Çiftçi, tarımsal destek ve kredilerde düzenleme istiyor

·

27 Aralık 2018

·

Bu haberde ele alınan konular hakkında hızlı bir genel bakış.

Çiftçi, tarımsal destek ve kredilerde düzenleme istiyor

27 Aralık 2018

·

Ali Ekber Yıldırım

·

Haber

Güncelleme: Şub 20, 2024

Çiftçi, tarımsal destek ve kredilerde düzenleme istiyor

Adana Çiftçiler Birliği, 2019’a girerken yayınladığı “Tarım Raporu” ile tarımsal desteklemelerde ve zirai kredilerde köklü düzenlemeler yapılmasını istedi.

Tarımsal desteklerin üretim maliyeti,piyasa fiyatı dikkate alınarak belirlenmesi gerektiğini vurgulayan Adana Çiftçiler Birliği Başkanı Mutlu Doğru şu bilgileri verdi:”Tarımsal desteklemeler için bütçeden her yıl önemli miktarda kaynak ayrılmaktadır. Ancak bu destek kalemleri içerisinde hedefine ulaşmayan ve verimliliğe yansımayanlar vardır. Bu desteklerle ilgili bizler gibi gerçek çiftçi temsilcilerinin de görüşü alınarak etki ve fayda analizlerinin yapılması ve bazı destekler gerekirse kaldırılarak daha etkin bir destekleme kararnamesi hazırlanmalıdır.”

Adana Çiftçiler Birliği’nin “Tarım Raporu” nda yer alan tarım sektörünün sorunları ve çözüm önerileri özetle şöyle ifade ediliyor:

Destekler üretimden önce açıklansın

Arz açığı olan stratejik tarım ürünlerinin ekimini teşvik için fiyat fark desteği uygulaması devam etmelidir. Bu desteklemeler her yıl üretim miktarları, piyasada oluşan fiyatlar ve üretim maliyetleri göz önüne alınarak hesaplanmalı ve yılbaşı civarında açıklanmalıdır. Susam gibi dışa bağımlı olduğumuz ve geleneksel gıdalarımızdan olan ürünler de bu destekleme kapsamına alınarak üretimi arttırılmalıdır.

Desteklemelerin iki temel amacı vardır: Çiftçiyi ihtiyacımız olan ürünleri ekmeye teşvik ve üretim maliyetlerini düşürerek tarımı sürdürülebilir hale getirmek. Bu iki hedefe ulaşmak için destekleme kararnamesini çiftçi ekim desenini belirlemeden, yani yılbaşından önce açıklamak ve geçmiş yılın destekleme ödemelerini ise finansmana en çok ihtiyaç duyulan ekim zamanı yapmak gerekir. Yaşanan gecikmeler nedeniyle destekler bu hedeflere ulaşamamaktadır.

Gübre ve mazot desteği artırılsın

Çiftçimizin bitkisel üretimde en önemli sorunu gübre ve mazot gibi temel girdi maliyetlerinin yüksek olmasıdır. Hayvansal üretimdeki yem maliyetlerinin yüksek olması da bitkisel üretimdeki yüksek maliyetlerden kaynaklanmaktadır. Bu maliyeti düşürmek için desteklerin tabana yayılması ve her çiftçinin faydalanması açısından bu iki kalemin desteklerinin arttırılması gerekmektedir.

Döviz düştü fiyat düşmedi

Çiftçimizin önemli girdilerinden olan zirai ilaç ve bitki besleme ürünlerinin büyük bir bölümü ithal edilmektedir. Kurlardaki artıştan dolayı fiyatları yüzde 80 civarında artan bu ürünler, kurların düşmesine rağmen fiyatlarını geri çekmedikleri için çiftçimizin üretim maliyetleri üzerinde olumsuz etki yaratacaktır. Bu ürünlerin gümrük giriş fiyatları ile perakende satış fiyatları tespit edilerek gerekli tedbirler alınmaz ise bu yüksek maliyetler tarımsal ürün fiyatlarına ve verimliliğe de yansıyacaktır.

Hasat zamanı ithalat yapılmasın

Tarımsal ürün piyasaları çok kırılgan ve spekülasyonlara çok açıktır. Bu nedenle hasat zamanı gümrük vergilerinin düşürülmesi, ithalat yapılması veya Toprak Mahsulleri Ofisi(TMO)gibi kamu kurumlarına ithalat yetkisi dahi verilmesi çiftçimizin piyasalarını olumsuz etkilemektedir. Hasat zamanı bu gibi haberlerin yayılması bile piyasaları olumsuz etkilediğinden bu konuya azami dikkat gösterilmeli ve hasat zamanı ithalat yapılmayacağı güvencesi piyasaya verilmelidir.

Meyve ve sebzede pazarlama zincirleri oluşturulmalı

Yaş meyve sebzede üreticinin tarla fiyatı ile tüketici fiyatları arasındaki uçurum devamlı gündeme gelmekte ve çare olarak hal yasasında değişiklik yaparak çözüm aranmaktadır. Bu sorun ancak üreticilerden direk alım yapan ve satış ağı çok geniş market zincirleri, üretici kooperatifleri satış noktaları veya üretici birliklerinin kuracağı pazarlama zincirleriyle çözüme kavuşabilir. Buralarda satılacak ucuz sebze ve meyve piyasayı da regüle edecektir.

Koyun çiftlikleri kurulmalı

Anadolu iklimi ve bitki örtüsüyle küçük baş hayvancılığa daha elverişlidir. Büyük baş hayvancılık öncelikle süt için desteklenmelidir. Sütten kazanan çiftçi doğal olarak erkek et materyali de üretecektir. Açığımız da küçük baş hayvancılığa verilecek destekle kapatılmalıdır. Küçük baş hayvancılık hala yörükler ve çobanlar eliyle yapılmakta, modern koyun çiftlikleri kurulamamaktadır. Yeni ve verimli cinslerle, Doğu Anadolu ve İç Anadolu iklimine uygun büyük koyun çiftlikleri kurulması için politikalar üretilmeli ve teşvik edilmelidir.

Çiğ süt primi aylık ödensin

Çiğ süt primleri piyasa şartlarına göre aylık olarak belirlenmelidir. Ocak ayının çiğ süt primi Mart ayı sonunda askıya çıkarılarak en geç Nisan ayı sonunda ödenmeli ve bu sistemin her ay takibi ile çiftçinin hesabına aylık çiğ süt prim desteği yatırılmalıdır.

Süt üretiminde kalite ve verimlilik arttırılmasına, modern süt üretim çiftlikleri kurulmasına rağmen üreticilerimiz zarar etmektedir. Çiğ süt piyasalarını regüle etmek için süt tozu üretim tesislerinin sayısı arttırılmalı ve süt tozu ihracatına teşvik verilmelidir. Ulusal süt ürünleri üreten firmaların piyasayı Ulusal Süt Konseyi aracılığıyla kontrol etmesi, süt hayvancılığımız için önemli bir tehlikedir. Yerel mandıraların kurulması ve yerel markaların oluşması için Kalkınma Ajansları ve Kırsal Kalkınma fonundan yatırım teşvikleri verilmelidir.

Tarımsal kredilerde düzenlemeler yapılmalı

Tarım sektörü bankalar tarafından son yıllarda en cazip müşteri konumuna gelmiş ve çeşitli finansal enstrümanlarla çiftçilere kredi imkanları sunmaya başlamıştır. Ziraat Bankası ve Tarım Kredi Kooperatifleri tarafından sübvanseli olarak finanse edilen tarım sektörümüzün özel bankalardan aldığı kredi miktarlarının artması ileride önemli bir sorun haline gelmeden, tarımsal Kredi Garanti Fonu( KGF) imkanlarıyla bu kredileri uzun vadeye yaymak gerekebilir.

Ziraat Bankası tarafından verilen sübvanseli tarımsal kredilerin diğer kamu bankaları tarafından da verilmesi dosya yükünü hafifletecek, rekabetle daha iyi hizmet imkanı sağlayacaktır.

Tarımda yılda bir kez gelir olması ve iklimsel değişimler neticesi üst üste iki yıl boyunca aynı verim ve gelir olamayacağı düşüncesiyle tarımsal işletme kredi vadeleri 24 ay olmalıdır. Her 6 aylık dönemlerde sadece faiz tahsilatı yapılmalıdır. Bu uygulanırsa çiftçinin sermayesine karışmış olan kredileri de 2 yıl içinde tamamen kapatması veya riskini azaltması da mümkün olacaktır

Bu haber ile ilgili yapılan yorumlar

  1. ahmet BAYKARA 28 Aralık 2018 - 07:50 - Yanıtla

    yukardakı bahsı geçen bir çok proje desteklenmelı koyun çiftliklerı köy kooplar gibi üretim amaçlı olmalı son 15 senedır oldugu gıbı değil 3/5 kişilere buyuk kredıler vererek değil genele yaymak ve denetımlı olmalı her köyde 1 veterıner ve 1 zıraat muhendısı barındırılmalı ve yetkı denetım kontrol mekanızması saglanmalı .devletın kabahatı verılen kredı destek hıbelerın takıpsızlıgı denetımsızlıgı çalanın aşıranın yada hiç edenın yanınakar kalmamalı mazlumun ahı fakırın ahı ne olacak,agalar 2/3 sene sonra kılıfına uyduruyor hiç edılıyor zarar beyan edılıyor ama ya tarla alıyor ya ev alıyor yada araba yadatraktör değiştiriyor,2019 denetımlı kontrollu yabancı tohum şirketlerının alanı daraltılmalı yerlı ve mıllı tohumculuk ,saglanmalı üretım çeşitlendırılmelı 2019 köy koop yada tarımsal kalkınma koop lerının yılı olmalı hayvancılık sutculuk ve et besı için koopler olmazsa olmaz.

  2. İznikli Çiftçi 9 Ocak 2019 - 16:45 - Yanıtla

    Ziraat Bankası tarimsal kredileri yuzde 11 faiz oranı ve 12 ay vade ile yapilandırdik dediler. Şube ile görüstüm boyle bir uygulama yoktur dediler. Her söylenilen YALAN! Çiftçi kredilerine futbol kulupleri ve hurriyet gazetesine yapıldığı gibi 2 sene ödemesiz 10 sene vadeli yapılandırma yapsınlar da üreticiler olarak 1-2 senede toparlanıp doğru düzgün üretim yapalım. Hem devlete hem de kendimize faydamız olsun. Hepimiz icralık olmak üzereyiz.

Güncel: İlişkili Diğer Haberler

En Son Yayınlanan Makaleler