Kaderini değiştiren iki köy; Vakıflı ve Fidanlı…

Bu makalede ele alınan konular hakkında hızlı bir genel bakış.

Kaderini değiştiren iki köy; Vakıflı ve Fidanlı…

14 Mayıs 2009

·

Ali Ekber Yıldırım

·

Köşe Yazısı

Güncelleme: Şub 22, 2024

Antakya’nın Samandağ ilçesine bağlı 31 köy var. Her köyün bir öyküsü, araştırmaya değer kültürel ve sosyal geçmişi var. Kimi köylerin tarihi yüzlerce yıl öncesine dayanıyor. Anadolu’da yaşanan ve bugün bile çokça tartışılan ortak geçmişimize tanıklık eden köyler bunlar. Bu köylerden bazıları yaptıkları tarımsal faaliyetlerle de ülke genelinde tanınıyor.
Bu köylerden ikisini yakından tanıma fırsatı bulduk. Tarımsal üretimle öne çıkan köylerden biri Fidanlı, diğeri Vakıflı.
Antakya’ya giderken Samandağ Ziraat Odası Başkanı Selim Kamacı ile Fidanlı köyünde buluştuk. Köy, görünümü, temizliği, yolları, düzenli ve bakımlı evleri ile dikkat çekiyor. Bu güzelliği yaratan köy halkı çağdaş ve çalışkan. 1992 yılına kadar Uzunbağ köyüne bağlı bir mahalle olan Fidanlı’nın her tarafı fidanlık. 1980’lerde başlayan aşılı fidan üretimi, köye adını vermiş. Köy, aşılı fidan üretiminden yılda ortalama 15 milyon lira gelir sağlıyor.
Türkiye’nin en büyük aşılı fidan üreticilerinden biri olan Fidanlı’da, zeytin, narenciye, nar, Trabzon hurması ve taleplere göre diğer meyve fidanları yetiştiriliyor. Fidanlar, Türkiye’nin her tarafına gönderiliyor. Yakın zamanda köylüler bir araya gelerek Samandağ Meyve Fidan Üreticileri Birliği’ni kurdu. Birlik, fidan üretimini ve pazarlamasının daha etkin yapılmasını sağlayacak.
Selim Kamacı’nın rehberliğinde, Fidanlı’dan sonra dağları dolaşan yolu izleyerek, Tekepınar, Eriklikuyu, Yoğunoluk ve Hıdırbey köylerini geçerek Türkiye’deki tek Ermeni köyü olan Vakıflı’ya ulaştık. Vakıflı, organik tarımla özdeşleşmiş bir köy.
Fidanlı’da olduğu gibi, Vakıflı Köyü de çok bakımlı, temiz ve huzur veren bir konuma sahip. Köye ulaştığımız öğlen saatlerinde köy adeta terk edilmiş durumdaydı, kimse yoktu. Köy kahvesine girdik. Üç köylü sohbet ediyor. Bizi görünce şaşırdılar. Tanıştıktan sonra köydeki organik tarımla ilgili bilgi almak istediğimizi söyledik.
Köyde organik tarım organizasyonu ile Bedros Kehyeoğlu’nun ilgilendiğini söylediler. Telefon açtılar, birkaç dakika sonra Bedros Kehyeoğlu kahveye geldi. İlk bilgileri burada aldık.
Bedros Kehyeoğlu’nun anlattığına göre,  Vakıflı’da 550 dönüm alanın tamamında organik tarım yapılıyor. Ağırlıklı olarak narenciye üretiliyor. Erik, şeftali, kayısı üretenler de var. Köyün ürettiği organik ürünleri Adana merkezli Pan Tarım alıyor, paketleyip ihraç ediyor. Vakıflı’da üretilen organik ürünler Avrupa başta olmak üzere bir çok ülkeye ihraç ediliyor.
Söz ihracata gelince, Bedros Kehyeoğlu, “Yaptığımız ihracatı, 2004 yılında sizin gazeteniz ödüllendirdi. İhracatın yıldızları ödülünü bize verdi” diyerek yaptıkları başarılı çalışmanın ödüllendirilmesini gururla anlattı.
Bedros Kehyeoğlu, organik üretim yapmanın Vakıflı için bir yaşam biçimi olduğunu anlattıktan sonra pazarlama konusundaki çarpıklığa dikkat çekti: “Firmalar gelip burada bizimle anlaşma yapıyor. Biz de buna göre üretim yapıyoruz. Fakat sonradan satamadıkları için sözleşmeye uymuyorlar. Bir firma ile 1500 ton narenciye için anlaşma yaptık fakat sadece 300 ton aldı. Bizden 70 kuruşa alıyor, İstanbul’da tüketiciye 4-5 liradan satıyorlar. Üreticiye 70 kuruş yetmiyor, tüketiciye de 4-5 lira pahalı geliyor. Pazarlamadaki bu çarpıklık düzeltilemezse üretimi sürdürmek zor olur. Birkaç yıl ihracat yaptık. Fakat, bu yıl dolu vurduğu için ihracat yapamadık. İç piyasada da yeterli alıcı olmayınca ürün elimizde kaldı.”
Kahvede anlatılanları yerinde görmek üzere, köyü dolaştık. Köyün üst tarafında kurulan  seraya ulaştık.Gördüğümüz sera, üretimin zorluklarından yakınsa da Bedros Kehyeoğlu ve Vakıflı Köyü’nün üretmekten vazgeçmeyeceğinin kanıtı. Yeni kurulan 5 dekarlık serada organik domates üretimi yapılıyor. Seradan içeri girince genç bir kadın beşikteki çocuğu ile bizi karşıladı. Kızarmış domatesler arasında “doğal uykuya” dalmış bebeği görünce, Bedros, fırsatı kaçırmadı:” Gördüğünüz gibi seramız o kadar güvenli ki, bebeğimizi burada rahatlıkla uyutuyoruz. Kimyasal kullansak, bebeği uyutabilir miyiz” diyerek yaptıkları üretimin ne kadar güvenli ve sağlıklı olduğunu anlattı. Damla sulama ile sulanan ve yılda 150-160 ton domates üretilen serayı Vakıflı Tarımsal Kalkınma Kooperatifi işletiyor. Aslında köydeki bütün tarımsal üretimi kooperatif pazarlıyor. Domatesleri de İstanbul’dan bir firma alıyor.
Vakıflı ve Fidanlı gibi yaptığı başarılı çalışmalarla kaderini değiştiren köylerin sayısı arttıkça, Türkiye, tarımda söz sahibi olur. Bilinçli ve planlı üretim yaygınlaşır.
                   *****
Dünya Çiftçiler Günü

14 Mayıs Dünya Çiftçiler Günü. Üretenlerin bu anlamlı gününü kutlar, sağlıklı, bereketli bir yıl dileriz. Bu anlamlı günü Mersin’de dostlarla birlikte kutlayacağız. Çiftçi, sanayici, ihracatçı, akademisyen ve sektör temsilcilerinin katılacağı “Yaş Meyve ve Sebze Üretiminde Yenilikçi Yaklaşımlar” konulu sempozyum bugün saat 13:30’da, Mersin Ticaret ve Sanayi Odası  konferans salonunda gerçekleştirilecek. Sempozyumu yönetmek üzere biz de Mersin’de olacağız.

Tags:

Bu makale ile ilgili yapılan yorumlar

  1. Mahir Yücel Keskin 15 Mayıs 2009 - 04:18 - Yanıtla

    Sayın YILDIRIM,
    Emekleri ile örnek olan bu çalışkan iki köyü ve köylüleri ile bunu haber yapan sizi kutluyorum. Vakıflı Köyünün bir başka özelliği daha var ki sanırım size göstermemişler.
    Ormanlık alanlardan saha tahsisi yapılarak seki teraslar yapılmak sureti ile Defne ağaçlandırmaları gerçekleştirdiler. Bu ağaçlandırma çalışmaları sonucu şu sıralar yurt dışına defne yaprağı ihracatının bir bölümü bu köyden karşılanıyor.
    Umarım bu çalışkan insanlar çevrelerine örnek olurlar. Selamlar çalışmalarınızda başarılar.

    TOPRAGINA SAHIP CIK,TOPRAGINA GOZ DIKENLER VAR

    Mahir Yucel KESKIN

Ekolojik - Organik Tarım,Tarım: İlişkili Diğer Makaleler

En Son Yayınlanan Makaleler