Bu makalede ele alınan konular hakkında hızlı bir genel bakış.

Son 21 yılın tarım bakanları ve politikaları

Güncelleme: Şub 25, 2024

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan yeni kabineyi açıkladı. Tarım ve Orman Bakanlığı görevine İbrahim Yumaklı atandı.

Adalet ve Kalkınma Partisi’nin 21 yıllık iktidarının 8’inci tarım bakanı olan İbrahim Yumaklı, 7 Nisan 2022’den beri Tarım ve Orman Bakan Yardımcısı olarak görev yapıyordu. Bu görevden önce 5 yılı aşkın süre Gübretaş Genel Müdürlüğü ve İcracı Yönetim Kurulu Üyesi olarak çalıştı.

İş yaşamına 1993 yılında Marshall Boya’da başlayan Yumaklı, Aljazeera Türkiye ve Anadolu Ajansı’nda çalıştı. Eğitimine gelince, Bakırköy İmam Hatip Lisesi’nden sonra Uludağ Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi İşletme Bölümü mezunu.

Gübretaş’taki yöneticilik ve Tarım Bakan Yardımcılığı görevi nedeniyle tarım sektörüne yabancı değil. En azından tarımı sıfırdan öğrenmeyecek. Uzun uzun brifinglere gerek kalmayacak. Kendisine görevinde başarılar diler, umarım tarım sektörüne iyi hizmetleri olur.              

Tarımda 21 yılda 8 bakan

Adalet ve Kalkınma Partisi, Tarım Bakanlığı’nın adını iki kez değiştirdi. Bu 21 yılda sırasıyla Prof. Dr. Sami Güçlü, Dr. Mehdi Eker, Kutbettin Arzu, Faruk Çelik, Ahmet Eşref Fakıbaba, Dr.Bekir Pakdemirli, Prof. Dr.Vahit Kirişci tarım bakanlığı yaptı. Mehdi Eker, bu görevi 10 yıl 2 ay sürdürdü. Bakanlık tarihinin en uzun süresi.

Adalet ve Kalkınma Partisi’nin ilk tarım bakanı iktisatçıydı. Prof. Dr. Sami Güçlü, Abdullah Gül tarafından göreve getirildi. Recep Tayyip Erdoğan’ın ilk hükümetinde de görev yaptı. Haziran 2005’te CNN Türk’te canlı yayındayken reklam arasında görevden alındığını öğrendi. Canlı yayına “bakan” olarak başladı. Yayın biterken artık “bakan” değildi.

Tarım ve Köy İşleri Bakanı Sami Güçlü döneminde ilk kez mazot desteği başlatıldı. Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Teşvik Fonu (Fakir Fukara Fonu-/Fak-Fuk Fon) aracılığıyla kooperatif üyesi yoksul çiftçiler borçlandırılarak 2 süt ineği dağıtım projesi başlatıldı. Çiftçiler bedava zannederek akın etti. Fakat, inekler bedava değildi. Projeden yaralanmanın birinci koşulu yoksul olmak ikincisiyse kooperatif üyesi olmaktı. İlk yıl, 2003’te 1000 kooperatif başvurdu ve sadece 25’i bu borçla hayvan alma kredisinden yararlanabildi.

Sami Güçlü döneminde, “Köy Merkezli Tarımsal Üretime Destek Projesi” adıyla ve Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği’nin finansman desteğiyle “1000 köye 1000 tarım gönüllüsü” projesi başlatıldı.

Tarım Kent Projesi, Sami Güçlü döneminin bir başka önemli projesiydi. Toplu Konut İdaresi Başkanlığı hazine arazisine ahır-konut yapacak, altta hayvanlar üstte çiftçiler oturacaktı. Batman’da başladı fakat bu proje de tarım ve hayvancılığı değil, inşaat sektörünü desteklemek için tasarlanmıştı. Kaynaklar yine heba edildi. Bu dönemde 5 yılı kapsayan, “Hayvancılığı Geliştirme Stratejisi” hazırlandı. Bakanın görev süresi uygulamaya yetmedi. Kendisinden sonra göreve gelen AKP’li Tarım Bakanı Mehdi Eker bu stratejiyle birlikte Sami Güçlü döneminin projelerini rafa kaldırdı.

Sami Güçlü, Haziran 2003’te, ilk kez buğday alım fiyatı açıklayacaktı. Adana’da fiyatları açıklarken çiftçiler sert tepki gösterince “gözünüzü toprak doyursun” dedi. Günlerce, aylarca tartışılan bu sözleri nedeniyle Başbakan Recep Tayyip Erdoğan çiftçilerden özür dilemek zorunda kaldı.

Mehdi Eker’in İlk’leri ve Şövalye Nişanı

Bakanlık koltuğunda en uzun süre oturan Veteriner Hekim Mehdi Eker oldu. Birçok ilk’e imza attı, ancak tarihe “saman ithal eden bakan” olarak geçti. Bu dönemde sadece saman ithalatı değil, pek çok ilk yaşandı.

Genetiği Değiştirilmiş Organizma (GDO) ithalatına ilk kez bu dönemde izin verildi. Kurban bayramında kurbanlıkhayvan ithal edildi. Deli dana hastalığı nedeniyle hayvan ithalatına kapalı olan Avrupa Birliği’ne 14 yıl sonra ithalat kapısı açıldı.

Fransa ilk kez bir Tarım Bakanı’na, Mehdi Eker’e şövalye unvanı verdi.

Türkiye ilk kez başka bir ülkede, Sudan’da arazi kiraladı.

Tarım Yasası,Tohum Yasası ve daha bir çok yasa çıkarıldı. Devlet destekli tarım sigortası uygulamaları başlatıldı. Tarım, gıda ve yemde Avrupa Birliği’ne uyum mevzuatları çıkarıldı. Tarım ve Kırsal Kalkınmayı Destekleme Kurumu kuruldu. Kırsal Kalkınma Yatırımlarının Desteklenmesi Projesi kapsamında yüzde 50 hibe desteği başlatıldı.

Tarım Havzaları Üretim ve Destekleme Modeli oluşturuldu. Küçükbaş hayvancılık destekleme kapsamına alındı. Nohut, fasulye ve mercimek prim desteği kapsamına alındı.

Mehdi Eker döneminde, kırsal kalkınma yatırımlarının desteklenmesi, küçükbaş hayvancılığın, bakliyat ürünlerinin destekleme kapsamına alınması, tarım sigortaları uygulamasının yaygınlaştırılması gibi olumlu icraatlar da yapıldı. Genel olarak değerlendirildiğinde, Mehdi Eker’inbakanlığı, ithalat politikalarının yerleştiği, ot, saman ithalatından, hayvancılık ve bitkisel üretimle ilgili ürünlere kadar pek çok ürünün ithal edildiği bir dönem oldu. İthalat kurumsal olarak yerleşti, piyasada fiyatı artan her ürün ithal edildi. Tarım bakanlığı ithalat bakanlığına dönüştü.

Mimar Bakan 3 ay görev yaptı

Mehdi Eker’den sonra yerine yardımcısı Kutbettin Arzugöreve getirildi. Arzu, Adalet ve Kalkınma Partisi’nden Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanlığı’na aday olmuş ancak kaybetmişti. Tarım Bakanlığı Bakan Yardımcısı yapıldı. Kutbettin Arzu mimardı.

Ahmet Davutoğlu’nun 2015’te kurduğu geçici seçim hükümetinde 3 ay tarım bakanlığı yaptı. Genel seçim tekrarlandıktan sonra Ahmet Davutoğlu’nun kurduğu hükümette bu kez Faruk Çelik tarım bakanlığı görevine getirildi.

Havza modeli değişti, TARBİL durduruldu

Faruk Çelik, Bursa Yüksek İslam Enstitüsü mezunuydu, yani ilahiyatçıydı. Çelik, göreve geldikten sonra bakanlık kadrolarını hızla değiştirdi. Kendisinden önceki projelerin bir bölümünü değiştirdi, bir bölümünü rafa kaldırdı. Devrin niteliğinde proje olarak adlandırılan TARBİL projesini durdurdu.

Faruk Çelik’in 20 aylık görev süresi boyunca olağanüstü olaylar yaşandı. Göreve geldiği ilk günlerde Rusya ile uçak krizi patlak verdi. Türkiye, sınır ihlali nedeniyle Suriye sınırında bir Rus uçağını düşürdü. Rusya’nın tepkisi çok sert oldu, tarım ürünlerinde yaptırımlar uyguladı. Rusya, 1 Ocak 2016 itibariyle Türkiye’den 24 tarım ürününün ithalatını yasakladı. Ardından FETÖ Terör Örgütü’nün 15 Temmuz hain darbe girişimi, iki seçim ve bir de referandum oldu.

Mehdi Eker’in hazırladığı Tarım Havzaları Üretim ve Destekleme Modeli’nde köklü bir değişiklik yaptı. Türkiye’yi 30 havza yerine her ilçe bir havza olacak şekilde 941 havza olarak yeni bir model oluşturdu. En önemli çalışması, “Milli Tarım Projesi” ile bitkisel üretimde havza modeli, hayvancılıkta yetiştiricilik bölgeleri oluşturarak farklı bir bakış açısı getirme planıydı. Tarım örgütleriyle ilgili sert çıkışları oldu. Radikal bir kararla destek ödemelerini birliklerden alarak üreticiye doğrudan yapmaya başladı. Diğer bakanlar gibi o da ithalatçı politikadan vazgeçemedi. Onun döneminde de ithalatta rekorlar kırıldı. Haziran 2017’de üretici hasada yeni başlamışken buğday, arpa ve mısırda gümrük vergileri düşürüldü. Hasatta ithalat kararnamesi yayınlandı. Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekçi’nin bu kararnamenin çıkarılmasında etkili olduğu söylendi. Çelik, Zeybekçi ile anlaşamadı, Gıda Komitesi’nde yalnız kaldı. Tarımı savunamaz duruma geldi.

Genel cerrah neşteri vuramadan gitti

Faruk Çelik’ten sonra, ülkede, tarımı bilen, ziraat mühendisi, gıda mühendisi, tarım ekonomisti, çiftçi yokmuş gibi, bir genel cerrah Ahmet Eşref Fakıbaba tarım bakanı olarak atandı. Faruk Çelik gibi Şanlıurfa Milletvekili olan Ahmet Eşref Fakıbaba’nın da bakanlık deneyimi olmadığı gibi, tarımla da bir ilgisi yoktu.

Ahmet Eşref Fakıbaba göreve geldikten sonraki ilk açıklamasında yemek porsiyonlarını azaltmak gerektiğini söyledi. Fakıbaba döneminde ithalatta rekor üstüne rekor kırıldı. Bu dönemde gündeme getirilen en önemli proje 300 koyun projesiydi. Fakat uygulamada büyük sorunlar yaşandı.Fakıbaba yıllar sonra İyi Parti’ye geçti.

Elektrikli traktör 3 yıl konuşuldu, tarlaya giremedi

Türkiye, 2018’de Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ne geçince, bakanlıkların yapısı tümüyle değişti. Yine bazı bakanlıklar birleştirildi. Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı, Tarım ve Orman ve Su İşleri Bakanlığı ilebirleştirildi. Tarım ve Orman Bakanlığı oldu. Yeni sistemde milletvekili olanlar bakan olamıyordu.

Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin ilk Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli oldu. Temmuz 2018’de bu göreve getirilen Bekir Pakdemirli de tarım sektöründen değildi. Kan yapılınca, “her şey aklıma gelmişti, bir tek tarımı düşünmemiştim” dedi.

Pakdemirli’nin en önemli projesi, Tarımda Milli Birlik Projesi adıyla yabancı bir şirket tarafından hazırlanan ve ülke tarımının sonunu getirecek, Semerat adlı bir holding üzerinden şirketlere devrini öngörüyordu. Bu projeyi ilk kez kamuoyuna duyurduğumda çok büyük tepki oldu ve Cumhurbaşkanı Erdoğan yapılacak sunumu iptal edince proje rafa kalktı.

Bekir Pakdemirli’nin bakanlığı dönemindeki politikalar  ve orman yangınlarına müdahaledeki yetersizlik çok tartışıldı.

En önemli projelerinden birisi de elektrikli traktördü.Cumhurbaşkanı Erdoğan’a deneme sürüşü bile yapıldı, ancak elektrikli traktörler bir türlü tarlaya sürülemedi. Kendisinden sonra göreve gelen Vahit Kirişci “gündemimizde yok” diyerek projeyi bakanlık adına rafa kaldırdı.

Planlı üretim yasa çıktı,uygulamaya zaman kalmadı

Pakdemirli’den sonra Çukurova Üniversitesi ziraat Fakültesi mezunu ve bu fakültede yıllarca öğretim üyeliği yapmış yani tarımın içinden bir isim Prof. Dr.Vahit Kirişcigöreve getirildi. Kirişci, yaklaşık 15 ay görev yaptı. Rusya Ukrayna Savaşı, tahıl koridoru,sel ve felaketler, yüzyılın felaketi olarak nitelendirilen Kahramanmaraş merkezli deprem bu dönemde yaşandı. Planlı üretim ve sözleşmeli üretim konusunda torba yasa çıkarılmasını sağladı. Ancak bu yasayı uygulayamadan görevi bitti.

Yeni Bakan’ın ilk mesajı

Vahit Kirişci’den görevi Bakan Yardımcısı İbrahim Yumaklı devraldı. Yumaklı devir teslim töreninde projeleri aynen sürdüreceklerini söyledi. İklim krizi, orman ve su varlıklarının korunması, tarımsal girdilerde dışa bağımlılığı azaltacak yerlileştirme ve millileştirme konularına değinen Yumaklı, yapısal dönüşümle gıda arz güvenliğine odaklanacaklarını, üreticiyi güçlendiren, tüketiciyi koruyan politikalar uygulayacaklarını söyledi.

Özetle, Türkiye’de tarımın temel sorunu, hükümetler tarafından stratejik sektör olarak görülmemesi. Hükümet değiştikçe, bakan değiştikçe tarım politikaları değişiyor. Bunu Adalet ve Kalkınma Partisi’nin 21 yıllık iktidarı döneminde de gördük. Hükümet aynı partiden olsa da bakan değiştikçe politikalar değişti. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ile fili olarak da Cumhurbaşkanı tek karar verici oldu. Bu nedenle bakanın kim olduğu değil, tarıma bakış önemli. Tarıma gereken değer ve önem verilmezse bakan kim olursa olsun Türkiye tarımdaki potansiyelini değerlendiremez. Tarım Yasası’nda öngörülen destekler bile tarıma verilmedi. Tarım en az milli güvenlik kadar önemli denilse de milli güvenlik kadar değer verilmedi. Bu nedenle Türkiye, tarımdaki potansiyelini değerlendiremiyor.

Bu makale ile ilgili yapılan yorumlar

En Son Yayınlanan Makaleler