Kırmızı ette arz yetersiz,talep yüksek

·

18 Ağustos 2015

·

Bu haberde ele alınan konular hakkında hızlı bir genel bakış.

Kırmızı ette arz yetersiz,talep yüksek

18 Ağustos 2015

·

Ali Ekber Yıldırım

·

Haber

Güncelleme: Şub 20, 2024

Gıda,Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’nın hazırladığı Kırmızı Et Stratejisi, uygulanan hayvancılık politikasındaki eksiklikleri,sorunları somut olarak ortaya koyuyor. Kırmızı et arz talep projeksiyonları ve yaşanan sorunların yer aldığı Kırmızı Et Stratejisi’ne göre kırmızı ette arz açığı var.Talep ise artıyor.

Ette arz açığına neden olan 3 sorun

1- Sürülerde gebelik oranı ve döl veriminin düşük olması.
2-Ölüm ve hastalık nedenleriyle yaşanan kayıplar.
3-Etçi ve kombine ırk hayvan sayısının az olması.

Gelişme eğilimleri kaygı verici
Kırmızı et üretimindeki gelişme eğilimleri “kaygı verici” olarak nitelendirilen Kırmızı Et Stratejisi’nde:” Ete olan talep artmaktadır. Üstelik kurbanlık hayvan kesimleri giderek et ihtiyacının en yoğun olduğu yaz aylarına kaymaktadır. Süt fiyatının düşük,et fiyatlarının aşırı yükselme eğiliminde olduğu dönemlerde anaç sayısı daha da azalacaktır.” bilgisine yer verildi.

Gıda,Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı Kırmızı Et Stratejisi’ne göre, besicilikte yaşanan bir çok sorun var. Bu sorunlardan birisi de ekonominin temel ilkelerinden biri olan arz talep dengesinin sağlanamaması. Yüksek girdi maliyetleri, buzağı ölümleri,düşük verimlilik gibi bir çok nedenden dolayı kırmızı ette arz eksikliği yaşanıyor.
Bakanlığın Stratejisi’nde az eksikliğinin nedenleri şöyle sıralanıyor:”Türkiye’de mevcut duruma bakıldığında,sığır besisi,yılda bir en fazla iki dönem yapılmaktadır. Ancak Türkiye’nin kırmızı ette arz yetersizliği vardır. Bu sonucun ortaya çıkmasında 3 önemli sorun sırasıyla; sürülerde gebelik oranı ve döl veriminin düşüklüğü,ölüm ve hastalık nedenleriyle yaşanan kayıplar, etçi ve kombine ırk hayvan sayısının azlığıdır. Bu üç önemli sorun,Türkiye’nin kasaplık gücünü sığırda yüzde 28’den yüzde 23.8’e, küçükbaş hayvanlarda ise yüzde 43’ten yüzde 16’ya düşürmüştür.”
Kırmızı et maliyeti çok yüksek
Kasaplık gücünün azalma eğiliminin yanı sıra karkas ağırlığın da istenilen seviyede olmadığı belirtilen Kırmızı Et Stratejisi’nde: ” Bir ülkede ırk/genotip,sağlıklı çevre,doğru besleme ve sürü yönetimi konularında yeterli başarı elde edilemezse,ne süt ne de et üretiminde istenen hedeflere ulaşılabilir. Bu dört önemli konuda arzu edilen başarı sağlanamadığından,kırmızı et üretim maliyetleri ülkemizde çok yüksektir.Kırmızı et üretiminde işletme açısından uzmanlaşmaya/ ihtisaslaşmaya yönelik bir üretim modeli benimsenmemiştir. Düşük kesim kapasiteli mezbahalar nedeniyle kayıt dışılık artmaktadır. Bir besi materyali hesabı ve üretim planlaması yapmak için mevcut veriler yetersizdir.Mevcut maliyet sistemi,finansal tablolar ve raporlama formatı Avrupa Birliği ile uyumlu değildir.” bilgisine yer veriliyor.
İstikrarsız ortam sektöre zarar veriyor
Türkiye’de besilik hayvan ve besilik materyal yetersizliği yaşandığı hatırlatılan Kırmızı Et Stratejisi’nde: ” Karkas fiyatlarının sürekli artış eğiliminde olması bunun göstergesidir. Arz yetersizliği reforme inek kesimiyle telafi edilmeye çalışılmaktadır. Hayvanını kesime götüren besici bunun yerine koyacak besilik materyal temininde sıkıntı çekmekte veya süt ırkı buzağıyı verimsizlik nedeniyle almak istememektedir.Bu döngünün kesintiye uğraması,devam eden sezonda besiye alınan hayvan varlığında düşüşe neden olmaktadır. Sektördeki ani fiyat değişikliklerine çözüm bulunarak fiyatta istikrar sağlanmalıdır. Karkas fiyatındaki artış et tedarikinin bütün aşamalarına, sonuçta market fiyatlarına yansımaktadır. Bu artışı piyasaya yansıtmamaya çalışan sektör önceden taahhüt ettiği koşullarda anlaşmasını yerine getirebilmek için zarar etmektedir.Bu istikrarsız ortam,sektöre zarar vermektedir.” deniliyor.
Gelişme eğilimleri kaygı verici
Kırmızı et üretiminde gelişme eğilimlerinin kaygı verici olarak nitelendirilen Bakanlığın Kırmızı Et Stratejisi’nde şu değerlendirmeye yer veriliyor:” Ete olan talep artmaktadır. Üstelik kurbanlık hayvan kesimleri giderek et ihtiyacının en yoğun olduğu yaz aylarına kaymaktadır. Süt fiyatının düşük,et fiyatlarının aşırı yükselme eğiliminde olduğu dönemlerde anaç sayısı daha da azalacaktır. İyi ırk, sağlıklı çevre,doğru besleme ve yönetim konularında yaşanan sorunlar çözülemezse,bu durum anaç hayvan sayısındaki azalmayı ve kasaplık gücün düşmesini tetikleyecektir.”
Fiyatı Ulusal Et Konseyi belirlesin
Çiğ süt fiyatının belirlenmesi görevini Ulusal Süt Konseyi’ne bırakan Gıda,Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı, benzer bir uygulamayı kırmızı ette de uygulamak istiyor. Kırmızı Et Stratejisi’nde bu konudaki öneri şöyle ifade ediliyor:” Ulusal Kırmızı Et Konseyi tüm aktörlerin katılımıyla,belli aralıklarla kesim fiyatının belirlenmesi ve sistemin tesis edilmesinde koordinasyonu üstlenmelidir. Bu sistemde ırklara göre besilik materyal fiyatları da belirlenebilir. İstikrarlı bir piyasa temini için yurt dışındaki fiyatları ve yurt içindeki dinamikleri dikkate alarak kesim fiyatları belirlenmelidir..”

Kırmızı Et Arz Talep Projeksiyonu
Gıda,Tarım ve Hayvancılık Bakanlığının “Kırmızı Et Stratejisi”ne göre , Türkiye’de kişi başına kırmızı et üretimi 13 kilogram. Avrupa ülkelerinde domuz eti dahil yaklaşık 62 kilogram. Dengeli beslenmede kişi başına yıllık kırmızı et tüketiminin yaklaşık 33 kilogram olması gerektiği göz önüne alındığında,Türkiye’de kırmızı et üretiminin artırılmasına yönelik çalışmalara,pratik ve sürdürülebilir politikalara ihtiyaç olduğu ortaya çıkmaktadır.
Sektörde fiyat istikrarsızlığı bulunmaktadır. Bunun en büyük sebeplerinden birisi arz-talep dengesizliği diğeri de sektörde sürdürülebilirliğin olmamasıdır. Bu durum özellikle hayvansal ürünlerde daha sık ve yaygın olarak görülmektedir. Sektördeki arz-talep dengesine kırmızı et açısından bakıldığında,son yıllarda arz açığı olduğu ve buna bağlı olarak fiyatların sürekli artış eğiliminde olduğu dikkat çekmektedir. Burada özellikle gelir düzeyinin belli ölçüde olması ve artan nüfus ile birlikte iç talep artışı önemli rol oynamaktadır. Artan talebi ithalatla karşılamak da ülkemizdeki üreticiler ve tüketiciler açısından uzun vadede sürdürülebilir bir politika olarak görülmemektedir. Bunun en önemli gerekçesi olarak da dünyada az sayıda kırmızı et ihracatçısı ülkenin olması gösterilebilir. Bütün bunları dikkate aldığımızda, Türkiye’nin stratejik,sürdürülebilir ve akılcı bir tarım ve hayvancılık politikası geliştirmesi, var olan potansiyelini eniyi şekilde kullanarak kırmızı et sektörünü canlandırması,rekabet gücünün artırılması,sağlıklı ve güvenli bir şekilde iç talebi dünya fiyatlarına yakın bir şekilde karşılamayı hedeflemesi gerekmektedir. İthalatla karşılanamayacak kadar stratejik öneme sahip bir ürün olan kırmızı ette sürdürülebilir üretim planlaması ve destekleme politikası geliştirebilmek için geleceğe yönelik tutarlı arz ve talep projeksiyonlarının yapılması ciddi önem arz etmektedir.

Kırmızı et ihtiyacı 2023’te 1.6 milyon ton olacak
Bakanlığın Kırmızı Et Stratejisi’ne göre, Türkiye’nin 2023 yılında kişi başına et tüketimi 17 kilogram, toplam et ihtiyacı ise yaklaşık 1.6 milyon ton olacak. 2023 yılında 85 milyon 153 bin 647 kişi olacağı tahmin edilen ülke nüfusunun yanı sıra yılda yaklaşık 63 milyon turistin ülkeye geleceği tahmin edilerek yapılan hesaplamaya göre, bir turistin ortalama 10 gün konakladığı ve günlük 225 gram kırmızı et tükettiği öngörülüyor. Turistlerin tüketimi ve iç tüketim hesaplandığında yıllık kırmızı et ihtiyacının 2023’te 1 milyon 590 bin ton olması tahmin ediliyor. İhtiyaç olan bu etin 1 milyon 192 bin 500 tonunun büyükbaş hayvandan, 397 bin 500 tonun ise küçükbaş hayvandan sağlanması hedefleniyor.

Kırmızı ette üretim artışı ve fiyat dengesi için öneriler
— Süt ve et üretiminde kontrolün sağlanabilmesi için et,süt ve yem borsalarının hayata geçirilmesi gerekiyor.
— Mevcut hayvan varlığı içinde kasaplık güç artırılmalıdır.
–Hayvan barınma koşulları iyileştirilmelidir.
–Yemden yararlanma oranı artırılmalıdır.
— Karkas ağırlığı artırılmalı ve karkas sınıflandırma sistemine geçilmelidir.
— Besi işletmelerinde en önemli maliyet kalemlerinden biri yem sorunudur.Bu nedenle kendi kaba yemini üretebilen besi işletmeleri desteklenmelidir.
— Yerli hayvan genetik kaynaklarının korunması ve bu hayvanlarla mera besisinin teşvik edilmeli.
— Besi işletmelerinin desteklenmesinde,sadece hayvancılıkla uğraşan,emek yoğun çalışan,kaba yemini kendisi üreten,kar-zarar hesabı yapabilen,pazara dönük üretimde bulunan küçük-orta ölçekli aile hayvancılık işletmelerinin kurulması ve yaygınlaştırılması teşvik edilmeli.
Büyük ölçekli üreticilerin küçük ölçekli üreticilere zarar verecek şekilde piyasaya hakim olmaya başlayacağı gibi bir tehlike de göz ardı edilmemelidir.
–Damızlık etçi sığır işletmelerine başlatılan düşük faizli kredi uygulaması ve desteklemeler uzun vadeli ve öngörülebilir şekilde düzenli olarak devam ettirilmelidir. Bu desteklemeler sadece damızlıkla sınırlı olmamalı,besilik ırka özel bir oranda hayvan başına verilmelidir.
— Küçükbaş hayvanlar doğal kaynakları daha iyi değerlendirdiğinden,küçükbaş hayvancılık özendirilmeli ve küçükbaş hayvan varlığı olabildiğince yükseltilmeli.
— Türkiye’de kırmızı et açığının sadece büyükbaş hayvan etinden karşılanması mümkün değildir. Bu nedenle küçükbaş hayvan etinin tüketimini özendirecek kampanya ve propagandaya ihtiyaç var.
— Kırmızı et üretiminin yüzde 87’si büyükbaş, yüzde 13’ü küçükbaş hayvanlardan sağlanıyor. Küçükbaş hayvancılığın payı kısa ve orta vadede yüzde 20-25’e çıkarılmalı.
— Hayvancılık işletmelerinde kullanılan elektrik ve su sanayi tarifesi üzerinden ücretlendirilmeli.

Türkiye’de kişi başına kırmızı et üretimi(Kg)

YIL ÜRETİM
2000 7.24
2003 5.3
2007 8.17
2009 5.7
2011 10.4
2014 14

Bu haber ile ilgili yapılan yorumlar

Güncel: İlişkili Diğer Haberler

En Son Yayınlanan Makaleler