Rusya Devlet Başkanı'ndan tarım dersi…
Bu makalede ele alınan konular hakkında hızlı bir genel bakış.
Geçen Pazartesi, Radikal Gazetesi’nin yorum sayfasında “Tahıl pazarının gelişmesi” başlıklı bir yazı yayınlandı. Yazının içeriği kadar, yazarı da dikkat çekiciydi. Rusya Federasyonu Devlet Başkanı Dimitri Medvedev.
“Ananı da al git”, “gözünüzü toprak doyursun”, “bu millet yatıp kalkıp size mi çalışacak” diyerek her fırsatta çiftçisini azarlayan, tarımı “üvey evlat” görenler için bu yazı ders niteliğinde.
Yaklaşık 7 yıllık iktidarında olduğu gibi son teşvik paketinde de tarımı yok sayan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın, hububata maliyetinin altında fiyat açıklayan Tarım ve Köyişleri Bakanı Mehdi Eker’in, Hazine Müsteşarlığı’ndaki ‘tarım sevmez’ bürokratların, tarımı ekonominin sırtında yük görenlerin, tarımdan bir şey olmaz diyenlerin, Medvedev’in ders niteliğindeki yazısını okuması dileği ile köşemizin sınırları çerçevesinde kısaltarak yayınlıyoruz:
Tahıl pazarının gelişmesi
Rusya’da bizler antik zamanlardan bu yana ekmeğin ‘hayatın belkemiği’ olduğuna inanırız. Bu halk deyişi, tarım ve tahıl üretimi gibi alanlarda çalışan insanlığın büyük önemini yansıtmaktadır. Gıda tedariği hayatın ana kaynağı, gıda üretiminin düzeyi ise hayat standartlarının başlıca ölçüsüdür.
Bu bağlamda Rusya, ısrarla varlığını sürdüren akut küresel gıda krizinden ciddi endişe duyuyor. Bu krizin gelişmesine birkaç faktör katkıda bulundu; bunlar arasında dünya nüfusunun artması, değişen beslenme tarzları, biyoyakıt üretiminin geliştirilmesi, iklim değişikliği gibi birçok faktör sayılabilir.
Geçen ilkbaharda dünya pazarlarında gıda fiyatları yüzde 55 artarken, Asya’da pirinç fiyatları üç katına çıktı. Temel gıda ürünlerindeki fiyatlarının tavana vurması, gıda masraflarının ortalama yüzde 50 ila 90’ı teşkil ettiği yoksul ülkeleri çok kötü şekilde vurdu. Dünyada açlık düzeyi azalmıyor. Bugün yaklaşık 950 milyon insan kıtlığın pençesinde.
Bugün dikkatlerin ekonomik krize odaklanmış olması anlaşılabilir.
Ancak gıda pazarının sorunları ortadan kalkmış değil. Dahası krizden çıkış döneminde de bu sorunlar aciliyetini koruyor olacak. Bugün gıda ürünlerine yönelik küresel tüketici talebi ciddi ölçüde azaldı. Zengin ülkelerde tüketilen aylık gıdanın çeşidi azaldı ve ucuzladı. Yoksul ülkelerde ise açlık yükselişte.
Halihazırda tahıl talebinde keskin bir düşüş söz konusu, zira bir dizi gelişmekte olan ülkedeki sosyal ve ekonomik istikrarın merkezinde sürdürebilir tahıl tedariği ve tahıla ulaşım yatıyor. Uzmanlar 2030’a gelindiğinde küresel tahıl tüketiminin yüzde 30 ila 40 oranında artacağını tahmin ediyor. Bu da uluslararası toplumun yeni gıda krizi dalgalarına karşı güvende olmadığı anlamına geliyor.
Tahıl üretimi Rusya’nın geleneksel endüstrisi, bu yüzden bunun geliştirilmesi ekmek ürünlerinin bulunabilmesinin yanı sıra, çiftlik hayvanları üretiminin etkinliğini belirliyor.
Tahıl satışı gelirleri, tarımsal üreticilerin kârlarının ana payını oluşturuyor. Geçen yıl olumlu hava koşulları, ekilebilir toprakların yüksek doğal verimliliği ve devletin tarıma zamanında verdiği finans desteği, son yılların rekor tahıl üretimiyle (108.4 milyon ton) sonuçlandı. Rusya ekonomik gerileme döneminde bile bu politikayı takip etmeye kararlı.
Dünyanın büyük bölümünde ekilebilir toprakların genişlemesi olasılığının tükendiğine dikkat çekmek isterim. Bu arada Rusya toprak miktarı ve tarım alanlarının kalitesi bakımından lider ülke konumunda. Rusya sorumluluğunun farkında ve muazzam tarımsal potansiyelini kullanıp tahıl üretimini, diğer büyük tarım üreticileriyle birlikte, dünya nüfusunun önemli bir kısmı için gıda güvenliğini teminat altına alacak bir düzeye getirmeye kararlı.
Rusya (Doğu Kalkınma Koridoru için yapılacak olası düzenlemelerle) yeni Güneydoğu Asya pazarlarına girerek tahıl tedarikini genişletme niyetinde; işlenmiş tahıl ürünlerinin payını artırarak ihracat kalemlerimizi çeşitlendirmek istiyoruz. Tarımda üretim etkinliğini artırmak, yenilikler yapmak ve etkili tarım üreticilerinin toprağa ve sermayeye erişimi için uygun ortamı yaratmak yönünde ilave önlemler almaya hazırlanıyoruz. Doğal olarak önceliğimiz, yeniliklerin tarımda yaygın kullanımı.
Tarımsal üretim, ancak yeterli depolama ve nakliye altyapısı olduğu takdirde etkili olabilir. Bu yüzden yakın gelecek için en önemli görev, altyapı projelerine aktif destek sağlamaktır. Buna modernizasyon ve yeni depolama kapasitelerinin yaratılması, nakliye ağlarından, deniz ve nehir limanlarındaki gemiyle taşıma alanlarından oluşan nakliye sisteminin geliştirilmesi dahildir. Ülkemizde kurulan Birleşik Tahıl Şirketi, bu konuda da aktif devlet politikasını yürütmekle görevlendirildi. Tahıl pazarında diğer aktörler gibi çalışacaktır. Aynı zamanda müdahale operasyonlarını yürütmek, hükümetler arası anlaşmalar uyarınca tedarikleri sağlamak gibi belli devlet görevlerini de yerine getirecektir.
Bu makale ile ilgili yapılan yorumlar
DÜNYA ÜLKELERI TARIMA DESDEKLIYOR BIZ ISE KÖSTEKLIYORUZ
KÖSTEKLEMİYORLAR RESMEN KAZIK …… TARIMLA UĞRAŞANLARA
Neymiş;Demek ki tarım bugün ve gelecekte en önemli politika belirleyici araç olma özelliğini koruyacak. Neymiş;Demek ki tarım önemli bir-şey-miş.
Maalesef tarımın önemi ve ülkemizin hayatiyle bire bir ilişkisi, değil sayın Başbakan ilgili bakanlık tarafından dahi anlaşılmamıştır. Değeri anlaşıldığında ise çok geç kalınmış olacaktır.
Saygılarımla…
SAYIN YETKİLİLERDEN BEŞ YILLIK ÜRÜN PLANLAMASI VE BEŞ YILLIK DESTEK PROJESİ BEKLIYORUZ.TARIM GELECEK TE ÇOK ÖNEMLİ OLACAK AMA O ZAMAN BIZDE DE TARIM BITECEK.
ananızını alın gidin israil,amerika,fransa v.b ülkelerin çok uluslu şirketleri gelsin bre hey çiftçi müspetleri diyor hamdolsun başbakanımız
biz nasıl ülkeyiz anlayamadık türkiyede üvey evlatları tarım işlerinde çalışanlar neden kimse bizi anlamıyor yazık böyle politika olmaz olsun biz niçin çalışıyoruz ülkemiz için insanlarımız rahat etsinler diye ama hükümet bize üretim yapmayalım diye uraş veriyor ama artık sabır kalmadı güçümüz bitti biz biterse ülke biter bütün çarkın dişleri kırılır çalışmaz ve batacaktır yazık