkında hızlı bir genel bakış.
Son yıllarda zeytinciliğe ilgi duyanların sayısı arttı. Türkiye’nin zeytin ağacı varlığı 90 milyondan 150 milyona ulaştı. Bu artışta Tarım ve Köyişleri Bakanlığı’nın zeytin dikenlere verdiği desteğin büyük payı var. Desteklerle, Ege, Antakya, Adana, Mersin, Gaziantep’te zeytinciliğe büyük yatırımlar yapıldı.
Verilen desteklerden, dikilen zeytin çeşidine kadar pek çok konuda ciddi hatalar da yapıldı. Bu hatalara rağmen Tarım Bakanlığı, zeytinciliği geliştirme konusunda ciddi adımlar attı. Sektör yeni adımların atılmasını beklerken, iktidar partisinin “zeytin sevmez” 3 milletvekili bütün bu olumlu gelişmeleri tersine çevirecek bir çabanın içine girdi.
Türkiye Büyük Millet Meclisi(TBMM) Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonu Başkanı Kütahya Milletvekili Soner Aksoy, Tarım, Orman ve Köyişleri Komisyonu Başkanı Adana Milletvekili Vahit Kirişçi ve Çevre Komisyonu Başkanı Ankara Milletvekili Haluk Özdalga bir araya geldi ve bir yasa değişikliği teklifi hazırladı.
Üç milletvekilinin hazırladığı teklif “Zeytinciliğin Islahı ve Yabanilerinin Aşılattırılması Yasası”nda değişiklik yapılmasını öngörüyor. Teklif, AKP Grubu’nda onaylandı ve 3 Temmuz’da TBMM Başkanlığına sunuldu.
Teklif kabul edilir ve yasalaşırsa ne olacak?
1- Zeytincilik Yasası’nın öngördüğü “zeytin sahaları içinde ve bu sahalara en az 3 kilometre mesafede zeytinliklerin bitkisel gelişimini ve çoğalmalarını engelleyecek tesis yapılamayacak ve işletilemeyecek” hükmü kaldırılacak. Zeytinlik sahalarında Tarım Bakanlığı’nın izni ile tarıma dayalı sanayi tesisi ve yenilenebilir enerji üretim tesisleri kurulacak.
2- Belediye sınırları içinde kalan zeytinlik alanların daraltılamayacağı hükmü de kalkacak, belediyelere zeytinlik alanları ranta açma olanağı sağlanacak.
Bu değişiklikle yasa delinecek ve son yıllarda hızla gelişen zeytinciliğe büyük bir darbe vurulacak. Hatırlanacağı üzere, daha önce madenciler de benzer girişimlerde bulundu. Bu girişimler Anayasa Mahkemesi ve Danıştay’dan döndü.
Zeytincilik Yasası’nı delme girişimleri bundan sonra da olacaktır. Çünkü, zeytini sevmeyen bir zihniyet var. Zeytinlik alanları sanayiye, turizme, madenciliğe, inşaat sektörüne açmak için fırsat kolluyor. Bu zihniyetin çabalarını boşa çıkarmak, engellemek için, zeytincilerin de en az onlar kadar uyanık olması ve bu tür tehlikelere karşı güç birliği içinde olması gerekiyor.
Ulusal Zeytin ve Zeytinyağı Konseyi Yönetim Kurulu Üyesi Murat Narin, bu teklifin TBMM’de kabul edilmemesi için Körfez bölgesindeki üreticileri, bölge milletvekillerini harekete geçirmek için yoğun çaba gösteriyor.
Yasa değişikliği teklifine karşı çıkanlardan biri de CHP İzmir Milletvekili ve TBMM Tarım Komisyonu Üyesi Selçuk Ayhan. Tarım konularında üreticiden, ülkenin değerlerinden yana tavır alan Selçuk Ayhan, basın açıklaması ile konuya dikkat çekti ve herkesi zeytinciliğe sahip çıkmaya çağırdı.
Zeytincilik sektörünün gündemindeki bir başka önemli konu ise, Uluslararası Zeytinyağı Konseyi(UZK) üyeliği. Türkiye 1963’te üye olduğu UZK’ dan 1998’de dönemin siyasetçileri ve bürokratlarının hatası sonucunda ayrıldı. Büyük tartışmalara neden olan bu ayrılık sektöre zarar verdi. Türkiye’nin konseye yeniden üye olması için çalışmalar sürdürülüyor.
Ulusal Zeytin ve Zeytinyağı Konseyi, Tarım ve Köyişleri Bakanlığı’nın da desteği ile üyelik için yoğun çaba gösteriyor. Üyelik için gerekli olan ön anlaşmayı sağlayacak yasa tasarısı Tarım ve Köyişleri Bakanlığı tarafından TBMM’ne sunuldu.
Sonbaharda UZK’ nın dönem toplantısı var. UZK da yeni bir yapılanmaya gidiyor. Bu nedenle gerekli yasal düzenlemelerin tamamlanarak Türkiye’nin üyeliği sonbahar toplantısında gerçekleşirse çok daha avantajlı bir konuma sahip olacak. Bunu başaramazsa uzun bir süreci beklemek zorunda kalabilir.
Türkiye, bir yandan İspanya’dan sonra dünyanın ikinci büyük zeytinyağı üreticisi olmak için her yere zeytin dikiyor. Diğer tarafta zeytini sevmeyen zihniyet, zeytinlikleri ranta, sanayiye, inşaata peşkeş çekmeye çalışıyor. Yüz yıllardır zeytini sevenler bu kutsal ağacı günümüze taşıdı. Umarız zeytinciler bu mirası gelecek kuşaklara taşımayı başarır.
Bu makale ile ilgili yapılan yorumlar
Ali Ekber Bey,
Türkiye’nin UZK da yer almaması son derece hatalı bir tutumdur. Dünyada 2.ci üretici pozisyonu hedef alan Türkiye malesef bahsettiğiniz gibi 500 bin USD aidatın Kürşat Tüzmen tarafından fazla bulunması nedeniyle 2000 den hemen önce UZK dan çıkmıştı. Tam Türk usulü bir davranış kalıp savaşmak yerine küstüm oynamıyorum diye terk etmek. Ben her türlü panelde UZK ya ne zaman tekrar gireceğiz diye sorduğumda karar alındı artık girmiş gözüyle bakabilirsiniz cevabı alıyorum ama halen giremedik.
Sizinle hep konuştuğumuz gibi üretilen hemen tüm ülkelerde zeytin koruma altında; lafta bizde de destekleniyor ama bir yandan destek olunurken masa altından da köstek yasaları çıkartma peşinde olan iktidarla sorunlar ne kadar çözülebilir ki?
Selamlar,
Sezai Madra