Üreticiye düşük, ithalata yüksek fiyat politikası

Bu makalede ele alınan konular hakkında hızlı bir genel bakış.

Üreticiye düşük, ithalata yüksek fiyat politikası

29 Mart 2022

·

Ali Ekber Yıldırım

·

Köşe Yazısı

Güncelleme: Şub 25, 2024

Hükümetin tarımdaki alım fiyat politikası ne yazık ki, üreten çiftçiden ucuza almak, dışarıdan pahalıya ithal etmek oldu. Toprak Mahsulleri Ofisi’nin sezon başında açıkladığı alım fiyatları ile şu andaki ithalat fiyatları arasında en az 3 kat fark var.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan 17 Mayıs 2021 günü 2021 yılı hububat alım fiyatlarını açıkladı. Ekmeklik buğday alım fiyatı ton başına 2 bin 250 lira, makarnalık buğday alım fiyatı ton başına 2 bin 450 lira olarak açıklandı. Arpa, çavdar ve tritikale alım fiyatı ton başına 1.750 lira olarak belirlendi.

Kırmızı mercimeğin tonu 5 bin lira, yeşil mercimeğin tonu 4 bin 150 lira, nohutun tonunun 4 bin 50 liradan alınacağı ilan edildi.

Toprak Mahsulleri Ofisi, açıklanan bu fiyatlardan ürün alamadı çünkü piyasa fiyatı bunun çok üzerine çıktı. İçerden bu fiyata ürün alamayan Ofis, yaptığı ihalelerle yurtdışından buğday, arpa, mısır ithalatı yaptı. Hem de çok daha yüksek fiyatlara.

Sadece ekmeklik buğday örneği vermek gerekirse, ilk ihale 30 Haziran 2021 tarihinde yapıldı ve buğday ithalatına ton başına ortalama 262,90 dolar ödendi. Kuraklık, pandemi, Rusya’nın Ukrayna’yı işgali gibi olayların da etkisi ile dünyada da fiyatlar arttı. Toprak Mahsulleri Ofisi’nin son olarak Mart 2022’deki ihalelerinde buğdayın tonu 450 doların üzerine çıktı. Yani tonu 6 bin 750 lirayı buldu. Mayıs’ta açıklanan alım fiyatının 3 katı bir fiyata buğday ithal edildi.
Mercimek, nohut gibi bakliyat ürünlerinde alım fiyatı ile piyasa fiyatı arasındaki fark çok daha büyük. Üretici haklı olarak “benden ucuza alınmak istenen ürün neden daha pahalıya ithal ediliyor” diye soruyor. Kaldı ki, açıkladığı fiyatla iç piyasadan ürün alamayan Toprak Mahsulleri Ofisi artık ithalat ofisi gibi çalıştırılıyor.

Kırmızı et fiyatındaki tartışma

Benzer bir durum kırmızı ette yaşanıyor. Et ve Süt Kurumu, sattığı kırmızı etin fiyatına bir seferde yüzde 48 zam yapması çok büyük tartışmalara neden oldu. Normalde her gazetecinin yapması gerekeni yaparak Et ve Süt Kurumu Genel Müdürü Osman Uzun’u telefonla aradım. Neden bu kadar yüksek oranda zam yapıldığını sordum.

Et ve Süt Kurumu Genel Müdürü Osman Uzun, piyasanın yüzde 66 daha ucuza et sattıkları için uzun kuyruklar oluştuğunu bu zammın kaçınılmaz hale geldiğini söyledi. Osman Uzun yapılan zamlarla ilgili şu değerlendirmeyi yaptı: “Bizim fiyatlar çok düşüktü, piyasanın %66 daha altında bir fiyatımız vardı. Bu nedenle çok uzun kuyruklar oluşuyordu. Bu nedenle biz fiyatı arttırdık ama yine de piyasaya göre yüzde 15 daha düşük bir fiyat var. Karkas etin fiyatı 80 lira olmuş bizim 56 liradan kıyma satmamız zaten mümkün değildi.”

Üreticiden alım fiyatını neden artırmadıklarını sorduğumda ise piyasada karkas etin fiyatı 80 lirayken 58- 60 liradan kesim yapmalarının pek mümkün olmadığını bu nedenle üreticiden alım fiyatını da artıracaklarını söyledi. Uzun: “Alım fiyatında da bir artış yapmamız gerekiyor. Bunun için çalışmalar yaptık. Hem sayın bakanımıza sunduk hem de Fiyat İstikrar Komitesi‘ne sunduk. Oradan çıkan karara göre alım fiyatında da artış olacak. Biz de zaten ihtiyacımız olan eti piyasadan kesilmiş et olarak alıyoruz. Bu konuda dijital – elektronik bir ihale açıyoruz. Kilosunu 78 -79 liradan et alıyoruz.” dedi.

İthal et ucuz değil

Et ve Süt Kurumu’nun piyasaya et satışının az olduğu, ayda sadece 500 ton, yıllık 6 bin ton et sattığı, ülke genelinde bu satışın 18 noktada yapıldığı da aynı haberde yer aldı. Et ve Süt Kurumu Genel Müdürü Osman Uzun’a bu fiyat artışının ithalata zemin hazırlamak için yapıldığı yönündeki iddiaları da sordum. Uzun, hem içerde hem de dışarıda sürekli olarak fiyat araştırması yaptıklarını, şu anda et ithalatına gerek olmadığını, içerde yeterli hayvan ve et olduğunu özellikle söyledi. “İthalat ucuz değil ki. İthalata gerek yok. Bizim artan fiyatlarımıza rağmen piyasanın yüzde 15 altında. İthalata gerek yok.” diyerek sözlerini tamamladı.

ESK Genel Müdürü Osman Uzun’un anlattıklarından da anlaşılacağı üzere kırmızı et fiyatının artırılmasına kurum tek başına karar vermiyor. Fiyat İstikrar Komitesi’ne gidiyor. Hazine ve Maliye Bakanı Nurettin Nebati’nin başkanlığındaki Fiyat İstikrar Komitesi karar veriyor.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın çiftçilerle buluşması

Bu tartışmalar yaşanırken Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Tokat’ta çiftçilerle buluştu. Önce tarımla ilgili bazı bilgiler verdi. Son 20 yılda sağlanan tarım desteklerini anlattı. Sonra sözü çiftçilere verdi.

Tokat Sulusaray’da hayvancılık yapan kadın çiftçi Tuğba Ezmiri ileCumhurbaşkanı Erdoğan arasında ilginç bir diyalog yaşandı. Yem fiyatlarındaki artıştan şikayet eden Tuğba Ezmiri ile konuşurken Uruguay yerine Tokat’tan hayvan alınmasının daha karlı olacağını söyledi.

Tarım ve Orman Bakanı Vahit Kirişçi’ye talimatlar da veren Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Tokat Sulusaray’da hayvancılık yapan kadın çiftçi Tuğba Ezmiri arasındaki diyalog aynen şöyle:

– Sayın Cumhurbaşkanım Tokat’ımıza hoş geldiniz.
Erdoğan: Hoş bulduk.
-Ben Tuğba Ezmiri. Tokat Sulusaray ilçesinde büyükbaş işletmeciliği yapıyorum
– Kaç tane?
– 50 baş ama şu an 50 başın üstüne çıktık. İşletmemiz 50 baş üzerinde
– Başlarken kaç başla başladın?
– 13 başla başladık. İşletmemize ilk girdiğimizde 13 hayvandı. Şu an 50’yi geçtik. Sizin destekleriniz sayesinde.
– Bunlar herhalde süt değil, değil mi, damızlık da var. Süt mü?
– Damızlık da var, besi hayvanımız da var. Kırsal Kalkınmayı Destekleme Kurmu’ndan ve sisin desteğinizle işletmemizi yaptık. Şu anda işletmemiz tam dolu vaziyette işlemektedir. Ancak sizin de bildiğiniz gibi artan yem fiyatları üretimimizi olumsuz etkilemektedir. Ben de üretim yapmak istiyorum. Bu işi severek ve isteyerek yapıyorum. Çocukluğumdan beri tarım ve hayvancılığın içinden gelmiş birisi olarak ailem de bu işle uğraştığı için ben de bu işi çok seviyorum ve bırakmak istemiyorum.
– Yani onu bırakma zaten de. Yani eğer et hayvancılığı ise, bak şimdi Vahit bey de Türkiye için et hayvancılığında hayvan arıyor.
– Olabilir, gelsin verelim.
Hayvanlarınızı hemen alır hemen. Şu anda Uruguay‘dan hayvan getirmeye çalışıyor. Halbuki burada var. Ama tabi bu 50 filan yetmez. Et hayvancılığında burada mesela hayvan besiciliği yapan kaç kişi var? Şöyle bir göreyim. (El kaldıranları görünce) Bayağı var ya Vahit Bey. Yani öyle deri kemik olmasın ama ha. Yani et noktasında iyi bir konumda ise biz hemen Tokat’tan alalım. Vahit Bey bu işin içine hemen girelim. Şu anda çünkü kırmızı ette et hayvancılığın da ihtiyacımız var. Ne için ta Uruguay‘dan alalım. Biz kendi ülkemizdeki hayvanları almak suretiyle bu işi bitirelim. Yani biz süt değil et hayvancılığında alalım ki dolayısıyla çiftçimizi de bu noktada rahatlatalım ve o da damızlık noktasında da yetiştirmeye devam etsin öyle mi. Vahit Bey onun için kampanyayı biraz buraya doğru yay, bak mesela elimde var diyor. Hayvan var diyor.

– Kaç tane var?
– Kaç tane, 22 tane
– 22 taneyi verebilirsin yani.
– Evet
– (Tarım ve Orman Bakanı Vahit Kirişçi’ye dönerek) Hemen adım at elini bekletme.
– En azından yemlerimiz bize kalır, yemlerimizi de diğer hayvanlarımıza yediririz biraz acele ederse
– Tarım ve Orman Bakanı Vahit Kirişçi ayağa kalkarak: Efendim bu karkas fiyatları
– Sen şimdi karkası markası bırak. Önce benim kendi vatandaşımdan çiftçimden aldığım hayvan benim için en karlı hayvandır.(Çiftçiler alkışlıyor)
Kirişçi: Bize vermiyorlar efendim
– Verir verir. Hele hele benim bu vatandaşlarım havada karada verir
– Çiftçi: inşallah
– Bakan Kirişçi: Tamam efendim, anlaşılmıştır.
– (Çiftçilere dönerek) Vermem diyen var mı? Bak devletimize vermez miyiz diyor ya.
– Vatandaş: Hibe ederiz
– Yok haşa, hibe filan değil. Hibeye filan gerek yok yeter ki uygun fiyatla. Vahit Bey bu konularda zaten güvenilir bir dava arkadaşımdır ve hiçbir zaman vatandaşımızı dara düşürmez en uygun imkanlarla vatandaşımızdan biz bu hayvanları alırız ve süratle de tarım kredi olarak bunları inşallah piyasaya süreriz. Şimdi Ramazan geliyor, geldi. Mesela, Ramazanımızda ucuz fiyata, istiyoruz ki vatandaşımıza işte Et Süt Kurumu’nda filan eti kıymayı, kuşbaşını verelim.
Kirişçi: Doğrudur
– Hemen.
-Ayrıca eşim öğretmen, kendim ev hanımıydım. Beş tane çocuğum var. Hayvanlarımla genellikle sadece ben ilgileniyorum. Eşim öğretmen olduğu için sürekli hayvanlarla ilgilenemiyor sürekli ben ilgileniyorum. Bayan arkadaşımızın dediği gibi çoban sorununu
– Bulamıyorsunuz
-Evet, aynen biz de çekiyoruz.

Toplantı diğer çiftçilerin konuşmaları ile devam ediyor.

Çiftçiyle konuşmadan çıkan mesajlar

Almasını bilenler için bu kısa konuşmadan bile alınacak çok önemli mesajlar var.

1- Tüm zorluklara, yem fiyatlarındaki artışa rağmen üretici üretmek istiyor. Üretimi bırakmak istemiyor.

2- Yem fiyatları o kadar yüksek ki, üretici elindeki hayvanı satıp yemi diğer hayvanlarına vermek istiyor.

3- Besi süresi gelmiş hayvanları yetiştirici satmak istiyor. Tarım ve Orman Bakanı Vahit Kirişçi, “bize vermezler” diyor. Çünkü, piyasada karkas etin kilosu 85-90 lira seviyesinde. Bazı yerlerde 100 liraya dayandı. Et ve Süt Kurumu ithal hayvanlar için karkas ete kilo başına 58 lira, yerli havyan için 60 liraya alıyor. Bu 1 kalite tosun fiyatı. Düve, erkek manda, ikinci kalite tosun fiyatı 52-54 liradan alınıyor. İnek, dişi manda üçüncü kalite düve ve tozun 40 lira ile 53 lira 50 kuruş arasında değişen fiyattan alınıyor. Bu nedenle üretici hayvanını devlete vermiyor. Yani buğday, arpa, mısır da olduğu gibi et alım fiyatı da çok düşük. Üreticiden ucuza et almak istiyor ama alamıyor.

4- Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın verdiği bilgiye göre Tarım Bakanlığı Uruguay’dan hayvan ithal etmeye çalışıyor. Oysa Türkiye’de yeterli hayvan var. İyi fiyat verilirse üreticiden hayvan alınabilir. Ayrıca Uruguay’dan ithal edilecek hayvanlar daha ucuza gelmeyecek. Ama kendi üreticinizden alamadığınız hayvanı daha pahalıya ithal ederseniz ülkede hayvancılığa darbe vurursunuz. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kendi çiftçimizden alalım demesi bu nedenle önemlidir. Umarız ithalattan vazgeçilir.

5- Yetiştiricilik yapanlar çoban bulamıyor.

Özetle; hayvancılıkta çok büyük sorunlar var. Çiğ süt ile başlayan kırmızı et fiyatlarına yansıyan sorunlar Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın çiftçi buluşmasında da üstü kapalı bir biçimde olsa da ortaya çıkıyor. Hükümetin üreticiye ucuz fiyat, ithalata yüksek fiyat politikasını değiştirmesi, ithalat yerine üretime dönmesi gerekiyor.

Bu makale ile ilgili yapılan yorumlar

  1. Memoli 31 Mart 2022 - 01:48 - Yanıtla

    Allahını Peygamberini seven birisi Tarım Bakanına anlatsin, Cumhurbaşkanımıza artık anlatsın, ülkemiz olarak biz hayvancılık alaninda kendimize yetebilecek nitelikteyiz, yapmalari gereken çok basit, hayvancılığa yeni baslayacaklara tkdk, gibi hangi hibe politikası olursa olsun bunu is adamlarina yeni başlayanlara degil, mevcutta uretim yapan besicilere verilmeli, yemi, samani, çoban maaşı, sigortasi, veteriner gideri vs gercek manada isi uretici bilir, koyunun ineğin kuzunun doktoru tabibi gercek ve tecrubeli eski ureticilerdir, herkesin bir meslegi vardır bu isi meslegi olanlar yapmalı, bir besici kalp ameliyati yapamazsa, doktorda fabrikatörde vs bu ise büyük hibe destekleriyle giriyorlar bu hibeler devletin menfaatine yön değiştirmeli.Hibelerden yararlanan gerçek üretici sürüyü islah eder verimli hayvanlari elinde tutup çoklu dogum sistemi uygular, yer gök etle dolar

En Son Yayınlanan Makaleler