“Sudan ucuz” bir süt hikayesi

·

11 Nisan 2019

·

Bu haberde ele alınan konular hakkında hızlı bir genel bakış.

“Sudan ucuz” bir süt hikayesi

11 Nisan 2019

·

Ali Ekber Yıldırım

·

Haber

Güncelleme: Şub 20, 2024

“Sudan ucuz” bir süt hikayesi

Son zamanlarda pek kullanılmasa da “sudan ucuz” diye bir deyimimiz var. “Çok ucuz,adeta bedava” anlamında kullanılan bu deyim şu günlerde çiğ süt için kullanılıyor. Kaldı ki, reel olarak da çiftçinin ürettiği çiğ süt sudan ucuz.

Piyasada çok sayıda su markası var. Su firmaları doğadan,kaynaktan aldıkları suyu ambalaja koyduktan sonra tüketiciye satıyor. Bugünlerde yarım litre su bir çok yerde 1 lira 25 kuruştan satılıyor. Markasına veya satıldığı mekana göre, yarım litresi 1 liraya veya 1.5 liraya satılan sular da var. Yarım litre kaynak suyunun ortalama fiyatı 1 lira 25 kuruş.

Çiftçinin ürettiği çiğ sütün yarım litresi ise ortalama 75 kuruş. Yani sudan ucuz. Çiftçi sütü doğadaki bir kaynaktan değil inekten alıyor. Canlı bir varlık olan inekten süt almak için,ineği yemle beslemek,merada otlatmak ve su vermek gerekiyor. İneğin yediği fabrika yeminin hammaddesinin yüzde 50 ile yüzde 60’ı ithal ediliyor.Bu nedenle dövizdeki her artış yem fiyatlarına zam olarak yansıyor. Yani, inek bir anlamda dolar ile besleniyor. İneğin barınağı,bakımı, hastalığı,ilacı,sağımı, kısacası her anı para demek. Sütün maliyeti sürekli olarak artıyor. Fakat fiyatı aynı oranda artmıyor.

Referans fiyat 2 lira

Ulusal Süt Konseyi’nin internet sitesinden yapılan açıklamaya göre soğutulmuş çiğ süt tavsiye fiyatı; yüzde 3,6 yağlı ve yüzde 3,2 proteinli çiğ süt için 1 Mayıs 2019 – 31 Aralık 2019 tarihlerinde 2,00 TL/Lt olarak belirlendi. Bundan önceki referans fiyat 1 Mart 2019 tarihine kadar belirlenmiş ve litre başına 1 lira 70 kuruştu.

Referans fiyattan süt satan çok az

Belirlenen referans fiyattan süt satan çok az sayıda üretici vardır.Yani üretilen sütün tamamı 2 liradan satılmıyor. Et ve Süt Kurumu verilerine göre çiğ sütün litresi ortalama 1 lira 50 kuruştan alınıyor. Çiğ sütün yarım litresi 75 kuruşa geliyor. Suyun yarım litresi 1 lira 25 kuruş,sütün 75 kuruş.
Yeni fiyat tespit edilirken Nisan ayı arada kaynadı. Aslında süt fiyatı her belirlendiğinde çiftçinin aleyhine bir ay kaybediliyor. Yani çiftçi 1 ay eski fiyattan süt satmak zorunda bırakılıyor.

Prim ne kadar olacak?

Yerel seçim öncesinde Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli, Ocak-Şubat ve Mart 2019 ayları için çiğ süt destekleme priminin litre başına 25 kuruş olacağını açıklamıştı. Bu durumda Nisan ayında prim ne kadar olacak belli değil. Yeni fiyatın geçerli olacağı 1 Mayıs 2019-31 Aralık 2019 arasında da primin ne kadar olacağı belli değil.Eğer prim 25 kuruşun altında olursa çiftçi bundan büyük zarar görür.

Prim açıklanmalı

Üreticileri yıl sonuna kadar çiğ süt fiyatı sabitlenirken bu arada yem fiyatlarının artacağını ve üretim yapmanın zor olduğunu belirterek, çiftçiye verilecek destekleme priminin de yıl sonuna kadar açıklanmasını istiyor.

Süt fiyatı sabit,girdi fiyatları serbest

Çiftçinin ürettiği çiğ sütün fiyatı 31 Aralık 2019’a kadar sabitlenirken bu dönemde yem başta olmak üzere girdi fiyatları artmaya devam edecek. Dolayısıyla çiftçi, sattığı çiğ sütle ihtiyacı olan yemi ve diğer girdileri alamayacak. O zaman da ineğini kesip sektörden çekilecek.Son aylarda ciddi bir inek kesimi olduğu çok iyi biliniyor.

Tüketicide ucuz değil

Bir çok üründe olduğu gibi çiğ süt üreticide ucuz. Fakat, tüketici süt ve süt ürünlerini pahalıya tüketiyor. Çiğ sütü üreticiden alıp işleyerek ambalajlı süt ve süt ürünleri üreten sanayiciler yüksek maliyetlerden yakınıyor. Sanayicilere göre enerji başta olmak üzere bir çok girdinin fiyatları sürekli artıyor. Bu artış da süt ve süt ürünlerine yansıtılıyor.

Bu haber ile ilgili yapılan yorumlar

  1. İhsan Büyükdemirci 11 Nisan 2019 - 09:18 - Yanıtla

    1992 yılında o zamanki Başbakan Sayın Süleyman Demirel’e bir gazeteci ” Şişe su bir lira, bir litre süt 125 kuruş”diyerek görüşünü sormuştu.Demirel’de ” Su sanayi ürünü” diyerek cevap vermişti.
    Gazeteci ” Süt de enayi ürünü mü ?” diyerek cevaplamıştı.27 yıldır değişen bir şey yok.
    Tarım Reformu Genel Müdürlüğü 2009 ve sonrası yıllarda yüzün üzerinde arazi toplulaştırması projesi çıkardı.Benim Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğündeki arkadaşlarımdan öğrendiğime göre sadece %15’inde yeni oluşturulan parseller tapuya tescil edilebilmiş.Teknik eksikliklerden tescil edilemediği için Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünün sorumluluğu yok.Parselleri kalan %85’i tescil edilemediği için ileride sorunlara sebep olacak.
    Uzun yıllardır yazılarınızı takip eden biri olarak başarılarınızın devamını dilerim.

Güncel: İlişkili Diğer Haberler

En Son Yayınlanan Makaleler