TARBİL projesini kimler engelledi?

Bu makalede ele alınan konular hakkında hızlı bir genel bakış.

TARBİL projesini kimler engelledi?

15 Temmuz 2020

·

Ali Ekber Yıldırım

·

Köşe Yazısı

Güncelleme: Şub 22, 2024

Tarımda teknoloji kullanımı bugünlerde en çok konuşulan konulardan birisi. Akıllı tarım, modern tarım, hassas tarım, tarım 4.0, dijital tarım, sensörler, yüzey tarama cihazları, kameralar, robotlar, uydular, uzaktan algılama sistemleri ve benzeri kavramlar günlük yaşamımıza girdi.

Bir yandan sağlıklı, güvenilir gıdaların üretimi için ilaç, gübre gibi kimyasalların azaltılması gündemde, bir yandan da artan nüfusun beslenmesi için verimliliğin artırılması tartışılıyor.

Verimliliğin artırılması, tarımda sorunların hızlı çözümü için teknoloji kullanımı yaygınlaşıyor. Kırsalda nüfusun yaşlanması, emek gücünün zayıflaması, çalışacak işçi bulma sıkıntısı ve diğer bir çok faktör teknoloji kullanımını zorunlu kılıyor.

Tarımda teknoloji kullanımı konusunda Türkiye, dünyada benzeri olmayan çok kapsamlı bir sistemi bundan yaklaşık 10 yıl önce gündemine aldı. “Dünyada eşi benzeri olmayan bir sistem” olarak tanıtılan, “Tarım Sektörü Entegre Yönetim Bilgi Sistemi”, AKP iktidarının tarımdaki önemli projelerinden birisiydi. Fakat, yine AKP tarafından rafa kaldırıldı.

Ülke tarımının gelişmesini, kayıt sisteminin oluşmasını, teknoloji kullanımının yaygınlaşmasını, hem üretici hem tüketici yararına olan bu proje neden uygulanmadı? Kimler engelledi?

TARBİL nedir?

Tarım Sektörü Entegre Yönetim Bilgi Sistemi’nin tanıtımı 25 Şubat 2015’de Ankara’da 5 yıldızlı bir otelde yapıldı. Dönemin Başbakanı Ahmet Davutoğlu, Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehdi Eker bu toplantıda Tarım Sektörü Entegre Yönetim Bilgi Sistemi’nin dünyada ilk kez Türkiye’de uygulanacağını ifade ettiler. Tarımın kurtuluş reçetesi olarak sunulan bu projeyi hatırlatalım.

Sistemin ana omurgasını Tarımsal İzleme ve Bilgi Sistemi(TARBİL) oluşturuyordu. TARBİL, ülke tarımının her alanda kayıt altına alındığı, verilerinin tutulduğu, raporlamalarının yapıldığı ve sonuçlarının gözlemlendiği entegre bir sistemdi.

Proje için; Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı Tarım Reformu Genel Müdürlüğü, Kalkınma Bakanlığı, Türkiye İstatistik Kurumu, Orman ve Su İşleri Bakanlığı, Meteoroloji Genel Müdürlüğü ile İstanbul Teknik Üniversitesi Rektörlüğü arasında 2011’de bir protokol imzalandı ve çalışmalar bu çerçevede yapılıyordu.

Projenin önemli amaçlarından biri, tarım istatistikleri konusuna kalıcı bir çözüm getirebilmek için, dönemsel tahmin çalışmalarını bir yana bırakıp sürekli ve gerçek zamanlı veri toplayan, hizmet sunarken topladığı veriyi sürekli arttıran bir bilgi sisteminin kurulmasıydı. Bu altyapı büyük ölçüde kuruldu. Parasal bir sorun da yoktu. Hükmet, bakanlık, diğer kurumlar herkes sistemin işlemesi için destek verdi. Ancak, bu çalışmaların birilerini rahatsız ettiği ve devreye gizli bir elin girerek ülke tarımı için çok büyük yararlar sağlayacak projenin engellendiği iddiası güçleniyor.

Projenin hedefleri neydi?

* Pulluk değen her toprağın kayıt altına alınması
* Tarımsal üretimin sistem dâhilinde gözlemlenebilir olması
* Verim ve rekoltenin önceden biliniyor olması
* Doğru yatırım ve doğru stratejilerin belirlenmesi
* Ülkesel politikaların geliştirilmesi
* Ürün ve üretimin kontrolü ve takibinin sağlanması
* Gıda güvenliği

Teknoloji ile üretim planlaması yapılacak

TARBİL, iki ana temel üzerine kurulmuştu. Birincisi, doğru, anlık veri üretimi ve kullanımı. Yılda iki kez tüm Türkiye’yi kapsayacak şekilde temin edilen uydu görüntüleri ile zirai-meteorolojik gözlem istasyonları kuruldu. Bu kapsamda çoğunluğu Güneydoğu Anadolu Projesi (GAP) alanında olmak üzere 400 istasyon faaliyete geçirildi. Ülke genelinde 1200 gözlem istasyonu kurulacaktı. Bu istasyonlardan anlık olarak veriler İstanbul Teknik Üniversitesi’ndeki merkeze ulaştırılıyordu. Rüzgar hızı, nem, iklim koşulları, toprak sıcaklığı gibi 39 farklı parametrenin kaydedildiği bu istasyonlardan kameralar ile canlı görüntü alınarak veri temin ediliyordu.

Sistemin en önemli ve eşdeğerlerine göre en farklı özelliği bitkilerin gelişim evresine göre ihtiyacın belirlenebilmesiydi. Ülke genelinde 12 milyon noktanın her birinde saate iki defa 120’den fazla parametre hesaplanabiliyordu.

İkinci temel ayağı ise, mobil uygulamaları da içeren Tarım Bilgi Sistemi’ydi. Bu sistem ise, ülke genelinde tüm tarımsal aktivitelere ait bilgi, belge ve süreçlerin faaliyet türlerine göre gruplandığı, takibinin sağlandığı, tüm kurumsal yetkilendirme ve denetleme süreçlerinin yapılabildiği, ilgili tüm süreçlere ait veri envanteri entegre bir şekilde takip edilebilmesini sağlayacaktı.

Özel hazırlanmış tabletler dağıtıldı

Bakanlık kullanıcıları il, ilçe ve parsel bazında kuraklık, verim, ekim alan dağılımı, bitki su tüketimi, ekolojik uygunluk gibi bölgesel kaynakların iyi yönetimi için gerekli teknik verilere TARBİL sayesinde ulaşılabilecekti. Tarımsal Bilgi Sistemi kapsamında 42 veritabanı sisteme entegre edildi ve bu sistemler birbirleriyle iletişim halinde çalışabiliyordu.

Bakanlık bu kapsamda mobil uygulamalarla geliştirilmiş ve hem çiftçiler hem de bakanlık personeli için özel hazırlanmış tabletler dağıttı. Bu tabletler ile bakanlık personelinin çalışacakları tarım parselini arazide kolayca bulabilmeleri, çiftçilere gübre ve ilaç reçetesi yazabilmeleri, danışmanlık vermeleri, destek için diğer bakanlık personeli ve çiftçiler ile anlık iletişim kurmaları hedefleniyordu.

Ayrıca tarım alet ve ekipmanlarının, hayvan varlığının kayıt ve sayım işlemleri de tabletler ile yapılacak ve böylelikle dağıtılan tabletler ile 10 bin bakanlık personeliyle tarım envanteri oluşturulacaktı.

Proje çiftçiye ve tüketiciye ne sağlayacaktı?

Çiftçiler ise, parsellerinin ekim bilgilerini, reçetelerini, ekipmanlarını, hayvan varlıklarını, hasat bilgilerini tabletlerinden görebilecek. Destek başvurularını beyan ile sistem üzerinden yapabilecekti. Ayrıca anlık meteorolojik veriler ve risk değerlerine göre zirai erken uyarıları görerek tedbir almaları sağlanacaktı.

Tüketiciler satın aldığı ürün üzerindeki barkod sisteminden tarladan sofraya kadar geçen her aşamayı öğrenecek. Aldığı ürünün hangi bölgede, kim tarafından üretildiğini, kullanılan ilaç ve gübreleri öğrenebilecekti.

Özetle, o dönemde de yazdığımız gibi, Tarım Sektörü Entegre Yönetim Bilgi Sistemi ve bunun ana omurgasını oluşturan Tarımsal İzleme ve Bilgi Sistemi(TARBİL) projesi uygulansaydı tarım sektörüne çok büyük katkılar sağlayacaktı. Ülke tarımı, teknoloji destekli üretimle hem üreticiye, hem tüketiciye önemli avantajlar sağlayacaktı. Ülke tarımına yararlı bu projeyi kim ya da kimler engelledi?

Bugünlerde bir çok konuda önemli açıklamalar yapan ve geçmişteki uygulamaları gündeme getiren dönemin Başbakanı ve bugünün Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu bu konuda da bildiklerini açıklayabilir mi?

Bu makale ile ilgili yapılan yorumlar

  1. Cumali Yalçınkaya 23 Temmuz 2020 - 20:18 - Yanıtla

    Ali Bey
    Merhaba
    Ben Adanalı küçük bir çiftçinin oğluyum. İİBF İşletmeyi bitirdim ve İş Makinesi konusunda yerli üretim yapan bir firmadan – Hidromek – emekli oldum. Yıllarca Adana, Mersin, K.Maraş, Adıyaman illerinde sulama birliklerini işim gereği takip ettim. Baba mesleği Çiftçilikten edindiğim bilgilerle biraz daha işim kolaylaştı tabii ki. Sonuçta TARBİL olarak anılan sistem için çok büyük teknolojik yatırımın tabii ki faydası olur ama, olmasa da mevcut Sulama birlikleri altyapısı ile tüm Türkiye’de ne ekip biçeceğinizi iyi bir ziraat mühendisi ekibi ile rahatlıkla dönüm dönüm planlayabilirsiniz.
    Ama soruyorsunuz ya Ahmet Davutoğlu’na neden bu program uygulanmadı diye. Cevabını yine uluslararası tarım ve endüstriyel tarım patronlarına aramak gerektiğine inanıyorum. Amerika’ya mısır ve mısır şurubu, tütün, haşhaş, kenevir gibi ürünler ile, İsraile tohum ve zirai kimyasallar ile, Hollanda ve İtalya’ya da teknolojik altyapı vb konularda teslim olmuşuz. Bunu yapanlarda içimizde bizi satan vatan hainleridir. Nasıl ki ASELSAN ile milli bir savunma sanayi oluşturabilmiş isek., Tarım Endüstrisinde de milli bir program oluşturmak zorundayız.
    Milli amaçlarla yüzlerce ürünün endüstriyel mamül haline getirdiğinizde Çukurova kadar olmayan Hollanda ile bizden aldığı zeytinyağını şık şişelerle Amerikaya litresini 200₺ satan İtalya tabii ki çılgına dönecektir.
    Tarım Ürünlerinin işlenerek Endüstriyel mamül madde olması, ülkemizin tarımsal imkanlarının Enerji sektörü kadar bir artı değer yaratması kesinlikle mümkündür
    Saygılarımla

Tarım,Tarım Politikaları,Tarımsal Teknoloji: İlişkili Diğer Makaleler

En Son Yayınlanan Makaleler