Bu makalede ele alınan konular hakkında hızlı bir genel bakış.
Küresel ısınma, kuraklık ve tarım ürünlerinden yakıt üretimi dünya hububat piyasalarında gerilime neden oluyor.Özellikle buğday ve arpada üretimin düşmesi, fiyatların artmasına neden oluyor. Yapılan tahminler önümüzdeki 10 yılda bu trendin devam edeceği ve hububat fiyatlarının artacağı yönünde.
Türkiye’de aynı sorunlarla karşı karşıya. Kuraklığın etkisi ile buğday ve arpada üretim düştü, fiyatlar yükseliyor. Hükümetin açıkladığı hububat fiyatları, piyasa fiyatının altında kaldı. Bu nedenle çiftçi, Toprak Mahsulleri Ofisi(TMO) yerine buğdayını ve arpasını tüccara satıyor. Ekonomik durumu iyi olan çiftçi ise, “fiyatlar daha da yükselecek” beklentisi ile ürününü satmıyor.
Sıkışan piyasa özellikle un sanayi, yem sektörü ve buna bağlantılı sektörleri olumsuz etkiliyor. Bu olumsuzluğu gidermek ise, piyasayı düzenlemekle görevli Toprak Mahsulleri Ofisi’nin işi. Fakat, Toprak Mahsulleri Ofisi, bu görevi yapabilmesi, müdahale edebilmesi için elinde ürün olması gerekiyor.
Geçmiş yıllarla karşılaştırıldığında TMO, belki de tarihinin en düşük hububat alımını yaptı.16 Temmuz 2007 itibariyle TMO, 68 bin 302 ton buğday, 2 bin 687 ton arpa ve 15 ton çavdar olmak üzere toplam 71 bin 4 ton hububat alımı yapabildi. Halbuki, TMO, 2004’ te 2 milyon ton, 2005’te 4 milyon 200 bin ton ve geçen yıl 1 milyon 500 bin ton buğday almıştı..
Bazı bölgelerde hasat ve alım kampanyası devam ediyor. TMO’ya bundan sonra da çok fazla ürün gelmesi beklenmiyor. Geçmiş yılların alım miktarlarına ulaşmak olanaksız.
Üretim rakamları netleşmeye başlıyor. Bazı bölgelerde hasat devam etmesine karşın, Toprak Mahsulleri Ofisi, buğday üretiminin 17.5 milyon ton seviyesinde olacağını tahmin ediyor. Geçen yıla göre yaklaşık 3 milyon ton üretim düşüşü var.
Arpa üretimi ise, 7 milyon ton olarak tahmin ediliyor. Geçen yıl arpa üretimi 9 milyon tondu.
TMO Genel Müdürü İsmail Kemaloğlu, buğday için iç piyasaya yönelik bir sorun olmadığını söylüyor. Türkiye’nin buğdayı,Türkiye’ye yetiyor. Ancak, bu yıl buğdaya yatırım yapanların sayısında bir artış var. Parası olan buğday fiyatı yükselecek diye piyasadan buğday alıyor. İsmail Kemaloğlu buna ilişkin ilginç bir gözlemini bizimle paylaşıyor: “Buğday üretim merkezlerine giderseniz, benzin istasyonlarının hemen yanında yığınlar görürsünüz. Onlar buğday yığını. Ne kadar çok kişinin bu işe girdiğini o yığınlardan görmek mümkün.”
Piyasadaki fiyat artışına bakarak, daha hasat devam ederken ithalat kapılarının açılmasını isteyenler var. TMO ve sağduyulu çevreler ise, hasat tamamlandıktan sonra ihtiyaç duyulursa ithalat yapılabileceğini savunuyor. Herkesin endişesi, üreticiden buğdayı alan bazı çevrelerin kuraklık bahanesi ile spekülatif amaçlı olarak fiyatları artırmak istemesi.
Piyasada spekülatif amaçlı fiyat hareketlerini önleyebilecek tek kurum TMO. Fakat, TMO’nun elinde piyasaya müdahale edecek kadar ürün yok. Geriye ithalat seçeneği kalıyor. TMO Genel Müdürü İsmail Kemaloğlu, hasadın devam ettiği ve buğday fiyatının üreticinin lehine gittiği bir dönemde bu seçeneği kullanmaktan yana değil. Bu nedenle hafta sonunda 100’ü aşkın sektör temsilcisi ile TMO yöneticileri Konya’da bir toplantı yaptı. Sektör, İsmail Kemaloğlu’ na inanıyor ve güveniyor.
Bu toplantıda ithalatı yüksek sesle dile getirenler ikna edildi. En azından hasat bitinceye kadar ithalat yapılmayacak. Dolayısıyla seçimden sonra iktidar koltuğuna oturacak yeni hükümetin öncelikli konularından birisi buğday ithalatı olacak. Fırıncılar, seçimden hemen sonra ekmeğe zam yapmanın hesaplarını yapıyor.
TMO Genel Müdürü İsmail Kemaloğlu’ nun ısrarla söylediği gibi Türkiye2nin üretimi iç piyasaya yeter. Bu konuda bir sorun yok. Ancak, un ihracatı için ithalata ihtiyaç olacak. Çok zor kazanılan ihracat pazarlarının kaybedilmemesi gerekiyor.
Konya’da yapılan toplantıda sektör temsilcilerinin görüş birliğine vardığı bir başka önemli nokta ise, ithalatın TMO tarafından yapılması. Böylece iç piyasada buğdayı üreticiden aldıktan sonra fiyatları spekülatif amaçlı artırmak isteyenler ile, spekülatif amaçlı ithalat yapmak isteyenler engellenmiş olacak. Piyasayı, TMO düzenleyecek.
İthalat konusunda da bazı sıkıntılar var. Dünyada da hububat fiyatları günlük olarak değişiyor. Bir iki milyon tonluk talep fiyatları ton bazında 20-30 dolar yukarıya çekiyor.
Arpa konusunda sorun daha da büyük. İthal etmek isteseniz bile dünyada yeterli miktarda arpa yok. Dünya arpa üretimi yetersiz. Bu nedenle fiyat yükselişi daha hızlı. Hububat ürünleri arasında en pahalı ürün arpa. Suudi Arabistan’ın Avustralya ile yaptığı 3 yıllık özel bir sözleşme var. Buna göre Arabistan her yıl asgari 1 milyon ton arpayı Avustralya’dan alacak. Bu tür özel sözleşmeler dünya fiyatlarının artmasına neden olurken piyasada arpa bulmayı zorlaştırıyor.
Önümüzdeki yıllarda hububattaki sorun büyüyerek devam edecek gibi görünüyor. Çünkü, bir yandan küresel ısınma ve kuraklık nedeniyle üretim azalıyor. Diğer tarafta enerji üretiminde hububat ürünleri daha çok kullanılıyor. Dolayısıyla üretim aynı oranda artmadığı için gelecekte fiyatların daha da artması bekleniyor.
Göreve gelecek yeni hükümet bu konuya özel bir önem vermeli. Buğday ve arpa üretimini teşvik edecek kararları mutlaka alarak yaşama geçirmeli. Türkiye’ nin arpa ve buğday üretecek toprağı da var, çiftçisi de var. Akılcı bir politika ile hem iç piyasanın ihtiyacı karşılanabilir hem de ihracat yapılabilir. Bugüne kadar böyle bir politikanın uygulanmaması büyük bir eksiklik, büyük bir hatadır.
Pazar günü sandık başına giderken ithalattan değil üretimden yana olan partilere oy vererek bu sorunun çözümüne kişisel olarak katkıda bulunabilirsiniz. İyi bir seçim olması dileği ile.
Bu makale ile ilgili yapılan yorumlar