Tarıma 5 yıllık strateji

·

04 Mayıs 2013

·

Bu haberde ele alınan konular hakkında hızlı bir genel bakış.

Tarıma 5 yıllık strateji

04 Mayıs 2013

·

Ali Ekber Yıldırım

·

Haber

Güncelleme: Şub 20, 2024

Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı, tarımın 5 yıllık stratejisini hazırladı. 2013-2017 Strateji Planı kapsamında 5 yıllık amaç ve hedefler belirlendi. Ayrıca, tarımsal üretim,gıda güvenliği,tarımsal altyapı ve kırsal kalkınma konularında Türkiye’nin güçlü ve zayıf yönleri, fırsat ve tehditler de tespit edildi.
Tarımda Stratejik Amaçlar:
1-Tarımsal üretim kaynaklarını koruyarak kaliteli tarım ürünlerine erişilebilirliği ve gıda güvenliğini sağlamak.
2-Üretimden tüketime kadar, uluslararası standartlara uygun gıda güvenilirliğini sağlamak.
3-Çevreye duyarlı ve etkin bitki sağlığı tedbirleri ile kaliteyi koruyarak bitkisel üretimi artırmak.
4-Hayvan hastalık ve zararlılarını kontrol ve eradike(ortadan kaldırmak) etmek, hayvan refahını sağlamak.
5-Tarımsal ve sosyal altyapı hizmetlerini geliştirmek, kırsal kalkınma ve refahı sağlayarak kırsal alanların cazibesini artırmak.
6-Hızlı, etkin ve kaliteli hizmet sunmak için kurumsal mükemmeliyeti sağlamak.

Ali Ekber YILDIRIM
İZMİR-
Gıda,Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı tarımın 5 yıllık stratejik planını hazırladı.Yaklaşık 3 yıldır devam eden plan çalışmalarında tarımda 2017’ye kadar olan hedefler belirlendi. Ayrıca, tarımsal üretim, gıda güvenliği, bitki ve hayvan sağlığı, tarımsal altyapı ve kırsal kalkınma ile bakanlığın kurumsal yapısı ile ilgili güçlü ve zayıf yönler tespit edildi. Bu alanlardaki fırsatlar ve olası tehditler de belirlendi.
Bakanlığın Strateji Geliştirme Başkanlığı tarafından hazırlanan 2013-2017 Stratejik Plan kapsamında, tarımsal ve ekolojik kaynakları korumak, üretimde verim ve kaliteyi artırmak için uygun yöntem ve teknolojiler geliştirmek ve tarım ürünleri ile gıda maddelerinde arz güvenliğini sağlamak amaçlanıyor. Bu amaçla, tarımda izlenebilirlik ve sürdürülebilirlik ile güvenilir ürün arzını sağlayan, risklerin tespit edildiği ve yönetilebilir hale getirildiği sigorta sistemi ile güçlendirilen, rekabet eksenli tarım sektörü oluşturulması hedefleniyor.
Üretimden tüketime gıda güvenliği
Stratejik Plan ile,üretimden tüketime kadar, uluslararası standartlara uygun gıda güvenilirliğini sağlamak amacıyla, hammaddelerin elde edildiği ilk aşamadan itibaren her türlü gıda maddesinin ve gıda ile temasta bulunan madde ve malzemelerin üretimi, işlenmesi, muhafazası, depolanması ve pazarlanması aşamalarında uluslararası standartlara uygun olarak gıda güvenilirliğini temin etmek ve tüketici sağlığını en üst seviyede korumak amaçlanıyor.
Ayrıca, bitkisel üretiminin rekabetçi ve sürdürülebilir bir yapıya kavuşması için bitki sağlığı konusunda yapılacak çalışmaların önemine vurgu yapılarak:”Bitkisel üretimde iç ve dış karantina hizmetlerinin, entegre mücadele metotlarının geliştirilmesi ve yaygınlaştırılması, bitki koruma ürünleri ile uygulama ekipmanlarının kontrol ve denetim hizmetlerinin geliştirilmesi amaçlanmaktadır”deniliyor.
Hayvan hastalıkları ile mücadele
Hayvancılığın geliştirilmesi, hayvan ve hayvan ürünlerinin uluslararası hijyen kurallarına uygun üretilmesi için etkin hayvan sağlığı tedbirlerinin uygulanmasının amaçlandığı belirtilen Stratejik Plan’da tarımsal ve sosyal altyapı hizmetleri ve kırsal kalkınma konusunda ise şu görüşlere yer verildi:”Kırsal alanda yaşayan ve geçimini tarımdan sağlayan birey ve toplulukların yaşam şartlarını iyileştirmek ve gelirlerini artırmak amaçlanmaktadır. Kırsal alanda ekonomik faaliyetler çeşitlendirilecek, arazi parçalılığı azaltılacak, tarla içi geliştirme hizmetleri ile modern sulama sistemleri kurulacak ve sulama randımanı yükseltilecektir. Kırsal kalkınmanın desteklenmesi amacıyla tahsis edilen ulusal ve uluslararası fonlar etkin olarak değerlendirilecektir. Tarım arazilerinin tarım dışı kullanımı önlenecek ve çevre duyarlılığı içinde toprak ve su kaynakları korunacak ve iyileştirilecektir. Tarımsal bilgi sistemi geliştirilerek elde edilen verilere, karar verici ve kullanıcıların kolayca erişimi sağlanacaktır.”
Genetik kaynaklar korunacak
Tarımın stratejik önemine vurgu yapılan Stratejik Plan’da dünyada tarımın ve insanlığın geleceği bakımından paha biçilemez değerler olan genetik kaynakların muhafaza edilmesi ve tanımlanarak sürdürülebilir şekilde ıslahçıların kullanımına sunulmasının son derece önemli olduğu vurgulanıyor. Hayvan ve bitki genetik kaynakları koruma ve tescil çalışmaları, genetik kaynakların korunması, karakterizasyonu, kayıt altına alınması ve sürdürülebilir tarım içerisinde genetik kaynak olarak kullanılması ve kültüre alınmasına yönelik çalışmaların yürütüldüğüne dikkat çekilen Stratejik Planda :”Bu kapsamda Dünya’nın üçüncü büyük gen bankası olan Türkiye Tohum Gen Bankası kurulmuş ve saklanan materyal sayısı gün geçtikçe artırılmaktadır. Genetik kaynaklarımız modern biyoteknoloji ile bütünleştirilerek Türkiye, bölgesinde lider tarımsal teknoloji transfer merkezi haline getirilecektir” görüşüne yer verildi.
Destekler havza bazlı olacak
Bakanlığın iklim, toprak, topografya, arazi sınıfları ve kullanım şekillerine dayalı olarak Tarım Havzaları’nı belirlediği ve ürünlerin en uygun havzalarda üretilmelerini teşvik edecek destekleme politikası uygulanacağı vurgulanırken ayrıca hayvansal üretimde arz dengesinin sağlanmasında yüksek verimli etçi, sütçü, kombine ırkların yaygınlaştırılması ve küçükbaş hayvancılığa yönelik üretimimin teşvik edileceği, kanatlı et ürünleri ve su ürünleri ihracatının geliştirileceği belirtiliyor.
Piyasa düzenleme mekanizmaları oluşturulacak
Tarım ürünlerinde fiyat istikrarının sağlanması, et ve süt başta olmak üzere tarım ürünlerinde fiyat dalgalanmalarının olumsuz etkisinin ortadan kaldırılması için piyasa düzenleme mekanizmaları oluşturulacağı ve bu amaçla düzenleyici niteliği olan kurum ve kuruluşların idari ve teknik kapasitelerinin güçlendirileceği anlatılan Stratejik Plan’da: “Ürün arzı ile çiftçi gelirlerinde istikrarın sağlanması amacıyla lisanslı depoculuk ve sözleşmeli üretim geliştirilecektir. Değişen tüketim alışkanlıkları ve ihtiyaçlar doğrultusunda; çağdaş, bilimsel ve teknolojik imkanlardan yararlanarak tarımsal üretim ve arz güvenliğini destekleyen politikalar ile yeterli ve güvenilir gıda arzını sağlamak, üretimi yönlendirmek, makro düzeyde üretim ve ticaret politikaları oluşturmak, uluslararası pazarlarda biyolojik çeşitliği avantaja dönüştürmek, işletme yapılarını iyileştirmek, kırsalda yaşam standartlarını ve refah düzeyini yükseltmek temel yaklaşımımızdır”denildi.
Her yıl 1 milyon hektar toplulaştırma
Plan döneminde tarım arazilerinin miras yoluyla bölünmesinin de önüne geçmek amacıyla yasal ve yapısal değişiklikler yapılarak, pazar odaklı ve rekabet eksenli tarımsal üretimin destekleneceği belirtilen Stratejik Plan’da bu konuda yapılacak çalışmalar şöyle ifade ediliyor:” Yapısal sorunların çözümünde arazi toplulaştırması önemli bir araçtır. Toplulaştırma ile parseller büyümekte, parsel sayısı azalmakta, her parsel yola ve sulama kanalına kavuşmakta, işletme merkezi ile parseller arasındaki mesafeler azalmakta, sulama oran ve randımanları artmakta, sınır anlaşmazlıkları giderilmekte ve sosyal huzur sağlanmaktadır. Bu kapsamda, tarla tarımı yapılan alanlarda toplulaştırma çalışmalarına daha da hız verilerek, her yıl 1 milyon hektar alanın toplulaştırılması tamamlanacaktır. Sulama, kırsal kalkınmanın itici gücüdür. Her sulama projesi aynı zamanda bir kırsal kalkınma projesidir. Sulama imkanlarının gelmesi ile araziler her yıl ekilebilmekte, ürün çeşitliliği artmakta, verim 2-5 kat artarken, tarıma dayalı sanayi gelişme imkanı bulmaktadır. Su kaynağı sorunu yaşanan alanlardaki rehabilitasyona ihtiyaç duyulan sulama tesislerinin modernizasyonu gerçekleştirilecektir. Sulamada tasarruf sağlayacak ve toprağı koruyacak yağmurlama ve damla sulama gibi modern sulama sistemlerine verilen desteklemelere devam edilecektir.
Tarımsal verilerin tek bir yerde toplanması ve kolay erişim sağlanması için, kurulacak olan Tarım Parsel Bilgi Sistemi (TARBİL) ile Çiftçi Kayıt Sistemi entegre edilecektir. Bunun yanı sıra köy ve ilçelerin gelişme eksenleri belirlenerek, ihtiyaç analizi yapılacak ve hedef odaklı destekleme sistemine geçilecektir.”
Tarımsal KOBİ’ler desteklenecek
Bakanlığın 2013-2017 Stratejik Plan’ına göre, tarımsal üretim ve tarım-sanayi entegrasyonunun sağlanması için, küçük ve orta ölçekli işletmeler desteklenecek, tarıma dayalı sanayileşmenin düzenli ve sağlıklı bir şekilde yapılandırılması amacıyla da Organize Tarım ve Hayvancılık Bölgeleri kurulacak. Aynı zamanda kırsal alanda eğitim-yayım, örgütlenme ve uygun destekleme yöntemleriyle yerel kaynaklar harekete geçirilerek, tarım ve gıda sektörleri modern ve rekabetçi bir yapıya kavuşturularak, kırsal nüfusun iş ve yaşam koşulları iyileştirilerek refah seviyesi yükseltilmesi hedefleniyor.
Tarımsal üretimde güçlü ve zayıf yönler
Gıda,Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’nın hazırladığı Stratejik Plan’da tarımsal üretim ve arz güvenliğinde Türkiye’nin güçlü yönleri şöyle sıralanıyor: Stratejik ürünlerin üretim kapasitesi, zengin genetik kaynaklar ve biyoçeşitlilik. Doğal kaynakların ve iklimin üretim çeşitliliğine imkân vermesi. Agro-stratejik konum. Tarım – sanayi entegrasyonu çalışmaları. Tarımsal destekleme sisteminin üretimi yönlendirmedeki etkisi. AR-GE kapasitesi ve yeni bilgi ve teknolojilerin kullanılabiliyor olması. Eğitim ve yayım faaliyetlerinin sürekliliği, veri ve bilgi birikiminin varlığı. Arazi toplulaştırma çalışmalarının hızlandırılması.
Stratejik Plan’a göre, arazilerin küçük ve parçalı olması, pazarlama mekanizmalarının yeterince gelişmemesi, işletmelerin rekabet gücünün düşük olması, araştırma-yayım-üretici zincirinin etkinliğinin yeterli olmaması, üretim planlamasına temel oluşturacak bütünleşik bilgi sisteminin eksikliği ise tarımsal üretim ve arz güvenliğinin zayıf yönleri olarak tespit ediliyor.
Fırsatlar ve tehditler
2013- 2017 Stratejik Plana göre, tarım arazilerinin tarım dışı kullanımına yönelik talepler, tarım arazilerinin parçalanmasının devam etmesi, bazı tarımsal girdilerde dışa bağımlılık ve maliyetlerin yüksekliği, bilinçsiz kimyasal gübre-ilaç kullanımları sonucu yüzey/yeraltı sularında kirliliğin artması, bilinçsiz sulamalar, biyoyakıtlara talebin artması, iklim değişiklikleri, su kaynaklarının azalması ve kuraklık, Dünya Ticaret Örgütü- Avrupa Birliği ve diğer uluslararası kuruluşların politikaları, alıcı ülkelerin dış ticaret politikalarındaki değişiklikler ve rekabetin artması tarımsal üretim ve arz güvenliği açısından tehdit olarak görülüyor.
Bu tehditlere karşın,Türkiye’nin bu konudaki fırsatları ise şöyle ifade ediliyor: “Sektöre yönelik pazar talebinin sürekliliği, teknoloji kullanımı ve tüketici bilincindeki artış, sermayenin tarıma ilgisinin ve kredi imkânlarının artması, üretim ve ürün işlemede uluslararası standartların uygulanması, toprak ve su kaynaklarının korunması, çevre konusunda bilinç ve duyarlılığın artması, modern sulama sistemlerinin kullanımındaki artış, üreticinin sözleşmeli tarıma yönelmesi, Agro-Eko turizm açısından avantajların olması, organik tarım ve iyi tarım uygulamalarının gelişmesi, orijini ülkemiz olmayan ürünlerde çeşit ve teknoloji geliştirme kapasitesinin varlığı, tarım ürünleri ihracat potansiyelinin yüksek olması, pazarlama imkânlarının gelişmesi.”

2013-2017 dönemi tarım stratejileri

• Genetik kaynakların ve biyolojik çeşitliliğin kayıt altına alınması ve muhafaza edilmesi,
• Uluslararası piyasaların talep ettiği kalite ve özelliklerde üretime yönelik tedbirlerin alınması,
• Olumsuz çevre koşullarına dayanıklı çeşit ve ırk geliştirilmesi ve yaygınlaştırılması,
• Çevre dostu üretim tekniklerinin kullanılmasının özendirilmesi,
• Toprak ve su kaynaklarının korunması ve rasyonel kullanımı için modern sulama sistemlerinin yaygınlaştırılması,
• Yer üstü ve yeraltı su kaynaklarının tarımsal kaynaklı nitrat kirliliğine karşı korunması için tedbirlerin alınması,
• Meraların özel sektör yatırımlarına açılması,
• Tarımsal ürün piyasalarını düzenleme mekanizmalarının kurulması, lisanslı depoculuk hizmetlerinin yaygınlaştırılması,
• Sözleşmeli üretimin yaygınlaştırılması,
• Politika oluşturma sürecinde paydaşlar ile işbirliği yapılması,
• Sertifikalı girdi kullanımına yönelik sistemlerin etkin hale getirilmesi,
• Katma değeri yüksek ve sanayinin ihtiyacı olan ürünlerin geliştirilmesi, çeşitlendirilmesi ve üretiminin teşvik edilmesi,
• Yerli teknoloji geliştirme ve kullanımının teşvik edilmesi,
• Ürünlerin rekabet gücünü ve tüketimini artırmak üzere, pazar araştırmaları yapılması, markalaşma ve üretim periyodunu genişletici tedbirlerin alınması, reklam ve tanıtım amaçlı faaliyetlerin desteklenmesi,
• Geleneksel ürünlerin katma değeri yüksek ürünler haline getirilmesinin teşvik edilmesi,
• Ürün depolama ve raf ömrünü uzatacak çalışmaların desteklenmesi,
• Arazi toplulaştırma çalışmalarının hızlandırılması ve tarım arazilerinin bölünmesini önlemek amacıyla tedbirlerin alınması,
• Stratejik ürünlerin üretim planlamalarının yapılması,
• Tarım sigortaları sisteminin kapsamının genişletilmesi ve yaygınlaştırılması,
• Biyoyakıtlara olan talep ile gıda ihtiyacı dengesini gözetecek tedbirlerin alınması,
• Hayvancılık işletmelerinin kapasitesinin artırılmasının teşvik edilmesi,
• Küçükbaş hayvancılığın yaygınlaştırılmasının teşvik edilmesi,
• AB’ye uyum yönündeki çalışmaların sürdürülmesi.
• Entegre, biyolojik ve biyoteknik mücadele uygulamalarının yaygınlaştırılması,
• Hastalık, zararlı ve değişik streslere dayanıklı yeni çeşitler elde edilmesi,
• Sertifikalı tohum, fidan ve fide kullanımının yaygınlaştırılması,
• Hayvan varlığının kayıt altına alınması ve kimliklendirilmesi,
• Teşhis ve tedavide kullanılan aşı, biyolojik madde ve ekipmanların yerli üretiminin teşvik edilmesi,

Gıda güvenliğinde fırsatlar ve tehditler
FIRSATLAR
• Genç ve eğitimli, bilinçlendirmeye açık bir nüfusun varlığı,
• Gıda sektörünün tüketici taleplerini dikkate alması,
• Dünya pazarlarında kaliteli ve güvenilir gıda talebinin sürekli artması,
• Teknolojik gelişmeler,
• AB’ye katılım süreci,
• Gıda üretim potansiyeli ve gelişen gıda sanayii.

TEHDİTLER
• Yerleşmiş olan tüketim ve satış alışkanlıklarının değiştirilmesindeki zorluklar,
• Kayıt dışı üretim,
• Tüketicinin bilgi eksikliği,
• İşletmelerin küçük ölçekli olması,
• Gıda güvenilirliği konusunda bilgi kirliliği ve bu yolla oluşan güvensizlik,
• Birincil üretim aşamasında hijyen uygulamalarında eksiklik.

Bu haber ile ilgili yapılan yorumlar

Güncel: İlişkili Diğer Haberler

En Son Yayınlanan Makaleler