Bu makalede ele alınan konular hakkında hızlı bir genel bakış.
Geçen Cuma günü Genel Yayın Yönetmenimiz Hakan Güldağ, yazar dostlarımız Dr. Rüştü Bozkurt ve Gazi Erçel ile birlikte Edirne Keşan’daydık.
DÜNYA Gazetesi Edirne Bölge Temsilcisi Ümit Özel’ in çabası sonucunda Keşan Ticaret ve Sanayi Odası, Keşan Ticaret Borsası ve İpsala Ticaret Borsası’nın ortaklaşa düzenlediği “Dünya Ekonomisindeki Son Gelişmeler ve Türkiye Yansıması” konulu toplantıda görüşlerimizi paylaştık.
Uluslararası Para Fonu(IMF) – Dünya Bankası toplantılarına katılan ve deyim yerindeyse ayağının tozu ile Keşan’a gelen Merkez Bankası Eski Başkanı Gazi Erçel, dünyanın yaşadığı krizi , alınan ve alınacak önlemlerin perde arkasını ayrıntılı olarak anlattı. Keşan ve İpsala’dan toplantıya katılanlar birinci ağızdan son gelişmeleri duydu. Krizin kendi yaşamlarını,işlerini nasıl etkileyebileceğini öğrendi.
Toplantı ile ilgili ayrıntılı haberi bugünkü DÜNYA’ da okuyabilirsiniz. Ancak iki konunun altını çizmekte yarar var.
Birincisi, dostumuz Gazi Erçel’ in anlattığına göre, “bu bizim krizimiz değil” yaklaşımı içerisindeki IMF’ in durumu tartışılıyor. Önümüzdeki günlerde IMF’in rolü ve yapısı yeniden dizayn edilecek gibi görünüyor.
İkincisi ise, Türkiye, AKP Hükümetinin iddia ettiği gibi krizden “muaf” bir ülke değil. “Bize bir şey olmaz” yaklaşımının faturası herkes için ağır olabilir.
Dr. Rüştü Bozkurt, iyimser yaklaşımını bu toplantıya da yansıttı. Krizin sunduğu fırsatları anlattıktan sonra bu dönemde yatırım yapmanın tam zamanı olduğunu söyledi.
Bize verilen görev ise, “Dünya Gıda Krizi ve Türkiye’ye yansımalarını anlatmaktı, Söz döndü dolaştı Keşan ve İpsala’nın tarımsal potansiyeline ve yaşanan sorunlara geldi. Çünkü, her iki ilçenin de temel geçim kaynağı tarım ve hayvancılık.
Keşan’da ağırlıklı olarak buğday, ayçiçeği, arpa üretimi yapılıyor. Sebze olarak domates, karpuz, biber, patlıcan üretimi öne çıkıyor. Son yıllarda örtü altı sebze üretimi konusunda bazı çabalar var. Ortalama büyüklüğü 350-400 metrekareden oluşan toplam 30 bin metrekare sera alanı var. Arıcılığı ve bodur meyveciliği geliştirme çalışmaları var. Keşan’da özellikle süt hayvancılığı da çok yaygın.
İpsala ise gümrük kapısının yanı sıra çeltik üretimi ile özdeşleşmiş bir ilçe. Türkiye’de çeltik üretiminin yarısını Edirne gerçekleştiriyor. İpsala’nın üretimdeki payı ise yüzde 30 civarında. Bir başka özelliği ise üretim en son modern teknoloji ile gerçekleştiriliyor olması.
İpsala Kaymakamı Aylin Kırcı Duman’ ın verdiği bilgilere göre, yapımı devam eden Hamzadere barajının tamamlanması ile ilçede çeltik üretimi iki katına çıkacak. Belki de yıllardır pirinç ithal eden Türkiye, pirinç ihraç etmeye başlayacak. Bunun altyapısını hazırlamak ve üretilen çeltiği en iyi şekilde değerlendirmek için Tarım Organize Sanayi Bölgesi kurma çabaları var.
Toplantıda da söylediğimiz gibi İpsala pirincinin kapsamlı bir şekilde tanıtıma ihtiyacı var. Çünkü üretim artışına paralel olarak pazarlama ve tanıtım çalışmaları yapılmazsa üretici, tüccar,sanayici zor durumda kalabilir.
Bu yıl pirinç fiyatlarını düşürmek için “pirinç yerine bulgur tüketin” diyen Tarım ve Köyişleri Bakanı Mehdi Eker, yakın zamanda “İpsala pirinci tüketin” demek zorunda kalırsa kimse şaşırmasın.
Piyasadaki gelişmelere de kısaca değinmekte yarar var. Toprak Mahsulleri Ofisi(TMO), bir ay önce 2008 ürünü çeltik alım fiyatını 87 yeni kuruş olarak açıkladı. Üretici en az 1 YTL fiyat bekliyordu. Çeltiğe kilo başına 10 yeni kuruşta destekleme primi verilecek. Keşan toplantısı sırasında edindiğimiz bilgilere göre üretici çeltik satmadığı için fiyat 1 YTL’ nin üzerinde seyrediyor. TMO, açıkladığı fiyattan bu güne kadar sadece 470 ton çeltik alabildi. Bununda 460 tonu Samsun’dan, 17 tonu Adana’da alındı. Trakyalı üretici TMO’ya çeltik satmıyor. Çeltiğini TMO depolarında emanete bırakıyor. Üreticinin emanet verdiği çeltiğin toplamı 58 bin tona ulaştı.
Çeltik ve pirinç konusundaki gelişmeleri paylaşmayı sürdüreceğiz.
Bu makale ile ilgili yapılan yorumlar