Hayvancılık desteklerinde doğu batı çekişmesi…

Bu makalede ele alınan konular hakkında hızlı bir genel bakış.

Hayvancılık desteklerinde doğu batı çekişmesi…

16 Şubat 2010

·

Ali Ekber Yıldırım

·

Köşe Yazısı

Güncelleme: Şub 16, 2010

Hayvancılıkta büyük bir kriz yaşanıyor. Sütle başlayan, et fiyatı ile doruğa ulaşan krizin nasıl çözüleceği tartışılırken, Doğu ve Güneydoğu’ya yönelik hayvancılık hibe destekleri doğu ile batıyı karşı karşıya getirdi.
Hükümetin Doğu ve Güneydoğu’da 25 ili hibe desteği kapsamına alınması batıda tepkilere yol açtı.
Doğu ile batı arasında çekişmeye neden olan hibe desteğinin ayrıntıları şöyle:
Hükümet önce, Güneydoğu Anadolu Projesi(GAP) kapsamındaki illerde süt hayvancılığı yapacaklara ek destekler sağlayan bir karar aldı. Daha sonra Doğu Anadolu Projesi(DAP) kapsamındaki illerde etçi ve kombine ırklarla kurulacak damızlık sığır işletmesi yatırımlarının desteklenmesi yönünde ikinci bir karar aldı.
Böylece Doğu ve Güneydoğu’da 25 il hayvancılık yatırımlarında özel destek kapsamına alınmış oldu.
Konuya ilişkin Bakanlar Kurulu’nun ilk kararı 31 Ekim 2009 tarihli Resmi Gazete’de yayınlandı. Karara göre,  Güneydoğu Anadolu Projesi Eylem Planı (2008-2012) kapsamındaki Adıyaman, Batman, Diyarbakır, Gaziantep, Kilis, Mardin, Siirt, Şanlıurfa ve Şırnak illerinde, süt sığırcılığının geliştirilmesi, modern işletmelerin kurulması, hayvansal üretimde verimliliğin ve kalitenin artırılması ile bölgesel gelişmişlik farklarının azaltılmasına yönelik olarak, üreticilerin yapacakları süt sığırcılığı işletmesi yatırımları desteklenecek.
Üreticilerin, kırsal alanlarda, bireysel veya bir arada yapacakları özsermayeye dayalı, en az 50 baş ve üzeri kapasiteye sahip projeli süt sığırcılığı işletmesi yatırımlarına, 2009-2012 yılları arasında hibe desteği sağlanacak. Buna göre, bu illerde yatırım yapacaklara devlet yeni yatırımlarda inşaat maliyetinin yüzde 30’unu, damızlık gebe düve alımında yüzde 40, süt sağım ünitesi ve/veya soğutma tankı alımında ise yine yüzde 40 hibe desteği sağlayacak.
Bu kararın yayınlanmasından  3 ay sonra Bakanlar Kurulu ikinci bir karar aldı. 22 Ocak 2010 tarihli Resmi Gazete’de yayınlanan bu karar ile bu kez Doğu Anadolu Projesi(DAP) kapsamındaki Ağrı, Ardahan, Bayburt, Bingöl, Bitlis, Erzincan, Elazığ, Erzurum, Gümüşhane, Hakkari, Iğdır, Kars, Malatya, Muş, Tunceli ve Van illerinde, büyükbaş hayvancılık işletmelerinin kurulmasını, et ve süt üretiminde verimlilik ile kalitenin artırılması ve bölgesel kalkınmayı sağlamaya yönelik olarak üreticilerin, etçi ve kombine ırklarla kuracakları damızlık amaçlı sığır işletme yatırımlarının desteklenmesi kararlaştırıldı.
Bu karar da, DAP kapsamındaki illerde etçi ve kombine ırklarla kurulacak damızlık sığır işletme yatırımlarına, 2010-2012 yılları arasında hibe desteği uygulanmasını öngörüyor. İlk kararda olduğu gibi, devlet yeni yatırımlarda inşaat maliyetinin yüzde 30’unu, damızlık gebe düve alımında yüzde 40, süt sağım ünitesi ve/veya soğutma tankı alımında ise yine yüzde 40 hibe desteği sağlayacak.
Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi’ne yönelik yatırımların desteklenmesi batıdaki üreticilerin tepkisine neden oldu.  Batıdaki yatırımcılar da bu desteklerden yararlanmak istiyor. Bu amaçla Afyon’da önemli bir toplantı yapıldı. 
Burdur Ticaret Borsası Başkanı ve Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği(TOBB) Mevzuat Komisyonu üyesi Baki Varol’ un girişimleriyle Afyonkarahisar Ticaret Borsası Başkanı Mehmet Mürsüller’ in evsahipliğinde gerçekleştirilen toplantıya Ege, Trakya ve İç Anadolu’daki çok sayıda borsa başkanı, yönetim kurulu üyeleri, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Genel Sekreteri Mustafa Saraçöz, Türkiye Kasaplar Federasyonu Yönetim Kurulu Başkanı Fazlı Yalçındağ,, Afyon Kocatepe Üniversitesi Veterinerlik Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Hıfzı Oğuz Sarımehmet, İstanbul Etbir Başkanı Mustafa Mürsüller ile çok sayıda girişimci katıldı.
Basına kapalı olarak yapılan toplantıda Güneydoğu ve Doğu Anadolu’ya özel olarak uygulanan hibe desteği tartışıldı. Türkiye’de 81 ilin bulunduğu ve 25 il için özel teşvik uygulandığı belirtilerek diğer 56 ilin başta Burdur, Afyon, Denizli, Konya ve Isparta olmak üzere çoğu ilin ekonomisinin hayvancılığa dayandığı, bölgesel teşvik uygulamasının sektörde adaletsizliğe ve haksız rekabete yol açacağı, besicilik ve kırmızı et sektöründe varolan krizin derinleşmesine yol açacağı vurgulandı.
Toplantıdan sonra  hazırlanan sonuç bildirisi TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu tarafından hükümete sunulacak. Bildirinin özeti şu:  25 ilde uygulanan hibe desteği, batıda da uygulansın.
Hibe desteği ile ilgili doğu-batı çekişmesi yaşanırken gözden kaçmaması gereken önemli bir ayrıntı daha var. Devletin hibe desteği ile kurulacak işletmelere damızlık gebe düveler nereden sağlanacak. İç piyasadan mı alınacak, yoksa ithal mi edilecek. İthal edilecekse, ithal hayvanların başta şap olmak üzere pek çok hastalığa karşı direncinin zayıf olduğu unutulmamalı. Ayrıca, hayvan varlığının hızla eridiği şu dönemde hayvancılık yapanların çok iyi seçilmesi, hibe desteği uğruna hayvanların telef edilmemesi için yetiştiricilik konusunda bölgede eğitim çalışmalarının yapılmasında yarar var.

Bu makale ile ilgili yapılan yorumlar

  1. derman eser 16 Şubat 2010 - 10:48 - Yanıtla

    destekler bütün illere verilmeli ancak destek oranları farklı olabilirdi bakanlık attıgı adımları düsünerek atmalı ve batıda bulunan bazı il ilçelerin de dogudan az gelişmiş ve gelirinin hayvancılıga dayandıgını hesap etmeliydi

  2. feyhun gülter 18 Şubat 2010 - 07:22 - Yanıtla

    hayvan yetiştirmede toplam giderlerin yüzde 70 ni yem giderleri oluşturmaktadır.geniş topraklar ve meralara sahip olan doğu bölgelerimizde hayvancılık daha rantabldır.hükümet bunun yanında olaya sosyal ve siysasi yönden de bakmış olabilr.

  3. ayhan kaya 19 Şubat 2010 - 03:10 - Yanıtla

    Hayvancılık desteklemeleri bölgesel olması hayvancılığa bir şey kazandırmaz. Yıllardır yanlış uygulanan et ve süt politikası ülke hayvancılığını bu duruma getirmiştir. Et-Balık Kurumları ve Süt Endüstrisi kurumlarının yanlış politikalarla kapatılması ve özelleştirlmesi yetiştiriciyi ortada bırakmış olmasının sonucu ortadadır. Halbuki bu kurumlarla yetiştiriciye sahip çıkılmış olunsa ve kurum zararı bu desteklemelere ayrılan bütçeden karşılanmış olsa idi, hayvancılığımız en illeri seviyesinde olurdu kanaatindeyim.

  4. ünal gültekin 3 Mart 2010 - 16:10 - Yanıtla

    dogusuyla batısyla türkiyenin heryeryle briz sayın bakanım yapmayın ayırmayın yazık oluyor herkese dogu dogu başka biryer yokmu

  5. ünal gültekin 3 Mart 2010 - 16:12 - Yanıtla

    girdiler pahalı önce bunlrı ayarlayın 1 torba yem 30 lira köylü neyapsın ne yapılacaksa türkiyenin heryerine yapılsın

  6. Onur Yılmaz 1 Nisan 2010 - 12:21 - Yanıtla

    Nedir bu doğu batı ayrımı anlamış değilim…doğudakilerin bizlerden farkı nedir?Buram buram siyaset kokuyor…Doğuda hayvancılıgın batıdan daha rantabl oldugunu bilmeyenler war sanırım…
    Yazık ki biz hala MİLLETİN EFENDİSİ ÇİFTÇİ olarak inatla işimizi yapıyoruz.Doğu – Batı ayırdıysak artık nerelere gider bu mewzu…

  7. Abdullah Görçin 2 Nisan 2010 - 02:00 - Yanıtla

    Süt ürünleri imalatı yapan üretici firmalar yıllardır çiğ süt üreticilerini hegomanyası altına almış sömürüyorlar.Son 4 veya 5 yıldır bunu daha belirgin hale getirdiler.Son 5 yıllık dönemde çiğ süt fiyatları 0,40 ila 0,50 arasında gezinip durdu.Bir litre sütle 1 kg yem alamayan köylüm çiftçim masrafını karşılayamaz hale geldi.Sonuç kocaman bir hüsran güzelim süt inekleri kasaba gitti.
    Aslında zor bir yöntem var.Zor dasayılmaz ancak biraz zaman ister.Bir söz vardır.Zoru hemen yaparım imkansız biraz zaman alır.Söylemek istediğim kastetiğim bu.Zoru hemen yapmak başarmak lazım.Nasıl olacak diye soracaksınız;
    Bölgelerde çiğ süt üretimi yapan büyük çiftlikler birleşerek yanlarına küçük işletmeleride alarak bir süt ürünleri imalatı yapabilecek üretim bandını oluşturmak.Bu üretim bandında YOĞURT,AYRAN,BEYAZ PEYNİR,KAŞAR PEYNİRİ,LOR,TEREYAĞI gibi ürünlerin imalatını yaparak bulundukları bölgede ilde ilçede satış noktaları oluşturarak direkt tüketiciye satışını yapmak.Bu satış noktalarında pastörize süt satışlarıda ciddi boyutlarda yapılabilir.Bir mahallede açık süt satışları hiçte azınsanmayacak değerlerde.Hemde 1350 tl gibi bir rakamla.Bu proje üzerinde biraz kafa yorulursa büyük üreticilerede bir ders verilir diye düşünüyorum.Şahit olduğum bir satış noktasındaki müşterilerin talepleri beni düşündürdü.Sanayi yoğurdunu talep etmiyorlar .Doğal yourt yiyorlar.Açık süt alıyorlar ciddi oranlarda Manda,Koyun ,İnek sütü.Satıi fiyatlarına hiçte ses çıkartmıyorlar.
    Bu talebi gözardı etmemek lazım.
    Çiğ süt üreticileri hak ettiklerini almaları gerektiğine bir tüketici olarak ve de üretim yapan bir firma yöneticisi olarak inanıyorum.Destek veriyorum.
    Abdullah Görçin

  8. Güngör Gaffar YILDIRIM 7 Nisan 2010 - 09:39 - Yanıtla

    Ben Malatya’dan yazıyorum.Devletin hayvancılığa destek verdiğini duyunca çok sevindik.Babam yıllardır hayvancılığın her türlüsünü yaptığı ve tekrar hayvancılığa dönmek istememizden dolayı bu kararı olumlu karşıladık.Fakat geçenlerde tanıtım toplantısı olduğunda işin aslında bir destekten çok sadece çok büyük üreticiler için çıkarıldığı ve çiftçiyi adeta aşağılayıcı bir “destek” olduğunu gördük.Devlet %40 hibe veriyor fakat %18 KDV ve %18 ayrı bir vergi kesiyor. Sonra diyor sadece şu ırkları al ki o ırklar günlük ortalama 10 kg süt veriyor. Oysa holstein 30 kg veriyor. Sonra diyor senin yapacağın ahırda bunlar bunlar olacak. Ben normalde 50 başlık bir ahırı 100.000 TL ye mal edecekken bana 400.000 TL’lik bir başlık ahır projesi çıkardılar. Tamam dedik sonra dediler sana kredi yok git kendi paranla yap benim adamlarımın bütün masraflarını karşıla sonra ahırını yap makinalarını al ineklerini al ben sonra bi ara gelir bakarım beğenirsem kredini onaylarım beğenmezsen geçmiş olsun. Şimdi bu destek Türkiye’nin her yerine çıksa ne olur çıkmasa ne olur. Zaten çıkardıkları hiçbir destek küçük ölçekli ama asıl olan çiftçi için değilki. Herkes kendi yandaşı oğlu torunu yeğeni akrabası yada para babaları için bu kararları çıkartıyorlar bizde üstüne tartışıyoruz.

Hayvancılık: İlişkili Diğer Makaleler

En Son Yayınlanan Makaleler