Bu makalede ele alınan konular hakkında hızlı bir genel bakış.
Hükümet, 2005 yılında Tarımsal İşletmeler Genel Müdürlüğü’ne bağlı 100 yıllık Dalaman Tarım İşletmesi’ni de içine alan çok geniş bir alanı “Muğla-Dalaman Kültür ve Turizm Koruma ve Gelişim Bölgesi” ilan etti.
Bu kararla verimli tarım arazileri “turizm ve koruma” adı altında yapılaşmaya açılması öngörülüyordu. Daha açık bir anlatımla, bu bölgede tarımsal üretime son verilerek, 100 yıllık bir tarım işletmesini de içine alan bölge ranta açılacaktı.
Ziraat Mühendisleri Odası, TEMA Vakfı ve Tarım-İş Sendikası’nın kararlı mücadelesi 100 yıllık Dalaman Tarım İşletmesi’nin ranta açılmasını önledi.
Tarım topraklarının gönüllü bekçisi bu 3 duyarlı kuruluş, Dalaman Tarım İşletmesi’ni ranta açacak Bakanlar Kurulu Kararını mahkemeye götürdü. Danıştay 6. Dairesi 2007’de bakanlar kurulu kararı ile ilgili yürütmenin durdurulmasına karar verdi.
Ziraat Mühendisleri Odası, Tarım-İş Sendikası ve TEMA Vakfı takipçiliğini sürdürdü. Davanın peşini bırakmadı. Geçtiğimiz günlerde Danıştay 6. Dairesi “Muğla-Dalaman Kültür ve Turizm Koruma ve Gelişim Bölgesi”ne ilişkin kararı iptal etti.
Danıştay 6.Dairesi, Prof. Dr. Melih Ersoy, Prof. Dr. Duran Taraklı ve Doç. Dr. Çağatay Keskinok’ tan oluşan bilirkişi heyetinin raporuna dayanarak verdiği iptal kararı ile anlayanlara güzel bir tarım dersi de verdi.
Tarımsal üretimin ve verimli tarım topraklarının önemine dikkat çekilen bilirkişi raporunda özetle şu görüşlere yer veriliyor: “…alan kullanımları açısından yaratılan esnekliğin değerli tarım topraklarının yitirilmesi, yanı sıra bölgenin ağırlıklı ekonomik uğraşısı olarak tarım sektörünün istihdam yapısını da olumsuz etkileyeceği, koruma önceliklerinin bulunduğu bu bölgede, Yasanın öngördüğü teşvik ve desteklerle yönlendirildiğinde ileride değerli tarım topraklarının yitirilmesi ve tarım sektörü aleyhine bir dengesizliğin yaratılmasının kaçınılmaz olduğu, dava konusu bölgede bu denli yoğun bir yatırım öngörülmesinin, Anayasa’nın 169. maddesindeki “Devlet, ormanların korunması ve sahaların genişletilmesi için gerekli kanunları koyar ve tedbirleri alır” ve “Ormanlara zarar verebilecek hiçbir faaliyet ve eyleme müsaade edilemez,” ilkelerine taban tabana zıt olduğu, bölgenin mutlak koruma özellikleri dikkate alındığında “Kültür ve Turizm Koruma ve Gelişme Bölgesi” kullanımının tümüyle “turizm gelişme” kullanımına dönüşeceği, bölgenin tarımsal kesimi açısından büyük öneme sahip üretici bir tarım işletmesinin, kaynak kullanımı açısından tüketime ve sınırlı bir turist kesimine yönelik bir kullanıma uygunluk ölçütü ile değerlendirilmiş olmasının kamu yararına ve ülke çıkarlarına aykırı olduğu, orman arazilerinde öngörülen turistik yatırımların yaşama geçirilmesi durumunda, adacıklar şeklinde bugüne kadar nasılsa ulaşılabilmiş çam ormanlarının da ortadan kalkmasına neden olacağı, uyuşmazlık konusu Bakanlar Kurulu Kararının kamu yararına uygun olmadığı belirtilmiştir.”
Danıştay, bu kararı ile, bir asırlık geçmişi olan Dalaman Tarım İşletmesi’nin “mutlak ve dikili tarım arazisi” niteliğinde, tamamı sulanabilen, yüzde 65’i birinci sınıf arazi varlığına sahip. Yılda üç ürün alınabilen aynı zamanda 11 ilin tohumluk gereksinimini karşılayan zenginliğe sahip17 bin 963 dekar verimli tarım toprağını kurtardı.
Dünyada tarımsal üretimin ve tarım topraklarının her geçen gün değer kazandığı bir dönemde Dalaman Tarım İşletmesi’ni de içine alan verimli tarım arazilerini ve ormanlık alanı “Muğla-Dalaman Kültür ve Turizm Koruma ve Gelişim Bölgesi” ilan eden Bakanlar Kurulu Kararı’nı “kamu yararı bulunmadığı” gerekçesi ile iptal eden Danıştay 6. Dairesi Başkanı Bekir Aksoylu, üyeler Banu Dilçin, Habibe Ünal, Zeynep Yılmaz ve Tülin Özgenç ile Danıştay Savcısı Ahmet Arslan’ ı yürekten kutluyoruz.
Turizm tesisi yapılacak alternatif alanlar mutlaka bulunur. Fakat binlerce yılda oluşan tarım toprağını kaybederseniz geri kazanmanız mümkün değil. Bu nedenle, tarım topraklarının korunması için toplumdaki herkesin duyarlı olması gerekir.
Bu makale ile ilgili yapılan yorumlar
Ali Bey,
Son zamanlarda okuduğum en içaçıcı haberdi. Maalesef okuduğumuz tüm haberler umutlarımızı yitirmemize sebep oluyor.
Belki gazetecilerin de yapacağı pek bir şey yok bu olanlar karşısında ama biraz en azından olumlu haberleri de bize yansıtırlarsa morallerimizi biraz yükseltip yarınlara dair ümitlerimizi koruyabiliriz.
Çok Teşekkürler
Selmin HASIMOGLU
MERHABA ALİ BEY VE OKUYUCU ARKADAŞLAR HÜKÜMETİN GÜCÜ BİZ ÇİFTÇİLERE YETTİ YİNE PRİMLERE ZAM YERİNE DOĞRAMA GELDİ YİNE%10 KESTİLER HADİ İŞÇİNİN MEMURUN PARASINI KESSİNLER BAKALIM ONLAR EYLEM YAPARLAR GÜÇLERİ YETMEZ EN KESTİrME YOL YİNE ÇİFTÇİDEN KESMEK ÇÜNKÜ KUZU KUZU OTURURLAR KADERLERİNE RAZI OLURLAR.HÜKÜMET BUNU ÇOK İYİ BİLİYOR NASILSA