Tarımdaki küçülmenin tek nedeni kuraklık değil
Bu makalede ele alınan konular hakkında hızlı bir genel bakış.
Türkiye İstatistik Kurumu 6 gün arayla 2007 yılı bitkisel üretim ikinci tahmin rakamlarını ve 9 aylık büyüme verilerini açıkladı.
Her iki açıklama tarımdaki acı tabloyu su yüzüne çıkardı.
Seçimden önce tarımsal destek bütçesinin yüzde 95′ ini dağıtarak pembe bir tablo çizen Hükümet, çiftçiden istediği oyu aldı. Herkes köylünün bu kadar yüksek oranda oy ile Hükümete destek vermesini yadırgadı.
Doğrusunu söylemek gerekirse Tarım Bakanı Mehdi Eker medyayı çok iyi kullanarak kuraklığa rağmen tarımın çok iyi durumda olduğuna kamuoyunu inandırdı. Bakan, her fırsatta “kuraklığın etkisi sanıldığı kadar büyük değil” diye açıklamalarda bulundu.
Başbakanlık Türkiye İstatistik Kurumu(TÜİK)’nun açıkladığı iki veri, tarımın üzerindeki cilayı çıkarıp attı. Gerçek ortaya çıktı.
TÜİK’in ortaya koyduğu tablo çok açık ve net.
Bitkisel üretim geçen yıla göre yüzde 9.3 oranında geriledi. Tahılda üretim geçen yıla göre yüzde 14.4 gerilerken, tarla ürünlerindeki gerileme yüzde 12.7, sebze üretiminde yüzde 2.7 ve meyve üretiminde de yüzde 3.9 oranında azalma olacağı tahmin ediliyor.
TÜİK’ in Ağustos’ta açıkladığı ilk tahmin çok daha iyimser bir tabloyu ortaya koyarken, ikinci tahmin durumun vahametini ortaya koyuyor. Bunlar tahmin.Umarız gerçekleşme bu tablodan da kötü olmaz.
Tabloyu daha iyi görmek ve anlamak için bazı ürünlerdeki üretim verilerine bakmakta yarar var.
Geniş bir çiftçi kesimi tarafından üretilen ve toplumun tamamını ilgilendiren buğday üretimi 20 milyon tondan 17 milyon 340 bin tona düştü.
Arpa üretimi 9 milyon 555 bin tondan 7 milyon 415 bin tona geriledi.
Fasulye üretiminin 195 bin tondan 160 bin tona, kırmızı mercimeğin 580 bin tondan 527 bin tona, yeşil mercimeğin 42 bin tondan 32 bin tona, börülcenin ise 2 bin 937 tondan 2 bin tona gerileyeceği hesaplanıyor.
Yağlı tohumlarda durum daha da vahim.Yağlı tohum üretiminde toplamda yüzde 20.1 oranında bir düşüş var.
Soya üretimi yüzde 24 gerileyerek 47 bin 300 tondan 35 bin 938 tona düştü
Ayçiçeği üretimindeki düşüş ise yüzde 22.8 oldu. Yağlık ve çerezlik olmak üzere toplam 1 milyon 118 bin ton olan ayçiçeği üretimi 863 bin tona geriledi.
En önemli ürünlerden biri olan şeker pancarı üretimindeki düşüş yüzde 10.9 oldu. Şekerpancarı üretimi 14 milyon 452 bin tondan 12 milyon 875 bin tona düştü.
Kütlü pamuk üretiminin ise 2.5 milyon tondan yüzde 10.5 düşüşle 2.2 milyon tona gerileyeceği tahmin ediliyor. Büyük bir olasılıkla pamuk üretimindeki düşüş daha da yüksek olacaktır.
Meyve üretimi ise 15 milyon 64 bin tonluk üretimden 14.4 milyon tona gerilerken, üzümdeki üretim kaybının yüzde 9.7, incirdeki kaybın yüzde 26 olması tahmin ediliyor.
Zeytinde yok yılı olması nedeniyle üretim düşüşü yüzde 34’e ulaşırken fındık üretiminin de 661 bin tondan 530 bin tona gerilemesi bekleniyor. Antep fıstığı üretimindeki gerileme ise yüzde 33 tahmin ediliyor.
Kış sebzelerinden pırasa, kereviz, turp ve diğer bazı ürünlerin üretiminde de yüzde 20’leri aşan oranda düşüş bekleniyor.
Bu kötü tablo yanında kuraklığa rağmen üretimi artan ürünler de var.
Yaklaşık 10 yıldır prim desteği sağlanan ve son yıllarda biyo yakıt üretiminde kullanılan aspir ve kolza da üretim patlaması yaşandı. Aspir üretimi 395 tondan yüzde 359’luk artışla bin 814 tona ulaştı. Kolza üretimi ise yüzde 122 oranındaki artışla 12 bin 615 tondan 28 bin tona ulaştı.
Tütün Yasası ile getirilen kota sonucu 300 bin tondan şok bir düşüş ile 100 bin tona gerileyen tütün üretiminin, sigara sektörünün talebi doğrultusunda 117 bin 600 tona çıkması bekleniyor.
Hem iç pazarda hem de ihracatta yoğun talep gören Brüksel lahanası ve aysberg marul üretiminde önemli ölçüde üretim artışı olacağı tahmin ediliyor.
Yine, bazı meyvelerde ciddi üretim artışları var. Elmadaki üretim artışı yüzde 22.4 olurken, armutta yüzde 10.2, son yılların gözde meyvesi ve ihracatı artan kirazda ise geçen yıl 310 bin ton olan üretim bu yıl yaklaşık yüzde 20 oranındaki artış ile 370 bin 658 ton olması tahmin ediliyor. Vişne üretimi 121 bin tondan 170 bin tona çıkarken, kayısı 460 bin tondan 538 bin tona yükseldi. Çilek üretiminin ise, 211 bin tondan 248 bin tona ulaşması bekleniyor.
Alternatif ürünler arasında yer alan kivi, Trabzon hurması ve avokado üretimi de artıyor.
Son yıllarda ceviz üretimine verilen önem rakamlara da yansıyor. Ceviz üretimi 129 bin tondan 185 bin tona ulaşacak.Artış yüzde 43 olacak.
Ürünleri tek tek yazmaya sayfalar yetmez. Fakat, yaşanan sıkıntı TÜİK’ in ilk 9 aylık büyüme rakamlarında da çok net görülüyor. TÜİK’ in verilerine göre ilk 9 ayda ekonomi yüzde 4 büyürken tarım sektörü aynı dönemde yüzde 5.6 oranında küçüldü. Sadece 3. çeyreğe bakıldığında yani Temmuz-Ağustos-Eylül döneminde tarımda yüzde 7.8 küçülme var.
Küçülmenin tek nedeni kuraklık değil. İşin içinde politikasızlık, akılcı olmayan yönetim anlayışı ve tarımı dışlamak da var. Bir tek örnek verelim 2007’inin bitmesine günler kaldı. Bu yıla ait desteklerin hiç biri daha ödenmedi.
Özetle, tarımda çok zor bir yıl yaşanıyor. Bu zorluk sadece kuraklıktan kaynaklanmıyor. Uygulanan yanlış tarım politikaları, plansızlık, girdi maliyetlerindeki artışı ürün fiyatına yansıtamayan çiftçilerin bir arayış içerisinde olduğunu gösteriyor. Bazı önemli ürünlerde üretim düşerken bazı ürünlere ciddi bir yönelme var.
Sorulması gereken bir başka soru ise, kuraklığın bu denli etkili olduğu bir yılda kuraklığın zararlarını telafi edecek ne yapıldı?
22 Temmuz seçimleri öncesinde seçim yatırımı olarak acele bir kararla 41 ilde sadece 4 üründe (buğday, arpa, fiğ ve korunga) çiftçilerin zararlarının karşılanmasını öngören kararname kabul edildi. Bugüne kadar çiftçilerin büyük bölümü bu parayı alamadı.
Gelecek yıl kuraklık olmasa bile artan maliyetleri karşılayamayan çiftçi hangi kaynakla ve kime güvenerek üretim yapacak?
Kuraklık bahane edilerek bu gerçekler görmezden gelinirse ve gerekli önlemler alınamazsa sadece çiftçiler değil, herkes kaybeder. Çünkü üretilmeyen her ürünün döviz ödenerek ithal edileceğini kimse aklından çıkarmasın.
Bu makale ile ilgili yapılan yorumlar
40 ile kuraklık desteği verildi. kuraklığın açtığı zarar da yukarıdaki rakamlara göre normaldir. araziye çıkan biri de bunu normal karşılar. siz de bu durumu sanki anormal bir şeymişmiş gibi vermeyin.